(anadoluhaber) MGK'da bir 'Fethullahçılık' anekdotu

MGK'da bir 'Fethullahçılık' anekdotu

HASAN CELAL
GÜZEL

14/06/2009

Sevgili okuyucular, bu hafta sizinle ‘Türkçe Olimpiyatları’ konusunda sohbet etmeyi plânlıyordum. Dünyanın 115 ülkesinden gelen 700’e yakın çocuğumuzun başarılarını anlatacak, dünyanın her yerindeki yüzlerce okulda onbinlerce çocuğu eğiten eli öpülesi idealist öğretmenlerimize, inançlı iş adamlarımıza ve halkımıza; nihayet bu mucizevî oluşu gerçekleştiren Fethullah Hocaefendi ve ekibine şükranlarımı sunacaktım.
Takdir ve teşekkürüm elbette bâkîdir. Lâkin, 12 Haziran tarihli Taraf Gazetesi’nin, ‘AKP ve Gülen’i Bitirme Plânı’ manşetli haberini okuyunca, Pazar sohbetinde bu rezaletten bahsetmeyi uygun buldum.

‘Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü (FSTÖ)’
İmzalı belgenin aynen yayınlandığı habere göre, Nisan 2009’da Genelkurmay Harekât Başkanlığı’nda, dört sayfadan oluşan bir ‘İrticayla Mücadele Eylem Plânı’ hazırlanıyor. Dz. Kur. Kd. Albay Dursun Çiçek tarafından imzalanan bu eylem plânında, önce Ergenekon Soruşturması eleştirilerek, “İrticaî gruplar tarafından TSK başta olmak üzere devletin resmî kurumlarını yıpratmak üzere yoğun faaliyetler yürütülmekte; Ergenekon adı altında TSK’ya büyük emekleri geçmiş, emekli ve muvazzaf askerî personele yersiz ithamlarda bulunularak lekelemeye çalışılmaktadır” denilmektedir.
Plânda bundan sonra yer alanlar, normal bir vatandaşın tüylerini diken diken edecek mahiyettedir. Bu kadar alçakça hazırlanan, yalan, iftira ve komplolarla dolu ‘psikolojik propaganda’ plânları sağlıklı zihinlerin mahsulü olamaz.
Şu rezalete bir bakar mısınız?
- Fethullah Gülen’ciler (FG ) gemi azıya aldılar, doğrudan TSK’ya saldırıyorlar teması işlenecektir.
- Sakıncalı/şüpheli kategorisindeki irticacı subay ve astsubaylar hakkında ihbar çalışmaları yapılacak, müteakiben bu kişilerin ahlâki yönden olumsuzlukları ile ilgili haberler yapılacaktır.
- Işık Evleri baskınlarında, silâhlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silâh, mühimmat, plan vb. materyel bulunması ‘sağlanarak’, FG grubu silâhlı terör örgütü, ‘Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü’ (FSTÖ ) kapsamına aldırılacak ve soruşturmalar askerî yargı kapsamında yürütülecektir.
Eylemler listesi bu şekilde devam edip gidiyor...

İftira psikolojik harekât değildir
Efendim, sizleri bilmiyorum ama bu rezillikleri okudukça benim içim kararıyor, midem bulanıyor, kusacak gibi oluyorum. Kurmay Albay rütbesindeki bir asker, nasıl olur da böyle sahtekârlıklara kalkışır, havsalam almıyor. Hele bunları ona hazırlatanları düşündükçe Türkiye’nin nasıl tehlikelere mâruz bulunduğunu daha iyi anlıyorum.
Ne yazık ki, darbeci komplocular yarım asırdan beri bu millete olmadık iftiralar atıyor, inim inim inletiyorlar.
27 Mayıs’ta DP’lileri gözden düşürmek için medya ile birlikte az mı alçaklık yapmışlardı?.. Gençlerin kıyma makinalarında öğütüldüğünü söylemişler, ellerinde naylon donlarla, Afgan tazısıyla dolaşmışlardı. Lâkin bu millet demokratları ve şehit Menderes’i sevmeye devam etti.
Bütün yapılanları tek tek sayacak yerimiz ve imkânımız yok. Sadece şu son 28 Şubat Darbesi’ndeki medyanın soytarılığı ve darbeci Batı Çalışma Grubu’nun komploları bile oynanan vodvilleri bütün açıklığıyla ortaya koymuyor mu?.. Artık Fadime Şahinler’in Ali Kalkancı’ların nasıl alçakça bir oyunun adi piyonları olduklarını bilmeyen kaldı mı?..
Aslında 28 Şubat’tan bu yana çevrilen dolapların içyüzleri de yakında ortaya çıkacaktır. Esasen Ergenekoncuların da telâşının sebebi budur. 

MGK’dan bir anekdot
Efendim, merhum Özal, Millî Güvenlik Kurulu’nun dayatmacı tavrından hoşlanmaz ve bu kurulu aslâ Bakanlar Kurulu’nun üzerinde kabul etmezdi. Ancak, 12 Eylül dönemi henüz yeni bitmişti; darbecilerin başı hâlen Cumhurbaşkanı idi ve Özal da askerle ilişkileri iyi götürmeye çalışıyordu.
Başbakanlık Müsteşarı iken Özal’ın talimatıyla MGK gündemini ve evrakını didik didik eder, gördüğüm yanlışlıkları ve terslikleri Özal’a anlatırdım. Bu uygulamaya bakanlıklarım sırasında da devam ettik. Dışişleri bakanlarına daimî vekâlet görevim dolayısıyla, hem müsteşar hem de bakanken MGK toplantılarında genellikle bulunmuştum.
1988 yılında Millî Eğitim Bakanlığım sırasında merhum Özal’ın gönderdiği MGK sunuşlarını incelerken MİT Müsteşarlığı’nın mûtad bilgi raporunda şunların yazılı olduğunu görünce hem kahkahalarla güldüm hem de kızdım. Raporun Fethullahçı grupla ilgili değerlendirmesinde, Fetullahçıların Humeynî yanlısı oldukları ve silâhlı terör grupları oluşturarak İslâm Devrimi hazırlıkları yaptıkları yazılıydı.
Doğru rahmetli Özal’a koşup durumu anlattım. Çok sinirlendi; daha önce de sık sık aramızda yaptığımız gibi, “Sen üzerlerine git, duruma göre gerekirse ben de konuşurum” dedi.
Evren’in başkanlığında yapılan MGK toplantısında, önce bir korgeneral olan MİT Müsteşarı raporunu okudu. Daha sonra Evren gündemin diğer maddesine geçmek istedi. Herhalde Kurul’un toplantı tarihinde ilk olarak rapor üzerinde söz istedim. Fethullah Gülen grubunu yakînen tanıdığımı ve raporda yazılı olanların hiçbir şekilde doğru olamayacağını; Grubun Humeynî rejiminin karşısında olduğunu ve terörle, silâhla ilgilerinin bulunmadığını kesin bir dille ifade ettim. Bunun üzerine Müsteşar klâsik bir itiraz şekliyle ‘Ama elimizde bantlar var’ cevabını verince, ‘Burası devletin en üst bir kuruludur. Varsa çıkarın bantları da biz de müstefîd olalım’ dedim. Bu arada, müdahale vaktinin geldiğini gören Özal da beni destekleyerek raporu sert bir şekilde eleştirdi. Olan biten karşısında çok bozulan Evren, hırsını Müsteşar’dan aldı ve Gülen Grubu hakkındaki gerçeğe aykırı beyanlar rapordan çıkartıldı. 

Gereği yapılmalı!
Düşünebiliyor musunuz sevgili okuyucular, aradan tam 21 yıl geçtikten sonra (Anekdotumdaki raporu hazırlayanlar ile varlığını güvenliğimizin teminatı olarak gördüğümüz MİT’i birbirinden ayırt ediyorum), birileri çıkıyor, aynen 21 yıl önce yapıldığı gibi Fethullah Gülen grubunu ‘FSTÖ’ (Fethullahçı Silâhlı Terör Örgütü) gösterebilmek için evlerine silâh ve mühimmat yerleştirin diye eylem plânı hazırlıyor...
Lâkin, bu rezalet karşısında, esef etmekten ve köşe yazısı yazmaktan başka da yapılması gerekenler vardır. Şöyle ki;
1. Önce bu raporu düzenleyerek açıkça suç işleyenler hakkında, TSK’nın üst kademesi mevzuat çerçevesinde derhal gereğini yapmalıdır.
2. Makûl bir süre bekledikten sonra Başbakanlık da Başbakan’a bağlı Genelkurmay Başkanlığı’na, suç işleyenler konusunda gereğinin yapılmasını yazılı olarak bildirmelidir.
3. Aslında bu mesele, askerî yargıdan çok sivil yargıyı ilgilendirdiği için yargıda da soruşturma başlatılmalıdır.
Darbeci taslaklarına son bir diyeceğimiz var: Biliniz ki artık bu millet sizin iftiralarınıza ve yalanlarınıza hiçbir şekilde inanmıyor.

 Yazının kısa yolu:
 
Hani lan senin şapkan

Gerçekte aslanların hayvanlar üzerinde nasıl bir sultası olduğu bilinmez ama sonuçta aslanın ormanlar kralı olduğuna inanılmış bir kere. O zaman biz de “ Ormanların Kralı Aslan ” deriz, başımıza bela almayız.

İşte böyle bir ormanda Aslan Kral ve yardımcıları olan kurt, tilki ve çakal uzun süredir saltanatlarını sürdürüyorlarmış.

Hiç kimsenin bu gidişe “dur!” deme düşüncesi de yokmuş. Hoş nasıl “ dur! ” desinler ki, Aslan kralın her dediği yardımcıları tarafından anında gerçekleştiriliyormuş. Yediği önünde, yemediği ardındaymış.

Gel zaman git zaman derken ormanda AB kriterleri yokmuş ama kendilerinin de bir hakkı olduğuna inanan bazı hayvanlar bu duruma itiraz etmeye ve kendilerine haksızlık yapıldığını mırıldanmaya başlamışlar.

Hainler(!) kendileri mırıldandığı yetmiyormuş gibi arada bir fili ayıyı da kışkırtıyorlarmış.

Tilki düşünmüş taşınmış, biraz da kaşınmış ve sonunda krala bir öneri getirmiş; “ Yüce kralım, bu böyle olmayacak. Bu hayvanlar demokrasi ister oldular. İyisi mi zayıf hayvanlardan bazılarının yapması imkânsız yasaklar getirelim. Sonrada o yapamayan hayvanı yapmadığı için tüm halkın önünde bir güzelce bir cezalandırılıp, eşek sudan gelene kadar dövelim. Öteki hayvanlarda sıra kendilerine gelecek diye korkularından sinerler düzeni sağlarız. Bu sindirme politikası işimize yarar ” demiş.

Ayrıntılara geçmiş bütün kurnazlığıyla tilki; “ Bu iş içinde en zayıflardan tavşan uzun kulaklı olduğu için şapka giyemez. Herkese şapka giymek mecburiyeti getirelim. Sonrada tüm hayvanları toplayıp şapka yasası kontrolünden geçirip tavşanı bir güzel döverek bu işi halledelim ” demiş.

Kurtla çakalda destek olmuşlar kralda kabul etmiş yasa ilan edilmiş ve herkes şapka giymiş.

Kral tüm hayvanları meydana toplayıp şapkasız tavşanı yakalatmış.

Görevliler, “ hani lan senin şapkan? ” diye acımasızca dövüp tüm hayvanları dehşetle titretmişler.

O günden sonra ne zaman “ adalet istiyoruz ”, “ bizim de hakkımız var ” gibi ayrılıkçı(!) homurtular çıksa derhal tüm hayvanlar meydana toplanıp şapka kontrolünden geçirilir her seferinde tavşanı daha kötü döver olmuşlar.

Hayvancıklarda zamanla zavallı tavşanın haline ağlayarak dağılmaya başlamışlar.

Bir gün kurt krala gelip “ yine bir şeyler oluyor hayvanlar filin etrafına toplanmış tavşana yapılan zulümden dolayı isyan etmeyi düşünüyorlar ” demiş ve eklemiş, “ Bu numara bayatladı. Tavşanın kafasına şapkanın uymadığını herkes anladı başka bir yol arayalım.

Kral “ tedbir nedir? ” diye sorunca kurnazlığıyla meşhur tilki girmiş söze; “ Herkesi meydana toplayalım. Tavşana git majestelerine sigara alda gel diye görev verelim. Tavşan filtreli alırsa ulan sen nasıl filtreli alırsın diye filtresiz alırsa vay niye filtresiz aldın diye dövelim ” demiş.

Yine tüm hayvanları başka bir bahane ile meydana topladıktan sonra tilki tavşanı çağırıp elindeki parayı uzatarak “ git majestelerine sigara alda gel ” demiş.

Tavşan anında fırlamış tam ilerideki ağacı döneceği sırada geriye dönüp bağırmış;

-Filtreli mi olsun filtresiz mi?

Kral ve yardımcıları bir birlerine bakışmışlar ve kral ormanı sallayacak şekilde aniden gürlemiş, “ Gel ulan buraya ” ve eklemiş;

-Hani lan senin şapkan?!
A.D.Şimşek


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.