T a r a f s ı z D e ğ i l i z

(anadoluhaber) Baran Dergisi 100. Sayı Çıktı!.. Tüm Bayilerde!




100. Sayı Çıktı!.. Tüm Bayilerde!







Yeni biten savas ertesi

beraber geçen bir günün batımında



-henüz silahları çatmadan

sessizligi duyamadan orman

çocuk sarılamadan babaya

baba yigidine kavusamadan

kadın erini karsılamadan

yavuklular göremeden birbirini

çiçegi burnunda delikanlıların

analar sırtını sıvazlayamadan-





BARAN'dan - 100
İmâm-ı
Rabbanî Hz.'nin
Gür Sesi


Hindistan'da kopan sayha* İkinci Bin Yılın Yenileyicisi* Hz. Ömer'in torunu* Farukî mizaçlı İmam-ı Rabbanî Hz.'nin gür sesiydi.

Asya başta olmak üzere bütün dünya –özellikle Atlantik'in ötesi- bu gür sesi duydu ve terörün "kalbgâhına" yapılan şanlı taarruza şahitlik etti…

On inanmış mücahid genç* üç gün boyunca bir milyarı aşkın nüfusuyla Hindistan'ı esir aldı.


90'lı yıllardan itibaren Irak'la başlayan Büyük Asya Devrimi* Somali ve Hindistan örneklerinde görüldüğü üzere Hristiyan-Yahudi Batı saldırganlığını durdurmuş olup* düşmana karşı taarruz safhasına geçmiştir.

Türkiye ve Irak'tan başlayarak Hindistan'a kadar bir hilâl gibi Batı'yı kuşatan Büyük Doğu-Büyük Asya Mücahidleri* düşmanı kahredici darbeler indirirken ne yaptıklarının ve neye vesile olduklarının oldukça şuurundalar…

Bu* Büyük Doğu Mimarı Üstad Necip Fazıl'ın ifâdesiyle "Kıtalararası" ihtilâldir.

Bugün itibariyle emperyalizmin İslâm Coğrafyası'na yaptığı saldırı durdurulmuş* karşı taarruza geçilmiştir.

Irak'tan başlayarak Asya'daki bütün cebhe faaliyetlerini bu mânâda değerlendirmek gerekir…

Teröristbaşı Amerika dünya sahnesinden defedildikten sonra* dünyanın siyasî ve askerî güç merkezinin neresi olacağı belli: ASYA.
Asya kıtası içinde siyasî güç merkezinin Anadolu olacağı da ayrı bir bedahet…

Bu noktada akıl kurgusunu Batı'ya endekslemiş bazı çevrelerin* "Avrasyacılık" gibi balla boku telife kalkışmaktan farksız* Avrupa'dan Asya'ya sızmış* oradan tercüme edilip Türkiye'yi imparatorluk geçmişinden koparmak ve çevrelemek maksatlı tezlerle kotarılmış* "dünya görüşü" haysiyetinden uzak* Türkiye'nin "merkez" hüviyetinden uzak* bir dünya görüşüne değil* bir coğrafyaya yamayarak emperyalist zümrelere "arka bahçe" yapmayı hedefleyen plânlara dikkatinizi çekeriz.

Avrupa için de* Asya için de "denenmemiş" biricik dünya görüşü İslâm'dır.

Bütün Doğu'yu blok hâlinde* Doğu insanının Batıcı kompleks karşısında şahsiyetine kavuşturacak biricik dünya görüşü: Büyük Doğu-İBDA!

BD-İBDA* rejim plânında "model" olarak tasarlanmış ve teklif edilmiş tek reçetedir.

"İdeali aramayla toprağa bağlanma arasındaki berzahta kıvranan insanoğlu"na sadece kuru toprak değil* toprağına idealini perçinleyecek bir ANLAYIŞ/RUH ihtiyacını belirtmekten ibaret hangi doktrin* izm* tez mensubu olursa olsun çağımızın adı İBDA'dır.

Fert fert aidiyet duygusu ve mensubiyet şuuru yeniden gözden geçirilmeli.

Türkiye'de taşlar yerinden oynamış* devrim treni istasyona varmak üzeredir.


Sahte kutuplaşmaların* gerçek kutuplaşmaya doğru evrildiği bu dönemde din-vatan-millet düşmanları akla hayale gelmedik atraksiyonlar içine giriyorlar-girecekler…

Nasıl ki* 28 Şubat'tan sonra AKP ile devrimi etkisizleştirme yoluna gitmişlerse* benzer operasyonları yine yapmak isteyebilirler…
Mevcut Batıcı düzenin devam etmesi için "bizim doğrularımız"ı kullanmaktan çekinmeyecekler…

AKP mevcut Batıcı düzene bir "meşruiyet" kazandırma operasyonuydu; bu operasyon devam ediyor…

Amerika'nın çöküşü bunları panikletse de kurtuluş ümidiyle* son bir çırpınışla eski plânlarını uygulamaya devam edecekler.

Abdulhamid* Vahidüddin ve Enver Paşa gibi şahsiyetler üzerinde son günlerde estirilen "müsbet" havayı mevcut Batıcı düzenin devam etmesine yönelik hamleler olarak sayabiliriz. En azından bir kısmını…

Bu hamlelerle güdülen gaye çok açık;
Tarihiyle "barışmış" bir düzen ve AKP'ye oy veren geniş kitleler sayesinde de halk desteği açısından bu düzeni meşrulaştırmak…

Batıcı düzenin devam etmesi için oynanan oyun bu.

Abdulhamid ancak İslâm temelli anti-emperyalist bir hareketin remzi yapıldığında bir mânâ ifade edecektir.

Abdulhamid veya Vahidüddin anti-emperyalist Kurtuluş Savaşı'nın iradesini temsil eder… Emperyalizmin yedeğinde mevcut düzenin devam etmesi ve meşruiyet kazandırılması operasyonunda malzeme yapılacak Abdulhamid veya Vahidüddin* bizim anladığımız veya mânâlandırdığımız "şahsiyetler" olmayacaktır.

Hindistanlı Müslümanlar Hilafet'in korunması ve İslâm Coğrafyasının işgalci düşmandan temizlenmesi için verilen İstiklâl Savaşı'nın en büyük destekçileriydi… Bugün de bu destekleri devam ediyor.
Kurban bayramı arefesinde İslâm Milleti'nin Kurtuluşu için kurban-şehid edilen İmam-ı Rabbanî Hz.'nin torunları olan mücahidler başta olmak üzere* bütün şehid düşen mücahidlerin kanları bize emanettir.

Şehidlere selâm olsun!

ASYA'nın başka bir bölgesinden İBDA'yı selâmlayan TAZA DİN (Temiz Din) Hareketi mücahidlerine selâm olsun!

Batıcı düzene askerî olarak tarihinde ilk defa 5 Aralık 1999'da diz çöktüren Kumandan'a ve onun şehid ve gazi erlerine selâm olsun!
Şehidlik adaylarının Kurban Bayramı Kutlu olsun!
GENEL YAYIN


Kırgız Ordusu Özel Tim Eski Komutanlarından

Albay Djumay SUYUNALİYEV:






TAKDİM

Okuyucularımızın ve ilgililerin hatırlayacağı gibi dergimizin 9 Ekim 2008 tarihli 92. sayısında Kırgızistan TAZA DİN (Temiz Din) Hareketi Lideri Albay Barat Ali Apsaratov ile "K. Salih Mirzabeyoğlu'nu İslâm Âlemi'nin lideri olarak kabul etmekteyiz" başlığıyla gerçekleştirdiğimiz röportajı yayınlamıştık.

Dünya çapında bir ilgi ve alâka uyandıran bu röportajı gerçekleştirmek için Türkiye'ye heyet hâlinde gelen Gönüldaş Albay Barat Ali Apsaratov ve beraberindeki gönüldaşları 28 Eylül 2008 Pazar günü* daha önce belirlenen bir program çerçevesinde havaalanında karşılamıştık. Röportajı da aynı gün* Ramazan Bayramı Arefesi'nde gerçekleştirmiştik. "Taza Din Hareketi" mensubu gönüldaşlarımız ile ilgili gelişmeler hakkında Baran Dergisi olarak okuyucularımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz" demiştik.

Bu çerçevede yine bir bayram arefesinde elimize ulaşan* TAZA DİN Hareketi liderlerinden Gönüldaş Albay Djumay Suyunaliyev ile gerçekleştirilen röportajı okuyucularımızın istifadesine sunuyoruz. Röportajı dergimizin Orta Asya Temsilcisi Sayın Dilmurat Abdibâkî Yvasev gerçekleştirdi.

Albay Djumay Suyunaliyev Kırgızistan ordusunun "Kartal" adlı Özel Tim eski komutanı* Yüksek Polis Okulu Öğretim Üyesi'dir.

Şu ân ise TAZA DİN –Temiz Din- Hareketi'nin aktif liderlerinden birisidir. TAZA DİN* kurucu ve güdücülerinin bir çoğunun vatansever subay ve askerlerden oluşuyor… Ehl-i Sünnet itikadına dayalı ve tasavvufî kaynaklı siyasî bir oluşum…

Hareket Kırgızistan merkezli ve Kazakistan* Özbekistan* Türkmenistan başta olmak üzere diğer Türkî Cumhuriyetlerde faaliyetlerine devam etmekte...

TAZA DİN Hareketi* geçtiğimiz haftalarda Kırgızistan'ın tam bağımsızlığı ve K. Salih Mirzabeyoğlu'nun özgürlüğü için bir basın toplantısı düzenlemişti. Yaklaşık 50 kişilik bir katılımla gerçekleştirilen gösterinin tamamına yakını subaylardan oluşuyordu. Toplantı dergimizin Orta Asya Temsilcisi Sayın Dilmurat Abdibâkî Yvasev'in bildirdiğine göre polis zoruyla dağıtılmak istendi. Bu müdahale ile ilgili tahminler Türkiye Büyükelçiliği'nin talebi doğrultusunda olduğu yönünde…

Gelişmeleri takip etmeye ve siz okuyucularımızı bilgilendirmeye devam edeceğiz.


BARAN




Eserleriyle ve Yaşadığı Hayatla Sayın Salih Mirzabeyoğlu
Bizim Anlayışımıza Göre İslâm Âlemi'nin Beklediği Halife'dir


Dilmurat: Sayın Djumay Bey* şu ân siz Kırgızistan merkezli ve Özbekistan* Kazakistan* Türmenistan'da da faal İslâmî bir hareketin kurucu liderlerindensiniz. Sizin için "halife" ve "hilafet" müessesesi ne anlama geliyor?

Albay Djumay Suyunaliyev: Bildiğiniz üzere "Halife" demek* Allah'ın yeryüzündeki temsilcisi mânâsına gelmektedir. Yine bildiğiniz gibi Allah'ın yeryüzündeki temsilcisi* yani Halifesi de Allah Resûlü'dür. Allah Resûlü* Halife olarak Müslümanların ve bütün insanlığın da birliğini temsil eder. İslâm Tarihi'nde daha sonralarda gelmiş "Halife"ler ise -ki* en sonuncusu Osmanlı Sultanı'ydı- Allah Resûlü'nün Halifesi olarak vazifelerini ifâ etmişlerdir. Yani bizim için Halife ilk önce İslâm Dünyası'nın birliğini* daha sonra da bütün insanlığın birliğini tesis edecek ve Allah Resûlü'nün mirasına sahip çıkacak olan şahsiyettir. Hasılı* Allah Rasûlü'nün varisidir Halife… Bizim düşüncemize göre "halife" İslâm dünyasını birleştirecek tek lider ve "hilafet" de onun iradesinin müesseseleşmiş halini göstermektedir…

Dilmurat:K. Salih Mirzabeyoğlu'nun ortaya koyduğu "Başyücelik Devleti" adlı eserinde bahsettiği "Başyüce" ve "Başyücelik" için düşüncelerinizi alabilir miyiz ve tabiî ki Kumandan'ın hilafet görevi yerine getirebilmesi ile ilgili düşüncelerinizi de öğrenmek isteriz?

Albay Djumay Suyunaliyev: Biz K. Salih Mirzabeyoğlu'nu İslâm Âlemi'nin kurtuluş ümidi-Halifesi olarak görüyoruz. Hadiseyi böyle görmesek Kuruluş Manifestomuz diyebileceğimiz ilk beyannamemizde – BARAN Dergisi'nde de yayınladığınız- birinci hedef olarak "K. Salih Mirzabeyoğlu'nun Özgürlüğü"nü göstermezdik. Ortaya koyduğu eserlerle ve yaşadığı hayatla Sayın Salih Mirzabeyoğlu bizim anlayışımıza göre İslâm Âlemi'nin beklediği Halife'dir.
Kumandan'ın Başyücelik Devleti adlı eserinde geçen "Başyüce" aynıyla "Halife"ye denk geldiği gibi* "Başyücelik" de "Hilafet" makâmına denk gelir.

Şu ân Salih Mirzabeyoğlu'nun esir olması bu hakikati değiştirmez!

K. Salih Mirzabeyoğlu bizim* Türk ve bütün İslâm Âlemi'nin beklediği Kurtarıcı Halifedir.

Geçmişte "Halife" dediğimiz İslâm liderine bugün "Başyüce" denmesinde ne mahsur olabilir. Önemli olan ifâ edeceği "İslâm Alemi'nin liderliği ve İttihad-ı İslâm" iradesidir…

"Hilafet görevi"ne gelince; bunu "görev" kelimesi ile ifâde etmek yerine "misyon" kelimesi ile sembolize etmek daha doğru. Ve zaten bu da "Remz Şahsiyet"i ifâde eder. Bu da ona malik olabilmenin selahiyet şartlarını ister ki az önce ifâde ettiğim "İslâm Alemi'nin liderliği ve İttihad-ı İslâm" iradesi bu mânâda K. Mirzabeyoğlu'nda görülmeyecek de kim de görülebilir?..

İslâm tarihinde "Halife" her zaman devlet sahibi olmuş ve bir takım bedahet şartlarında vazifesini icrâ etmiştir. Şimdi ise adetâ bu bedahetlerden mahrum şartlardayız.

Salih Mirzabeyoğlu ise* işte günümüzün bu çok daha zor şartları altında bedahetleri ihyâ edercesine 'İslâm'a Muhatap Anlayış'ı kurarak* eserler vererek beklenen Halife'de malik olan şartları işaretlemiş ve bu Hilafet'i de Başyücelik Devleti'nde tablolaştırmıştır.

Mesele Batı'nın emperyalizmine karşı cihad ederek karşı durmaktan da öte* cihad ile beraber ve belki daha da önemlisi fikrimizle-İslâmî dünya görüşümüzle bu "karşı duruş"u bir Bütün Fikir etrafında toplamak ve taarruza çevirmektir.

Tüm bu sebebler bizim için fikirde ve aksiyonda 'Halife'nin kim olabileceğini gösteriyor: K. Salih Mirzabeyoğlu.

Bunun içindir ki* düzenlenecek Büyük Kurultay'da Salih Mirzabeyoğlu aday gösterildiğinde onu şiddetle destekleyeceğiz.


Dilmurat: Kırgızistan'daki Amerikan Üsleri olası bir İran saldırısında kullanılırsa TAZA DİN Hareketi bir tepki gösterecek mi?

Albay Djumay Suyunaliyev: İran'ın muhtemel bir saldırıya maruz kalması durumunda* Batı'ya karşı direnen bölgedeki –Irak ve Afganistan- Ehli Sünnet Müslümanlara karşı İran'ın aldığı menfi tavrına bakmaksızın* tabiî ki şiddetle bu saldırının karşısında olacağız.

Amerika haddini bilmeli! Kırgız toprakları bir Müslüman ülkeye saldırmak için kullanılamaz! Buna biz şiddetle karşı duracağız!


Dilmurat:Kırgızistan'da şu ân bazı "muhalif hareketler" çeşitli eylemler yapıyorlar; bu hareketler vatanı ve milleti kurtarma yolunu arıyorlar mı?
Albay Djumay Suyunaliyev: Kimleri kastettiğinizi anladım. Bunlar kesinlikle samimi değil. Bunlar sözde muhalif Sorosçu –BARAN'ın tabiriyle- Turuncu Kafalılar. Amerika* Avrupa ve İsrail'den aldıkları paralarla* vatanlarında olması gereken muhalefeti değil de* gerçek muhalefet görevini ifâ eden TAZA DİN Hareketi'ne karşı ülke içi politikayı sulandıran Amerikancı muhalifler… Bunlar Batı'dan gelen paralarla Batı piyonu olan şerefsizler!

Dilmurat: Eklemek istediğiniz başka bir husus var mı Sayın Suyunaliyev?

Albay Djumay Suyunaliyev: Son söz olarak algılanmasın söyleyeceğim şeyler* zirâ konuşmaya daha yeni başladık. İlk önce BARAN ve AYLIK Dergilerinin güdücüleri Sayın Ali Osman Zor* Fazıl Duygun* Kâzım Albayrak ve Aydın Alkan gönüldaşlar başta olmak üzere* mücadele eden ve bugüne kadar verdikleri mücadeleden hiç taviz vermeyen* geri adım atmayan bütün gönüldaşlarımıza bizi destekledikleri için çok teşekkür ediyorum ve onlara başarılar diliyorum.

TAZA DİN Hareketi olarak buradan en derin bağlılıklarla Halife Salih Mirzabeyoğlu'na selâmlarımızı sunuyoruz.

Eklemek istediğim başka bir husus ise; Muhammed Salih'in Türkiye'den sınırdışı edilerek kovulması meselesi. Muhammed Salih'e karşı Türkiye Cumhuriyeti'nin yaptığı hareket çok büyük bir stratejik hatadır; bu bilinmeli! Çünkü* Özbek lider Muhammed Salih çok samimi bir Türk dostudur. Ve bölgedeki bütün Müslümanların başarılı olabilmesi için bedel ödeyen çok nadir liderlerden biridir. Türkiye bu şekilde yanlış hamleler yapmaya devam ederse* üzülerek belirtmeliyim ki* Türkistan –Türkî Cumhuriyetler- deki pozisyonunu ve etkisini kaybedecektir.




RÖPORTAJ
BARAN Orta Asya Temsilcisi
Dilmurat Abdibâkî YVASEV







BARAN 100'dan Başlıklar

Halka Değil* Hakk'a Tâbi Olmak
Kâzım GÖKBAYRAK
Kötülükler* halkın birbirini taklidi ile yayılır.

Külliyatta "Kökler" adlı kitapta geçiyor bu söz…

Halk denilen "binbir başlı mahlûk"un sabit bir yönü* belli bir hakikat anlayışı yoktur. Onun için Üstad* "Halk bir şey istemez* halka istetilir" demiştir…

Halk* mücerret bir mefhum* herkesin kendi keyfine veya her devrin hâkim anlayışına göre değişiklik arz eden bir mefhum* Üstad'ın teşbihiyle* "binbir başlı mahlûk". Tarihten bir misal: Kral* Hz. İsa ile bir katilin affedilmesi için halka müracaat eder* halk katilin affedilmesi için oyunu kullanır.

Halka göre değil* Hakka göre yaşamak* halkın peşine katılıp gitmek değil* Hakkın yoluna râm olmak.

Halk sürü psikolojisiyle davranır ve güce tapar. İmam-ı Rabbani Hazretleri'nin sözü: "Halk emirlerinin dini üzeredir."

Sürü psikolojisiyle davranmak hayvanlara özgü iken* hayvanî yönünden dolayı insanlarda da söz konusu.

Halk dalkavukluğu… Ülkeyi ayak takımı ile yönetmek demek olan demokrasilerdeki halk dalkavukluğu. Onun için iki taş üst üste konmaz. Her kafadan bir ses çıkar. Yalakalık ve yavşaklık diz boyudur. Herkes birbirinin yamacında birbirini sömürerek yahut yalakalık ederek geçinir.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...

Hindistan'da Mücahidlerin Cihad Coşkusu
Sezai DİLBİLEN


Deccan Mücahidleri'ne binler selâm! Allah gazalarını mübarek kılsın* şahadetlerini makbul eylesin… Bu ne güzellik Allah'ım* bu ne coşku… Kalbim duracak gibi… Yumruklarım daha sıkılaştı birden… Hindistan hemen yanı başımdaymış gibi öfkem daha kabardı ABD işgal üslerine ve ribâ devi çok uluslu şirketlerin ülkemde ki uzantılarına…
Dünya Ticaret Merkezine düzenlenen 11 Eylül taarruzlarından sonra gözleri ve gönülleri dolduran bu muazzam taarruza hayranlık ve gıbta ile bakmamak elde mi? Dünyayı güzelleştirme ve ruhları yeniden inşa etme faaliyetinin 'def'i hacet' kısmını gerçekleştiren Hindistan Müslümanları'nın bu coşkusunu takdir etmemek mümkün mü? 'Sen yıkmazsan Kapitalizm yıkılmaz' tesbitini* söz olmaktan çıkarıp aksiyona dönüştüren ve Kapitalizm'in beyin merkezlerinden Mumbai'ye düzenledikleri ve denizden ve karadan çıkarma hareketi ile emperyalistlerle nasıl mücadele edilmesi gerektiğini gösteren İslâm mücahidleri bu mânâda davamızın Hindistan'da ispatçısı değil midir?
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...

10 İnanmış Mücahid
Ahmed BİRGİVÎ

Orjinal Boyutunda Açmak İçin ( 728x531 ve %3$sKB ) Buraya Tıklayın


Hindistan'ın 15 milyonluk Mumbay (eski adı Bombay) şehrini basarak* sadece Hindistan'a değil* başta ABD olmak üzere İslâm dünyasını sömüren bütün işgalcilere gözdağı verdi.
Resmî rakamlara göre 10 mücahid* Hindistan'ın finans merkezi Bombay'a deniz yoluyla geldi ve başta dünyanın en büyük tren istasyonlarından biri olan Bombay Tren garı olmak üzere* büyük polis merkezleri* Taj Mahal gibi dünya çapında oteller ve Mossad'a istihbarat veren Yahudi sinagogunu olmak üzere eş zamanlı olarak 12 saldırı düzenledi ve patlama gerçekleştirdi. Bize göre* bu eylemde 195 kişi değil yüzlerce kişi öldürüldü. Yukarıda yazdığımız gibi dünyanın en büyük tren garını basıyorsunuz ve en kalabalık bir saate saldırı düzenliyorsunuz* bunun neticesi kaç kişi ölür sizce?
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...
DOSYA
ABD'nin Radikal İslâm'ı İran -I-

Fazıl DUYGUN
Boğazına yağlı Amerikan ilmiği* bizzat Mukteda Sadr'ın eliyle geçirildiğinde*"Fars'a dikkat edin!" demişti* o gür sesiyle* sakin ve gülümseyerek şehadete koşan yiğit Saddam Hüseyin.
Bu sayıdan itibaren* yıllardır ihaneti üzerine defalarca makaleler yazdığımız* haber-yorumlarda bulunduğumuz* Sünnîliğe karşı emperyalizmin yardakçısı olmak şeklinde zuhur eden "Şiî"liğin( İran) şuuraltına işlemiş tarihî "ihanet" karakteri üzerinde seri yazılarımız olacak. Bu seri yazımızın ilkini* dergilerimizde daha önce yayınladığımız makalelerde* bizzat Şiî ihanet cephesinin kendi ağızlarından dökülen sözleri yorumsuz koyacağız. Daha sonra* başta Değerli felsefecimiz Teoman Duralı'nın* Aylık dergimizde de ifade ettiği şekliyle* Şiîliğin* Avrupa ile olan tarihî ittifakının felsefi temelleri üzerine* bizzat kendisinin konuşmalarından iktibaslarda bulunacağız. Buradaki gayemiz* bugün canlı bir numune olarak duran* Hind-Fars-Avrupa* yani Arî Irk* "Aryan" anlayışının* Avrupa* ve Şiîlik ve Hind üzerinden* İslâm'a (yani İslâm'ın tek ifadesi olan Sünnîlik) karşı olan açık veya gizli düşmanlık ve ittifakı üzerinde yazacağız.

Gayemiz* günümüzde Batı'ya* Avrupa ve ABD'ye karşı bir alternatif gibi gösterilmeye çalışılan* "Avrasyacılık" politikasının* Hind-Fars ayağı üzerinden* aslında "Arî"lerin- Avrupa'nın yeni bir açılımı olduğunu göstermek.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...
Fesatçı-Hasetçi Takıma Kötü Haber!
Oğuz GÜRSES
Bir taraftan yasadışı AB-D örgütünün yarı resmi yayın organları Taraf ve Zaman gazeteleri ile onların güdümüne giren irili ufaklı gazete ve dergiler; diğer taraftan aynı yasadışı örgütün ülkemizde yayın yapan sayısız televizyonları-radyoları ve sayısız internet siteleri* bir de bunların gazına gelmiş üç beş hasetçi saftirik* uzun zamandan beri Baran Dergisi'ni Ergenekon Savcısı'na ihbar etmeyi meslek haline getirdiler...
Bunların başını da Taraf gazetesinde ikisi bir arada bir sütunu doldurmaya çalışan biri polis muhbiri* diğeri Utah'taki CIA bürosuyla içli dışlı iki ajan çekiyor...
Bunlar* yüzlerinin tamamını göstermeye korkuyor olmalılar ki* sütunlarına yüzlerinin yarısını koyuyorlar...
***
İşte bu fesatçı-hasetçi koalisyonun bütün dertleri Baran...
Dünya yıkılıyor...
Yeni bir dünya kuruluyor...
Bir anafor'un tam ortasındayız...
Bunlara vız...
Varsa yoksa Baran...
Bütün dertleri Baran...
Baran'ı susturmaya kendi güçleri de yok...
Bu yüzden Ergenekon Savcısı'nı karanlık emellerine alet etmeye çalışıyorlar...
Uyanıklar ya...
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...


BARAN Yazarı Gönüldaş CARLOS



Fransa Devleti'ne Açtığı Davadan
10 bin Euro Tazminat Kazandı!
Fransa'nın* 17 Yıl önce Sudan'dan yasadışı yollarla ve korsanlık yaparak kaçırdığı BARAN yazarı Gönüldaş Carlos (Çakal Carlos- Ilich Ramirez Sanchez- Salim Muhammed) mücadelesine devam ediyor. Gönüldaş Carlos* Fransız devletini* yasadışı olmak ve cezaevindeki hukuksuzlukları sebebiyle defalarca mahkemeye verdi. Bu davalar* insan hakları emperyalizminin kalesi Fransız mahkemeler ve AB insan Hakları emperyalizminin mahkemeleri tarafından defalarca reddedildi. Ancak hukuksuzluk o kadar aleni ve o kadar çoktu ki* sonunda kendilerince hukuklarının zevahirini kurtarmak için* açılan bir davanın son hükümlerinden birinde* Gönüldaş Carlos'u haklı bularak* Fransa Adalet bakanlığı* Carlos'a 10 bin Euro ödemeye mahkum edildi.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...

------------------
Salih MİRZABEYOĞLU: İNSAN
------------------

Röportaj:
Araştırmacı-Yazar Nevzat KÖSOĞLU:
(2. Bölüm)



Sultan Vahdeddin de* Enver Paşa da*
Mustafa Kemal Paşa da Aynı Çizginin Devamıdırlar

"Şeyh Sinûsî Hazretleri var. O Türkiye'ye geliyor o sıralarda… Enver Paşa ona tefeül yapmasını ister harb hakkında. Tefeül yaptığı ilk ayette* "Müslümanlar kaybedecektir" der. İkinci ayette ise* "İkinciyi yapabilirlerse onu da kazanacaklar" der... Zaten kadere büsbütün inanmış olan Enver Paşa* Anadolu'nun bir çok yerinde gizli silah depoları kurar* Anadolu'dan bir istiklâl savaşı başlatmak için. Hüsamettin Ertürk diyor ki* "Enver Paşa çok itikatlı bir adamdı" Zaten hazırlıkları vardı ama Şeyh Sinûsi' de böyle söyleyince* Almanlar ısrarla Kafkas ordusunun aşağıya -İngilizler aşağıdan geliyorlar- oraya indirilmesini istedikleri hâlde* oraya 7.Ordu'yu indirmedi.

**
Bu Goben ve Breslo* Yavuz ve Midilli zırhlarının gelişi de tesadüfi değildir. Bizim hükümetle Almanların anlaşması sonucudur. Bunun da sebebi şudur. Hiç kimse görmüyor. Tartışılmamış bu zamana kadar... Şimdi bir harbe gireceksin. Doğu da bir o kadar sınırımız var Rusya'yla. Harb olacağı belli... Nasıl ikmal yapacaksın? Bizim demir yolu* Ulukışla'ya kadar zannediyorum gidiyor. Oradan ilerisine demiryolunu iletmemize Ruslar izin vermiyor. Doğu demiryolları Ulukışla'da kamış. Oradan ötesine Ruslar izin vermediği için yapamıyoruz. Ulukışla'yla Erzurum arası 850 kilometre... Sen 850 kilometreyi at* eşek* sırtında mühimmat taşıyarak yapmak mümkün değil. Mümkün olur ama üç ay zaman geçer. O zaman da iş işten geçmiş olacak. Asker yürütmen aynı şekilde... Ne kalıyor? Deniz yoluyla Trabzon üzerinden...

**
Enver Paşa Avusturya'ya diyor ki* "Donanmanı gönder; Boğazları o korusun!.." Avusturya kabul etmiyor. Almanya'ya söylüyor* kabul etmiyorlar. Etmeyince bizim Boğazlar açıkta kalıyor. İstanbul'un her tarafı açık... Zaten Doğu'daki harbi ikmal etmek bir yana Boğazlar tehlikede... Rusların temel meseleleri de o... Bunun üzerine iki kuvvetli geminin gönderilmesini Enver Paşa istiyor. Almanya ilk ağızda reddediyor.

**
İttihatçılar da birkaç parça... İlk kuruluş zamanlarında Prens Sabahattin ve grupları var. Doğrudan doğruya* yabancıların direkt Osmanlı'nın içinde müdahele etmesini istiyorlar. Bir başka grup var. Kardeşim* silahtan başka bir şeyle bu iş olmaz diyenler var. Öbür taraftan başka bir grup bu işin tekâmül yoluyla olacağını söylüyorlar. Ahmet Rıza ve ekibi... Fakat onların da pozitivist ve inkârcı tavırları var. Çok farklılar. Enver Paşa'nın haklılığı şu; Enver Paşa bütün bu farklılıklar içinde sivrilmiş bir şahsiyet ve kendi başına bütünlüğü olan bir şahsiyet... Bütünlüğü olan derken* geleneksel Osmanlı kurumlarına bağlı* İslâm'a bağlı* Türklüğe bağlı fakat onlarla sadece bana göre ittifak noktaları ve zaaf noktaları dediğim şeyler* Sultan Abdulhamid'e karşı Meşrutiyet meselesidir. Her şeyi çözeceğini zannetmek hatası... Bunlardan kurtulabilmiş aydın var mı* ben bilmiyorum. Cevdet Paşa hariç..."
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...
AKP Soyunurken* CHP Giyiniyor
Ahmed BİRGİVÎ
CHP Genel başkanı Deniz Baykal'ın* çarşaf giyen kadınların CHP'ye üye kaydetme kampanyası* imansız-ılımlı İslâmcı AKP cephesinde bir paniğe yol açtı. Bugüne kadar* Başörtüsünü arkabahçesi ve oy torbası olarak gören* başörtü sayesinde iktidar olan ve iktidara geçince de ilk sattığı şey "başörtüsü mücadelesi" olan* işbirlikçi DP* AP* ANAP* RP ve AKP ihanet çizgisi ilk defa* CHP'nin akıllı bir siyasetiyle sarsılmaya başladı. CHP bugüne kadar hep İslâm düşmanlığı üzerinden vuruldu bu ihanet cephesi tarafından. Onlar CHP'nin geçmişte müslüman milletimize olan zulüm ve işkencesini* kendi ihanet* zulüm ve işkencelerine hep perde yaptılar. CHP'nin bizce ne olduğu malûm ve 1940'lardan beri* CHP'nin halk ve Hak düşmanlığına karşı duran tek hareket* zaten BD-İBDA Hareketidir. Ancak* geçmişten beri CHP'ye muhalefet edenler* güya İslâmî görünüşlerine rağmen* BD-İBDA'yı CHP'ye karşı olan bu hareketinde hep arkadan vurmuşlardır. Yani* iddia ettikleri gibi CHP'ye İslâmî bir dava açısından değil* iktidar nimetinden mahrum kaldıkları için düşman olmuşlardır. CHP içindeki kuduz İslâm düşmanı* Batıcı kadroların yönlendirmesiyle millete* İslâm'a rağmen ve düşmanca bir siyaset takip edegeldi. Bu strateji* vatanın birliği adına yapıldığı söylendi ama* vatanın içindeki milleti de hep karşısına aldı. İşte CHP'nin milletimizin damarlarına kadar işlemiş olan bu İslâm düşmanlığı* bazen onun millî çıkarları koruyucu siyasetinin bile milletimiz tarafından takdir edilmesini sağlamadı. Bunda en büyük pay bizzat CHP'nin kendisiyken* halkı CHP'ye iyice düşman eden ve kendi çıkarını* milletimizin CHP düşmanlığı* İslâm sevgisi hislerini sömürerek hükümet olan* sağcı* yağcı ve muhafazakâr partiler de pay sahibiydi. Onlar* milletimizde geçmişte milletimizde oluşmuş CHP düşmanlığına kendilerine öyle bir perde yaptılar ki* belki de bir çok noktada CHP'den daha beter olan İslâm ve millet düşmanlığı hep göz ardı edildi* anlaşılamadı. Çünkü* CHP'nin sert zulmüne karşı* bunlar soft* yumuşak ama gevşetici* uyuşturucu ve yozlaştırıcı bir düşmanlık siyasetiyle kendilerini gizlemeyi başarabildiler.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...


Turuncu Zihniyet
Cumali DALKILIÇ
Artık feryad etmeyin
"Kurtarın" diye bizi
Geminiz şöyle dursun
Fethe çıktık denizi
(Salih Mirzabeyoğlu)




"Şimdi yepyeni bir problemle karşı karşıyayız* deniz haydutluğu... Bizi muazzam meşgul ediyor bu konu… Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatlerinin korunması açısından birçok girişimimiz var… 2007 senesinde 45 gemi kaçırılmış* bu sene 19 gemi kaçırıldı… Bu iş büyüyor... Somali'de otorite boşluğu var... Karşımızda kimseyi bulamıyoruz."

Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Ataç'ın* Heybeliada'daki Deniz Lisesi'nde düzenlenen Deniz Harp Okulu'nun kuruluşunun 235. yıl dönümü töreninde* Somali'deki son gelişmeler üzerine kullandığı ifadeleri okudunuz...

Şimdi aynı cümle kalıplarıyla* aynı gelişmelere tam bağımsızlıkçı zaviyemizden bakalım:

"1908'den beri ciddi bir problemle karşı karşıyayız. Turuncu balkabaklığı. Bizi muazzam meşgul ediyor bu mesele. İslâm coğrafyasının kurtuluşu için dünyada birçok girişim var. 2007 senesinde Çok Uluslu Terör Örgütü'ne çalışan 45 gemiye mücahid korsanlar el koydu. Bu sene 19… Somali'de İstiklâl Savaşı var."
Dünya tarihinde "Deniz Kuvveti" oluşumuzu bahadır hakan Yavuz Selim'e ve O'nun Kaptan-ı Derya'sı Barbaros Hayreddin Paşa'ya borçluyuz.

Deniz Harp Okulu tarihi de bundan bağımsız değildir.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...
AKP-Fetullah Manipülasyonu ile
Mevziilerini Terkedenler

Sezai KIRLANGIÇ
Aynı yerden bir daha* bir daha ısırılan müslümanlar… O'na Ümmet olmaya liyakatsizliğin nişanesi halinde her dem taze* mucize çapında zuhurlar… O'ndan uzaklık; sefalet* perişanlık ve rezalete duçar olmak demekken* O'na yakınlık* pazarlıksız bağlılık ve itaat ise; izzet* şeref* ahlak ve zafer demek…
Yer Uhud ve Müşriklerin Müslümanları arkadan kuşatmalarına izin vermemek için vazifelendirilen 50 Okçu… Allah Resulü'nün kat'i emri 'Mevzi terkedilmeyecek'… Her ne şartta olursa olsun terk edilmeyecek ve savaş nihayetleninceye* Peygamber zaferini ilan edinceye kadar korunması gereken tepe* geçit terkedilmeyecek… Savaşın henüz başları* İslam Mücahidlerinin ayak diplerine birbir düşüyor kâfirlerin kelleleri* Bedir'in intikamı ile gelen müşriklerin heyecanları pörsümüş* liderlerinin motivasyonu düşmüş* karıları çığlıklar içerinde bağırmakta… Neler oluyor! Uhud tepesinden manzarayı gözleyenler* İslam Mücahidlerinin zaferine tanıklık ediyorlar* Heyhat bu erken bir sevinç biran Peygamber Efendimizin Emrinin unutulmasına sebebiyet veriyor ve mevzilerini terk edenler zafer naraları atarak ganimetten pay almaya koşuyor…
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...

BARAN ÖZEL:
- Semâda Büyük Zuhur!
- Taraf'ın Yüzsüzü Tam Yüzsüz Çıktı!


PANORAMA Türkiye:
- EYLEMLER...
- Çifte Ajanın Haz
ırladığı Bir Dosya: "Ergenekon"
- The Economist Ve Reuters'ten Tayyip Yorumları
- MEB* Öğretmen Açığını Gizliyor
- Polis Terörü Bir Can Daha Aldı

PANORAMA Dünya:
- "Nataşalar"dan Sonra Suziler* Barbaralar
- Bush: Aslında Çok Önce Çökmüştük…
- New York Times Gazetesi muhabiri sokaklarda "açım" diye dilenirken...
- Biz yazdık* Rus Uzman Doğruladı: Amerika Parçalanmış Devletleri
- Zevahiri'den Bush'a: Bütün Ordunuzu Irak'a Gönderin!
- Chavez Yine Kazandı

BÜYÜK DOĞU İSTİKLÂL SAVAŞI:

- 10 İnanmış Mücahid

Direniş Günlüğü:
- IRAK İSTİKLÂL SAVAŞI
- AFGANİSTAN İSTİKLÂL SAVAŞI
- FİLİSTİN İSTİKLÂL SAVAŞI
- ÇEÇENİSTAN İSTİKLÂL SAVAŞI
- DOĞU TÜRKİSTAN İSTİKLÂL SAVAŞI
- SOMALİ İSTİKLÂL SAVAŞI
- KEŞMİR İSTİKLÂL SAVAŞI

İMÂN ve İSLÂM:
- Müceddid-i Elf-i Sanî* Şeyh Ahmed Farukî -Serhendî
İmam-ı Rabbânî Hazretleri
- Seyyid Abdulhakim Arvasî Hazretleri'nin Şecereleri (*)
- Kurban Bayramı ve Fazileti
- Üstad Necip Fazıl'dan: KURBAN
- Abdülhakîm Arvasî Hazretleri ve Sultan Vahideddin Han
- Şeytanın Hileleri (Muhyiddin-i Arabî Hz.'lerinden)


KÜLTÜR - SANAT:
Oryantalizm ve Oryantalist Ressamlar
Gülçin ŞENEL
Oryantalizm yani şarkiyatçılık* Doğu kültürleri* dilleri ve hayat tarzları üzerine "Batı merkezli ve Batı kökenli" araştırma alanlarının tümüne verilen ortak ad. Oryantalizmin* 1312'de Viyana Kilisesi'nin Paris* Oxford* Bologna* Avignon ve Salamanca'da* Arabça* Yunanca* İbranice ve Süryanice'yle ilgili bir dizi kürsü kurulmasına ilişkin kararı ile ortaya çıktığı kabul edilir. Modern Oryantalist cereyanın doğuşunun da* Napolyon'un 1798'de Mısır'ı işgal etmesinden itibaren başladığı* bu tarihten sonra uzun yıllar İngiltere ve Fransa'nın hâkimiyetinde kaldığı tesbit edilir. II. Dünya Savaşı'ndan sonra ise* artık ABD'dir Oryantalizmin bayraktarı.

Oryantalizmin Doğu topraklarında yaptığı* sadece müslüman Doğuluları yakından tanıma ve hakikati bulma arayışı olsa idi* çok farklı bir netice ile karşılaşabilirdik belki. Fakat "tipik" Oryantalistler* Doğu'yu buldukları veya gördükleri gibi resmetmek yerine* gerçekleri çarpıtma ve küçük düşürüp aşağılama anlayışıyla yaklaşırlar. Böylece Batılıların zihninde bir "bedevî Müslüman" tipi oluşturulur; kaba-saba bir "Müslüman dünya" portresi çizilir; ve bu da* Müslümanlara has manevî değerler çarpıtılıp* kimi tâlî kültürel motifler abartılarak sunulur. İlk Oryantalistler* Müslümanların medeniyet fikri ve kültür kökleri ile alâkalı olarak neredeyse tek bir "hakikî" fikir serdetmemiş; haremden* köle pazarlarından* hamamlar ve tellaklardan öteye geçmemiş veya geçememişlerdir. Mahut emellerini özellikle Oryantalist edebiyatçı veya ressamlar eliyle gerçekleştirmişler; özetlemek gerekirse* mevzuun "magazin" buudunu aşmamaya dikkat etmişlerdir. (Diğer taraftan* Descartes'ten Dante'ye* Batılı pek çok mütefekkir ve sanatçının üzerindeki İslâm tefekkür ve tasavvufunun etkisi malûm ve meşhurdur ki* şu ân mevzuumuz bu değil.)

Bu çizgide Oryantalizm* Batı'nın Doğu'ya biraz daha yakından bakma* ama bu vesileyle ona hâkim olma ve yıpratma yollarını araştırdığı bir sahadır diyebiliriz. Edward Said'in dillendirdiği şekliyle o* "Sömürgeciliğin Keşif Kolu"dur.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...
Lânetli Yazılar
Kaçak Elektrik ve Küçük Dereler

İdris ÖZYOL
Hayatı* avcunun içine konulmuş bir kalp* bir damar* bir çift göz gibi hissetmelisin. Yok senden başkası. Etrafına bakınarak birilerini araman anlamsız. Üstünde yürüdüğün yol* yalnızların ve yoksulların ve isyancıların ve Ebuzer'lerin alnına vurulmuş olan* ince* bulanık* dar ama sonsuz uzayan bir patikadır.
Sonsuz uzayan bir yalnızlıksın sen kara çocuk. Ne parlak bir ışıkla aydınlanacak gecelerin* ne de gündüzlerin rahat uyunmuş bir uykunun şemsiyesi altında geçecek. Yeryüzünde mutluluk yok sana ve altına imza attığın mutluluğu asla göremeyeceksin. Yüzünü bile görmediğin insanlar için ölüyorsun sen* bunu bil.
Devamı BARAN Dergisi 100. Sayıda...

- FÜSUN ÖCAL "KAYBOLANLAR" RESİM SERGİSİ



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."

*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.