ALIŞIRSINIZ(!)


Bilinçli insanlar olumsuzluklara alışamaz!
Asalaklara tahammül etmez.
Zoru görenler zorla pişmiştir… Toylara yenilmez.
Koltuk ve makam insanı adam etmez!
Yalan ve riyakârlıkla makamlar muhafaza edilmezmiş!
Hâl bu demeyin!
Sebze hali değil yaşanan.
Zamanın gerçek yüzüdür.
Bakmayın siz ‘:Hele az sabredin. Nehir kenarındaki bulanıklık geçsin ve dalgalar dinecek. O zaman problemler çözülecek!’ vaatlerine…
Göllerin suyu değişmedikçe içerisindeki balıklar aynıdır.
Sürüye çoban olan sürüyü beğenmezmiş!
Islık değişecek, kaval nağmesi ayrı tonda esecek!
Fakat toplumu sürü görmeyin… Yanılırsınız… Tümsek ayağını sekteye uğratır.
Her insanı uysal koyun zannettiniz. Yanılırsınız. Ummadığınız zaman diliminde ayaz başlar ve fırtına hangi yönden esecek anlayamazsınız!
Hatasız kul aramayın. Yoktur!
İnsanların hatalarını kendinize malzeme yaparak önünüz açılacak zannetmeyin.
Düştüğünüz zaman diliniz susar ve su ararsınız!
Çulsuzluk başa beladır.
Paranın ceplerini şişirmesiyle yolda yürüyenle, cebi delik garibin hali bir başkadır!
‘Deyyusu bile para konuşturur!’ derlerdi de inanmazdım!
Bir gün bir manavdayım… Özel aracıyla bir deyyus manava geldi ve ‘:Tart ne varsa. Doldur bagajı!’ demişti. Manav heyecanla deyyusun önünde saygı gösterisinde… Yazıklar olsun derken tüm hızımla galeyana geldiğim bir andı!
Bir manav ve bir deyyus!Manav paranın üzerinde yazan rakama bakıyor..Karşısındaki hayasızın markasına ve canlı et satıcısı olduğuna bakmıyor!
Para ve makam adamı bozarmış!
Böyle az gelişmiş ve köşe dönücülüğün, beş para etmez sahtekârlıkların arenası süreçlerin ürünlerinde kişilik nadide insanda var.
Netice olarak nadide ve hadiselerle ayrılmış dünyadayız!
Nadide sessiz ve vakur!
Hadise oynak ve aşüfte!
Biri dik ve haysiyetli!
Diğeri çalkala boncukla sermaye yapmış!
Kıymet hükümleri farklı değerlerin ve çöküşlerin ürünü!


Dünya dönüyor!
Depremleriyle, thusunamileriyle ve savaşlarıyla dönüyor!
Ölenler ve yaralılarla savaş geçiren toplumlara bakarak bir süre feryat ediyorsunuz… Sonra unutuyorsunuz. Veya unutturuyorlar!
Öfkeyle sokaklara çıktığınızda kendinizden geçercesine sloganlar attığınız yıllara bakın… Ne göreceksiniz?
Sırtınızdaki toz demetine de bakmayı ihmal etmeyin!
Kimler sırtınıza çıkarak hangi basamakları jet benziniyle aşmış!
Uçarlar onlar!
Kanatlıdırlar.
Kuş gribine filan yakalanmayan cinsleri vardır.
Kuluçkaya yatan anaçlarının özel yumurtasından çıkmış olmanın avantajıyla seçkin zannederler kendilerini.
Çil horozunun veya pençesi hançer şiddetindeki dövüş horozunun farkı elbet olacak!
Paçalısı ve paçasızı da olacak!
Uyuz olana rağbet olmaz!
Her âlem böyle!
Hak istemeyenlere uyuz derler!
Baş eğenlere köle dedikleri gibi!
Haksızlığa karşı ses çıkarmayanın dilsiz şeytan olacağı ifade edilmiş!
O halde uyuz olmayacaksınız!
Gözleriniz pısırık bakmayacak.
Göbek şişirip hantallıkla çömeldiğinizde ve tekme vuran olduğunda ayağa kalkamayacak derecede pısırık olduysanız şikâyet etmeyin!
Şikâyet acizlik emaresidir.


Gelelim seksen günde yeni devr-i âleme!
Bu âlem başka âlemdir!
Saatlerine bakarak vakit darlığında olduklarını söyleyerek kapısına gelenleri kovmaktan beter eden yüzsüzlüğün âlemidir bu âlem!
Unutmayın ki, dün yaşandı ve yarında yaşanacak!
Bugün bitermiş!
Yarın size küsermiş!
Yarınınız olmaz.
Böyle giderse olmayacak zaten!
Kırdığınız yürekler suratınıza bile bakmayacak!
Böyle kalsa yine şanslısınız!
Bunun ters esen rüzgârına da hazır olun siz!
Karıncayı küçük görmeyin. Arıyı horlamayın!
Ayılardan ürküp çakallara dostluk eli uzatmayın!
Çakaldır adı üstünde!
Leş sever onlar!
Bir leşiniz çıksın ilk önce onlar sizi dişler!
Bu dünya böyle nankördür işte!
Kedidir onlar KEDİ!


Yürüyün yürüyeceğiniz loş odaların koridorlarında!
Bakardım sen namaz kaçırmazdın!
Bir makam aldın ezanı unuttun!
Hususi bekledim akşam ezanı mescitte…
Sen yarenlerinle yeni projelerinle iştigale dalmışsın!
Ezan bitti…Akşam vakti geçti..Mescide uğramadın!
Geçtim yanından!
Meşguliyetin dünyalıklardan!
Sendemi be HAYDAR?
Demek bu kavun da kelek!
Dışa aldanmak garip gelir.
Sarraf yanıltmazmış!
Her işin sarrafı önemli… Kavun ve karpuzunda uzmanına danışmak gerek! Dışı yeşil içi beyaz! Kırmızısını bilen uzmanı!
Lale devri de geçer!
Sokakları ıssızdır memleketimin!
Loş ve karanlık dağlarında sığırcıklar bir hoş ses çıkarır!
Dağlar temiz ve sevgilidir!
Yürekler meçhuldür!


Hadi bakalım sevinin dünyalığınızla siz!
Dağ eviniz, kent villanız, dolabınız, aynalı sarayınız olsun!
Neye yarar!
Secdeden uzaklaşan kişiliğinize hiç saygım kalmadı be merhum!
İnsan vardır yaşar..Yaşar ama ruhu bitiktir!
İnsan vardır göç etmiştir öte tarafa!
Fakat ismi ve hürmet edilecek varlığı yüreklerdedir!
Ne ayaklar var nalınla beraber kaydı!
Güvenmeyin vaziyetinize!
Bir damlalık nufteden geldiniz dünyaya!
Mum misali bir rüzgâr üfürüğüyle ruh uçar gidermiş!
HADİ SİZE İYİ DÜNYALIKLAR EFENDİLER!

türker akın sağlık

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.