(anadoluhaber) Kerbelâ Şairi Kâzım Paşa

Kerbelâ Şairi Kâzım Paşa


Bir gün Kâzım Paşa, Bâb-ı Seraskeri'de, Masârıf Nâzırının yanında otururken bir kadın gelip aylığını istiyor. Nâzır, 'Veremem' diyor. Söz uzayıp gidiyor. Derken Kâzım Paşa araya giriyor ve: 'Hanım, boşuna ısrar etme. Bu ayı vermez, fakat öbür ayı verebilir mi, veremez mi, bilemem!' diyor.

Taşı gediğine koymaktan büyük bir zevk alan Paşa merhum, bir gün Üsküdar'a giderken gemide önceden tanıdığı bir Ermeni zenginiyle karşılaşıyor. İleri geri söylediği sözlerle paşanın canını sıkan bu şımarık adam, sonunda 'Paşa hazretleri! Paris'ten geleli midemden çok zahmet çekiyorum, buranın yemeklerini hiç hazmedemiyorum!' diyor. Kâzım Paşa, muhatabına hak ettiği cevabı veriyor: 'Öyleyse dostum, sen de yemeklerin hazmolunmuşlarını ye!...'

Osmanlıların son zamanında, her yıl Ramazan'da, Hicaz'a değerli hediyeler gönderiliyordu. Bu kıymetli eşyayı ve parayı kutsal topraklara ulaştıran kervana da 'Sürre Alayı' adı veriliyordu. Kervanın başındaki zâta ise, 'Sürre Emini' deniliyordu. İşte Kâzım Paşa bir yıl, Sürre Emîni olarak görevlendiriliyor ve çok seviniyor. Ne yazık ki, kısa süre sonra sevinci kursağında kalıyor. Çünkü görev kendisinden alınıp bir başkasına veriliyor. Bu işten sorumlu olan bazı kimselerin, 'Kâzım Paşa, Alevidir. Bir alevinin Sürre Eminliği yapması doğru değildir!' sözleri, böyle bir görev değişikliğinin ortaya çıkmasına vesile oluyor. Kâzım Paşa, bir süre sonra fitnelik yapanın mabeyn müşiri olduğunu öğreniyor. Hemen odasına gidiyor. Dereden tepeden konuştuktan sonra sözü 'Sürre Eminliği'ne getiriyor. Sanki bu işi karıştıranın kendisi olduğunu bilmiyormuş gibi, şöyle yakınıyor: 'Tam hazırlıklarımı bitirmiştim ki, görev benden alınmış. Birisi, benim Alevi olduğumu ileri sürerek, Hicaz'a gitmemi engellemiş!' Zor durumda kalan mabeyn müşiri, birkaç defa yutkunduktan sonra 'Üzülmeyin paşa hazretleri. Demek ki Allah'ın emri böyleymiş!' diye konuşunca, Kâzım Paşa taşı gediğine koyuyor ve şöyle diyor: 'Eyvallah! Ama merak ettiğim bir şey var. Allah bu emrini yerine getirmek için, kullarından acaba hangi p…..gi görevlendirdi?'…


Dursun Gürlek (Kültür Dünyamızdan Manzaralar)


--
"Bazen bir kuyuya benziyor hayat; kör, pis, zehirli bir kuyuya. Boğuluyorum, ölüme koşacak mecalim kalmıyor, kimseyi görmüyor gözüm. Sevdiklerim yabancılaşıyor. Kitaplar tuğla oluveriyor birden. Dostlarımın sesini tanımıyorum. Varlığım bir tele asılıyor. Bir kâbus bu, bir hastalık. Gözlerimi kaybettikten sonra bu kuyuya sık sık düştüm... İstediğini yapamamak, sakatlığımdan doğan bir aciz"

Cemil Meriç
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
        Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."

            *Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım  grubu.
 Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
 Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
 Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.