Hatırlanacağı üzere Susurluk kazasının ardından sol tüm ülkede sokaklara dökülerek "temiz toplum, temiz siyaset" talebinde bulunmuştu. Bu süreçte ciddi kampanyalar organize edilmiş, devletin işlediği bazı kirli uygulamaları deşifre edilmişti, yine bu dönemde ışık söndürme eylemleri de ciddi ses getirmişti. (Bu eylemlerin hedefine bir süre sonra Refah Partisi oturtulmuş ve Susurluk kampanyası 28 Şubat darbe sürecine destek kampanyasına dönüştürülmüştü.) Susurluk kazasından sonra "unutmayacağız, unutturmayacağız" şeklinde kampanyası yürüten sol, İslamcı Erbakan hükümetine verilen muhtıra ile sözünü unutmuş, tasını, tenceresini toplayıp sokaktan çekilmişti. Fakat şu da kabul edilmeli ki sol, 28 Şubat a kadar etkili bir eylemlilik örgütledi.12 Haziran 2007 de İstanbul Ümraniye Çakmak Mahallesi'nde bir gecekonduda ele geçirilen 27 el bombası, TNT kalıpları ve fünyelerle gündeme gelen Ergenekon soruşturması o günden bu zamana değin yapılan şok gözaltılar ve operasyonlar ve en nihayetinde başlayan davası ile gündemdeki yerini korumaya devam ediyor. Konuyla ilgili politik arenada ve medyada sert tartışmalar yaşanıyor, Ergenekon karşısında alınan tutuma bağlı olarak taraflar keskinleşiyor. Tüm bu tartışmalar, polemikler süre giderken Türkiye de darbe dendiğinde akla ilk gelecek olan sol siyasette de ilginç tartışmalar, gelişmeler yaşanmakta. Susurluk için tüm gücü ile sokaklara çıkan sol; boyutu, ortaya çıkan ilişki ağı ve planları ile Susurluk'u fersah fersah geride bırakan Ergenekon konusunda derin bir sessizlik içinde. Sesini çıkaranların söyledikleri de solu iyice ilginçleştiriyor. Şu açık ki sol Ergenekon karşısında sessiz ve tepkisiz. Kendisini sadece AKP ye karşı konumlandırarak siyaset yapmaya çalışan sol, neofaşist terör örgütü Ergenekon'a karşı düzenlenen operasyonları eleştirmek zorunda hissediyor. Sol da var olan en genel tutum Birgün Gazetesi'nin manşetinde yer alan "Yiyin Birbirinizi" ifadesidir. Birgün'ün bu manşeti yoğun tartışmalara neden olmuş, özellikle liberal-sol çevrelerden yoğun eleştiriler almıştı. Bu manşeti savunan Birgün Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ahmet Tulgar "Türkiye Sosyalist Hareketi'nin olaya insani bir tepkisi olarak değerlendirilmemiş olmasını, özellikle liberal-sol çevrenin ve ulusalcı çığırtkanların, empati ve derin duyumsama yoksunu, dayatmacı ve (ille de bir başka güce) dayanmacı duruşuna bağlıyorum. Bu manşetimize gerek ulusalcı, milliyetçi, Kemalist cepheden gerekse liberal ya da AKP taraftarı ya da sempatizanı cepheden gelen tepkiler üzerine bir sonraki gün yayımladığımız 'Editör' başlıklı yazıda, biri darbeci, faşist, milliyetçi, diğeri neo-liberal, emek düşmanı, dinci, son kertede toplumu zapturapt alma ve sömürü düzenini devam ettirme konusunda buluşacağı aşikâr iki iktidar bileşkesinin birbirine düşmesinden nasıl bir keyif aldığımızı belirtmiştik. Eh, bunca olan bitenden sonra kimse bizim ve okurlarımızın bu keyfine çomak sokamaz." Şeklinde bir açıklama yapmıştı. Görüldüğü üzere Birgün, elinde silah tutanla, seçimle gelen bir partiyi aynı kefeye koyarak kendilerini bu kavgada keyif çıkartan izleyici olarak tanımlıyor. ÖDP' ye yakınlığı ile bilinen Birgün bu açıklamayı yaparken ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, Birgün'ün aksine Ergenekon'un Susurluk'un bir devamı olduğunu, Susurluk dosyasında yer alan isimlerin Ergenekon) kapsamında tutuklanmasının tesadüf olmadığını söylemektedir. Bu kadar zıt açıklamaların aynı siyaseti yürütenler tarafında yapılması sol içinde ciddi bir kafa karışıklığının da olduğunu gösteriyor. Solun Ergenekon karşısında tutum almaması/alamaması gerek sol içinde gerekse sol dışında yoğun tartışmalara neden oluyor. Şimdiye kadar derin devlete dikkat çeken solun, derin devletin en azından bir kısmının ama önemli bir kısmının ipliğinin pazara çıktığı bir dönemde sessiz kalması, kirli ilişkilerin deşifre olması için çaba sarf etmemesi sola yönelik eleştirilerin dozajını da arttırıyor. Sol içinde siyaset yapan Şenol Karakaş da bulunduğu yerden sola yönelik sert eleştiriler yöneltiyor. DSİP üyesi Şenol Karakaş, Sosyalist İşçi ve Taraf Gazetesinde yer alan yazısında Solun Ergenekon karşısında taraf almamasını, Solun içindeki Kemalist damara dayandırıyor. Karakaş a göre 28 Şubat darbesi ardından sol neden sesini kesmişse bugünde aynı nedenden ötürü Ergenekon'a karşı tavır almıyor. Solun "şeriat" karşıtı orduyu ilerici bir odak olarak görmesi de solun bu sessizliğini besleyen bir olgu olduğunu belirten Karakaş 28 Şubat travmasından kurtulamayan solun sessizliği ile gerçek bir terör örgütü olan Ergenekon'u meşrulaştırdığını söylüyor. Sol içerisinde Ergenekon karşısında ki sessizliği Karakaş gibi tanımlamayanlarda var şüphesiz. Bunlardan biri de Sosyalist Demokrasi Partisi Genel Başkanı Filiz Koçali. Koçali Ergenekon karşısında ki sessizliği ihtiyatlılık olarak değerlendiriyor. Filiz Koçali, Susurluk ta büyük umutlarla yürüttükleri kampanyanın 28 Şubat aktörleri tarafından kullanılmasından dolayı ağızlarının yandığını dolayısıyla şimdi yoğurdu üfleyerek yediklerini söylüyor. Tabii ki bu sessizliklerinin kim tarafından kullanıldığının üzerinde de düşünmek gerekiyor. Sol kesim, Ergenekon'un gündeme geldiği Ümraniye baskınından ancak bir yıl sonra Ergenekon konusunda ne dediklerini 78'liler Girişimi'nin düzenlediği bir forum ile ortaya koydular. "Darbecilik Ergenekon ve Demokrasi" konulu foruma hemen hemen tüm sol çevrelerden katılım oldu. Forum Ergenekon ve darbecilik üzerine olmasına karşın, konuşmalar daha çok liberal-sol ve İslami çevrelerden yapılan eleştirileri hakarete varan ifadelerle değerlendirme şeklinde oldu. İslamcılık eleştirilerine ve de Ergenekon konusunda tarafsız olunması gerektiği yönündeki değerlendirmelere en net tepkiyi EHP temsilcisi gösterdi. Hakan Öztürk konuşmasında İslamcılık eleştirilerine bu halk Müslüman Danimarka'dan halk mı getireceğiz şeklinde tepki gösterdi. Yoğun bir şekilde AKP ve de AKP üzerinden İslamcılık eleştirisinin yapıldığı forumda neden sessiz kalındığına yönelik bir açıklama yapılmadı. Ergenekon tartışmaları konusunda taraf olunamayacağı değerlendirmelerinin ağırlıkta olduğu forumda katılımcılar 3. yol önerisinde bulundular. Forum katılımcılarının değerlendirmelerinden solun bu sessizliğinin kendi tabanlarında da ciddi bir rahatsızlık yarattığı anlaşılıyordu. Forumda tek somut teklif 78'liler Girişimi'nden geldi. 78'liler Girişimi 12 Eylülde "Darbecileri yargıla" mitingi teklif etti. Bazı kurum temsilcileri bu süreci seçime giderken bir sinerji yaratmak için kullanmaları gerektiğini ifade ettiler. Konuşmacılardan Ertuğrul Kürkçü'nün yüksek tansiyonlu konuşmasında halkı ulusalcılardan İslami Hareketlerden kurtaralım çağrısı da dikkat çekiciydi. Halk da zaten kurtulmak için Kürkçü'yü bekliyor! Şüphesiz forumun en sürpriz katılımcısı Merdan Yanardağ oldu. Biz Kaç Kişiyiz Platformundan olan Merdan Yanardağ, Tuncay Özkan'ın televizyonunda yaptığı programlarla biliniyor. Yanardağ'ın konuşmasının yoğun şekilde alkış alması da not edilmesi gereken ilginç bir durumdu. Yanardağ'ın konuşmasından rahatsız olanların da olduğu gözlendi. Forumda yapılan değerlendirmelerde sol kesimin Ergenekon konusunda AKP'nin bu kadar ileriye gidemeyeceği beklentisinin de olduğu anlaşılıyordu. Burada yapılan değerlendirmeler den yola çıkarak sol kesimin Ergenekon terör örgütü (ETÖ) karşısında aldıkları tutumu 3 ana başlıkta toplayabiliriz. 1. Açıkça Ergenekon operasyonunu eleştirip ETÖ'yü savunanlar: Kemalist sol olarak tanımlayabileceğimiz bu çevreler, bu operasyonun antiemperyalist ve ulusalcı çevreleri tasfiye amaçlı olduğunu iddia ediyorlar. Belirgin şekilde halk ve İslam düşmanı uygulamaları ile dikkat çeken TKP, Halkevleri ve Kurtuluş Partisi gibi marjinal sol örgütler bu siyaseti yürütüyor. 2. "Ne…Ne.." veya amacılar olarak tanımlayabileceğimiz 2. kesim sol içinde en büyük kesimi oluşturuyorlar. "Ne Şeriat Ne Darbe" ve ya "Darbelere karşıyız ama.." siyaseti yürüten bu kesim Ergenekon la göz altına alınanlardan memnun olduklarını iddia etseler de ama AKP de gerici, dinci dolayısıyla biz bu konuda kendimizi Ergenekon karşısında tanımlayamayız şeklinde açıklamalar yapıyorlar. En masum haliyle, AKP ye yarayacağı endişesiyle Ergenekon'a karşı çıkmayan bu kesim, ETÖ'ye karşı çıkan sol kesimi de kuyrukçulukla suçluyor. Özgüvenden yoksun analizlerle, liberallere ve AKP'ye kuyruk olurum endişesi ile ETÖ ye tepki göstermeyen bu kesim, kimin kuyruğu gibi göründüğünü de acilen sorgulamalı. Birgün'ün Ergenekon operasyonu manşeti olan "Yiyin Birbirinizi" bu çevreyi en güzel şekilde tanımlamaktadır. AKP karşıtlığının bu kesimin tavır almalarını engelleyen temel nedenlerden olduğu yaptıkları açıklamalardan anlaşılmaktadır.3. Sol içinde az olsa açıkça Ergenekon a karşı tavır alan örgütler de bulunuyor. Bu kesim AKP'ye rağmen Ergenekon a karşı çıkılması gerektiğini, kirli ilişki ağının deşifre edilmesi için AKP üstünde bir baskı oluşturulması gerektiğini savunuyorlar. Ak Parti hakkında çılan kapatma davasına karşı olduklarını da ifade den bu siyaset sahipleri, ETÖ ye karşı çıkmanın birilerinin kuyruğu olmak anlamına gelmediğini söylüyorlar.Ne DedilerÜmide Aysu (ÖDP): Böyle bir davanın açılması çok önemli fakat AKP de var. Bu karşılıklı bir restleşme meselesi.Ordu ve sermayenin dışında 3. bir odak oluşturmalıyız.Hasan Hüseyin Kırmızı (EMEP): Ergenekon aysbergin görünen yüzü fakat iki tarafta -akp ve Ordu- emperyalizme hizmet ediyor. Ya Ergenekon ya da İslami güçlerden yana olmak zorunda değiliz. Ergenekonu da AKP yi de teşhir etmeliyiz. 3. yol olarak tutum alıp, 2 gücünde aynı odağa hizmet ettiğini anlatmalıyız.Merdan Yanardağ (Biz kaç kişiyiz Platformu): Devlet 28 Şubat ile irtica ile bağını kesmek istedi fakat başaramadı. Ergenekon, emperyalist karşıtı odakların tasfiyesi operasyonudur.Çiğdem Özbaş (Anti Kapitalist): Sol AKP fazla ileri gidemez diyerek izlemede kaldı, ama süreç derinleşti. Ne yapmalıyız? solun pratik sorununu aşması lazım. Özgürlükçüyüz ama salak değiliz söylemini aşmalıyız. Pratiği ertelememiz bizi zayıflatıyor, güveni azaltıyor.Yakup Kadri Karabacak (SDP): Bu konuda filler aynı aileye mensup olsa da Türkiye demokrasisinin önündeki en büyük engel şovenizim ve militarizimdir. Sol bu konuda doğal olarak taraftır. Solun bu konuda laf söylememesi yanlıştır.Şamil Altan (DTP): Biz kırk senedir kontrgerila dağıtılsın diyoruz ama ergenekon o değil. Nasıl AKP ye yedeklenmedenmeyiz bunu düşünmeliyiz.Erdoğan Aydın: Liberal-İslamcı eleştirilerinin basıncı altındayız. Bunlara taviz verdiğimiz oranda sol olmaktan çıkarız. Şu anda darbe ile demokrasi arasında kavga olduğuna inanmıyorumErtuğrul Kürkçü (SEH): Büyük bir dava süreci ile karşı karşıyayız. Bize tarafsız muamelesi yapılmasın. Ergenekon tayfasına karşıyız. AKP'nin onları tutuklaması onlara acımamızı gerektirmez. Biz halkı ulusculardan da İslami Hareketlerden de kurtarmalıyız.Aydemir Güler (TKP): Bu bir karşı devrim sürecidir. Türkiye solu laikliğin bekçisi olmalıdır. Ergenekon karşıtlığı AKP kampanyasıdır bu Amerikancı bir operasyondur.Hakan Öztürk (EHP): Hiçbirşey olmamış gibi davranamazsınız. Orgenerallerin yargılanması önemli. Biz bu dağın fare doğurması için beklememeliyiz yakaladığımız yerden zorlamalıyız. Biz Fırat'ın öte yakasındaki ergenekonu da istiyoruz. Bu toplum Müslümandır. Danimarka'dan halk ithal etmeyeceğimize göre toplumla ilişkimizi yeniden düzenlemeliyiz. Bu toplum darbeden de rahatsız. Askeri diktatörlük ile parlementarizmi eşitleyemeyiz.İbrahim Aydın (Birgün): Darbeye karşı sokağa çıkmak bana anlamsız geliyor. Türkiye de darbe değil AKP tehlikesi var.İlknur Birol (Halkevleri): Bu aynı iktidar bloğunun çatışmasında demokrasi çıkmaz. Ergenekon operasyonunda ciddi hukuk ihlalleri var. Bu bir Amerika operasyonudurKadir Akın: (Sosyalist Parti Girişimi): Biz bu tartışmada geç kaldık, bu meselede tarafız. Ergenekon sürecinin genişletilmesini talep etmeliyiz. Susurlukta verdiğimiz mücadeleyi şimdi veremiyoruz. Kemalist ordunun siyasi vesayeti geriletilmediği sürece başka ergenekonlar çıkar.Celaletin Can (78'liler Girişimi): Biz seçimle işbaşına gelenlerin ancak seçimle gidebileceğini açıkça savunacağız. Darbecilere dur diyeceğiz. 12 Eylül de darbe karşıtı miting yapılmasını teklif ediyorumSol kesim (birkaç grubu hariç tutarsak) açıktır ki Ergenekon konusunda sınıfta kaldı, tıpkı farklı toplumsal kesimlerin özgürlükleri konusunda sınıfta kalması gibi. (Örneğin başörtüsü) Solun, "kendine demokrat" tavrı ve de özellikle AKP üzerinden Müslümanlara karşı tutumu ile içindeki Kemalist damar iyice belirginleşiyor. Ulucanlar Cezaevi katliamı sorumlularını, Hrant Dink'in katillerinin yargılanmasını sağlayabilecek olan bu yeni süreçle birlikte sol aynı zamanda bir samimiyet sınavı da vermekte. Sesimi duyuyor musunuz? Gerçekten çete devletine karşı iseniz bu sessizlik niye? Sizin için Ergenekon solda sıfır mı? Murat Ayar
HAKSÖZ-HABER
--
Blog Adresim
http://sivilinisiyatif.blogspot.com
-------------------------------------------------------------------------
Şimşekleri üstüne en çok "oyunları bozanlar" çeker!
Zulüm, kısmak istediği sesi nârâ yapar!
Ve bazı ölüler, yaşayanlardan çok daha yüksek sesle konuşur...
Malcolm X onlardandı.
(ALLAH RAHMET EYLESİN)
-------------------------------------------------------------------------
MALCOLM X'İN AZİZ HATIRASINA (Son Günleri/Suikast):
http://www.youtube.com/watch?v=Vf8_oZf7nRo#GU5U2spHI_4
--
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
Ergenekon “Sol”da Sıfır Mı?
Ergenekon "Sol"da Sıfır Mı?
Susurluk kazasından sonra "unutmayacağız, unutturmayacağız" şeklinde kampanyası yürüten sol, İslamcı Erbakan hükümetine verilen muhtıra ile sözünü unutmuş, tasını, tenceresini toplayıp sokaktan çekilmişti. Fakat şu da kabul edilmeli ki sol, 28 Şubat a kadar etkili bir eylemlilik örgütledi.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.