Bağdat Seferi mi? BOP Seferi mi?


Tayyip Erdoğan'ın 11 Temmuz 2008'de Bağdat'a giderek Başbakan Maliki ile "Stratejik bir anlaşma yapması", AKP iktidarının BOP'a yeni bir desteğini oluşturuyor. Maliki, ABD, İngiltere ve İsrail'in Bağdat'ın oturttuğu kukla hükümetin yöneticisidir. Tayyip Erdoğan'ın kendisinin de kabul ettiği üzere, Maliki ile "BOP'un stratejik ortaklarından biridir." İki BOP stratejik ortağı, kendi aralarında da ek bir stratejik ortaklık oluşturarak, işi "çifte kavrulmuş" bir hale dönüştürmüşler.


Yapılan anlaşma ile AKP hükümeti, "işgali meşrulaştırma yolunda önemli bir adım atmış" ve ABD'nin önünü açmıştır. Çünkü Washington hem Birleşmiş Milletler'de hem de dünya kamuoyunda "gayri meşru" konumu yüzünden baskı altındaydı. AKP, işgalcilerin gayri meşru konumlarını "meşrulaştırmaları açısından" verdiği destekle, Washington'dan bir ödülü hak etti. Duruma serinkanlı bakalım ve değerlendirelim;


1) İşgalciler tarafından Talabani'nin cumhurbaşkanı, Maliki'nin başbakan yaptırıldığı ve kuzeyde bir Kürdistan kurdurularak başına Barzani'nin getirildiği BOP düzenlemesi AKP hükümeti tarafından desteklenmiş oluyor. ABD işgal suçuna katılacak destek arıyordu; Ankara bu konuda başı çekmiş oldu, hem de süslü ve cafcaflı bir ad takılan stratejik anlaşma ile.


2) Bağdat yönetimi, Arap dünyası da dahil olmak üzere, "göstermelik ve kukla bir hükümet" olarak görülmektedir. AKP hükümetinin bu tavrı, 1 Mart tezkeresindeki ezikliğini telafi etmek içindir. Amaçlardan biri budur.


3) Talabini, Maliki ve Barzani'nin o koltuklara, BOP'u yürütmek üzere oturtulduklarını, "Aptalı oynayanlar dışında" herkes biliyor. Bir süre önce Abdullah Gül Talabani'yi Çankaya'ya davet ederek onurlandırdı ve BOP'u meşrulaştırdı. Erdoğan'ın bu düzen ve yerleştirilenlerle stratejik bir anlaşma yapması, "Dolaylı olarak Irak'ın kuzeyindeki kukla devleti tanıması, kabullenmesi anlamına geliyor.


Hükümet aynı şeyi Kıbrıs konusunda da yaptı, Temmuz 2005'te imzaladığı belge ile, Rumları, Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıdı. Burada da benzer bir dolaylı tanıma" vardır. - Amerika'nın kendi çıkarları için işgal ettiği, kan gölüne çevirdiği Afganistan'a asker ve "sivil yönetici" gönderiyoruz. Afganistan, Amerikan halkının utandığı bir "ikinci Vietnam" olmuş, bizim orada işimiz ne?


- İsrail Lübnan'ı bombalıyor, dümdüz ediyor, TSK "Biz asker göndermeyelim" diyor; AKP çoğunluklu Meclis, "gönderelim" diyor: Gidip İsrail'in pisliğini temizliyoruz. - Ve şimdi Irak; ABD, İngiltere ve İsrail Mart 2003'ten beri hukuk dışı, insanlık dışı bir katliam sürdürmüşler. 1.5 milyon insanı katledip onun iki katını sakat bırakmışlar. Sonra kendi emirlerine bir kukla yönetimi, BOP'u yürütmek üzere oturtmuşlar.


Hitler'in Fransa'yı işgalinden sonra Paris'e oturttuğu gibi.


AKP hükümeti gidiyor, böyle bir kukla yönetimle "stratejik bir anlaşma yapıyor." İşgalcilerin katlettiği, kan gölüne dönmüş bir ülkede, kukla bir yönetimle imzalanan belgenin anlamı ne? Bu "stratejik anlaşmanın" içinde, Erbil'de inşa edilen "stratejik askeri üslerin" de adı geçiyor mu? Hiç sanmıyorum, onlardan Maliki'nin bile haberi olmaz. Sıra İran'da mı?


ABD, hükümeti kendine mecbur kılmak için her şeyi yapıyor. Çünkü İran için Ankara'nın desteği gerekiyor. Türkiye içinde çıkarttığı kaosla, "AKP'ye köprüleri attırmak istiyor; onu dönüşü olmayan bir tünele sokmaya çalışıyor." Devlet kurumlarının bölünmeye çalışılması, darbe senaryolarının yeniden yazdırılmasının arkasındaki neden bu. Yaşadığımız karanlık tablonun içinde "İran sorunu" var. "İran'ın halledilmesi", Kürdistan projesi ile birlikte BOP'un en önemli köşetaşları. 11 Temmuz'da Erdoğan'ın Bağdat'taki kukla hükümetle imzaladığı "stratejik anlaşma" AKP üst yönetiminin bu tuzağa itilmekte olduğunun bir kanıtı gibi. AKP, Amerika için, 1 Mart 2003'te yapamadığını, şimdi başka yollardan sağlamaya çalışırken, "kendisini, seçeneği olmayan çok dar bir alana hapsetmek üzere." Bağdat seferi de AKP için, dönüşü olmayan bir yolun başlangıcı gibi...


Erol MANİSALI/milligörüş portal

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.