Mazlum-Der, İzmit’te yapılan başörtüsü gösterisine izinsiz müdahaleyi şiddetle kınadı. Dün 83. düzenlenen başörtüsü eylemine 5 bin kişi katılmıştı.
Üçyıldır Kocaeli'de düzenli şekilde başörtü yasağını protesto etmek amacıyla toplanıp basın açıklaması yaptıktan sonra olaysız dağılan öğrenciler, dün polisin şiddetiyle karı karşıya kaldı. Yürüyüş için daha önceden izin alınmasına rağmen vatandaşları engelleyen emniyet görevlileri,engellemelere rağmen yürümek isteyen vatandaşlara panzer ve biber gazı ile müdahale eden polisler, çok sayıda kişinin yaralanmasına neden oldu.
Başörtüsü yasağını protesto etmek için Kocaeli’nde toplanan vatandaşlar, polisin acımasız saldırısına maruz kaldı. Mazlum Der Kocaeli Şubesi tarafından düzenlenen başörtüsü yürüyüşüne Kocaeli Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polisler müdahale etti. Çıkan arbedede çok sayıda kişi yaralandı. Polis biber gazı ve zırhlı araçlarla göstericilerin yürümesini engellemeye çalıştı. Kocaeli çevresindeki 5 ilden gelen Mazlum Der Şubesi’ne bağlı kadın çocuk ve aileler de müdahaleden nasibini aldı. Polisin müdahalesi ile çıkan arbedede çok sayıda kişi yaralandı. Çocuklar, babalarının kucağına sığınarak ağladı. Polis, göstericileri panzer ve biber gazı ile dağıttı. Mazlum-Der tarafından düzenlenen ‘Başörtü Yürüyüşü’ ne katılmak için başta İstanbul olmak üzere çevre illerden gelen bin civarında kişi, İzmit Merkez Bankası önünde dün sabah saatlerinde toplandı.
Yaklaşık 5 bin kişinin tahmin edilen yürüyüş için Valilik’ten izin alınmadığını gerekçe gösteren Kocaeli Emniyet Müdürlüğü, izin vermedi. Dernek yöneticileri ile polis ekipleri arasında süren uzun görüşmelerden de sonuç çıkmadı. Emniyet Müdürü Hüseyin Namal, başörtüsü yasağını protesto etmek için toplanan vatandaşlardan sadece basın açıklaması okunup dağılması istedi. Dernek yöneticileri, Ankara’dakilerin yürüdüğünü belirterek kendilerinin de yürümek istediğini iletti.
Polis ekipleri izin vermeyince, göstericiler yürüyüşe geçince polis ekipleri müdahale etti. Olaya, polis ekipleri, biber gazı ve panzerlerle müdahale etti. Daha sonra göstericiler ile polis arasında kovalamacalar başladı. Çıkan arbedede çok sayıda kişi çeşitli yerlerinde yaralandı. Kargaşa arasında kalan çocuklar ise babalarına sarılarak sinir krizleri geçirdi. Müdahaleden sonra dağılan göstericiler tekrar toplanınca emniyet yetkilileri, Sabri Yalım Parkı’na kadar yürümelerine izin verdi. Bu arada, Sakarya Başörtüsü Platformu 83. Başörtüsü eyleminde Kur’an neslini inşa için direnişin devam edeceği vurgulandı. Sakarya Başörtüsü Platformu adına SABED Başkanı Kemal Alpay “Biz Sakarya Başörtüsü Platformu olarak yeniden Kur’an neslini inşa edebilmek ve onuru için direnmenin örnekliğini ortaya koyabilmek için her hafta buradan sesimizi yükseltiyoruz. Rabbimizin izni ve yardımı ile yükseltmeye de devam edeceğiz” ifadesi ile bitirdi. Öte yandan, Akyazı Başörtüsüne Özgürlük Platformu ise 10’uncu basın açıklamasında yine özgürlükten yana tavır koyarak, “Akyazı başörtüsüne özgürlük platformu olarak bizler burada anayasanın kişilere verdiği eşitlik hakkının ihlal edildiğini, bu ihlalin düzeltilmesini gerektiğini, bunu düzeltmesi gerekenlerin ülkeyi idare edenler olduğunu dile getiriyoruz. Bu sese mutlaka kulak vermeliler diyoruz. Önümüzdeki günlerde seçilecek olan Cumhurbaşkanımızda cumhurun başı olarak tesettür ve başörtüsü konusuna mutlaka hassasiyet gösterip tek tip ve yasakçı zihniyetlerle hareket etmeyeceğini umuyoruz” ifadelerine yer verdi.
SABRİ YALIM PARKI’NA KADAR YÜRÜYÜŞE İZİN VERİLDİ
Yapılan karşılıklı görüşmelerin ardından Emniyet Müdürü Hüseyin Namal grubun Sabri Yalım Parkı’na kadar yürüyebileceğini açıkladı. Bunun üzerine grup Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin önünde bulunan Sabri Yalım Parkı’na kadar yürüdü. Burada dernek başkanı Gergerlioğlu ve eyleme destek veren sivil toplum kuruluşu temsilcileri birer konuşma yaptı.
GERGERLİOĞLU: YASAL BAŞVURUMUZU YAPTIK
Mazlumder Kocaeli Şube Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu yaptığı konuşmada, bütün izinlerin alınmasına rağmen emniyet güçleri tarafından engellenmek istendiklerini söyledi. “Bu memleket kimin? Bu memleket Ankara’ya darbe yapmak için yürüyenlerin memleketi mi?” diye soran Gergerlioğlu, “Tamamen yasa dışı bir şekilde demokratik yürüyüş hakkımız zorla engellenmek istenmiştir. Ama biz 104 haftadır yılmadık ve yılmayacağız” dedi.
Türkiye’de başörtüsü yasağının 1968’de Hatice Babacan’la başladığını hatırlatan Gergerlioğlu, yasakların sorumlusunun başörtülüler olmadığını kaydetti. Türkiye’de başörtülülerle başı açıklar arasında bir sorun yaşanmadığına dikkat çeken Gergerlioğlu, “Başörtülüler Arabistan’a gitsin!” diyen Eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e de tepki gösterdi. “Biz Çanakkale şehitlerinin torunlarıyız hiçbir yere gitmiyoruz” diyen Gergerlioğlu, sorunun bir metrelik bir bez parçası olmadığını, sorunun din düşmanlığı, İslam düşmanlığı olduğunu söyledi.
CUMHURİYET DEĞİL OLİGARŞİ MİTİNGİ
Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, “Cumhuriyet mitingi” denilerek Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından Ankara’da yapılan mitingi de eleştiren Gergerlioğlu, “Ankara’da bir miting yapmışlar adına Cumhuriyet mitingi diyorlar. Onların cumhurla alakası yok, yapılan da cumhuriyet mitingi değil oligarşi mitingidir. Oligarşi küçük bir azınlığın çoğunluğa hükmetmesidir.” diye konuştu. Başörtüsü yasağı konusunda sessiz kalmaya devam eden Cumhurbaşkanı ve Hükümeti de eleştiren Gergerlioğlu şunları söyledi: “Bu ülkede cumhurbaşkanı darbe için yürüyenlere 220 milyar para aktarıyor ve onlar yürüyor da biz mi yürümeyeceğiz? Toplumsal mutabakat dediler, toplumsal mutabakat sağlanmıştır. Kurumsal mutabakat diyorlar, zorbalarla mutabakat sağlanır mı?”
FATMA BENLİ: DOĞUŞTAN GELEN HAKLARIMIZ ENGELLENEMEZ
AKDER Başkan Yardımcısı Avukat Fatma Benli de eyleme destek vererek bir konuşma yaptı. Kadın haklarından bahsedenlerin ve kadınların sosyal hayatta daha fazla yer almasını isteyenlerin, söz konusu başörtülü kadınlar olunca, “Başörtülü kadınlar hariç” dediğini belirten Benli şunları söyledi: “Bugün halkevlerinden ‘başörtülüler dışarı’ anonsları yapılıyor. Ehliyet sınavlarından başörtülü hanımlar çıkartılıyorlar. Ancak bizler kim ne derse desin bizler yasağa karşı sesimizi çıkardığımız sürece, ulaşabildiğimiz her ortamda ulaşabildiğimiz her yere müracaatımızı yapıp bu yasağı bildirmeliyiz. Türkçe ezan 18 yıl sonra aslına uygun olarak okunmaya başlanmışsa bu yasak da sonunda bizim mücadelelerimizle sona erecektir. İnsan olmaktan dolayı bizim doğuştan gelen haklarımız var ve bunlar engellenemez.”
“Hürriyet aranıyor bulan var mı?”, “İhsan istemiyoruz hakkımızı istiyoruz”, “YÖK başkanı olmanın formülü başörtüsü düşmanlığı” şeklinde dövizlerin taşındığı eylemde, “Yaşasın başörtüsü direnişimiz”, “Yasaklara karşı omuz omuza”, “Darbelere karşı omuz omuza” karşı sloganlar da atıldı.
Mazlum-Der'in konuyla ilgili açıklaması
MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Mustafa Ercan İzmit’te 14.04.2007 günü yapılan gösteriye polisin izinsiz müdahale etmesi hakkında aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.
İZİNSİZ MÜDAHALE SORUŞTURULMALIDIR
MAZLUMDER Kocaeli Şubemizin Kocaeli İnanç Özgürlüğü platformu adına organize ettiği etkinlikte emniyet müdürü Hüseyin Namal’ın talimatıyla polis insanların alana doğru yürümesine izin vermediği gibi, biber gazı sıkmak ve cop kullanmak suretiyle topluluğa izinsiz (haksız) müdahalede bulunulmuştur.
Bilindiği üzere gerek Anayasa 34.madde ve gerek ise 2911 sayılı yasa uyarınca; herkes önceden izin almaksızın gösteri ve toplantı yürüyüşü yapabilir. Nitekim 14.04.2007 günü de bir haksızlığa karşı seslerini yükseltmek isteyen insanlar İzmit’in yürüyüş yolu olarak bilinen bir yerinden yürüyerek bir açıklama yapmak istemişlerdir. Ki, buna ilişkin bildirim Kocaeli Şube başkanımız tarafından yazılı olarak idari makamlara bildirilmiştir. Bu durum tamamen hukukun çizdiği sınırlar içerisindedir.
Hukukun içinde olmayan ise Hukukun izin vermediği müdahaleyi yapmaktır. Polisin hukukun izin vermediği; izinsiz müdahaleyi gerçekleştirmesinin idari, cezai, hukuki ve siyasal sorumluluğu bulunmaktadır.
İnsanlara müdahale eden ve haksız talimatı verenler, yetki ve hukuk sınırlarını aştıkları için disiplin soruşturması yanında, görevi kötüye kullanma, kötü muamele için cezai yönden (TCK 256,257 maddeler ile) soruşturulmalıdırlar. Kullanımını herhalde tartışsak da kamu malı olan gazların yersiz kullanımından doğan zararları sorumluluğu bulunanlar maliyeye ödemelidir. Öte yandan bu tutumların siyasal sorumluluğu hükümete ve özelde de içişleri bakanına aittir. Her türlü sorumluluk gereğini yaptığını ispat etmedikçe sayın bakan görevini yapamadığını kabulle istifa etmelidir. Sorumluluk sahipleri soruşturulmaları yakından takip edeceğimizden şüphe etmemelidirler.
İzmit’te yapılan (hukuktan) izinsiz müdahale sahiplerini kınıyoruz. Hukuku aşılabilir ve duruma göre uydurulabilir bir şekilde kabul etmek mümkün değildir. Hukuk zamana, mekana ve kişilere göre değişmeksizin insanların haklarını koruyan bir değer olmalıdır.
Bu topraklar bizim göz bebeğimizdir. Bu millet bizim göz bebeğimizdir. En önemlisi bizleri bir arada yaşatan değerler, hukuk bizim göz bebeğimizdir. Herkes hukuka saygılı olmalı ve sınırlarını aşmamalıdır.
Ankara Mazlum-Der'in açıklaması:
HAKKIMIZ YASADIŞI İSTEKLERLE ENGELLENDİ
14 Nisan 2007 tarihinde 104 haftadır İzmit’te süren Başörtüsüne özgürlük basın açıklamalarının 3. yılına girmesi dolayısıyla bir yürüyüş düzenlemiş idik. İzmit merkez bankası önünden başlayacak yürüyüş Perşembe pazarı mevkiinde bir basın açıklaması ile sonuçlanacaktı. MAZLUMDER Kocaeli şubesince düzenlenen yürüyüş için Emniyet müdürlüğüne gerekli bildirim yapılmıştı. Vali yardımcısı İdris Kurtkaya imzası ile derneğimize gönderilen yazıda ise 2911 No’lu toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa göre 7 kişilik tertip heyeti oluşturulması gerektiği de tarafımıza bildirildi. Oysa 2911 No’lu kanunun 9. maddesi incelendiğinde tüzel kişiliklerin 7 kişilik tertip heyeti oluşturma zorunluluğu olmadığı, bildirim dilekçesi ve dernek yönetim kurulu kararı fotokopisinin ekte olması ile yasal gerekliliğin tamamlandığı görülmektedir. Bu evrakları sunup yasal prosedürü yerine getirdiğimiz halde yasadışı evrak istemi ile Anayasa 34.madde ve 2911 sayılı yasada yazılı olan; önceden izin almadan gösteri yapma hakkı fiilen izne tabi kılınmış ve engellenmiştir.Yürüyüş yerinde toplanıldığında; yakın bir süre önce yapılan diğer sivil toplum kuruluşlarının gösteri yürüyüşlerinde şu an derneğimizin bildirim usulü dışında hiçbir evrak istenmediğini, bu çifte standardın niye yapıldığını sorduğumuz da Emniyet müdürü Hüseyin Namal “O zaman öyleydi, şimdi böyle” diyerek cevap vermiştir. Şimdi soruyoruz kanun ve yönetmeliklerde hiçbir değişiklik yapılmadığı halde Kocaeli Emniyet müdürlüğünün bu keyfi davranışı neye dayanmaktadır? Emniyet müdürlüğünün önceki birçok gösteri yürüyüşü için istemiş olduğu belgelerin kamuoyuna açıklanması çifte standardı gözler önüne serecektir. Her vatandaşın anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşümüz engellenmiştir. Önceden bildirim yaptığımız halde alana yürüyüşümüz engellenmiş ve binlerce kadın ve çocuk mağdur edilmiştir. Bunun üzerine Sabri yalım parkında açıklama yapmaya zorlandık. Yasal hakkını kullanmak isteyen vatandaşlar coplanmış ve biber gazı sıkılmıştır. Birçok yetişkin ve çocuğun yaralandığı gözlenmiştir. Kafasına cop darbeleri alan ve Doktor raporu alan göstericiler ile Kocaeli Emniyet müdürlüğü hakkında suç duyurumuzu yapacağız. İçişleri Bakanlığı’na Kocaeli Emniyet müdürlüğünün bu anlamsız, hukuk dışı katı tavrını şikayet edeceğiz. Ankara'da yasadışı bir darbeyi isteyenler yürürken, yüz binlerce genç kızın hayatını karatan bu yasağa karşı barışçı bir yürüyüş yapmak isteyenler sert bir müdahale ile karşılaşmışlardır. Ülkede yasaların bu kadar çifte standartlı kullanıldığı görmek hukuk devleti iddiası adına vahim bir durumdur.Bir insan hakları derneği olarak ülkemizdeki yasadışı hiçbir dayatmaya boyun eğmeyeceğimizi ilan ediyoruz.Ömer Faruk GergerlioğluMAZLUMDER Kocaeli şube başkanı
dünya bülteni
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.