Sun Guoxiang ‘in yalanlarını düzeltiyoruz.
Sun Guoxiang, Doğu Türkistan tam gözünüzün önünde, tüm büyüklük ve ihtişamı ile apaçık durmaktadır. Bilmiyoruz ne kadar daha bu gerçeği itiraf etmeden yalanlamaya devam edeceksiniz. Aslında gerçekleri siz ve hükümetiniz herkesten daha iyi bilmektesiniz.
Doğu Türkistan diye bir yer yok tu da, neden 1884 yılında vatanımıza “Xinjiang” demeye başladınız. Madem Doğu Türkistan’ın inkar ediyorsunuz, Xinjiang’ın anlamını izah eder misiniz? Neden, Doğu Türkistan’a “yeni toprak, yeni ülke, yeni kazanılmış toprak” manasına gelen Xinjiang adını verdiniz.
Bu da yetmedi, 1956 senesinde “Uygur Özerk Bölgesi” ifadesini eklediniz. Bu ifade ve Xinjiang ismi dahi sizin inkarlarınızı boşa çıkarmaya yetecektir. Tüm dünya bilir ki; Uygurlar büyük Türk milletinin bir parçasıdır. Doğu Türkistan’da varlığından söz ettiğiniz diğer etnik gruplar olan Kazak, Özbek, Kırgız, Tatarlarda bu büyük milletin ayrılmaz birer parçasıdır.
Evet Doğu Türkistan’da ayrı bir etnik grup vardır. Onlarda 1949 yılında nüfusa oranı %4 olan ve günümüzde hızla sayıları artarak %50 ler civarına gelen Çinlilerdir.
Doğu Türkistan’da halkın durumunun iyi olduğunu savunuyorsunuz. Pekiyi neden Pekin olimpiyatları için gelen turistlerin ziyaret edemeyeceği yerlerin başında Doğu Türkistan geliyor. İnsanların huzur içinde yaşadığını varsaydığınız Doğu Türkistan’da ne gizliyorsunuz?
Dünyanın dört bir yanında Doğu Türkistan ile ilgili çalışma yapmak isteyen gazeteci, araştırmacı ve bilim adamları varken, yapılmış müracaatlar varken neden onlara izin vermiyorsunuz. İzin verdiklerinizi de, peşine ajanlar takarak, girilecek ve girilmeyecek yerler, görüşülecek ve görüşülmeyecek kişiler ile sınırlıyorsunuz.
Birleşmiş Milletlerin, Uluslar arası Af örgütünün büro açmasına neden izin vermiyorsunuz. Doğu Türkistan’da refah ve huzur içinde olanların Çin’den gelen göçmenler olduğunu, bu vatanın sahibi Doğu Türkistanlıların sefalet içinde yaşadıklarını söylemiyorsunuz.
Her ay idam edilen onlarca gençten, halk üstündeki baskıdan, bir milleti kültürü ile yok etme çabanızı bir tarafa bırakıp, varlığını inkar ettiğiniz Doğu Türkistan ismini kullanarak, hayali senaryolarla ortaya çıkardığınız ve Siyasi baskılar sonucu terör listesine aldırdığınız bir örgütten bahsediyorsunuz. Pençelerinizi boğazına geçirmiş olduğunuz bir milletin barışçıl hak arayışını terör ile karalıyorsunuz.
Sayın basın mensuplarından da bir isteğimiz var. Bir daha Sun Guoxiang veya bir başka biri aynı iddiaları dile getirdiğinde yukarıdaki birkaç soruyu sorun. Vize talep ederek Doğu Türkistan’ı gezmek istediğinizi söyleyin. Hepimizin çok iyi bildiğimiz gerçeklerin kamuoyu ile paylaşılmasında yardımcı olun. .......
Dursun SÜYDÜNLÜ
editor@gokbayrak.com
H.Ahmet Yesevi Mah.44.Sok.no:28 K.Sinan
,352 3393965
KAYSERİ/TÜRKİYE
Konsolosluk önüne gelen 50 kişilik grubun Türk ve Doğu Türkistan bayrakları taşıdıkları gözlendi. Grup adına konuşan MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ayhan Küçük, Doğu Türkistan halkına yönelik sürdürülen asimilasyon çalışmalarının artarak devam ettiğini belirterek, "Dönem dönem soykırım halini alan uygulamalarla her yıl yüzlerce Doğu Türkistanlının yargısız infazlarla kurban edildiği, topraklarına el konulduğu, dini vecibelerinin yerine getirilmesinin engellendiği, hakaret ve işkenceye uğradıkları bilinmektedir. Ülke içinde akraba ziyaretlerine gidişte dahi izin belgesi istemek ve yurt dışını çıkış için pasaport vermemek suretiyle sosyal yaşamının ve seyahat özgürlüğünün kısıtlandığını, aykırı hareketlerde bulunanların onlarca yıl cezaevlerinde gayri insani şartlarda yaşamaya zorlandıkları, uluslararası kamuoyu tarafından kaygıyla izlenmiştir. 2008 Olimpiyatları'nın Çin'de yapılacak olması nedeniyle Çin'in insan hakları sicilinde meydana gelmesi beklenen iyileşmelerin 2007 yılındaki uygulamalarla hayal kırıklığına dönüştüğü gözlenmiştir" dedi.
Yapılan gayri insani uygulamaların sadece Uygur Türkleriyle sınırlı olmadığını söyleyen Küçük, "Başta Tibetli rahipler olmak üzere Çin yönetimi tarafından dayatılan standartlara aykırılığı tespit edilen etnik, dini ve siyasi unsurların, özgürlüklerin kısıtlandığı bilinmektedir. Çin yönetiminin gayri insani uygulamalarını protesto etmek için başlatılan yürüyüşe katıldıkları gerekçesiyle 600 Doğu Türkistanlı hanım gözaltına alınmış ve somut bir suç unsuru aranmaksızın 'ayrılıkçı gruplar' nitelemesiyle adil yargılanma haklarından mahrum bir şekilde hapsedilmişlerdir. Çin yönetimi baskıcı politikalarından ve insan haklarına aykırı uygulamalarından acilden vazgeçmelidir" diye konuştu.
Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği sözcüsü Abdullah Eraslan ise, 1970 senesinde 'kültür devrimi' adı altında Müslüman Türk halkının milli değer, örf ve adetleri için 'hurafe' denilerek tarihi kitapların yakıldığını ifade etti.
Aslan, "Camileri, medreseleri, sinema ve ahıra çevir ve birçoğunu yıkmışlardır. Buna karşın 10 bini aşkın insanı Pan-Türkçü ve Pan-İslamcı diyerek idam etmişlerdir. Kızıl Çin, bu bölgede her gün yeni katliamlar düzenlemektedir. Buna karşı çıkan halkı ise idama tabi tutmaktadır. Çin, 600 hanımı gözaltına almış, onları Müslüman ayrılıkçı grupların üyeleri diye hapiste tutmaktadır. Aldığımız bilgilere göre hapishanelerdeki hanımlar işkence görmekte ve onların ailesine de büyük baskı uygulamakta ve bu haberin dış basına yansımaması için Çin makamları o ailelerin telefonlarını kesmiş ve aileleri nezaret altında tutmaktadır" şeklinde konuştu.
Basın açıklaması yapılırken, Çin Konsolosluğu camından bakan 2 bayanın da not aldığı gözlendi. Grup, açıklamanın ardından sessiz bir şekilde dağıldı...
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.