T a r a f s ı z D e ğ i l i z

NEVZAT LALELİ İLE RÖPORTAJ (1)

> NEVZAT LALELİ İLE RÖPORTAJ (1)

Yuvamız yazı serisi

Bir müddetten beri gazetemizde YUVAMIZ başlığında yazıların neşrettiğimiz yazarımız Nevzat Laleli ile evlendirme konularını dile getiren ve makalelerinde ele aldığı “Evlendirme çalışmaları” konularına genel bakışı okuyucularımıza tanıtmak ve yaptığımız konuşmayı bir röportaj çerçevesinde sizlerle paylaşmak istedik. Laleli’ye bazı sorular sorduk, cevaplar aldık. Bir sohbet havasında gecen röportajımızı beğenerek okuyacağınızı tahmin ederiz.

: Sayın Laleli, isterseniz önce sizi tanıyarak röportajımıza başlayalım.

LALELİ :Size ve gazeteniz ile onun değerli okuyucularına teşekkürlerimi sunarken milletimize ve memleketimize Allah (c.c) dan iki cihan saadetleri dilerim.

Ben 1948 yılında Konya’da doğdum. Babam Konya eşrafından Seyit Mehmet Laleli’dir. İlk, orta ve lise tahsilimi Konya’da yaptım. 1968–69 öğrenim yılında Mühendislik tahsili için Ankara’ya gittim. Bir mutlu tevafuktur ki ilk günden itibaren Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın da öğrencisi oldum. 1971’de mezun oldum ve Makine mühendisi olarak iş hayatına atıldım.

Gece öğrenimi yaptığımdan gündüzleri zamanım müsaitti. Bu arada İstanbul’da neşredilen Bizim Anadolu Gazetesi Ankara bürosu muhabirliğini yaptım. Arif Nihat Asya ve Emine Işınsu Okcu’nun çıkardıkları “Defne ve Ayşe” isimli dergilerin idare müdürlükleri ile bu dergilerde çocuklar için dini dersler yazıları yazdım.

Hocam olarak yakından tanıma imkânı bulduğum kıymetli ilim ve devlet adamı Erbakan’a bütün siyasi çalışmalarında yardımcı oldum. MNP, Milli Nizam Partisini ve MSP Milli Selamet Partisinin Gençlik kolları Genel Başkanlıklarını yaptım. Bu arada okul bitmiş (1972) ben Makine Mühendisi olmuştum.

1974 de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Danışmanlığı ile Bakanlık bünyesinde kurulan “Ağır Sanayi Yüksek İhtisas Okulu Yönetim kurulu Başkanlığı” 1978 de Türkiye Kur’an Kursları federasyonu Genel Başkanlığı, 1980–1997 arası (17 yıl) Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanlığını yürüttüm. Vakfın bünyesinde gençler için “Aydınların dergisi Gençlik” ile çocuklarımız için “Çocukların sevgilisi Kıvılcım” dergilerini 7 yıl süre ile çıkartarak dergilerin sahipliklerini yaptım ona yazılar yazdım. Şu anda da Milli Gençliğin Şeref Başkanı unvanına sahibim.

1997 yılında vakıftan ayrılınca Ankara bulunan ve 20 farklı mesleklerden mühendisin kurduğu UZMAN Mühendislik A.Ş nin genel müdürlüğünü yürütmekteyim.

Ankara’da ikamet etmekteyim. 2’si oğlan 4’ü kız 6 çocuğum var. Bu arada 4 kızımı evlendirdim ve 4 de kıymetli damada sahibim.

: Desenize, siz de 36 yıllık milli görüşçüsünüz.

LALELİ: Elbette. Bununla iftihar duymaktayım. Milli görüşçü olmak, diğerkâm olabilmektir. Yani başkalarının dertlerini kendine dert edinmek ve başkalarının da iyi olmasını istemektir. Hani bir şarkı vardır ya; “Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar...” diye. İşte onun gibi. Sadece istemek de yetmiyor, başkalarının mutlu ve mesut olmasına bütün gücüyle çalışmaktır. Böyle olduğu içindir ki, bugün Evlendirme bürosu kurmama bu temel inanç konusu sebep olmuştur.

: Sayın Laleli, öz geçmişinizi anlatırken evlendirme konuları ile daha önce uğraşıp uğraşmadığınızı aradık ama böyle bir çalışma yapmamışsınız. Nereden çıktı böyle bir çalışma ve siz toplumda hürmet gören bir insanken bu çalışmaya nasıl cesaret ederek girebildiniz? Evlendirme çalışmalarının sizi yıpratacağından korkmadınız mı?

LALELİ: Hayatının 35 yılını sosyal çalışmalarda geçiren bir kardeşiniz olarak insanlarımızın ve ailelerimiz dert ve sıkıntılarını yakından tanımak imkânı buldum. Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanlığını yürütürken, bazı anne ve babalar bana gelerek kızları için koca, oğulları için gelin adayı aramakta olduklarını bu konuda kendilerine yardımcı olmamı isterlerdi. Vakfın ağır yükü altında bu taleplere her zaman uygun cevap veremiyordum. Bu arada evlenmelerine vesile olduğum birçok kardeşlerim oldu. Ama bunlar amatörce yapılan işlerdi. Her ne kadar piyasada bir takım evlendirme büroları olduğunu duyuyorduk. Ama bunlara güvenilir miydi? Bizim de içerisinde bulunduğumuz muhafazakâr ve mütedeyyin insanların gönül rahatlığıyla müracaat edecekleri bir evlendirme bürosu yoktu. Hâlbuki gelinlik kızı ve damatlık oğlu bulunan ailelerin böyle bir büroya ihtiyaçları vardı.

● Bu büroyu niçin ve nasıl kurdunuz?

LALELİ: Bilhassa gelinlik kızı olup ta istenen özellikte talibi gelmeyen, yüksek öğrenip yapıp ta yaş ilerlediği için evde kaldığını zanneden kızlarımız ve hanım kardeşlerimiz, diğer taraftan maddi ve manevi sebeplerden dolayı evlenebilmek için yardımcıya ihtiyacı olan delikanlıların evlenme konularında yardımcı olmayı hedefleyerek 2000 yılı başlarında çalışmalara başladık. Gördük ki, ailelerin böyle bir büroya olan ihtiyaçları büyük olduğu halde arzu edilen yoğunlukta müracaat yapılmıyor gelin ve damat adayı müracaatları yeteri kadar olmuyordu.

Bunu iki sebebe bağlıyorum. Birincisi biz kendimizi ve çalışmalarımız yeterince halkımıza ve ihtiyaç sahibi ailelere duyuramadık. İkincisi ve belki en önemli sebep; “Evlendirme bürosu kanalıyla evlenilir mi hiç?” kanaatinin toplumda yer etmiş olması ve bu kanaatin değiştirilmesinin hayli zor olmasıdır.

: Konular birbirlerine bağlı gidiyor. Sizler kurduğunuz bu evlendirme bürosu kanalıyla şu ana kadar kaç kişiyi evlendirdiniz?

LALELİ: 1997 yılında Vakfın genel başkanlığından ayrılmış ve fakat henüz yeni bir iş de kuramamıştım. Bir tarafta ülke çapında bir tanınmışlığa ve bir güven ve itimada sahiptim. Acaba evlenme işlerini sistemli bir şekilde ben yürütebilir miydim? Olaylar benim büro kurmamı sanki teşvik ediyor, diğer taraftan da bu işlerin zorluklarını nasıl aşarız? diye düşünüyordum. “Bizim insanımız büronun mana ve önemini kavrayamaz, bu bir fiyasko olur mu acaba?”diyordum.

Pek tabii. Sorularınıza hepsine cevap vermeye çalışacağım. Ama siz böyle bir büroyu açmaya nasıl cesaret ettiniz sorusu henüz cevap bulmadı.

Toplumumuz böyle bir evlendirme bürosuna müracaat ederek eşini oradan bulma düşüncesine henüz hazır değildir. Ancak biz böyle bir çalışmanın verimliliğini halkımıza göstermeden de bu düşünceyi değiştiremezdik. Nitekim bir gün büroma bir telefon geldi. Telefondaki hanım; “Nevzat bey, sizi tebrik ederim. Kimsenin cesaret edemeyeceği bir hizmeti yerine getiriyorsunuz. Hem biliyor musunuz, Kur’a-ı Kerim’de evlenin diye bir ayet bulunmadığı halde evlendirin diye bir ayet bulunmaktadır” demişti.

Gelecek yazı: RÖPORTAJIN DEVAMI (2)

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.