OYUNA GELMEYİN!
Türker Akın Sağlık
_________________________________________________
Ülkemizde canlandırılmaya çalışılan ‘Kirli ve Paspal Oyun’ alevlendirilmeye çalışılıyor.
Vatandaşlarımız arasına sızan, her tepki sırasında değişik sloganlarla halkı galeyana getirerek seyredenler ‘Birilerinin sofrasına meze taşıyıcılığı’ yapmaya çalışıyor.
Yasaların egemen olduğu bir ülke de kimse kendisini polis ve Jandarma yerine koyarak, asayişi temin etmeye çalışmaya kalkamaz.
Suçlu varsa yakalamak ve adliye koridorlarına kelepçeleyerek götürmek görevi kolluk kuvvetlerine aittir.
Kirli oyunlar sergilemek isteyenlerin, kirli yüzleri afişe edilmelidir.
İstanbul sokaklarında izinsiz gösteri yapanları yakalamak görevi kimlere aitse, görevini yapmalıdır.
Milletin dükkânları yakılmakta, araçları kundaklanmakta, canlı bombalarla saldırı yapan canilerin vahşi tertipleri devreye sokulmaktadır.
Ormanlarımızı yakanlar, gençlerimizi kurşunlayanlar, Mehmetlerimizi pusuya düşürenler bellidir.
Bir kısmı dağlarda eşkıya ve katil, bir kısmı meclis’te parlamenterdir.
Bir zamanlar Leyla Zana ve Hatip Dicle isimli soytarıları meclisteydi.
Merkez Kapalı Cezaevinde soluğu almışlardı.
Sonra salındılar ve kırmızı halılarla Bakanlık koridorlarına davet edildiler.
AB ülkeleri kendilerine ‘Barış(!) Ödülü’ vermişti.
Bunlar PKK avukatı.
Kendileri, çocukları, eşleri, sülaleleri milletin vergisinden kesilerek ‘Emekli Milletvekili’ kıyak ödemesinde istifade ederek ‘Putları Öcalan! a’ sadakat yemini yapıyorlar.
Dün Leyla vardı. Şimdi Sabahat, Pervin var.
Manzara aynı!
Dün Bayrak yırtıyorlardı.
Bugün Bayrak taşlayanlarla kol kola geziyorlar.
Dün Hatip Dicle vardı. Şimdi Hasip var!
Ağızlarında ‘Demokrasi Yalanı’ sokaklarda terör ve isyan provası yapanları tetikliyorlar.
Pis ve çirkin oyunun aktörleri veya dublörleri!
Şeytanları İmralı’da yangını körüklemekle meşgul!
Nihayet bu tayfa için ‘İnsanlık Düşmanları’ ifadesi resmi beyanatla açıklandı.
Geç kalındı.
Balık restoran ziyafeti olmadan evvel söylenecek ifadelerdi bunlar!
Leyla Zana ve orkestrası kırmızı halılarda gezdirilmeden evvel söylenecekti!
Zaman geçti.
Şeytanları ile dans eden DTP çetesi ortalığı yakmakla meşgul.
Meydanlarda şeytanlarının resimlerini ellerinde gezdiriyorlar.
Pervin ablaları şeytan için Af ricasında bulunuyor.
Katil seviciler!
İşin bu tarafıyla ilgilenmesi gerekenler yasaları uygulaması gerekenler.
O tarafa karışma hakkımız yok.
Suçluların yakasına yapışacak olanlar belli.
Görevi suçlu ve suçla mücadele etmek olanlar tabii.!
Vatandaşın bu işe soyunması ve yasaları ihlali gibi sonuçlar ülkeye zarar getirir.
Netice olarak görevi değil.
İstanbul sokaklarında terör estiren PKK yılanlarına karşı Devlet mücadele edecek.
Halk değil.
Eline pompalı tüfek alarak karşı saldırıya geçenlerin yaptığı yangına körükle gitmektir.
Suçlu duruma düşmektir ve sonrasında ne olacağını nezarethaneye düştüğünde anlar.
İstanbul’da yaşanan ve iki gurubun karşılıklı çatışması şekline dönüşen mahalle kavgasını seyredenler ve olaylara müdahale de geç kalanlar, müdahale etmeyenler ne yapmak istedi?
Bunun cevabını birileri net olarak vermelidir.
Bu manzara nahoştur.
Adeta karşıt görüşlülerin kavgası şeklinde yansıtanların hedefi ne?
Olay sonrası devreye ne girdi?
Göz yaşartıcı tazyik!
PKK saldırganlarına taş ve sopa ile karşılık veren halk göz yaşartıcı tazyikle karşılaştı mı?
Karşılaştı.
O halde, vatandaş sokağa çıkmayacak.
PKK saldırganlarıyla mücadele etmek görevi vatandaşın değil.
Kimse sokağa çıkarak birilerinin görevini üstlenmemelidir.
Sonrası kötüdür.
Birileri BM gözlemcisi davet eder.
Hani birileri ne imzalamıştı?
BM Self Determinasyon evrakları.
Hatırlatır şeytanlar.
Heyecana gerek yok.
Herkes görevini yapsın.
Milletin heyecanlı gençlerini gaza getirmeyin.
Milletin sabrı taştı.
Fakat bu taşan sabrı boşa harcamaya kalkmayın.
Taş yerinde ağırdır.
Hatırlayınız!
Şehit cenazeleri kaldırılırken milleti cami avlusuna sokmuyordunuz ya!
Ne oldu şimdi?
Gaziantep’te gençlerin eline taş verenler ve sokak aralarında tehlikeli süreci seyredenler ne yapmak istiyorsunuz?
Olmadı.
Aynı manzara İstanbul’da canlandırıldı.
Eline pompalı alan vatandaş havaya sıkıyor.
Bir kışkırtıcı ‘Üzerlerine sık!’ galeyanı yapıyor.
Ne oluyor beyler?
Kenan Evren ne demişti?
Hatırlayınız.
Unuttunuz mu yoksa?
Hatırlatalım o zaman:
‘Devletin Polisi, Jandarması var. Size mi kaldı ülkeyi kurtarmak?’ demişti!
10 Bin Ülkücü işkence gördü.
9 yiğit idam sehpasına gönderildi.
Yıllarca cezaevlerinde dayak ve falaka!
Genç giren ak saçlı çıktı.
Geçmişe iyi bakın.
Sokaklarda kimse eline pompalı alarak karşıt guruplu çatışmaya heyecanlarına yenilerek girmemelidir.
Kimse kendisini anlık boşluğa bırakarak, sonrasında ne olacağı belirsiz kaosa sürüklememelidir.
Günümüz kargaşasından kimler sorumluysa, yasalar önünde hesap vermelidir.
İmralı şeytanına destek adına 2 gün sokaklarda oturanların dokunulmazlığını kaldırın.
Katillere sayın diyenlerden yasalar önünde hesap sorun.
Sokakları yakanlar, Belediyecilik yerine terörist alkışçılığı yapanları görevlerinden alın.
Hadi!
Durmayın.
İngiltere’den gelerek çekim yapanlar ne der mi?
AB dönem sözcüsü kınar mı?
Orhan Pamuk öfkelenir mi?
Yasemin Çongar ve Amerikalı eşi üzülür mü?
Perihan Mağden ve kestirme Bülent Ersoy rest mi çeker?
Kim ne derse desin.
Kına alsınlar.
İshal olsunlar.
Alafranga’ya gidemesinler.
Ahmet Altan PKK kamplarında poşu mu takacak?
İsterse etek giysin.
Onlar AB ve Küreselci Saroz amcalarıyla Taraf olmuşlar!
Turuncu mu, Yeşil mi?
Her türünden.
Birilerine ses çıkmayacak mı?
Çıksa ne diyorlar?
Biber gazıyla cevap alıyoruz değil mi?
Söğüt’te ülkücülere yumruk..
300 metre de bir araç araması!
Tarih tekerrür etmemelidir.
Geçmişten ders alanlar hislerine mağlup olmaz.
Acı bir ders.
Başbuğ Türkeş’i 6 yıl zindanlarda tutanlar.
Ülkücüleri hala zindanlara koyanlar.
Bizim cevabımız sandıkta olacak… Sokaklarda değil.
Biz birilerini hazırladığı senaryo da dublör değil, hazırladığımız programda muktedir olacağız.
Biz TÜSİAD Baroneslerinin davetlerine değil, Milletin yüreğine koşacağız.
Biz Barossaların önünde düğme ilikleyen değil, Allah’ın önünde secde edenlerden olacağız.
Biz Başörtüsüne hakaret edenlerle aynı sofrada oturarak ‘Demokrasi Martavalı’ okumadık ve inançlarımızı ıspanak fiyatına pazarlayanlarla aynı çatı altında nefes almayacağız.
Allah var Allah!
Tek dayanağımız!
Bizler 15 yıl boyunca Allah’a imanla ayakta durduk.
Zindanlar bizi eritemedi efendiler!
Bu oyunları başka mahallede oynayın!
Bu millet, bütün bölge ve şehirleriyle inanç birliğiyle ayaktadır.
İstiklal Marşında Millet vardır!
Bölemeyeceksiniz!
Cami de secde ve kıyam da duran Milletin adı, rengi soruluyor mu?
Zengin veya fukara mısın soruluyor mu?
Ezan okuyan Müezzine dönerek ‘:Nerelisin?’ diye soranınız var mı?
Yok!
Tüm yürekler ve bedenler Allah’a secde de buluşuyor.
İşte bu coğrafyanın tek bütünleştirici kaynağı ve yüceltici iksiri budur!
DTP/PKK hikâye!
Oyuna gelmeyin beyler!
PKK denilen şeytani orta oyununu sahneye koyanların oyununu bozun!
Dün Tikko,Dev-Yol..Bugün PKK….
Yarın ne üretecekler?
Oyuna oyuncu lazımsa üretirler!
Eyalet masalı okuyan Evren Efendi nerelerde şimdi?
Bodrum’da tatilde değil mi?
Millet nerede?
Şehitlerinin naşını kaldırıyor.
Uyanın efendiler uyanın!
‘Al Takke Ver Külah’ tezgahı açanların pazarına müşteri olmayın!
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Müslüman Türk milletini boğmaya çalışmaktalar...Amerikaya köle olanlar eli mankurtlaştırıldı bizim insanımız....Ülkü erleri dün bu kafaya karşı nasıl mücadele etti ise bugünde edecektir...Ülkücü gençlik 12 eylüllerde darağaçlarına sunulmuştu evet Türker beyin dillendirdiği gibi Uyanın efendiler uyanın!
YanıtlaSil