KOLAYCI AYDIN GENE ÜZÜLDÜ Bülent Esinoğlu 02 Ağustos 2008 Önce bir tespit yapalım. Amerika bizden ne istiyor? Hatta Amerika dünyadan ne istiyor? Emperyalist Amerika sömürüyü eskisi gibi sürdüremezse batacak. Tabi bu batışı durdurmak için yeni tedbirler alması gerekiyor. Yani hammadde ve enerjiyi rakiplerinden daha ucuza temin etmesi gerekiyor. Bunun için de dünyanın belli bölgelerini denetim altında tutması zorunlu oluyor. Küreselleşme, yenidünya düzeni, bilgi çağı dedikleri program yukarıda özetlediğim Amerika ve Avrupa'nın çıkarlarından başka bir şey değildir. İkiz Kulelerin yıkılmasından sora Bush'un dediklerini kısaca hatırlayalım. 1)Bu bir haçlı seferidir. 2)Ya bizdensiniz(teslim olun), ya da bize karşısınız. 3)22 ülkenin sınırları ve rejimleri değiştirilecek Yani Büyük Ortadoğu Projesi. Afganistan ve Irak'ın işgalini tamamladığını düşünen Amerika'nın önünde duran temel sorun İran'ın işgalidir. Bunu Türkiye olmaksızın yapamayacağını biliyor. Artık Amerika'nın talepleri Birleşmiş Milletlerde Amerika lehinde oy kullanmak, Irak sınırını açmak, hava sahası ve limanları Amerika adına kullandırtmak gibi Amerika'dan yana kararlar ABD için yeterli değildir. Her an denetlenebilir, isteklerine anında cevap veren, kendisine siyasi veya idari sorun çıkarmayan tam teslim olmuş, bir sömürge ülkesinin yapması gerekenleri yapan bir Türkiye istiyor. Yani üniter olmayan federasyonlara bölünmüş bir Türkiye istiyor. Böyle bir Türkiye'ye AKP iktidarı ile ulaşabileceğini planlıyor. Onun için Batı AKP iktidarının devamından yanadır. The İndepended AKP giderse yüz yılın Projesi yıkılır diyor. Ancak, Amerika'nın ve AKP'nin istediği böyle bir Türkiye'yi Türk Halkı istemiyor. TSK, PKK ile sonuna kadar mücadelesi, yani üniter yapıyı savunarak gösteriyor. Yargı böyle bir Türkiye istemiyor. Üniversite istemiyor. Halk bu duruma karşı savunmayı ordudan bekliyor. Orduda halktan destek arıyor. Halk örgütlü olmadığı için bu desteği veremiyor. Bu anlattığım tablonun sonunda Yargıtay Başsavcısı görevini yapıyor. Kapatma davasını açıyor. Anayasa Mahkemesi AKP'yi Savcının iddialarını kabullenerek gayri meşru ilan ediyor. Ama kapatmıyor. Yani ceza vermiyor. Bu da AKP'nin Cumhuriyet yıkıcılığına devam edebilmesini sağlamış oluyor. Bir başka değişle Cumhuriyet yıkıcılığı tespit ediliyor. Ama ceza verilmiyor. 11 Nisan Mitinglerini Ergenekon Tertibi ile durdurmayı başaran Fethullah Gladyosu Amerikan destekli Operasyon Medyasını da kullanarak Anayasa Mahkemesini baskı altında tutuyor. Ve bu sonucu alıyor. Bu sonuç krizi tespit ediyor. Fakat çözmüyor. Hatta derinleştiriyor. Kolaycı aydınımız da üzülüyor. Üzülmek yerine halkı emperyalist cenahtan gelen saldırıya karşı bilinçlendirip örgütlese bu üzüntüden kurtulacak. Damat Ferit'leri teslim aldılar ama Türk halkını teslim alamadılar. Kurtuluş Savaşından önce de böyle inişler çıkışlar oldu. Bazen üzünüldü, bazen sevinildi. Sonunda Türk Halkı kazandı. bulentesinoglu@gmail.com
--
"Gözlerimizi bir pula satıp geçmişiz bir yana,
Ölmesini bilenlere yüz çevirmemiz bundan!
Körüz gözbebeklerimize mil çekilmiş mil…
Acımasız bir namlu şakağımızda soğuk,
Tetikte kendi parmağımız yabancının değil!"
Rıfat ILGAZ
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google
Grupları "KOMPLO TEORiLERi..." grubu.
Bu gruba posta göndermek için ; E-KomploTeorileri@googlegroups.com
e-KomploTeorileri grubundan ayrılmak için:
E-KomploTeorileri@GoogleGroups.com
adresine "unsubscribe" konulu bir mesaj atınız...
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/E-KomploTeorileri?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.