bu destan
suların akışı gibi
küfrün surlarına tırmanışın
ve ilklerden başka örnek tanımaksızın
savaşanların
sen! anadolunun sahibi
sen! beklenen
sen! kurtulacak
ve kurtaracak olan
duy milyonlarca hasretin sesini
sen eryürek nasipli
beklenen sensin
özlenen sensin
gözlenen sen...
suların akışı gibi
küfrün surlarına tırmanışın
ve ilklerden başka örnek tanımaksızın
savaşanların
sen! anadolunun sahibi
sen! beklenen
sen! kurtulacak
ve kurtaracak olan
duy milyonlarca hasretin sesini
sen eryürek nasipli
beklenen sensin
özlenen sensin
gözlenen sen...
93. Sayı Çıktı!.. Tüm Bayilerde!
BARAN'dan
(Kâim ve Dâim-93)NE DEDİYSE O!
(Kâim ve Dâim-93)NE DEDİYSE O!
KÖRFEZ KRİZİ
- Yıl 1990-
"Açıkça söylemek gerekirse* ne hâdiseye taraf olan ülkeler ve ne de şöyle veya böyle işe bulaşmış olanlar* hâdisenin geliş ve gidiş yönlerine hâkim değil... Her şey bir sis perdesi altında el yordamıyla cereyan ediyor... Ortada hem muhakeme ve hem de güçler hesabı bakımından bir belirsizlik ve muğlâklık var... Bunun İlâhî hikmet icabı olan derin ibretleri üzerinde durmak lâzım!.." sayfa; 54-55
"Bugün Türkiye'nin resmî politikası olarak dışarıda gösterilmeye çalışılan politik tavır* ne hukukî* ne sosyal ve ne de ruhî bakımdan Türkiye gerçeklerini aksettirmiyor!.." sayfa; 57
"Ben* kuyrukçu ve kuyruk sallayıcı politikayı tasvib etmiyorum!.. Türkiye'de İslâmcı kesimin reaksiyonlarını hesaba katmadan girişilecek taahhüdler şaşırtıcı neticelere varabilir…" sayfa; 58
"Şunu açıkça söylemek istiyorum: Halkı müslüman olan ülkelerde hükümetlerin tutumu ne olursa olsun* halkın ayrı bir hissiyatı ve sezgisi vardır..." sayfa; 58
"Bir takım meselelerde* hemen alelacele bedahet ve mütearife ifâde edermiş gibi uydurma hükümler empoze ediliyor ve insanlar bunun etrafında düşünmeye şartlandırılıyor... Meselâ* "Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgali tasvib edilemez!"... Bunun etrafında söylenenlere bakınca* onlara karşı fikir beyan edecek adam da söze şöyle başlıyor: "Saddam Hüseyin'in Kuveyt'i işgal etmesi tasvib edilemez AMA..." ... Niçin tasvib edilemesin ki?.." sayfa; 59
"Bugün Batı'yı ve Amerika'yı ayağa kaldıran* -dikkat edin* dünyayı ayağa kaldıran demiyorum-* hak duygusu değil* emperyalist düzenlerinin bozulması kaygusudur; diğer devletler de onların maiyeti olarak* onlara çeşitli mahkûmiyetleri olan figüranlar... ABD Panama'ya gider* kimsede ses yok* kim ne yapabilecek ki?.. Benim Saddam Hüseyin'in hareketini tasvib edip etmememe gelince* cevabım koskocaman bir "evet!"olacaktır!.." sayfa; 60
"Türkiye artık daha fazla "yurtta sulh* cihânda sulh!" politikasında* daha doğrusu politikasızlığında* yaşamayacaktır... Şartlar* hiçbir hayat hâkimiyeti ve hâdiseleri teshir cehdi belirtmeyen* bu cehdin dayanacağı şöyle veya böyle bir ideal ve gaye tanımayan bu ceset tepkisizliğine karşı* görüntüsünün büsbütün silineceğini ihtar ediyor... Bundan daha büyük fayda mı olur?.." sayfa; 61
"Sadece ruhsuz bir cesette taarruz ve devam arzusu yoktur... Türkiye'nin bugüne kadarki dış politikasına baktığımız zaman* sürekli olarak alacaklılardan kaçan borçlunun hâlini andırıyor... Ege'de 12 adaya konan Yunanistan* bir karasuları işi çıkararak neredeyse İzmir'den İstanbul'a giden bir vapurun yolunu bile kendi karasularında yapılmış bir sefer tarifesine dahil etmek isterken* tâ oradan Kıbrıs'ı ilhaka yeltenmişken* istikbâlin şartları içinde bir İstanbul hayâlini yaşatırken* bir Suriye Hatay'ı kendi hesabına geçirmek isterken* bir Irak su ihtiyacı bakımından Güneydoğu'yu dikizlerken* bir Rusya İskenderun hattını Ortadoğu stratejisi içinde vasıta gaye olarak nişanlarken... Falan* filân... Türkiye* hiçbir iş yapmayan bir adamın bir de alâda görünmeye yeltenmesi gibi* iç ve dış'a karşı ne olmak ve nasıl görünmek hususunda bir teklif getiremeyen her adamın "yurtta sulh* cihânda sulh" tesellisine kurban vaziyette giderken* bugün şartlar onu bambaşka bir yere getirdi... Kuvvetli bir Irak* Türkiye'nin işine gelmez; Amerika'nın yanında yer almak da* bundan sonra hâdiseye taraf olmuş ülkelerin gözünde dahi onu* Ortadoğu'da Batı piyonu olarak değerlendirmeye yol açar... Yâni* iki ucu pislik bir değnek... Sözün kısası şu: Bütün iç ve dış şartlar* Türkiye'nin tarihî misyonunu yerine getirmeye* büyük bir İslâmî zuhura ve İslâm dünyasının liderliğine zorluyor... Bu* onun tek varoluş şartı... Ben* hâdisedeki fayda cihetini* işte bu ihtarda görüyorum!.." sayfa; 61-62
"Osmanlı İmparatorluğunu parçaladıktan sonra kum üzerine çizdikleri sınırlar boyunca Ortadoğu halkını birbirine düşüren Batı politikası* şimdi bir çıkmazdadır..." sayfa; 63
"Tarihin bütün devirlerinde* o devrin sınırları ve şartları vardır* birileri için iyi* diğerleri için kötü dengeleri vardır... Bu devir de* herşeyin olup bittiği bir nihayet değil* insanlık tarihinin bir halkasıdır... Yoksa* sömürüye* ezilmişliğe* esarete başkaldıran her davranış* her devirde sulhü ve dengeyi bozuculuk gibi bir hareket belirtir... Sonra* ortada bir bedahet var: Ortadoğu'da Batı dünyası ve Amerika'nın işi ne?.." sayfa; 64
"Türkiye'nin aleni biçimde bir Amerika ve Batı bekçisi olarak Ortadoğu'yu gözetlemesi rolü ve tarafgirliği ayıptır... Ambargo davasına gelince* şu sualin cevabını da düşünmek icab eder: "Irak'ın ambargoyla çözülmesini beklerken* ambargonun ambargocuları da çözebileceğinin hesabını yapıyor musunuz?"... Bence iş şurada düğümleniyor: Küçük politik esnaflıkların dışında* dünya bütün küçük ve ruhî desteksiz hayâlleri eritici bir büyük hesablaşmanın kaosuna* büyük değişimlere gebe bir yere geldi!.." sayfa; 64-65
I. KÖRFEZ SAVAŞININ ARDINDAN
-1991-
"Amerika'nın hem siyasi ve hem de askerî sahada cakası bozuldu!.." sayfa; 76
"Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra* Amerika'nın dünyada tek süper güç olarak kaldığı ve dünyanın patronu olduğu masalı* bu savaşta çökmüştür; ve savaşın neticesine bakmaksızın söyleyeyim ki* Irak* bilerek veya bilmeyerek Üçüncü Dünya Ülkelerine iyi bir örnek ve moral vermiştir... Kafa tutabileceğini ve Amerika'nın istediği yere elini kolunu sallaya sallaya girip istediğini yaptıramayacağını göstermiştir... Yâni* Irak'ın ödediği bedel ne olursa olsun* Amerika mağlûbiyetten beter bir zafer kazanmıştır!.." sayfa; 76
"Pratikte "Amerikan Ordusu" veya "müttefik kuvvetler" demenin pek bir farkı yok... Amerika'nın ağabeyliği ardında birkaç ihtiyar Batı devleti* gerisi de onlara çeşitli mahkûmiyetleri olan yavşak sürüsü... "Yavşak"* bildiğiniz gibi "bit yavrusu" demek... Cürümleri de* katkıları da o kadar..." sayfa; 79
"Daha önce belirttiğim gibi* Sovyetler Birliği'nin berbat hâlinden dolayı* Amerika dünyada tek süper güç olarak kabul ediliyordu... Bir nevî* herşeye muktedir tek dev* tek patron... Amerika'nın güç kaybını ifâde bakımından vasıflandırışımızı "yarı süper güç" diye yapabiliriz... Niçin böyle vasıflandırdığımızı da* Irak'ın icra ettiği rolden başlayarak görebiliriz..." sayfa; 79
"Irak* yaptığı işin ne kadar şuurundadır* bu ayrı bir dava... Ama netice şudur: Amerika'nın patronluğunda kurulan –yapılandırılması düşünülen- ve "yeni dünya düzeni" diye adlandırılan durumu bir köşke benzetirsek* bu tertib dışında kalan üçüncü dünya ülkeleri bir daha dirilmemecesine mahkûm ediliyor... Köşkün sahibi Amerika* sırasıyla birkaç büyük devlet ve Türkiye gibi köşke "şoför" veya "aşçı yamağı" olarak alınmayı uman devletlerin dışında* büsbütün perişanlığa itilen devletler... Nitekim biz de dahil* dünyadaki devletlerin büyük bir ekseriyeti* iki süper güç arasındaki sürtüşmenin neticesi olarak arada geçiniyordu..." sayfa; 79
"Eğer "yeni dünya düzeni"ni bir arabaya benzetecek olursanız* Irak bu arabanın bir tekerini sökmüştür... Ve bu düzen heveslileri için iş* evdeki hesabın çarşıya uymaması gibi bir durum doğurmuştur... Daha önce de belirttiğim gibi* Saddam yaptığı işin farkında olsun olmasın* üçüncü dünya milletleri adına bu oyunu bozucu mühim bir görevi yerine getirmiştir..." sayfa; 80
"Şunu açıkça ifâde etmek gerekir ki* savunma stratejisi bakımından Irak fevkalâde ve örnek bir tutum sergilemiştir..." sayfa; 80
Bütün bunları sadece kuru kuru "demiştik" mantığıyla işaretlemiyoruz. 90'larda başlayan süreci hangi şuurla yaşadığımızı ve o günden bugüne neye hazırlandığımızı dost-düşman herkese göstermek için işaretledik...
"...İhtilâller öyle âni vuku bulur ki* bunu yapanlar da şaşkınlığa düşerler." (Marifetnâme sh:263) hakikatinin yaşandığı günler içindeyiz.
Genel Yayın
TAZA DİN (Temiz Din) HAREKETİ'nden Panel ve Basın Toplantısına Davet
Dünya çapında bir ilgi ve alâka uyandıran bu röportaj ve Taza Din (Temiz Din) Hareketi'nin düzenleyeceği "İslâm Birliği" gayeli konferans haberine gelen bu tepkilerin ardından dergimize faks yolu ile gelen ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti* Azerbaycan* Ürdün* Suudi Arabistan* İran ve Cezayir başta olmak üzere bir çok ülkenin Büyükelçiliklerine gönderilen davet mektubunu yayınlıyoruz…
BARAN Dergisi Orta Asya Temsilcisi Sayın Dilmurat Yvasev'in* Gönüldaş Albay Barat Ali Apsaratov adına bize ve 15 ülke Büyükelçiliğine gönderdiği bu faksta* 17 Ekim 2008 günü* Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te düzenlenecek olan panel ve ardından yapılacak Basın Toplantısı duyurulmuş…
'İşte İslâm Kardeşliği Böyle Olur!'
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz hafta "Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nu İslâm Âlemi'nin lideri olarak kabul etmekteyiz" başlığıyla verdiğimiz röportajında Albay Barat Ali Apsaratov* TAZA DİN (Temiz Din) Hareketi'nin kuruluş manifestosunda geçen "Kırgız topraklarından Amerika ve işbirlikçilerinin kovulması* KKTC'nin tanınması* Emperyalist Fransa başta olmak üzere bütün Batı ülkelerin "Sözde Ermeni Soykırımı" yalanına nisbetle* Cezayir'de yapılan katliamı gündeme taşımanın gerekliliğine dikkat çekmişti. Ve bu ve bunun gibi "İslâm Âlemi'nin bütün sorunları"na nisbetle de TAZA DİN HAREKETİ'nin aslî gayesini* dergimiz BARAN'ı ziyaretinde bize şu cümlelerle ifâde etmişti:
"Kumandan Mirzabeyoğlu'nun dediği gibi* İslâm Âlemi'nin içinde bulunduğu şartlar* Türkiye'ye tarihî misyonunu icra etmesi gerektiğini ihtar ediyor. Bu* ancak halifelik ve hilafet müessesesinin yeniden gündeme getirilip* Salih Mirzabeyoğlu'nun şahsında ihyasıyla mümkün. Ki onun kitaplarında ortaya koyduğu gibi; Hilafet'ten kastımız BAŞYÜCELİK Rejimi* halifeden kasdımız da BAŞYÜCE'dir. Mesele sistem çapında İlây-ı Kelimetullah davasının mücadelesini vermek ve bunun için gerekli İslâm'a Muhatap Anlayış'ın sahibi olmak.
Bunun içindir ki* hareketimizin gayesini özetlediğimiz manifestomuzda şu madde özellikle var: "Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'na özgürlük"… Biz ve Orta Asya'da bulunan gönüldaşlarımız bunu bekliyor ve istiyoruz"
Önümüzdeki sayılarda TAZA DİN (Temiz Din) Hareketi'nin faaliyetlerini daha tafsilatlı bir şekilde duyurmaya devam edeceğiz.
İslâm Birliği'nin* dolayısıyla gerçek mânâda bir "İslâm Kardeşliği"nin* ancak bir hilafet merkezi etrafında sağlanabileceğinin davacısı olan Gönüldaş Albay Barat Ali Apsaratov ve tüm dava arkadaşlarının faaliyetlerinde başarılı olmalarını Allah'ın Es-Selâm* El-Fettah* El-Latif* El-Macid* El-Ganî* El-Bedî ve El-Muntakîm olan "Güzel İsimler"iyle diliyoruz.
TAZA DİN (Temiz Din) Hareketi'nin Büyükelçiliklere Gönderdiği
ve dergimize de ulaşan faksı:
ve dergimize de ulaşan faksı:
Sayın …………………. Büyükelçiliğine;
Sayın Büyükelçi;
Aşağıdaki davet* Kırgızistan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri tarafından oluşturulan* Taza Din (Temiz Din) Hareketinin düzenleyeceği uluslar arası panele* ülkenizin de katılımı için gönderiln bir davetiyedir. Panel ve ardından yapılacak olan basın açıklaması* El-Cezire başta olmak üzere* Kazakistan* Türkmenistan* Kırgızistan ve Özbekistan medyası tarafından haber olarak geçilecektir. Bu vesileyle* İslam-Türk Dünyasının birliğine dair tezlerin ve çözüm tekliflerinin konuşulacağı bu panele katılımınız* hareketin lideri emekli Albay Ali Barat Apsaratov tarafından arzu edilmektedir.
17 Ekim 2008 tarihinde* Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te gerçekleştireceğimiz uluslar arası Panel ve basın toplantısı için ülkenizden de katılımcılar davet etmek istiyoruz. Lütfen* İslâm-Türk Dünyasının savunulması için gerçekleştirilecek bu panele katılımızı arzu ederiz.
Panelde konuşulacak konular:
-Kırgızistan'daki ABD üsleri kapatılsın*
-Doğu Türkistan'a Özgürlük*
-KKTC'yi tüm İslâm Dünyası'nın tanıması*
-Sözde "Ermeni Soykırımı" iddiasını Türkiye'ye iftira olarak tanımalıyız*
-1945 senesinde Fransa tarafından Cezayir'de Müslüman milletine uygulanan soykırımı tanımalıyız*
-Karabağ topraklarını Ermenistan tarafından işgal altında olarak kabul etmeliyiz*
-İran'ın Barış Nükleer Programına hakkı var. Karar lazım*
-İran'a karşı ambargo kaldırılmalı*
-Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'na özgürlük*
-Türkiye* Ürdün* Suudi Arabistan* İran… Bu ülkelerden birini Hilafet Merkezi olarak seçmeliyiz…
İrtibat: Albay Barat Ali Apsaratov
Taza_Dın.kg@mail.ru
Tel: 0090777015745
Dilmurat Yvasev
Baran Dergisi OrtaAsya Temsilcisi:
Gsm: 00996 777 01 57 45 - 00 996 777 04 703
BARAN 93'den Başlıklar:
Tek Yol Bağımsız Başyücelik Devleti!
Fazıl DUYGUN
Kadir Mısıroğlu* katıldığı bu programda* Lozan'ın nasıl bir ihanet-gaflet ve ihmal antlaşması olduğunu* belgeleriyle takır takır söylerken* söz* birden Büyük Orta Doğu projesi'ne geldi. İşte orada* hem de tâ büyük Sultan 2. Abdulhamid Han devrinden beri ideolojisiz İslâmcıların nasıl da tökezleyip* güya karşı çıktıkları Batı'nın basit birer piyonu hâline geldiklerini görüyoruz. Lozan'da İsmet Paşa'nın ihaneti* gafleti ve ahmâklığını takır takır sayan; "İsmet Paşa* devrin emperyal gücü İngilizlerin emrinde küçük bir Türkiye istiyordu" hükmünü doğru olarak koyan Mısıroğlu* BOP için* "ne güzel* ABD bizi Orta Doğu'ya ağabey yapacak. Bize ne elin Arabından" deme gaflet ve ihanetinde bulununca* takke düştü ve kel göründü! "Türkiye'nin tekrar dine dönmesi lâzım* bunu da AB-D yapacak" itirafında bulunan* bu nev zuhur hain İslâmcı tipi birden ortaya çıkıverdi. Böylece* az önce şiddetle suçladığı* İsmet Paşa'nın rolünü kapıverdi. Kökeni siyasî olarak ta* 2. Abdulhamid devri "Hürriyet ve İtilaf* Ahrar vs. gibi* demokrat* Batıcı liberal çizgideki partilere dayanan bu ihanet ve gaflet çizgisi* sanılanın aksine* İttihad ve Terakkî'den çok daha büyük bir zihnî ve siyasî tehlike teşkil etmiştir* bu millet için. İçlerinde Prens Sabahaddin* Refik Halit Karay* Molla Sait ve maalesef büyük Şeyhul İslâm Mustafa Sabri Efendi* Millî Şair Mehmet Akif* maalesef genç Said-î Nursî ve yine maalesef büyük tefsircimiz Elmamalı Hamdi Yazır gibi şahsiyetler yer almıştır. Bilinenin aksine* Sultan 2. Abdulhamid Han için en büyük tehlike* İttihad ve Terakkî değil* bu demokrat İslâmî cephe - liberal cephe ittifakı olmuştur. Tıpkı bugün olduğu gibi.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
SON DAKİKA
BARAN
Fetullah Yeni Zelanda'ya(mı) Kaçtı!?
Dergimizin edindiği bir istihbarata göre "Dinler Arası Diyalog" ve "Ilımlı İslâm" adlı İmansız İslâmcılığın mimarı* Haçlı ve Yahudi dostu Fetullah Gülen* Pasific Ocean uçağıyla Büyük Okyanus'da bulunan ve bir ada ülkesi olan Yeni Zelanda'ya gitmiş…
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda... SON DAKİKA
BARAN
Şehid Saddam Hüseyin'in Gelini*
Uday Hüseyin'in Eşi Yoğun Bakımda
Şehid Gönüldaş Saddam Hüseyin'in torunu* Uday Hüseyin'in Türk oğlu Mesut Torun'un muhterem valideleri Sevim Torun* uzun yıllardır yaşadığı diyabet ve bağırsak yetmezliklerinden doğan ağır hastalıklarının neticesinde tekrar kaldırıldığı Marmara Üniversitesi Hastahanesi'nde yoğun bakımdadır.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Yakalanışının Yıldönümünde
Komutan Carlos Illich (Çakal Carlos)'in Düşünceleri
BARAN
Türkiye'de ilk olarak 2003 senesinde Yeni Nizam Dergisi'nde makale ve değerlendirmeleri yayınlanan ve ardından 5 yıldır devam eden* aylık periyotlar hâlinde yayınlanan AYLIK DERGİSİ'nde ve dergimiz BARAN'da makalelerini yayınladığımız yazarımız Gönüldaş Carlos* nam-ı diğer Çakal Carlos… Kumandan Carlos!
Kumandan Carlos'un* geçtiğimiz sayımızda Ramazan Bayramı dolayısıyla telefonla aradığı Haber Müdürümüz Fazıl Duygun'a ilettiği tebriklerini yayınlamıştık…
Aşağıda* tutsak edildiği Fransa'nın Poissy şehir cezaevindeki hücresinde* emperyalizme karşı 16 yıldır direnmekte olan Gönüldaş Carlos'un Güney Amerika'nın Bolivar Haber Ajansı'na yolladığı mesajını yayınlıyor* Kumandan Carlos'un ifadesiyle pek yakında dergimize göndereceği makale ve değerlendirmelerini de yayınlayacağımızı müjdeliyoruz…
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Ergenekon Tutuklusu Erol ÖLMEZ'den BARAN'a Mektup:
Alçaklar Korunuyor!
BARAN
Dergimize posta yoluyla gelen* Ergenekon Davası'ndan tutuklu bulunan Erol Ölmez'e ait mektup geçtiğimiz hafta elimize ulaştı…
Bilindiği üzere Erol Ölmez dinlenen telefonlarında Tayyip Erdoğan için "Bacaklarına sıkacağız" dediği ve Orhan Pamuk'a da suikast hazırlığında olduğu iddiasıyla tutuklanmıştı…
Ölmez'in gelen mektubun iki ayrı zarfta olmasına rağmen biri elimize ulaşmış olup* mektubunda gözaltına alınışını anlattığı kısmını aşağıda aynen veriyoruz:
"22. 01. 2008 tarihinde sabaha karşı Taksim Talimhâne'de çalışmış olduğum ve aynı zamanda ikâmet olarak da kaldığım şirkete yapılan ani bir baskınla gözaltına alındım.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
----------------------------------------
Salih MİRZABEYOĞLU: İNSAN
---------------------------------------------
Röportaj:
Araştırmacı-YazarTemel DEMİRER:
Kapitalizmin Balonunu*
Irak ve Afganistan Direnişleri Patlattı!
"Görünen köy -körler dışında- kılavuz istemiyor! İflaslar birbirini izliyor* Amerikan mali sisteminin krizi derinleşiyor; kamuoyuna bankaların aşırı yüksek kârları* hileli işlemleri* spekülatörlerin ve banka çalışanlarının yüksek kazançları saçılıyor... Ama reel ekonominin bir gerçeği de aynı anda muazzam ölçüde işliyor. İşte iflaslarla bezenen kapitalist ekonomi tablosunun gri renkli fırça izlerinden biri: Gıda fiyatları yükselirken Avrupa Komisyonu* geçen hafta 2009 yılı için gıda yardımı yıllık bütçesinin 300 milyon Avro'dan 500 milyona yükseltilmesini önerdi. 2006'da bu düzenlemeden 13 milyon Avrupalı yurttaş yararlanmıştı. Hâlbuki şimdi* 43 milyon kişinin gıda yoksulluğu tehlikesi içinde olduğu tahmin ediliyor. ** Evet bu kriz biz(ler)e bir kez daha şunu gösterdi: "Minimum zaman dilimi içinde maksimum kâr elde etme üzerine kurulu sistemin çarkları birkaç yerden birden kırıldı. Şimdi ise herkes ağız birliği etmişçesine "Küresel finansal sistem hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak diyor. 2008'in son çeyreği... Dünya piyasalarını allak bullak etmeyi sürdüren ABD kaynaklı krizin yansımaları dalga dalga yayılıyor... XXI. yüzyılda küreselleşmenin barış* refah ve özgürlük getirdiğine ilişkin en ufak bir belirti bile yok ufukta. Tersine küresel bütünleşmenin sosyal* ekonomik ve çevresel bütün dinamikleri adım adım kaotik bir ortama doğru sürükleniyor. ** Ekonomi bunalımı derinleşmekte ve dünya ekonomilerinin tümüne yayılmaktayken krizin atlatılması konusunda herkes iyimser değil! Kötümserlerin başını spekülatif hareketler ustası Soros çekiyor. Soros'a göre "krizin henüz ortasındayız". IMF Genel Direktörü Dominique Strauss-Kahn da krizin sona ermesi konusunda iyimser görünmüyor. IMF başkanına göre krizden bazı finans kuruluşları yakın gelecekte ağır yara alacak. Açıkça söylediği ise şu: "Kriz yakın gelecekte daha beter duruma gelecek!" Ve de bunalımla boğuşmak kolay olmayacak! ** ABD saldırganlığı* bizzat kapitalist sistemin huzuru ve refahı için girişilen bir harekâttır. Zira emperyalizm boş yere ortaya çıkmış değildir. Kaldı ki neredeyse bütün Avrupa ülkeleri bu saldırgan Amerika'ya kendi askerleriyle destek vermiştir. Kapitalizmin sağa sola saldırmadığı bir politikası çok nadiren olmuştur* bunu bilmeyen* biraz olsun tarih okursa yeterli olacaktır."
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Kendine Sevdâlı Sapık'ın
(Pervers Narcıssıque) Profili -I-
Dr. Hakkı AÇIKALIN
Hâlet-i ruhiyyelerinin en sıkıntı verici tarafı kendilerinde duydukları eksiklik ve bunun asla giderilemeyeceğine olan saplantılı düşünceleridir. Bu kişilerde vicdân bulunmadığından onun azâbını da çekmezler fakat böyle bir hissin (değerin) varlığından kuramsal olarak haberdâr oldukları için nasıl bir şey olduğunu merâk edip tadmak isterler fakat buna asla erişemezler. Bilinçleri (Nous anlamında ve geniş düşünerek belirtiyorum) gelişkindir ancak vicdân ve imân eksiklikleri (yoklukları) olduğu için üst dil – üst mânâ seviyesine ulaşmaları mümkün olamaz* âdetâ bu ilim düzeyi onlara yasaklanmıştır ve o nedenledir ki kader ilminden mahrum olup İblîs ile aynı safa düşmüş olurlar. Bilinç büyüklükleri yatay ve şişkinlik biçindedir. Ölene kadar bu eksikliği (acıyı) hiddederler ve bu eksikliklerini başkalarını (kitleleri) saptırmak suretiyle tedavi etmeye çalışırlar; ilâha inanmıyorsak ilâh olalım (Burada* K. El-Mehdî S.M'nun İNSAN kitabındaki şu ölçüye dikkat: ALLAH* KÂFİREMÜSLÜMAN OLMAYI EMRETMİŞ* FAKAT KÂFİR İÇİN MÜSLÜMANLIĞI YARATMAMIŞTIR. KÂFİR İÇİN KÜFRÜ DİLEMİŞ* FAKAT KÜFRÜ EMRETMEDİĞİ HÂLDE YARATMIŞTIR). Nasibinde olmayanı aşırılıkta arayıp ruhunu değil nefsini doyurmaya yönelmek. Zekî ve kültürlü oldukları için kurbanları onların kişiliklerini anlayamaz* baştan söylense bile inanmazlar. Vicdân mahrumiyeti ve ona bağlı inançsızlık onları yoldan tamamen çıkarır. Şaşkındırlar* tedirgindirler ve hakikat karşısında sağırdırlar.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
'Hasta Adam'ın Siyasî / İdarî Anatomisi -II-
Uğur YAMAN
İster seküler bir okuma yapılsın* ister ayağı yere basan çeşitli mistifikasyonlara gidilerek mesele konuşulsun kaskatı bir vakıa hâlinde görülecektir ki; iki 'tacir'in karşı karşıya gelmesine ramak kalmıştır. Sahte kutuplaşmanın her mânâda asıl mecraına doğru kaymaya başladığı bu süreçte bir 'tacir'in (ABD) ve temsil ettiği zihniyetin ıskartaya çıktığı* kendi nizâmını 'Yeni Dünya Düzeni' olarak ifade eden diğer 'tacir'in (İBDA) ve temsil ettiği zihniyetin ise dünyanın her yerinden makes bulmaya başladığı şu zaman* taraflara doğru tavır almayı icbar etmektedir. Taraflardan ikincisine mensup olanların bu süreçte düşecekleri en son hata; 'tacir' vasıf* mizaç ve seciyelerine uzak düşmektir. 'Tacir' vasfına uzak düşmenin şu süreçte telâfisi yoktur… Çünkü bu hâlde* asıl kutuplaşma görülememiş* siyasi şuur ona göre kuşanılmamış ve neticede 'tacir'lik adına esnaflık faaliyeti yapılmıştır.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
'Tek Soylu Lider: Saddam Hüseyin!'
Oğuzhan GÖZCÜ
Eski Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in 148 Şiî'yi asarak idam ettirdiği Duceyl'de insanlar Saddam döneminin özlemi içinde yaşıyor. Yakınları Duceyl olaylarında öldürülmesine rağmen halkın büyük bir bölümü Saddam dönemindeki güvenlik ve refahın hasretini çekiyor.
ABD'nin 2003'teki işgâlinin ardından karışıklıklar* kan ve gözyaşı gördüklerini belirten Şiî Saad Muhlif* "Saddam gibi biri geri gelse* ona destek vermekle kalmam* kendisini evimde yemeğe de davet ederim. Benim amcam 1982'te Duceyl olaylarında öldürüldü. O zamanki hayat şimdikinden milyon kez daha iyiydi" ifadelerini kullandı.
Bir Şiî bölgesinde* Saddam dönemine ve Sünnî hükümete duyulan özlem* son aylarda şiddet olaylarının azalmasına rağmen Amerikan işgâline duyulan öfkenin de bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Muhammed Mehdi isimli bir başka Şiî* "(Şiî Başbakan) Nuri el-Malikî Yeşil Bölge'de oturuyor. Bizi korumak için ne yapıyor? Bu hükümetin ne anlamı var?" diye konuştu.
Kuzeni 1982'de hapse atılan ve kardeşi geçtiğimiz ay Duceyl'deki bir bombalı saldırıda hayatını kaybeden Mehdi* "Saddam Hüseyin sahip olduğumuz tek soylu liderdi. Allah Saddam'dan bin kere razı olsun" dedi.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Serbest Piyasa Ekonominize Ne Oldu?
Kâzım GÖKBAYRAK
Amerikadaki küresel finans krizi ve 850 milyar dolarlık "kurtarma paketi" bu suali sorduruyor bize.
Serbest piyasa ekonominize ne oldu? Hani kazanan kazanacak* hatta kazandıkça kazanacak ve domuzlar gibi yiyip tüketecek ve kazanamayanlar ise batacaktı?
Şimdi ne oldu? Paradan para kazanan finans kodoşları* domuzlar gibi yiyip şişen ensesi kalınların keyfi bozulmasın* 170 dolara hamburger yemeye devam etsin diye serbest piyasa ekonomisi ve liberal politikalar çöpe atılıyor. Demek ki her şey kapitalist azınlık için* serbest piyasa ekonomisi de!
"Kurtarma paketi" adı altında devletin dolayısıyla halkın paraları bu para spekülatörlerine* halkın anasını ağlatanlara peşkeş çekiliyor.
Kapitalist sisteme ne oldu? "Bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler!" diyen liberalizme ne oldu?
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Çepeçevre Ateş!
Seyfi ÇABUKEL
TC* boşa harcanan yılların akabinde iç savaşı yeniden alevlendirmeyi başarmışken* emperyalizmin bölgemizde yaktığı ateşe körük yetiştirerek bu ateşe katkı sağlamış* bir de "BOP Eşbaşkanı olduk!" diye bununla övünmeye kalkmıştır.
Nihayetinde* hem içeride* hem de dışarıda yanmakta olan ateşi körükleyerek kendilerini kuşatan bir sözde devlet* sözde hükümet ile karşı karşıyayız.
Bir de bunu üzerine* küresel iktisadî krizi eklersek manzaranın vahameti daha bir ortaya çıkar.
(İ)Recep Efendi* almış sazı eline her şeyin güllük gülistanlık olduğundan bahsediyor* "bize güvenin!" diyor.
Ne güzel bir çözüm teklifi: Tayyip'e güvenmek.
Ama kimse Tayyip'i dinlemiyor ve TÜSİAD olsun* MÜSİAD olsun* bas bas bağırıyorlar: Yangına karşı çare?!
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
İBRETLİK BELGELER IŞIĞINDA
SAHTE İSLAMCI & SAHTE ATATÜRKÇÜ
HAİN İTTİFAK
Cem KILIÇ - Türk Gençlik Hareketi
CÜBBELİ AHMET HOCA KENDİSİNİN VE CEMAATİNİN NEDEN YOK EDİLMEK İSTENDİĞİNİ AÇIKLIYOR;
CÜBBELİ AHMET HOCA; "NE YAPARLARSA YAPSINLAR YAHUDİ-HIRİSTİYAN DOSTLUĞUNA EVET DEMEYECEĞİM!"
TUNCAY ÖZKAN SUSURLUK'TA FETULLAH GÜLEN'LE BERABER(!) DEMOKRASİYİ SAVUNUYOR...
TUNCAY ÖZKAN; "DEVLET İÇİNDE BAZI KİŞİLERİN CİNAYETLERE BULAŞMIŞ OLMASINI NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ EFENDİM?"
FETULLAH GÜLEN; "YANLIŞTIR YANİ... DEMOKRASİDE ÇARE BİTMEZ... BÖYLE DEVLET YÜRÜMEZ YANİ.."
İSMAİLAĞA CAMİİNDE CEMAAT İLE SOHET EDERKEN ÖLDÜRÜLEN BAYRAM ALİ ÖZTÜRK HOCA; "VATANIMI HIRİSTİYANA YAHUDİYE SATIYORLAR* 'SUS!' DİYORLAR!.. GÜVENDİM SANA* SENİ BAŞIMA GETİRDİM BEN! ASKERİMİ TESLİM ETTİM* VATANIMI TESLİM ETTİM! "
AB GENİŞLEMEDEN SORUMLU ÜYESİ VERHEUGEN* DENİZ BAYKAL'IN TAYYİP ERDOĞAN'I BAŞBAKAN YAPACAĞINI SÖYLÜYOR;
VERHEUGEN; "Deniz Bey galiba sizin başbakan olabilmeniz için önünüzün açılmasına yardımcı olacak.''
VE DENİZ BAYKAL VERHEUGEN'A VERDİĞİ SÖZÜ TUTUYOR;
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Anlaşıldı Paşam...
İKTİBAS - Fatma Sibel YÜKSEK
Henüz kara kuvvetleri komutanıyken* teamüllere aykırı olarak* yani bu iş normalde mevcut Genelkurmay Başkanı'na düşerken Başbakan'la baş başa görüşmenizden;
Akabinde* iki saygın emekli generalin sabaha karşı polis tarafından 'kollarına girilerek' götürülmelerinden;
Kurumunuzun bu konuda* komutanlara "şahıslar" ifadesini layık gören bir açıklama yapmakla yetinmesinden; Yeryüzünün en ağır hukuk ihlâline imza atmış bir dava hakkında "Hukuka saygılıyız" (hangi hukuksa?") şeklinde görüş bildirmenizden;
Yıllardır orduya* şehitlerimize* Türk Milleti'ne sövüp sayanlara* "demokratlık" gösterisi yapmak adına Genelkurmay'ın kapılarını ardına kadar açmanızdan; (Sahi bu "demokratlık" ne sihirli bir kelimeymiş Paşam…Tanka topa ne hacet? Bir milli orduyu felç etmek istiyorsan paşalarını "demokratlık kompleksine" sok yeter!)
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
Biri Şiî* Diğeri Ilımlı-İmânsız İslâmcı;
İki Köpek
Ahmed BİRGİVÎ
Pakistan'ın idaresini ele geçirmiş olan "Demokratik sömürgeciliğin" elebaşları büyük bir ihanete daha imza attılar. "Demokratik Sömürgeciler"* askerî diktatör Pervez Müşerref'i* Batı çıkarlarına zarar verip* toplumsal muhalefete yol açtığı gerekçesiyle koltuğundan indirir indirmez* ilk iş olarak "Yeni Dünya Düzeni" çapulcu sömürgeciliğin icaplarından olan* İslâm topraklarını işgalcilere peşkeş çekme faaliyetlerine girişti. Askerî diktatör ve ABD yanlısı olarak bilinen Müşerref bile AB-D'ye karşı bir nebze olsun direnme şahsiyeti gösterir* ABD'ye rağmen birçok bağımsız bölgesel politika geliştirirken* güya Pakistan halkının oyuyla iktidara gelmiş (gasbetmiş) olan bu Şiî-İmansız İslâmcı hain çete* daha ilk günden itibaren* AB-D'yi Irak ve Afganistan çöllerinde kuma gömen İslâmî cihadı "terörist" ilân etme alçaklığını gösterdi. Müşerref idaresindeki ordu* ABD'ye rağmen Taliban'la saldırmazlık anlaşmaları imzalarken* Şiî Zerdari idaresi* Pakistan'ın arka bahçesi ve varlık şartı* İslâm toprağı Keşmir'i can düşmanı Hindistan'a sattı. Keşmir'de kitlesel halk mücadelesinin zirveye tırmandığı bu zamanda* böyle bir ihanet pek tabii olarak Hindistan'ı* AB-D'yi ve İsrail'i ziyadesiyle memnun etti.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
"Dezenformasyon Tankı"nın Altında Ezilmeyin!" -II-
Şükrü SAK - BLOKNOT
Dezenformasyon* insanı maymunlaştırır.
Aptallaştırır.
Dezenformasyona maruz kalanlar* zamanla* akıl ve ruh sağlığını kaybederler.
Bunun şiddetini artırdığı dönemlerde mağdurlar;
Siyahı beyaz…
Düşmanı dost…
Çölü deniz zannetme eğilimi göstermeye başlarlar…
İlerleyen süreçte;
"Cumhuriyet" zihniyetinin* "Ilımlı İslâm Projesine" olan düşmanlığı-karşıtlığına bakarak;
Gerçek İslâm düşmanı; "Ilımlı İslâm projesi"nin uygulayıcılarını –sırf İslâm'a benziyor diye- sahiplenme-benimseme yoluna giderler…
Dezenformasyon* insanı* "üç bıçaklı* oynar başlıklı" yapar…
Gerçeği karartır…
Daha ileri derecede dezenformasyona maruz kalanlar; TC'yi İslâm devleti* Tayyip'i halife* İbdacıları da "terörist" olarak görmeye başlarlar…
Bu nokta artık "iflahı mümkün olmayan" son aşamadır…
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
BÜYÜK DOĞU İSTİKLÂL SAVAŞI:
- İşgalci iyice Köşeye Sıkıştı... Petraeus: Taliban'la Görüşülmeli
- ABD İstihbaratı: Kabil Girdapta!
- İran'dan Yine Hainlik
- İşgalci Susuzluktan Kırılıyor!
- "Keramet Operasyonları" Raporu
Direniş Günlüğü:
- IRAK İSTİKLÂL SAVAŞI
- AFGANİSTAN İSTİKLÂL SAVAŞI
- FİLİSTİN İSTİKLÂL SAVAŞI
- ÇEÇENİSTAN İSTİKLÂL SAVAŞI
- DOĞU TÜRKİSTAN İSTİKLÂL SAVAŞI
- SOMALİ İSTİKLÂL SAVAŞI
- KEŞMİR İSTİKLÂL SAVAŞI
Kültür - Sanat:
KİTAP:
"Gemi Batıyor* Seyreden Yok -İlerleme Fikri-"(1)
Av. Ali Rıza YAMAN İtalyan bilim tarihçisi Paolo Rossi'nin batan 'Gemi'si bir anlayışı ifade eder. Bu anlayış; özellikle son beş yüz yıla damgasını vuran 'İlerleme' anlayışıdır. Rossi'nin meramını 'gemi' üzerinden ifade etmesi sebepsiz değildir. Zira mesele konuşmaya ilerleme fikrinin temellerinden başlayan hemen herkes gibi onun da karşısına F. Bacon ve onun meşhur sözü çıkar: 'İnsanoğlu ilerleyecek ve bilim gelişecek.'
Rossi* 'bilim' imgesini 'dış dünyaya egemen olmak* insanın iktidarını genişletmek için kullanılan' iki tekniktenii biri olarak görülmesini tarihi bir vakıa olarak ifade eder ki* doğrudur.
Devamı BARAN Dergisi 93. Sayıda...
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.