Laiklik, ülkemizde bir din, İslam'a karşı bir başkaldırı, karşı duruştur. İslam'ı ve Müslümanları hizaya sokma aracıdır. Laiklik devletin zırhı, korunması için bir saldırı aracıdır. Dinden nedense laiklik sayesinde korunmaktayızdır. Laiklik cumhuriyetimizin temel taşıdır. Türkiye Cumhuriyetini var eden ve aynı zaman da Osmanlıyı da yok eden değer; İslam – Laiklik arasında çizilen bir çizgiyle oluşturulmuştur.
İslam'ı yıkamayan dış güçler, hiç olmazsa kontrol etmek, ılımlılaştırmak, İsevileştirmek, dünyevileştirmek, kitapsızlaştırmak, eğitimsizleştirmek için, laikliğin önemini anlamışlar ve Lozan da bize bunu ön şart olarak da dayatmışlardır.
Laiklik; bizi batılıların veya birilerinin (açık söyleyelim; Siyonizm'in) gelecek planlarını bir parçası olarak görülmüş ve ülkemize dayatılmıştır. Sadece Atatürk'ün bir düşüncesi veya ilkesi olarak görmek ve benimsetmek tam bir gerçeklik olmayacaktır. Sonra uygulanan laiklik de Atatürk'ün anladığı ve uyguladığı laiklikle hiç alakası da yoktur.
Halkın istek ve arzularının, inanç ve yaşama biçimlerinin önünde engel olarak görülen laiklik, aynen bir despotizmin susturucu aracı gibi uygulanması, devletin halkına rağmenci dayatmalarını son kanuni düzenlemeler ve iptallerde gördük. Halkın sadece çocuklarının üniversitelerde başörtülü okumasını bile laiklik ilkesine aykırı bulanlar, dünyada emsali görülmemiş bir zulmün de ikame edicileri olmuştur. Tarih bunları kara defterine, karakalemiyle yazmıştır.
Her sivil ve askeri törenler de, laiklik vurgusunu görmekteyiz. Askeri devir teslim törenleri de bunların başında gelir. Laiklikle başlayan konuşma, onunla gelişir ve onunla biter. Ne hassas şeyse, irtica denen bir şey de onun birinci düşmanıdır. Bu irtica da hep İslami hassasiyetler ve duygulardır. Her Ramazan öncesi buna bir gereksinim duyar laiklik duyarlıları.
Yeni Genel Kurmay Başkanının Laiklikle ilgili açıklamalarına bakınca tüylerim diken diken oldu. İslami hassasiyetleri olan Anadolu insanlarının, ekonomik gelişmelerinden duyduğu rahatsızlığı laiklikle bastırma isteğini izhar eden bir konuşmaydı. Yani İslami sermayeyi ürkütecek bir açıklamaydı. Yani ülkeden bunlar gidip başka yerlerde gelişseler daha iyi olacaktı. Sayın yeni Genel Kurmay başkanı kendi bakış açısına laikliği kalkan etmesi ve onunla kendini düşüncesini koruyan bir konuşma yapması da ilginçtir.
Laiklik olmazsa; askerimiz, asker destekli medyamız ve yargımız neyi korurdu. Acaba korunan laiklik mi? Yoksa birileri laikliği istismar ederek kendilerini ve menfaatlerini halkın gözünden kaçırarak böylece koruma ve kollama peşindeler miydi, Tıpkı Çetelerin yaptıkları gibi? Bunlar da, bildikleri bu çetelere niçin yıllarca ses çıkarmadılar, sadece laikliği korumak amacıyla mı? Sanmıyorum. Bilmediklerini söyleyemeyiz. O halde, laiklik illegal veya legal çetelerle halka karşı korunmalı mıydı? Ya da laiklikle bazı çeteler kendilerini ve menfaatlerini koruma yolundadırlar.
Laiklikle, zenginleşen Anadolu'nun inançlı insanları arasında bağlantı kurulması vahim bir durumdur. Sayın Başbuğ bunu neden yapma gereksinimi duydu acaba? Sakallı kebapçıları fişleyen çetelerden, bu açıklamanın düşünce olarak, ne farkı kalır. Zengin Müslüman tipinden mi rahatsız olmuşlardı. Onlara göre İslami yaşama biçimi olanların fakir mi kalmaları gerekiyor. Laiklik o zaman daha mı korunaklı olacaktı.
Kendi zenginini yaratan bir sistem kurarsanız, o halde sistemin başında olanların zengin olmalarından gocunmamanız gerekir. CHP baştayken, nasıl İslami duyarlılığı olanları zengin etmedi, kendi kafasına uygun insanları zengin ettiyse, bu kaçınılmazdır.
Bu halkın bir şey bildiği yoktu. Gidip laiklik hassasiyetlerimize dokunacak Partileri seçiyorlardı. Bu partiler ya kapatılmalı yahut ta (AK PARTİ de olduğu gibi) Laiklik uyarsıyla, hizaya sokma gayretlerine girilmeliydi.
Laiklik, halkı hizaya sokma aracıdır. Kamunun inancını, kamudan uzak tutma aracı olan şeydir. Ülkemizde laiklik, zulmün diğer adı olmuştur.
Laikliği İslam ülkesine bağladılar, ülkenin kendini savunan ve Çanakkale'yi geçilmez kılan inancın sahiplerini ve inançlarını içten yiyip bitirsin diye.
Laiklikle korunanlar, azınlıklardır. GSMH'nın % 90'nı yiyenler bu azınlıkta olanlarıdır. % 90 nı halkımızın GSMH'nın % 10 ile idare etmeye çalışıyor. Anadolu insanımızın zenginlemesinden gocunanların bu zenginler kulübümüzün olduğunu biliyoruz. Necip Fazıl Kısakürek'in dediği gibi:
"Bir kişiye dokuz, dokuz kişiye bir pul,
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa,
Yaşasın kefenimin kefili karaborsa."
Bu korkunç bir baskı unsuru olarak halkın damarlarını kesmekten başka bir şey olamaz. Bunu bir Paşa tarafından da dillendirilmesi taraf olarak, durduğu yeri de göstermektedir.
Laikliğin bu ülke insanlarının hepsine huzur ve mutluluk getirmiştir diyebilir miyiz? Halktan vergi ve faiz paralarının tahsil edildiği bir sitem ki kendi zenginini yaratmıştır, halkın refah düzeyine bir katkı sunmamıştır. Halkın ticari açılımlarla zengin olma yolunda olması da bazı eski zenginleri ve sistemle korunanları rahatsız etmişe benziyor.
Laiklik bu ülkede sivil ve askerce sömürülmekte, siyasi söylem olarak, darbelere ve ona imalara dayanak olarak kullanılabilmektedir. Bu ülkede istismardan hoşlananlar laiklik tarifinin de yapılmasının, anayasaya koyulmasından hoşlanmamaktadırlar. Laiklik, din ve Atatürk'ün istismarından kazananlar var, kaybeden ise sadece halkımızdır.
İlker Başbuğ konu edindiğimiz açıklamasıyla, bir ordunun komutanı olmaktan çok TUSİAD üyelerinin hislerine tercüman olmuş gibidir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Ülkemizdeki saltanatçıların,laik,cumhuriyet gibi kavramları amacu dışında kullanarak çıkar sağladıkları artık anlaşılmalıdır. Bu laiklik kelimesi yabancı odakların ülkemizi bölmek için uydurdukları bir yorum..Saltanat kayığından inmek istemeyen yargı, general, sivil politikacılar, ve yine bu işten nemalanan her türlü kurum-kuruluş bu kelimelerle saltanat kayıklarını yüzdürmeye çalışıyorlar. Ülkesini seven aklı başında bir insan şehit töreninde başı örtülü T.C. vatandaşını törende nasıl atar.PKK ve ayrılıkçı terörist Kürt grupları meclise dahi girerek bölücülüğü dillendirirken siz brilik ve beraberliği sağlamanız gereken bir dönemde başı örtülü Müslüman Türk kadınını törenlerden atarak ne elde edeceksiniz.Yani diyelimki laik-Cumhuriyet kavramını hatalı yorumlayanlar saltanatlarının devamı için bize işekce ediyorlar diye ayaklandı. Allah korusun bu ülkenin tamamına yakınını imha mı edeceksiniz.Pkk nın ortadan kalkmadığını göererek bu ülke insanın deryasını neden kendinizden uzağa itiyorsunuz.Millete rağmen neyin tepesinde kalıp kime despotluk yapacaksınız. Lütfen aklınızı başınıza alın.Milletle barışın.Millet büyüktür sizleri de affeder. Yıllardır bu efendiye çektirilen çile ve işkenceyide unutur.Yeterki sizler acımazıs yabancı odakların maşası olacak görüntüler içinde olmayın.Milletle aranızdaki yapıştırıcıyı zedelerseniz tamiri zor olur.Kökü İslam a dayanacak bir başkaldırıya davetiye çıkarmayın.Bu yapılanlar Anayasayada aykırı.Göz göre göre ayrımcılık genişliyor ve ülke bütünlüğü tehlikeye giriyor.
YanıtlaSilHerkes aklını başına alsın.