Müslümanların Türkçüleştirilmesi - 4

Müslümanların Türkçüleştirilmesi




Müslüman olduğunu söyleyen kesimlerde karşılaşılan sığınmacı, uzlaşmacı, devletçi hatta Türkçü söylemlerin nedeni demokratikleşme sürecinde oluşturulan kimliğin hala aşılamamış olmasıdır."Türkçülük" Müslüman çoğu kesimin hala aşamadığı bir olgu olarak karşımızda duruyor. Rahmetli Macide Göç Türkmen'in, Cumhuriyet tarihi boyunca Türkçülüğün Müslümanların düşüncelerine ve pratiklerine nasıl bulaştırıldığını inceleyen makalesini Haksöz Dergisi'nin 33. sayısından (Aralık 1993) iktibas ediyoruz:
Demokratikleşme sürecinde rejimin "Türk insanı" yaratma, müslümanları "Türkleştirme" politikalarındaki başarısını Ö. Rıza Doğrul Selamet dergisinin ikinci yılında 27. sayıda şöyle dile getiriyordu: " Türkün İslamcılığı, kendi kendine Türkleşeceği kadar Türkleşmiştir. Türkleşmekle kalmamıştır, bu damgayı Türkiye'deki İslamcılığın bütününe de basmıştır. Yani Türk'ün İslamcılığı da kendine göre bir beynelmileliyet kazanmıştır." Durum böyle olduğu halde Halk Partisi'nin Türk halkının vicdan hürriyetine saygı göstermeyen din politikasını eleştiren Doğrul sorar: "Halk Partisi acaba niçin uyanmıyor ve niçin halkın ruh ve vicdanına girmeye çalışmıyor?"Kurduğu "Türk Muhafazakar Partisi" Sebilürreşad dergisi tarafından bir bakıma övgüyle tanıtılan5 Cevat Rıfat Atilhan'ın, 1950'li yıllarda yazdığı ve uzun süre müslümanların elinden düşürmediği Türk Oğlu Düşmanını Tanı adlı kitabında da, siyonist tehlikenin yöneldiği hedefin öncelikli olarak "Türklük" olduğu belirtilir ve Türklüğün savunusu yapılır.Ve İslamcı dergilerde Türkçülük yanında, Türkiye ve Türkçe tutkusu da ayrıcalıklı yer tutmaya başlamıştır. Bunun içindir ki Büyük Doğu'nun 2 Kasım 1945 tarihli ilk sayısında Peyami Safa, "Türk davalarını ana cereyanlara bağlamadan düşünmeye kalkanların" karanlığa mahkum olacağını ifade ettikten sonra, "Atatürk Türkçesi'ni yerin dibine batıran"ları şaklabanlıkla suçlar.Aynı derginin 23 Ağustos 1946 tarihli sayısında Ömer Rıza Doğrul ise, Akdeniz ve Boğazlar meselesiyle ilgili kaleme aldığı yazısını şöyle bitirir:" Bütün bu hakikatler içinde en büyük hakikat, Türk bağımsızlığı ve Türk vatanının bütünlüğüdür. Her hangi bir tecavüz hırsı uğrunda zerresi feda edilmeyecek bir şey varsa, bu büyük hakikattir. Bu büyük hakikat her Türk için mukaddestir ve hiç bir mülahaza, onun bir zerresini fedaya imkan vermez."Artık müslüman kitlelere "vatan" kavramının ne olduğu da öğretilmiştir. Vatanın menfaati "Türkiye"nin menfaatidir. Ve İslamcı kesimce dönemin sevilen yazarı Nizamettin Nazif, Türkiye'nin menfaatleri açısından "Büyük dostumuz Birleşik Amerikanın" Türkiye'ye gösterdiği sempatiyi övgüyle anlatan bir yazı kaleme alır.6Bu dostluk söyleminden fazlasıyla etkilenmiş olacak ki, dönemin büyük alimi diye takdim edilen Said Nursi de "İnkar-ı uluhiyete karşı" ve "yanında Cevşen-i Kebiri taşı..." tavsiyesiyle ABD çıkarları uğruna Kore'de açılan cepheye gönüllü olarak katılınmasının caizliğini açıklayabilir.7 Zaten 1950 yılında Cumhurbaşkanı seçilen Celal Bayar'a aynı kişi "Cenab-ı Hak sizi İslamiyet, vatan ve millet hizmetinde muvaffak eylesin" temennisi ile telgraf çekmiştir.8 Said Nursi, 24 Şubat 1955 tarihinde İngiltere, Pakistan, İran'ın üye ve ABD'nin müşahid olarak katıldığı Türkiye ile Irak arasında yapılan -ve emperyalist amaçlara hizmet eden-CENTO anlaşmasını tebrik için "namaz tesbihatında kuvvetli bir ihtar" alması iddiasıyla devrin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'na tebrik mektubu da yazar. 9Dönemin İslamcıları arasından sadır olan bu taviz örneklerini çoğaltmak mümkündür. Lakin son olarak kısaca şunları söyleyebiliriz: Bu dönemde Osmanlı'dan devralınan İslami kimlik genel olarak Kur'ani bir netliğe sahip değildir. Rejim, kitlelerin devraldığı bu kimliğin tevhidi bütünlükten uzaklaşmış olmasına rağmen, bu kimliğe bile tahammül edememiştir. Rejim, halkın bütün değerlerini tamamen batılı değerlerle değiştirmeye çalışmıştır.Demokratikleşme sürecinde gerek Batı bloğunun isteklerini karşılayabilmek, gerekse toplumu sistemin işleyişine katabilmek (böylece rejimin işleyişine canlılık getirmek) amacıyla halka kontrollü olarak bir takım imkanlar verilmiştir.Bu kontrollü imkanlardan yararlanmak isteyen müslümanlar, rejimi ürkütmemek adına, CHP politikalarını eleştirirken TC ile oluşan ulusçu kimliğe karşı çıkamamış ve çoğu kere de bütün batıcı ilke ve politikaların taşıyıcısı Mustafa Kemal'in bazı ifadelerini tevil ederek arkasına sığınmak durumunda kalmışlardır.İşte bu süreçte yaşanan yanlışlıklar İslam'a ilgi duyan tüm kesimlere miras olarak büyük olumsuzluklar bırakmıştır. Ve bu olumsuzlukları bugün dahi müslüman kitleler ve çoğu cemaatler genellikle aşabilmiş değildir. Bugün müslüman olduğunu söyleyen kesim ve cemaatlerde karşılaşılan sığınmacı, uzlaşmacı, devletçi hatta yer yer Türkçü söylemlerin nedeni demokratikleşme sürecinde oluşturulan bu kimliğin hala aşılamamış olmasıdır. Dipnotlar1- Büyük Doğu, "Tanrıkulundan Dinlediklerim", Necip Fazıl Kısakürek, 24 Mayıs 1946-İst.2- Büyük Doğu, "Türk Olmak Şartı", Peyami Safa, 21 Aralık 1945 - İst.3- Büyük Doğu, "İdeolocya Örgüsü', 8 Şubat 1946- İst.4- Selamet Dergisi, Ömer Rıza Doğrul, Çift. I, Sayı. 8, 1947.5- Sebilurreşad, 10. sayı, 1948.6- Büyük Doğu, Nizamettin Nazif, 1 Mart 1946- İst.7- Bilinmeyen Yönleriyle Bediuzzaman Said Nursi, Necmeddin Şahiner, 6. Baskı, Yeni Asya Yayınları, 1979 İst.8- Emirdağ Lahiyası, Bediuzzaman Said Nursi, C. 2, s.16, Sinan Matbaası, 1959-İst.9- Dava Dergisi, Sayı. 9, s. 8, 1990- İst.


--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com
-------------------------------------------------------------------------
Şimşekleri üstüne en çok "oyunları bozanlar" çeker!
Zulüm, kısmak istediği sesi nârâ yapar!
Ve bazı ölüler, yaşayanlardan çok daha yüksek sesle konuşur...
Malcolm X onlardandı.
(ALLAH RAHMET EYLESİN)
-------------------------------------------------------------------------

MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA (Son Günleri/Suikast):
http://www.youtube.com/watch?v=Vf8_oZf7nRo#GU5U2spHI_4
--
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR..
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.