BUSHUN TERÖRİST ! DEDİĞİ TÜRK

Bush 'terörizme' karşı mücadelesini anlatırken 'geçen ay Irak'ta öldürdüğümüz türk terörist gibi' deyiverdi! İşte o 'tehlikeli türk terörist'

BUSH NE DEMİŞTİ? HABERİ GORMEK ICIN TIKLAYINIZ




İşgalci ABD'nin yoğun saldırısı sırasında KERKÜK'te öldürülen ANTEP'li MEHMET Yılmaz'ı ABD askerleri, ''Irak'ın Kuzey'inde çok tehlikeli iki türk terörist öldürüldü'' haberiyle duyurdu..

İşte bu tehlikeli 'terörist'

MEHMET YILMAZ-

Mehmet Yılmaz 1966 doğumlu evli ve 7 çocuk sahibi . İlkokulu Gaziantep İstiklal İlköğretim okulunda tamamlamış. 1989 yılında Rusların çekilmelerine yakın Afganistan’a gider ve cihada katılır ilk defa, 1993 yılına kadar süren bu Afganistan sürecinden sonra bir süre Türkiyede kalır , daha sonra ilim tahsili maksadıyla Suudi Arabistan’a gider.

2 sene kadar Mekke’de kalan Mehmet Yılmaz orada bulunduğu süre içerisinde İslami ilimler konusunda kendini geliştirir. Daha sonra Türkiye’ye dönen Yılmaz, arkadaşlarıyla beraber Pakistan’a basketbol topu ithal eden bir ticari şirket kurarlar.

Yine aynı şirket bünyesinde Türkiyede ticaretle meşgul olur, 11 Eylul saldırılarına kadar devam eden bu ticaret hayatı 11 Eylul’le beraber müslüman kıyımının başlaması üzerine bir şeyler yapma gayretiyle 20 arkadaşıyla birlikte Afganistan’a cihad topraklarına giderler.

Antep’den beraber ayrıldığı iki arkadaşından biri şehid olur , diğeri ise iki ayağını kaybeder.

Türk Mücahidlerin olduğu alana bir füzenin isabet etmesi sonucu verilmiştir bu kayıplar.

Kabil bölgesinde cereyan eden bu çatışmalarda bir fiil bulunur Mehmet Yılmaz. Daha sonra arkadaşları Türkiye’ye döner ama kendisi orada kalır. 2005 yılına kadar bölgede kalan Yılmaz bu süre içerisinde cihad içerisinde aktif olarak bulunur . Ama son aylarında Pakistan askeri birimleri tarafından esir edilir 3 ay kalır ve Abd lilere teslim edilir.

2 ay boyunca kaldığı Abd lilerin elinden Türkiye makamlarına teslim edilir, Bir ayda Türkiyede parmaklıklar arasında kalan Yılmaz sonra serbest kalır ama hakkındaki takibat ve izleme devam eder.

Bırakılmasından 8 ay sonra Irak cephesinde cereyan eden çatışmalara katılmak ve işgalcilere karşı mücadele etmek amacıyla bu bölgeye gider. Bu süre zarfında zaman zaman Türkiye’ye döner.

Ama en son gittiği geçtiğimiz Kasım ayından sonra hiç dönmez.

Ailesi Mehmet Yılmaz’ın şehid olduğunu televizyondan bir Abd li askerin ağzından duyarlar. Abd li askeri sözcü açıklamasında Irakta çok tehlikeli iki Türk vatandaşının Kerkük bölgesinde öldürüldüğünü söyler ve operasyonlar hakkında malumat verir. Böylece aile çocuklarının bölgede şehid olduğunu işgalcilerin ağzından duyarlar.

Ta ötelerden gelen şehadet rüzgarına kapılan ve yaşamı boyunca şehadeti kovalayan bir portre Mehmet Yılmaz, onurun , dik duruşun ve direnmenin destanını kendisini feda ederek ortaya koyan hanımı ve çocuklarını bile gaziler kervanına katan bir cihad sevdalısı..

Şehid Mehmet Yılmaz’ın Gaziantep ‘de bulunan evlerini hem taziye ziyareti hemde şehidin mücadelesinden bir şeyler öğrenmek ve dergimiz sayfalarından siz değerli okuyucularımıza ulaştırarak o şehadet rüzgarını bir nebze ciğerlerimize çekme gayret ve iştiyaki ile şehidin kapısını çaldık. Ev, Gaziantep’in Şahinbey ilçesinde birkaç katlı bir yer, bir bölümde taziye ziyaretine gelmiş hanımlar ve çocuklar diğer tarafda da taziye ziyareti için Şehid’in evine gelen erkekler alınmış .

Taziyede bulunanlar genelde klasik manada cenaze evindeki akrabaları teskin ederler üzüntülerini yatıştırırlar bir nebze..

Ama bu evde durum farklı çünkü akrabalarda üzüntü belirtisi yok , belki sevdiklerinden ayrılmanın burukluğu seziliyor ama bir cenaze evi değil , sanki düğün evi , çünkü gelenler kaybedilen değil, kazanılan bir şehidin kutlamasını yapıyorlar.

Afganistan’dan , Irak’a uzanan maceralı bir yolda laf üretmeyip davasının kavgasını vermiş bir şehidin havasını soluduğu evindeyiz .. Baba Mahmut Yılmaz kardeşler Davut ve Cemil Yılmaz sıcak bir şekilde karşılıyor bizleri.

Şehidin kardeşi Davut Yılmaz ile konuşuyoruz ;


Ağabeyiniz Mehmet Yılmaz İslami şuura ne zaman nasıl sahip oldu bu süreç onu nasıl değiştirdi?

Ağabeyim şuur noktasında küçüklükten beri namazını kılardı . Dolayısı ile islami şuur seviyesi küçüklükten itibaren vardı, daha çocuk iken mahallede ve çevrede tanıdığı hocaların yanında vaktini geçirir onlardan etkilenirdi. Çok sağlam bir karaktere ve iradeye sahipti. O zamanlardan mücadeleci kişiliği belli idi.

Peki ailenizin şehidin mücadelesine bakış açısı nedir?

Gerek anne babası gerekse hanımı her zaman şehidimize destek vermişlerdir. Benim içinde bir ağabeyden ziyade daha çok bir dost bir sırdaş bir arkadaş gibiydi. Her zaman mücadelesini severek destekledik ve onunla her zaman gurur duyduk. Mücadelesi noktasında hiçbir zaman engelleyici olunmamış çalışmalarına itiraz edilmemiştir.

Nitekim 1991’de evlendi hanımıda kendisi gibi bir dava neferi idi düşünce yapıları aynı idi ve birbirlerine her zaman destek oldular. Gerek Suudi Arabistan’da gerekse Afganistan’da hep hanımıyla omuz omuza oldu hep birbirlerine destek oldular.

Evet hatta hanımı ve çocuklarınında Afganistanda yaralandıklarını söylemiştiniz nasıl oldu anlatırmısınız ?

Hanımı ve çocukları çatışmaların sıklaştığı bir dönemde Pakistana geçmek için sınıra gittiklerinde bulundukları minibüste Pakistan askerleri arama yapmak isterler. Önde oturan ve mücahidlerin ailelerini koruyan bir adamda silah olduğu fark edilir.

Silahı istenir adam vermez bu arbede sırasında adam havaya yanlışlıkla bir el ateş eder, paniğe kapılan askerler aracı otomatik silahlarla tararlar, bu sırada araçta bulunan silahlı kişi kaçmaya çalışır ama Mehmet Yılmaz’ın karısı ve çcouklarının gözü önünde askerler tarafından vurularak şehid edilir. Bu sırada taranan araçta Şehidimizin hanımı ve Meryem, Belkıs ve Yasemin ismindeki çocuklarıda yaralanır.

Araçta bulunan şoför yaralı olduğu halde aileyi kaçırmayı başarır. Aile yaralı ve bitkin bir halde araçtan inip bir yerlere gitmeye çalışırken Allah cc in yardımı bir yaşlı adam onları görür beraberinde bir hastaneye götürür ve tedavilerini yaptırır , bize ise Hubeyb vakfından bir müslüman durumu bildirince durumdan haberimiz oldu ve aileyi getirttik.

Bu sırada şehidin çocuklarıda odaya girip çıkıyorlar Davut Yılmaz istersek soruyu çocuklara sorabileceğimizi kendilerinin de anlatabileceklerini söylüyor.

Bizde Mehmet Yılmaz’ın küçük oğlu Abdurrahman’a soruyoruz yaşadıkları olayı, Abdurrahman heyecanlı bir şekilde o günü tekrar yaşarcasına birazda utangaç bir halde anlatıyor :

Biz Pakistana gidecekdik bir minibüse bindik ben vardım annem ve diğer kardeşlerim vardı. Birde önde oturan bir amca vardı. Biraz gittikten sonra askerler bizi durdurdular. Ben baktığımda öndeki amca ile askerler tartışmaya başladılar amcanın silahını istediler. O amca silahı vermedi kolundan tutup çektiler o zaman silah patladı ama kimse ölmedi sadece silah sesi geldi , ama askerler karşımızda koşuştular ve bizim minibüsümüze ateş etmeye başladılar o amca arabadan çıktı kaçmaya çalıştı ama ona ateş ettiler o yere düştü, ben ve kardeşlerim çok korktuk Meryem Belkıs ve Yasemin ablam yaralandı annemde yaralandı çok korktuk. Şoför arabayı sürdü bizi kurtardı. Sonra biz arabadan indik nereye gideceğimizi bilmezken bir yerden aşağı doğru inmeye başladık. Orada yaşlı bir amca bizi durdurdu bişeyler dedi ama ben anlamadım . Sonra o yaşlı amca bize yardım etti bizi hastaneye götürdü..

Şehidin kardeşi Davut Yılmaza soruyoruz: Peki ağabeyinizin şehadeti karşısında çevrenin tepkisi ne oldu?

Ağabeyimin bir sözü vardır derki ‘’Benim kardeşlerim dağlarda çöllerde mücadele edenlerdir. Kardeşinin derdiyle dertlenenlerdir. Aksi davrananlar ise bizden değildir’’ derdi dolayısı ile derdimizle dertlenip selam veren taziyede bulunan ve gelip şehidin çocuklarının başını okşayan herkes kardeşimizdir ve onların söyledikleri sözler bizi bağlar , diğerlerinin söylemiş olduğu şeyler ve sığ bakış açıları bizleri bağlamıyor. Çünkü onlar olsada olmasada bizler davamızda sabit kalacağız. Zaten zamanla olumlu ve olumsuz davranışlarda bulunanlar ortaya çıkacaktır. Henüz ağabeyimizin şehadeti yeni olduğundan biraz daha beklemek ve ortamı tahlil etmek gerekecek. Dediğim gibi selam eden gelip hal hatır soranlar bize yeter. Ters tepki koyanlarıda duyuyoruz ama onların İslami şuurlarının eksikliklerine yoruyoruz.

Şehidin cenazesi için bir takım mercilere başvuru yaptınız , yani resmi makamlar nezdinde cenazenizi istiyorsunuz ..

Evet ben bu konuda Dışişleri bakanlığına bir dilekçe gönderdim. Onlarda Musul başkonsolosluğuna ilettiklerini söylediler bize iki gün ile iki hafta arasında bir sürede durumu haber vereceklerini söylediler. Yalnız yaşadığımız en büyük handikap ise Dış işleri nezdinde başvurumuzu yapacağımız bir merci muhatap bulamamamız oldu. Ayrıca Dışişlerinden bir kişi şunlarıda söyledi. ‘’Bizim için pkk ne ise Abd içinde direnişçilerin terörist olduğudur. Dolayısı ile ne olacağı belli değil’’ dediler. Bu konu ile alakalı ilk ve tek örnek olduğumuz söylendi, bugüne kadar ailelerin şehidlerini resmi makamlardan isteme gibi bir durumları olmadığını kendilerininde konuya ne gibi bir tavırla yaklaşılacağını bilmediklerini söylediler. Biz başvurumuzu yaptık ve bekliyoruz.

Peki son olarak bize neler söylemek istersiniz ?

Bundan birkaç gün önce , Afganistan’da 62 Taliban öldürüldü diye bir haber çıktı televizyonlarda. Ben şimdi düşünüyorum, kimbilir o Taliban savaşçıları içinde kaç tane isimsiz mücahid vardı. Ama isimleri hiç telaffuz edilmedi, nitekim benim Allah cc ‘in yardımı olarak gördüğüm bir olay varki oda şudur, Allah( cc), Mehmet ağabeyimin şehadetini bir Abd askerinin ağzından bize duyurdu . Bu asker çıkıp tv’den Mehmet Yılmaz’ın öldürüldüğünü duyurmasaydı şu an hanımı çocukları ve bizler esirmi oldu ? başına ne geldi ? şu an ne durumda ? diye merak edecektik. Hamdolsun ki şu an şehadetini öğrendik, bu Allah cc’in bize bir lütfu ve yardımıdır. O’na hamdediyor ve şükrediyoruz bu konuda.

Bize röportaj fırsatını verdiğiniz için teşekkür ediyoruz. Umarızki en kısa zamanda resmi makamlara yaptığınız çağrıya yanıt gelir ve cenazeyi alırsınız. Allah yar ve yardımcınız olsun


Bende size teşekkür ediyorum.

//////////

Dergi ve camiamız adına şehidin ailesine sabrı cemil diliyoruz tekrar. Ayrıca üzüntülerine rağmen bize gösterdikleri sıcaklıktan dolayı kendilerine teşekkür ediyoruz. Bu arada bir konuya da değinmekte fayda var , bu röportajı yapmaktaki amacımız bir örgütün propagandasını yapmak değil dünya genelinde cereyan eden direniş hareketlerinin meşruluğuna ve orada kendilerini feda eden bu yiğitlerin varlığından ümmetin haberdar olmasıdır. Mehmet Yılmaz’ın mücadeleci kişiliği ve emperyalistlerin çizmesi altında inleyen kardeşleri için kendini feda edip rahat dünya nimetlerine dalmaktansa ahireti tercih edip zor ve zahmetli bir yol olan mücadele yolunu seçmesi umuyoruzki müslüman camiayı kendisine getirir ..

Şehitlere ve Direnişe Selam..!

yuruyus dergisi
Röportaj: Mustafa Seyfullah

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.