---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Resul Kursat Sahsi <resulsahsi668@hotmail.com>
Tarih: 15 Ekim 2008 Çarşamba 20:44
Konu: Gerçekle Hayalin 'Şeref' Mücadelesi
Kime: gazilibozkurtlar@googlegroups.com; rizeocak@googlegroups.com
Bir Düzen Vereyim Yoldan Azana.. Kimden: Resul Kursat Sahsi <resulsahsi668@hotmail.com>
Tarih: 15 Ekim 2008 Çarşamba 20:44
Konu: Gerçekle Hayalin 'Şeref' Mücadelesi
Kime: gazilibozkurtlar@googlegroups.com; rizeocak@googlegroups.com
Gerçekle Hayalin 'Şeref' Mücadelesi
Gecenin geç vaktinde, Hüseyin Gazi Dağı'nın eteklerinde bir çift korkusuz göz gördüm. Karanlığa alıştıkça gözler daha net görünüyor idi. Gözler gözüme odaklandı. Gözler yüreğimi gördü. Gözler bana yüreğini anlattı. Gözler bana kendini anlattı. Bugün "onlar aramızda değiller" diyenlerin yalan söylediğini söyledi. "Biz sadece milletimizi düşündük.. Milletimizin iyiliği için ve milletimize dokunacak bir kötülüğü engellemek için elden geldikçe fiziki ve fikri eylemlerde bulunduk.. Onlar görevlerini hakkı ile yapsa idiler bizim herhangi bir şey yapmamıza gerek kalmayacaktı. Onların yapıp hiçbir sıkıntı ile karşılaşmayacakları ve kendi işleri olan, millete zarar veren suçu engelleme ve suçluları cezalandırma fiilini ,biz birçok derde duçar olabileceğimizi bildiğimiz halde gerçekleştirdik. Belki bir şey değişmedi, belki de değişti.. Şu kesindir ki bir kimse bir yanlış görüyor ise bu yanlışı düzeltmek adına bir şey yapmalıdır. Bu erdemli bir davranıştır. Bunu görevi olanlar yapmıyor, yapmıyor.. Gerçek odur ki milli varlığımız tehlikeli derecede tehdit altındadır.Ne olacak..Görevi olanların görevini yapmadıkları ana fikri ile laf ebeliği yapacağız ya da ne yapabileceğimizi düşünüp onu yapacağız.. Ebetteki bedelini ödemeyi göze alarak, her bir şeyin olması ile olmaması arasında kıldan bir duvar olduğunu bilerek.. Herkes her şeyi söyler.. O geri zekalıların bir günleri diğer günlerini tutmaz.. Ve bence çok daha önemlisi yüreklerinde cesaret adına, erdem adına ve millet sevgisi adına olduğunu iddia edip olmadığını bildikleri dışında bir şey yoktur. Sevgi bir temenni değildir, sevgi bir eylemdir.Herkes kan dökücü yaratılmamıştır, biz herkes gibi yaratılmadığımızı biliyoruz. Ne söylersek söyleyelim bütün yaptıklarımız ve bütün yapmadıklarımız için Tanrı'ya bütün ayrıntıları ile hesap vereceğiz. İyi- kötü orda bilinir. Millet dediğim ve artık hemen her kurumu ile dejenere olduğunu gördüğüm yapının bizi hiç bilmeyeceğini imanım gibi biliyorum. Bu dahi bizi bildiğimiz doğruya göre iş görmemizden -özümüzün karşılaşacağı her türlü cefaya rağmen- ayıramaz. Sefil bir et yığınına asil yürekler yargılatan düzene lanet olsun.. Kanımız aksa da sonra, bildiğimiz doğru öyle emrediyorsa gerektikçe kan dökeceğiz. Kişi oğlu gördüğü gerçeğe inatla sarılmalıdır ki yol alabilsin. Yolumuzun yanlış olduğunu uzun cümleler kurarak iddia eden sefil güruhun "büyükleri" vardır. Bizce onlar şerefsizliğin somutlaşmış halidir. Öyle bir gündeyiz ki her şey inkar edilir. Büyük gerçekler çarpıtılır, gizlenir. Şerefsizlik şeref olarak satılır. Herkes yalanın bir yanını yüceltir olmuştur. Bu halde Tanrı pencere açıp emrini tekrarlasa onu dahi çarpıtacak çıkar, çarpıtanlara inananlar çoğunluğu teşkil eder. Temiz bir yürek doğruyu görür, cesur ve şerefli bir kişi doğruya göre iş görür. Özü eksik olanlar ya bunları reddeder, ya da korkularını bir sürü mazeretle örter. Tanrı bize "Ne yaptınız" sorusunu yönelttiğinde biz "Umman dolusu kirliliğe karşı olduk ve ona savaş ilan ettik. İmkanlarımız dahilinde bununla elimizden geldiğince mücadele ettik. Mücadele zor idi. Ancak biz hiçbir şeyden yılmadık. Zor mücadeleyi görmezden gelmedik. Kötüye karşı gerektiği yerde bin kat kötü olduk. Elimizin değdiği birçoğu kötülük yapamaz oldu. Kötüye karşı fikren savaştık. Hiç kendimizi düşünmedik, sürekli mücadele ettik. Dünyada bir karşılığın ve mutlak başarının olmayacağını tam olarak ve hemen her yönü ile biliyorduk. Ne yaptığımızı da tam olarak biliyorduk. Karşılaşacağımız sıkıntıları da çok iyi biliyorduk. Bu mücadelemizin bir kısmından ötürü bize yeryüzünde zararlar geldi. Buna rağmen mücadeleden vazgeçmeyi düşünmedik.Yaşadığımız sürece mücadelemizi devam ettirdik. Onlar bizden normal bir insan olmamızı istediler ve bu isteklerinde ısrar ediyorlar. Bu bizce alçakça bir tekliftir. Bakmaz mısın normallerin haline? Bütün şerefsizlikleri onlar yapıyor. İnsana yakışmayan birçok fiil normaldir. Milli yapıyı zedeleyen birçok suç yasalarla korunmaktadır. Bu zararlı fiillerin bazıları suç olsa dahi çoğu zaman bu suçlara yasaların öngördüğü cezalar uygulanmamaktadır. Normal olmamız karşılığında bize sözde rahat bir hayat vaat ettiler. Bu bizce şerefsizlikle eşdeğerdir. Her türlü cefayı çekme bahasına her türlü şerefsizlikle mücadelede ısrarcı olacağımızı gücümüz nispetinde gösterdik, bu tavrımızda ısrarcı olacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Son nefese kadar sefilce bir yaşam ve karşılığında bütün erdemleri birkaç sözle satmak kesinlikle bize yakışır bir şey değildir. Biz birçok zorlukla asil bir ruh inşa ettik. Birçok zorluğa karşı bu ruhu muhafaza ettik. Bu hissi tatmayanlar bizi hiç anlayamayacaklar. Her adım ve her nefeste o asil ruhu tatmak, rahat olduğu iddia edilen ve rahat olmadığını bildiğimiz bir hayata değişilecek bir şey değildir. Kimse tanımadığı bir şeye fiyat biçemez. Normaller bizim özümüzü aptalca şeyler karşılığında satın almaya çalışmaktan vazgeçse gerek. Fırsat buldukça akıntıya kürek çektiğimizi ve boşa uğraştığımızı bize söylediler. Büyük ölçüde haklı olduklarını söyleyebilirim. Ancak henüz ölmedik, ve ölene kadar şerefli kalacağız. Onların birçok kurumu işgal ettiği doğrudur. Bizim onlarla mücadelemiz savaş kuralları bağlamında incelendiğinde kesinlikle kaybedilecek bir mücadele olduğu açıktır. Ancak taşıdığımız yürek onlardan çok daha asildir. Bu yürek dünya üzerinde var oldukça onlarla her şart altında mücadelede ısrarcı olacak. Mücadelemizde odaklandığımız milli varlığa zararlı gördüğümüz unsur acaba bizim mücadele azmimize ne kadar mukavemet edebilecek? Bi-iznillah bizim bu savaşta hep kazandığımız kavga budur. Savaşımız öldüğümüzde bitecek. Belki bu milletin çocukları atalarının ruhunu daha çok unutmuş olacak. Belki millet dediğimiz ictimai topluluk daha çok dejenere olacak. Zira bir gün diğerini aratıyor. Biz şerefli bir insan olarak Tanrı'ya hesap vermeye hazır olacağız. Onların bir kısmı hayal edemeyecekleri acılara gark olmuş olacak. Hangisinden başlayacağımızı yaşadığımız gün içinde Tanrı bize gösterecek, ona göre iş göreceğiz. Bunda bir normale anlatılmayacak hazlar vardır. Bu ödül bize yeter. Yapabildiğinle mükellefsin, ya da onlar kadar şerefsizsin. Bunun orta yolu yoktur."dedi. Gözlerim Hüseyin Gazi'yi, Şırnak Dere'yi gördü.. Mel'un yerin bahçe duvarını gördü.. Ol yerin arka duvarında kiremit taşı ile duvara özümce kazınan yazıya tekrar göz attım. "27 Mart 1982-Fikri Arıkan Şehitler Ölmez" "Yorulan yorulsun ben yorulmuzam Derviş makamından ben ayrılmazam Dünya kadısından ben sorulmazam Kalsın benim davam divana kalsın." "Bilmeyen ne bilsin bizi bilenlere selam olsun " Kün Tuğ Bolgıl Kök Kurıkan.. Resul Kürşat Şahsi Koç Kırat'a Binip İnem Afgan'a
.
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.