(anadoluhaber) ASLAN DEĞİRMENCİ'nin yeni yazısı (degirmenciaslan@gmail.com)

Anlatsam da Kaldıramazsınız!

 

ASLAN DEĞİRMENCİ'nin yazısı

 

degirmenciaslan@gmail.com

 

TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış'ın Gaziantep Milletvekili ve Susurluk komisyonu sözcüsü Mehmet Bedri İncetahtacı'nın 'it kapanı' diye tabir edilen bir yöntemle, kaza süsü verilerek öldürüldüğünü söylemesi Susurluk ile Ergenekon arasındaki bağlantıyı yeniden gündeme getirdi. İncetahtacı, Meclis Susurluk Komisyonu sözcüsüydü. 21 Kasım 1999 sabahı Almanya'nın Köln kentine gitmek üzere yola çıktı. Ama gideceği yere ulaşamadı. Kaza süsü verilmiş bir şekilde öldürüldü. İncetahtacı'nın otomobili ise hemen Akyurt Jandarma Karakolu'nun önüne çekildi. Ergenekon savcısı Zekeriya öz ise, Susurluk'un Ergenekon örgütünün yalnızca aydınlatılabilen yüzü olduğunu ve Ergenekon'a ulaşan tüm yolların Susurluk olayında da engellendiğini iddianamede yazmıştı. Demek ki birileri iddianameyi her ne kadar sulandırmaya çalışsa da, gizli kampanyalar ile cesur Savcının sonunu Sarıkaya'ya benzetmeye çalışsa da öz'ün iddianamesinde yer alan ifadeler büyük titizlikle kaleme alınmış.

 

Star Gazetesi'nin deneyimli muhabirlerinden Hasan öymez'e konuşan Elkatmış, değerlendirmeleri ile tarihe ışık tutarken ben de olayın etkisiyle, Merhum İncetahtacı'nın oğlu Yahya İncetahtacı'ya ulaştım. Yahya, oldukça cesur, aktif ve bir dakikasını boşa geçirmeyecek kadar meşgul bir genç arkadaş… ülke sorunlarını yakinen takip eden, söyleyeceği sözü eğilip bükülmeden ortaya koyacak kadar da cesur. Kafasını karıştıran konular hakkında araştırmalar yapan, sonuca ulaşmak için ise büyük gayretler sarf eden ve duyarlı sivil toplum örgütlerinin içinde yetişmiş ince ruhlu biri… Bildiğini paylaşan, karanlık kapılar ardında gizli planları olmayan, Filistin halkına destek için yapılan, YöK'ü kınamak için ortaya konulan ve üniversitelerde haksız hukuksuz yasaklamaların sona ermesi için verilen mücadelelerin en başında gördüğüm Yahya İncetahtacı, tam babasının oğlu… Onu tanıdığıma da çok mutluyum. Telefonun karşısında İncetahtacı, ile konuşurken ben bir gazeteci olarak sesim titrerken o, cesurca sorularıma cevap vermekten çekinmiyordu. Ben acısını yenilememek için çırpınırken, o ise bana güç veriyordu.

 

Babası'nın Susurluk Komisyonunda üstlendiği görevi çok ciddiye alarak yerine getirme gayretini uzun uzun anlatan Yahya, kısa bir sürede babasının duruma çok ciddi bir şekilde vakıf olduğunu söyledi. Bedri İncetahtacı'nın, en ufak ayrıntıları bile incelediğini vurgulayan Yahya, komisyonun yıllarca kapalı duran kapısının ardına kadar açılması için yoğun mücadeleler verdiğini anlattı. Hiçbir zaman babasında bir yılgınlık gözlemlemediğinin altını çizen Yahya, gündeme yeniden gelen suikast ihtimalini ise şu sözleri ile değerlendirdi: "Biz ailesi olarak dokuz senedir bunun bir kaza olamama ihtimalinin çok yüksek olduğunu çünkü bizlere gelen duyumlarında aynı istikamette olduğunu söylüyorduk. Nitekim kazadan sonra arabanın Finlandiya Cumhurbaşkanının gelişinden dolayı apar topar hemen kaldırılması, arabayı görmek isteyenlerin engellenmesi, tetkiklere izin verilmemesi, daha sonrasında araştırmaların yapılmaması, arabanın sadece tek bir tarafında ezilmenin olması, takla attı denmesine rağmen araba altında herhangi bir hasar olmaması ve kaza sonrası bir TV kanalında söylenen arabanın sıkıştırılması iddiası bu beyanda ne yazık ki bizi tenakuz etmiyordu..." Olay bu kadar basit değildi elbet. çünkü merhum İncetahtacı, gibi Susurluk olaylar zinciri hakkında bilgi sahibi olan beş önemli kişinin altı yıl içinde trafik kazalarına kurban gitmesi söz konusuydu. Karanlıkta kalan 5 kaza… Konu hakkında İncetahtacı'yı yakinen tanıyan samimi arkadaşları olayın kaza olmadığına inanıyorlardı. Yaptığım görüşmelerde hepsinin ortak teklifi, "5 cinayet aydınlatılmadan Ergenekon çözülmez. Derhal Meclis Araştırma Komisyonu kurulmalı ve olaylar enine boyuna araştırılmalı" oldu. "Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu Raportörü Akman Akyürek, Komisyon Sözcüsü Bedri İncetahtacı, komisyona bilgi veren MİT görevlisi Ertuğrul Berkman, Abdullah çatlı'nın ortağı Efraim Barut ve Telekulak çetelerinin kilit isimlerinden Cengiz çelik'in 1997-2003 arasında trafik kazaları neticesinde hayatlarını kaybetmelerine tesadüf diyemeyiz" diyen Meclis Susurluk Komisyonu üyelerinden biri olan eski Bakanlar'dan Fikri Sağlar ise, Bedri İncetahtacı'nın çok çalışkan ve konunun çözülmesi doğrultusunda araştıran, bilgi bulan, bilgiyi ortaya koyan, o bilgi ışığında yeni şeylere ulaşmaya çaba gösteren biri olduğunu belirtiyor. Sözlerinin devamında ise Sağlar, Merhum İncetahtacı'nın önemli bilgilere ulaşmış olabileceğine de vurgu yapıyor. Tam bu nokta da tekrar Yahya ile sohbetime devam ediyorum. Rahmetlinin, Komisyon çalışmaları hakkında ve ulaştığı kritik bilgileri asla çevresinde kimseyle paylaşmadığını belirten Yahya, " Bize asla bilgi vermezdi, sorduğumuz zaman genel konuşmayı tercih ederdi. çok üstünde durduğumuz zaman "Anlatsam da kaldıramazsınız" anlamına gelen sözler sarf ederdi. Ancak Susurluk'u asla salt bir kazadan ibaret görmemişti. 27 Mayıs'tan bugüne kapalı kapılar ardında kalanların ortaya çıkışı olarak görürdü" dedi. Merhum İncetahtacı aslında canından çok sevdiği oğlunun sorusuna verdiği cevap ile her şeyi özetliyordu. "Anlatsam da kaldıramazsınız" evet işte ülkenin kaldıramayacağı bilgilere ulaşan bir ismin başına geleni anlatan sihirli sözcük bu… Tüm kazaların arka planını deşifre etmeye yetecek kadar içten verilmiş bir cevap. Aldığım bu cevapla birlikte rahmetlinin eski Milletvekili arkadaşı ömer Vehbi Hatipoğlu ile görüştüm. Kaza sonrasında olay yerine giden ve gördükleri karşısında şaşkına dönen Hatipoğlu, "Gittim. Normal bir yol. Ancak araç ağaca çarpmış. Bu aracın sıkıştırılmadan kenarda duran bir araca çarpması mümkün değil. Rahmetli çok çalışıyordu. Susurluk olayında hiçbir şeyin derinde kalmasını istemiyordu. çok cesurdu. Israrla her bilginin peşinden koşuyordu. O bir bilgiyi bulduysa da asla saklamazdı. Toplumdan gizli bir işi olmazdı. Anlaşılan artık yeteri kadar bilgiye de ulaşmıştı" dedi.

 

Merhum Mehmet Bedri İncetahtacı'nın beraber siyaset yaptığı bir diğer arkadaşı eski Milletvekilli Ertan Yülek de farklı bir şey söylemiyordu. önce içini çekti. üzüntüsünü anlatmak için uzun süre sihirli sözcük aradı durdu. Ancak İncetahtacı, ismi onu o kadar etkiliyordu ki, "boğazım düğümlendi Aslan" dedi ve ekledi: "Rahmetli Susurluk olayını tüm detayları ile inceliyordu. çok kararlıydı. Ancak olmadı… Adına kaza denilen bir olayda hayatını kaybetti. Oysa o gün Susurluk için atılan adımlar engellenmeseydi ve İncetahtacı, kazası aydınlatılsaydı bu gün Ergenekon çoktan kurutulmuş olurdu. Olayın üstüne gidilmeli ve Ergenekon davası ile birleştirilmelidir" dedi.

 

"Susurluk'ta Ergenekon'un kapısı kısmen de olsa aralandı" diyen Ergenekon'un cesur Savcısının hazırladığı iddianamenin 47. sayfasına bu ışıkta tekrar bakalım ve bu saptamayla ilgili bazı bölümleri yeniden okuyalım:

 

"Gizli ve hücre yapılanması, eylemlerin profesyonelliği ve kamu kurumlarındaki yapılanma ve ilişkileri sayesinde eylemlerin Ergenekon örgütü bağlantısının deşifre edilmesi daima engellenmiştir."

 

"Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazası ile ülkemizdeki bu kanlı örgütün kapılan kısmen de olsa aralanmıştır. Fakat örgütün o dönemdeki etkinliği ve gücü nedeniyle yeterince derinleştirilememiş, sadece buz dağının görünen yüzü aydınlatılmış ve örgüt amaçlan doğrultusunda karanlık eylemlerine devam etmiştir."

 

"Bu olayın aydınlatılması için toplumsal desteğe karşın örgütün deşifre edilememesi, yapılanmanın devlet kurumlan içindeki uzantılarının güçlü olması ile oluşumun derinliğinin ve etkinliğinin doğal bir sonucudur. Şüpheli Veli Küçük'ün adı birçok yerde geçmesine rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılamamıştır."

 

Savcı öz, 97. sayfada ise, devletin uzun bir süre varlığını reddettiği Jandarma İstihbarat Teşkilatı'nı (JİTEM) emekli tuğgeneral Küçük'ün kurduğunu, "görevde olduğu dönemlerde birçok çıkar amaçlı suç örgütü ile ilişkiler kurmuş ve bu ilişkilerini emekli olduktan sonra da devam ettirdiğini" yazıyor.

 

"Dün ve bugün etrafında olduğu bilinen çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin birçoğunun Susurluk davasında yargılandığı ve hüküm giydiği göz önüne alındığında, Küçük'ün Susurluk olayının tam merkezinde olduğu fakat örgütün o dönemdeki gücü ve etkinliği nedeniyle hakkında herhangi bir işlem yapılamadığı kanaatine varılmıştır. Bu ilişkiler kendisine sorulduğunda ise yeterli ve açıklayıcı beyanlarda bulunamamıştır."

 

İddianame, Susurluk davasında hüküm giyen kumarhane işletmecisi Sami Hoştan'ın ve "Drej Ali" adıyla bilinen Ali Yasak'ın Veli Küçük'le ilişkilerine dair bilgileri barındırıyor. İddianamede Küçük'ün "Hoştan'dan kumarcılık yaptığını öğrendikten sonra uzaklaştığını" söylemesine karşın ikisinin ilişkilerinin 2007'ye kadar sürdüğüne dair bilgiler var.

 

öz, Kutlu Savaş'ın Susurluk raporunda yazdığı, Hoştan'ın 1996'da Küçük'le yedi ay içinde 34 kez görüştüğü bilgisine de yer veriyor. Ali Yasak içinse " Susurluk davasında ismi geçtiği halde ceza almadan kurtulmayı başarmıştır" ifadesini kullanıyor.

 

İddianamede, Susurluk kazasının hemen sonrasına dair şu bilgiler de yer alıyor.

 

Küçük Balıkesir Emniyet Müdürlüğü'nü arıyor: İddianamenin 237. sayfasında, Küçük'ün Susurluk kazasından hemen sonra Hoştan'ın kendini aradığı, bunun üzerine Balıkesir Emniyet Müdürü'nü aradığını söylediği bilgisi var. "

 

Küçük 244. sayfadaki ifadesinde Susurluk sorulduğunda, "Olayın meydana geldiği dönemde Giresun Bölge Komutanı olduğunu, olay günü Sami Hoştan'ın telefonla kendisini arayarak kaza hakkında bilgi verdiğini, kazada Sedat Bucak'ın olduğunu, ayrıca ölülerin de olduğunu, fakat kimin öldüğünü bilmediğini söyleyip telaşla telefonu kapattığını, bunun üzerine kendisinin önce Balıkesir İl Jandarma komutanını aradığını fakat ulaşamadığını, sonra da Balıkesir il Emniyet Müdürü'nü arayarak olay hakkında ayrıntılı bilgi aldığını, aldığı bilgiye göre araç içersinde bulunan Hüseyin Kocadağ ve Mehmet özbay isimli şahısların öldüğünü, Sedat Bucak'ın ise yaralandığını öğrendiğini, Emniyet Müdürü'ne Mehmet özbay kimlikli şahsın Abdullah çatlı olabileceğini söylediğini, ayrıca yaralı Sedat Bucak'ı en yakın hastaneye kaldırmasını, zaten İstanbul dan da yardım için gelecekler olacağını söylediğini" anlatıyor.

 

İddianamede Tuncay Güney'in 2001'deki röportajından alıntılar var. Buna göre, Susurluk kazası sonrası Giresun'da kurmay başkanı, bir albay ve Veli Küçük'ün olduğu toplulukta Küçük'ün "Mehmet Ağar da ölecekti biliyorsun, o gün onlar oteldeydiler bunlar, aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu" dediği, sonra da Ağar'ı Hoştan'ın uyarmış olabileceğini söylediği bilgisi yer alıyor.

 

Güney, aynı röportajda kaza yerine ilk giden kişinin Drej Ali olduğunu, "Veli Paşa"nın orada bulunan görevlileri arayarak, cenazenin "Drej"e teslim edilmesini söylediğini, olay sonrasında "Bizimkiler öbür arkadaki arabadaydılar. Allahtan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi" dediğini anlatıyor.

 

Ali Yasak, Ergenekon soruşturmasındaki ifadesinde Küçük'ü o tarihte tanımadığını ve çantadan haberinin olmadığını söylüyor. İddianameye göre, Hoştan Susurluk'la ilgili soruları daha önce yargılandığı için yanıtlamak istemediğini söylüyor.

 

Benden bu kadar, gerisi anlayana!

ASLAN DEĞİRMENCİ

 

 

 


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.