Kuraklık Kapıda...Tehlike çok büyük: 60 yılda 60 gölü kuruttuk


Geçtiğimiz aylarda Akgöl, Karagöl ve Tecer tamamen kurudu. Son olarak tarımsal sulamada kullanılan ve bölgenin en büyük barajı olan Kırklareli’ndeki Kayalı Barajı çöl oldu. Uzmanlar, “Gölümüzü yaşatamazsak, göletleri de, tarımı da, canlıları da yaşatamayız. Geriye dönüş mümkün” diyor.

Türkiye’de artan kuraklık ve bilinçsiz su kullanımı yüzünden göllerimiz birer birer kuruyor. Bilinçsiz sulama, kaçak sondajlar, maden ocakları ve kaynak derelerine su akışını engelleyen göletler nedeniyle birçok göl kuruma tehlikesi altında. Geçtiğimiz aylarda Akgöl, Karagöl ve Tecer tamamen kurudu. Son olarak Kırklareli’ndeki Kayalı Barajı çöl oldu.


Türkiye’deki tüm göllerde sorun olduğunu belirten Türkiye Tabiatı Koruma Derneği bilim danışmanı, göl uzmanı Doç. Dr. Erol Kesici, son 60 yılda 60 gölün kuruduğunu belirterek, “Aşırı şekilde maden ocaklarının, taş ocaklarının açılması hem su kirliliğine hem de bütün göllere zarar veriyor. Konya’da birçok göl tarihten silinmiş durumda. Akdeniz bölgesinde irili ufaklı 15’ten fazla göl tamamen kurudu. Burdur çevresinde 8-10 gölümüz coğrafyadan silinme durumunda. İç Anadolu’da çok sayıda gölümüz kuruma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bir kısmı da kurumuş vaziyettedir” dedi.

KURU TARIMA GEÇİLMELİ

 

Türkiye’de yüzde 75-80’e varan oranda vahşi tarımda kullanılmak üzere su kullanıldığını belirten Kesici, “Damla ve yağmurlama yöntemiyle yapılan tarım çok az. Kesinlikle bizim kuru tarıma geçmemiz gerekiyor. Sulama nedeniyle Beyşehir gölü 25 metreden son 10-15 yıl içerisinde 3-4 metreye kadar geriledi. En tehlikeli olan da su azaldıkça kirliliğin daha çok artıyor olması” diye konuştu. İçilebilecek olan suyun giderek azaldığını vurgulayan Kesici, “Bırakın tarım yapmayı böyle gidilirse küresel etmenlerinde etkisiyle çok ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağız. Göllerin kurutan bir başka neden ise yeraltı sularının kuruması. Kaçak çok sayıda kuyu var. Bunların denetimleri zor değil. İlk önce gölümüzü yaşatmak durumundayız. Gölümüzü yaşatamazsak, göletleri de, tarımı da, canlıları da yaşatamayız. Geriye dönüş mümkün. Artık su sudan ucuz değil” dedi.

"TEHLİKE TÜM GÖLLERDE"

Tarım politikasında su kullanımına özen gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz da şunları söyledi: “Türkiye’de son dört ay içerisinde ciddi bir kuraklık var. Bu kuraklık Türkiye’nin her tarafına yayılmış. Tarımın çoğunluğu vahşi sulama ile yapıldığı için elimizdeki suyu da fazla kullanıyoruz. Bu yetmiyor gibi bir de yeraltı sularını da kullandık. Bunun sonucu olarak da Türkiye’nin her tarafında kuraklık görülmeye başlıyor. Türkiye’de bilinen bütün göllerde bir tehlike söz konusu şu an. Özellikle tarım politikamızı gözden geçirmemiz gerekiyor. Tarım politikasında su kullanımına özen gösterilmesi gerekiyor. Çok fazla su isteyen ürünlerden daha az su isteyen ürünlere geçmek gibi. Değişik rejimleri denemek zorundayız.”

KURUYAN GÖLLER

Karagöl, Avlan Gölü, Girdev Gölü, Keklicek Gölü, Manay Gölü, Tecer Gölü, Mamak Gölü, Genceli Gölü, Kestel Gölü, Akşehir Gölü, Meke Gölü, Samsa Gölü, Kulu Gölü, Ereğli Sazlıkları, Akgöl, Tersakan Gölü, Bolluk Gölü, Musalar Gölü, Ilgın Gölü, Yay Gölü, Seyfe Gölü, Tuzla Gölleri, Acı Gölü, Işıklı Gölü, Amik Gölü, Girdev Gölü, Keklicek Gölü, Manay Gölü, Mamak Gölü, Genceli Gölleri, Burdur Gölü, Çorak Gölü, Yazır Gölü, Karataş Gölü, Gölhisar Gölü, Karamık Sazlığı, Gölcük Gölü, Hotamış Gölü, Uyuz Gölü, Eşmakaya Gölü, Turna Gölü, Sülüklü Gölü, Bezirci Gölü, Eşmekaya Sazlığı Gölü, Tersakan Gölü, Bolluk Gölleri, Musalar Gölü, Kaz Gölü, Kellah Gölü, Büyük ve Küçük Göl, Türkoğlu Gölü, Azap Gölü, Seki Gölü, Kuyucak Gölü, Akdoğan Gölü, Aygır Gölü, Gölbaşı Göllü, Aktaş Gölü, Çıldır Gölü, Haçlı Gölü, Turna Gölü, Nazik Gölü, Tortum Gölü, Kurugöl Gölü.

"SU BİTTİ, SÖZ DE BİTTİ"

Kuruyan Kayalı Barajı ile ilgili Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Göksal Çidem şunları dedi:

“Kayalı bölgenin en büyük barajıydı. Kuraklıktan su tamamen bitti. Su bitti, söz de bitti. Edirne suyunu buradan alıyordu. Bilim insanları artık çığlık atıyor. Herkesin bunun farkına varması gerekiyor. Uzun süredir Istrancalara kar yağmadı. Istrancaların üst kesimlerinde çok yoğun bir madencilik faaliyeti var. Bunun da etkileri var. Patlatmalı madencilik yapılıyor. Bu da yeraltı sularını etkiliyor. Barajın kurumasından dolayı derelere su salınamayacak. Bu nedenle de buradaki ekosistem yok olacak.”

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.