TÜRKİYE TÜRKERE SAHİP ÇIK !

TÜRKİYE TÜRKLERE SAHİP ÇIK !

GAZZE İÇİN DÜNYAYI AYAĞA KALDIRAN AKP HÜKÜMETİ
TÜRKİSTAN İÇİN NEDEN SUSUYORSUN
? Katliam  Kanınızı  Donduracak -VİDEO
TÜRKİSTAN'DAKİ SOYKIRIMA DUR DE !
ŞEHİTLERİMİZE İHANET ETME !

TÜRKİYE GÜNDEM.NET ////////// ŞEHİT VE GAZİLER.COM
 
ALIŞVERİŞTE LÜTFEN DİKKAT:
ÇİN MALINDA BARKOT: 690-691-692 İLE BAŞLAR
LÜTFEN TÜRK MALINI TERCİH EDİNİZ:
TÜRK MALI BARKOD BAŞLANGIÇ:
869
 
Çin Malına Hayır..

Çin malı ya da hammaddesini, tüketici olarak ayırt edebilmek oldukça güç ancak Çin üretimi olan bir malı ayırt etmek çok kolay. Nasıl mı? Aldığınız ürünün üzerinde "Made in China","Product of China", “Çin Malı" gibi ibareler yer almıyorsa, ürünün barkodunu okuyun. Her ülkenin sahip olduğu eşi olmayan satış kodları, barkodların başına işleniyor. Barkodun en başındaki ilk iki ya da üç rakam, ürünün hangi ülkeden geldiğini size söylüyor. İşte Çin'e ait barkod numaraları

690-691-692

Eğer ürünün orijinalinden emin değilseniz bu üç rakam size yol gösterecektir. Bu numaralarla başlayan ürünleri almayın.  Sessizlik içinde ölen, öldürülen tüm canlıların sesi olun.
 
                                                             TÜRKİYE GÜNDEM.NET HAYKIRIYOR !
                                                                     TÜRKİYE TÜRKERE SAHİP ÇIK !
 
Ezeli ve ebedi Türk yurdu olan Doğu Türkistan 1949 yılından beri Çin işgali altında bulunuyor. Çinliler atalarının vasiyetlerine uyarak Doğu Türkistan’ı işgal etikten sonra 60 yıldır gizli ve aleni soy kırımlarla, yürüttükleri asimilasyon politikalarıyla, Doğu Türkistan’a sürekli olarak Çinli göçmen getirerek yerleştirme uygulamaları ve ekonomik sömürü yolu ile Doğu Türkistan’ı tamamen yutup yok etmek istemektedirler.

Haziran ayı içerisinde Divan-ı lügat-it Türk’ün müellifi olan Kaşgarlı Mahmut’un memleketi Kaşgar’ı çok katlı binalar yaparak Çinli göçmen getirip yerleştirebilmek maksadıyla dozerlerle yıkarak yerle bir etmeye başlamış olması Çinlilerin tam anlamı ile Türk-İslam medeniyeti düşmanı olduğunun açık bir göstergesidir.

Çinli işgalcilerin Doğu Türkistan Türklerine yönelik olarak uygulaya geldikleri soykırım, sürgün, sömürü, ırki aşağılama, dini ve kültürel özgürlüklerin gasp edilmesi… Gibi insanlık dışı baskı ve yıldırma girişimlerine karşı Doğu Türkistan Türkleri de yarım asırdır bütün güçleri ile direnmekte, karşı koymakta, var olma ve bağımsızlıklarını tekrar elde etme mücadelelerini sürdürmektedirler.

Çinlilerin son yıllarda “İş gücü fazlasını başka memleketlere yönlendirme” adını verdikleri insanlık dışı zorbalıklarından biri de yoksul Türk çiftçilerinin özellikle de kız çocuklarını Çin’in içeri bölgelerine tehditle ve zor kullanarak sözde çalışmaya götürme uygulamalarıdır. Bunun sonucunda yüz binlerce Türk kızlarının Çin’in kalabalık nüfusu içerisinde heder olup gitmekte olduğu ile ilgili haberler alıyoruz.

26 Haziran 2009 günü Çin’deki Guang Dong eyaletinin Şaoguan şehrinde Doğu Türkistanlı gençlerin ve kızlarında köle gibi çalıştırıldıkları bir oyuncak fabrikasında, daha önceden planlanmış olduğu anlaşılan bir şekilde Doğu Türkistanlı işçilerin kaldıkları yatakhanelere vahşice saldıran binlerce Çinli iki Uygur Türk’ünü katletmişler, yüzlercesini de yaralamışlardır.

Çin’in Guang Dong eyaletinin Şaoguan şehrinde Uygur Türklerine karşı uygulanan vahşi saldırıları Protesto etmek ve öldürülen Uygur Türklerinin katillerinin bir an önce ortaya çıkartılması istemi ile 05.06.2009 Pazar günü Ürümçi’de Üniversite öğrencileri bir protesto eylemi yapmışlardır. Kalabalığın üzerine Çin Polis ve askerlerinin yaylım ateşi açması sonucunda da ilk belirlemelere göre 140’ın üzerinde kişi hayatını kaybetmiştir. Bu rakamlar kesinlikle doğru rakamlar olmayıp, asıl rakamların 500’ün üzerinde olduğu yolunda haberler almaktayız. Türkiye ve dünya medyası sadece İşgalci Çin devletinin verdiği rakamları tekrar etmekle yetinmektedir. Doğu Türkistan’dan alınan son bilgilere göre olayın başka vilayetlere de sıçramakta olması söz konusudur. Bundan korkan işgalci Çin hükümeti Ürümçi’de olağan üstü hal ilan etmiş bulunuyor. Bu günlerde olduğu gibi Doğu Türkistan’da yüzlerce, binlerce Türk’ün katledilmesi hadisesi ne ilktir, ne de son olacaktır. Çünkü 1949 yılından bu yana işgal altında olmayı asla kabul etmeyen Doğu Türkistan Türkleri büyüklü küçüklü olmak üzere 1000’e yakın milli ayaklanma gerçekleştirmişler ve her defasında çok kanlı şekilde bastırılmalarına rağmen asla bağımsızlık fikrinden vazgeçmemişlerdir. Çin işgali ve Çin zulmü devam ettikçe de Doğu Türkistan Türklerinin yüreğindeki özgürlük ateşi asla sönmeyecektir…         

1- Bize göre, İlk olarak Şaoguan olayının Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanının Çin’de resmi bir ziyaret için bulunduğu bir sırada meydana gelmiş olmasının anlamı, Çin ile Türkiye arasında yapıldığı söylenen terörle mücadele anlaşmasının Çinlileri cesaretlendirmiş olması ihtimalidir. Oysaki Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı için mücadele eden Doğu Türkistan Türklerinin hemen hepsi Çin için birer “terörist”tir ve bu “terörist”lerden Türkiye’de binlerce vardır. Peki, Türkiye’nin Çin’de kaç teröristi vardır?

2- Cumhurbaşkanı Gül’ü neden adeta ortaçağ dönemini yaşamaya mahkûm ettikleri Doğu Türkistan’ın Kaşgar, Hoten veya Gulca vilayetlerine değil de, devamlı Çinli göçmen getirip yerleştirilmesi sonucunda Çinli nüfusun neredeyse % 90 civarına ulaştığı ve işgalci Çin devletinin kendi nüfusuna hizmet etmek amacı ile her türlü mamurlaşmayı sağlamaya çalıştığı Ürümçi’ye götürmüşlerdir?

3- Doğu Türkistan Türklerinin, katliama uğrayacaklarını kesin olarak bildikleri halde ortaya koydukları son demokratik eylemleri, deyim yerindeyse “Dağın fare doğurmuş” olduğunu görerek “Bunca yıldır boş yere beklemişiz. Artık daha fazla sabretmeye ve beklemeye gerek kalmadı” düşüncesine kapılmış olmaları olabilir.

4-Türkiye Cumhuriyeti Devletinin en üst organı olan TBMM,  Çin işgalcilerinin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının Çin’e yaptığı ziyareti kendisinin çirkin ve insanlık dışı emellerine ulaşabilmek için fırsata dönüştürmek istemesine asla izin vermemeli, Türkiye’deki Çin elçiliği vasıtası ile Çin’e ciddi bir uyarıda bulunmalıdır.

Çin, Doğu Türkistan’daki insanlık dışı katliam, sürgün, ırki aşağılama ve asimilasyon gibi uygulamalarını derhal durdurmadığı takdirde Çin mallarının Türkiye’ye girişine asla izin verilmeyeceği konusunda uyarılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk dünyasının en köklü devlet geleneğine sahip Türk devleti olması sebebiyle Kaşgar’ın yok edilmekte olmasının derhal durdurulmasını istemelidir.

5-Gerek Çin’in katil işçileri tarafından olsun ve gerekse de işgalci Çin devleti eli ile olsun Doğu Türkistan Türklerine yöneltilen her türlü kanlı saldırıların kayıtsız, şartsız derhal sona erdirilmemesi durumunda Çin ile olan bütün ilişkilerin süresiz olarak askıya alınacağı bildirilmelidir…

 Görülecektir ki, Türkiye-Çin arasında tek taraflı fedakârlıklarla “devede kulak” misali sürdürülen ticaretin durdurulmasından ve “terörle müşterek mücadele” sözleşmesinin askıya alınmasından dolayı kayba uğrayan taraf sadece ve sadece Çin olacaktır…       

6-Doğu Türkistan Davasını Uluslararası Platformlara Taşımak mecburiyetinde olan tek devletin Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğu düşüncesi ile bu hususta ciddi ve sonuç getirici adımlar atılmasını istiyor ve bekliyoruz.

Doğu Türkistan Türkleri olarak Türk milletine her zaman yaptığımız şu çağrımızı bir defa daha tekrar ediyoruz: Hükümetler gelip geçicidir ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti ebediyen yaşayacaktır. Türk milleti dünyanın hangi ücra köşesinde hangi şartlarda yaşıyor olursa olsun kan, can, din, dil, örf-adet, gelenek ve görenekleri ile kardeştirler. Bu sözde değil özde kardeşlik sonsuza kadar devam etsin istiyoruz. Bu sebeple bu güne kadar Doğu Türkistan Türkleri olarak Türkiye Türklerine hep güvendik. Hükümetlerden beklediğimizi bulamadığımız dönemlerde Türk Halkının bizlere olan yaklaşımı bizler için teselli ve ümit kaynağı oldu.

 Şu anda Doğu Türkistan’daki Türkler çok zor ve tehlikeli bir dönemin içinde bulunuyorlar. Türkiye Türkleri olarak hükümetin ve yüce meclisin Doğu Türkistan konusunda Çin’e karşı gerekli siyasi, ekonomik ve diplomatik girişimlerde bulunması için oylarınızla seçtiğiniz bütün parlamenterlere çok ciddi biçimde siyasi baskı uygulamanızı Türklük, İslamiyet ve insanlık adına bir defa daha talep ediyoruz! 

 
Mehmet Emin BATUR
 
 

TÜRK DÜNYASININ DİNMEYEN,  DİNDİRİLMEYEN YARASI : DOĞU TÜRKİSTAN ÇAĞRI

08.07.2009

İnsanlık tarihinde derinden etkiler yapabilmiş uluslardan belki de en büyüğü olarak anlamlandırabileceğimiz Türk milletinin, bugünkü nüfusunun yarısına yakını, değişik coğrafyalarda esir ve (veya)  yarı esir durumunda yaşamaktadır.   Bilimden kültüre, sanattan edebiyata, felsefeden kavrayışlara kadar her alanda insanlığa üstün katkılarda bulunmuş Türk ulusu, bugün ne yazık ki türlü planlarla ezilmektedir. Kültür emperyalizminin pompaladığı dayatmalardan başını kaldıramayan yüce milletimiz , bazı coğrafyalarda açıkça katliam edilmektedir. Türk nesline ve kültürüne düşmanlıkla saldıran Çin, katliamlarını dünyanın gözü önünde uygulamaktadır. Çin işgali altında tutulan ezeli Türk yurdu Doğu Türkistan`dan, 5 Temmuz 2009 itibariyle yükselen çığlıklar , vahşetin bireysellikten çıkıp devletleşmesinin vahşilikte sınır tanımaz örneği olmuştur. Sayıları onbin ile ölçülebilen Çinli unsurların , Uygur Türklerine saldırarak canlarını gasp etmesi , insanlık merhamet ve aklından ne derece yoksun olduklarını bir kez daha göstermiştir. Şerefli Türk tarihine kazınan bu milli yas günü , Gulca'ların, Hoten'lerin devamı niteliğindedir.

Uygurlara karşı amansız ve sistemli yok etme politikaları işleten Çin, Mao`nun başlattığı kültür devrimi seferberliğiyle de ilk önce Uygur Türklerini hedef almıştır. Çin`de hangi rejim başa gelirse gelsin, Uygurlara bakış olumlu ve insancıl bir yöntem izlememiştir. Tarihsel çekişmelerin körüklediği Çin`in Uygur düşmanlığı, Türk tarihini bütünüyle etkilemeye yönelik sahte tarih tezleriyle de ön almak istemektedir. Doğu Türkistan topraklarının verimliliği, üzerindeki milletin çalışkanlığı , Çin`i hep bu bölgeye yöneltmiştir. Melezleştirilmek istenen Uygurlar , zorla Çinlilerle evlendirilmekte, böylelikle Çinlileştirilmektedir. Tıp dünyasını alt üst edecek deney ve uygulamalarla Türkler kısırlaştırılmakta , anne ve çocuk sağlığı hiçe sayılarak yedi aylık hamile kadınlara kürtaj yapılmaktadır. Böylelikle katledilen ana ve yavruların hesabı bilinmemektedir. Uygurların yaşadıkları bölgelerde nükleer denemeler yapılmakta, bölge halkı kobay olarak kullanılmaktadır.

Çin`de potansiyel düşman görünen Uygur kimlik ve varlığı, 11 eylül saldırılarından sonra, daha da  yeni kılıflara büründürülmüştür. O zamana kadar milli bölücüler olarak tutuklanan Uygurlar, artık din ile terörü bir tutan sapık zihniyetlerin atma tutma tahtası olmuştur. Türk milletinin dini hassasiyet ve bağlılıkları dostça da  düşmanca da bilinir. Türklerin, yüce İslam dinine besledikleri derin saygı, Uygurların aleyhlerine işleyen bir başka seçenek olmuştur. İslam dinine duyulan nefretle de iç politikasını şekillendiren Çin`in 5 Temmuz katliamının, içinde bulunduğumuz kutsal üç aylarda başlatılması da gerçekten dikkatle ele alınmalıdır. Oruç tutanların tutuklandığı, camilerin kapısında polislerin tutulduğu, okullarda sürekli aşağılanan Uygur çocuklarına Ramazan ayında leziz yemeklerin sunularak oruç tutmalarının engellendiği, aileleri hakkında çocukların saflığından yararlanarak bilgi toplandığı Çin`de, Uygurlar katlediliyor, insanlık katlediliyor !

Uygurların acısını sarmak için onlarla mutlaka ortak bir paydanız vardır: Türklük, İslamlık, İnsanlık ... Eğer zulme karşı durmak için ille de payda arıyorsanız...

İSTİKLAL GAZETESİ FİNLANDİYA TEMSİLCİLİĞİ
 
 

AH DOĞU TÜRKİSTAN

 

Unutulmuş yurdumda,yine vahşet , yine kan,

Zulüm payidar oldu, Nerede bizim eller!

Türklüğün öz beşiği, ata yurdum Türkistan,

Zindana döndü şimdi,kapandı bütün yollar.

 

Ahde vefa bilmeyen, insana insan denmez,

Darda kalan kardeşe, insan olan sırt dönmez,

Sen sahip çıkmaz isen, bu yangın asla sönmez,

Su taşısa ırmaklar,suyunu verse göller

 

Türkün kanı ucuzmu, bu sessizlik ne için,

Ey aydın geçinenler,Türke de kucak açın,

Yoksa Türk öldürürken, sevecen mi geldi Çin,

Konuşun ele ötüp, Türk için dili lallar.

 

Gücüm yok deme bana, sesin var haykıracak,

Hiç değilse konuş be, gücün yoksa verecek,

Huzuru İlahide, Rabbim senden soracak,

Haksızlık karşısında, şeytandır susan diller.

 

Bir nefes hürriyete, vatanın dağlarında,

Canlarını verdiler, gencecik çağlarında,

Filizlenip yeşeren, Türkistan bağlarında,

Fidanlar boyun büktü, açmadan soldu güller.

 

Rabbim mazlumu korur,gün döner hesap döner,

Sanmaki Türklük odu, Türkistanımda söner,

Dışı kül kaplasada, altında ateş yanar,

Bir nevruz yeli essin, dağılsin hele küller.

 

Şehidim rahat uyu,bu od senle yanacak,

Ergenekondan ruhun, dağı delip inecek,

Yüz suyun hürmetine, gözyaşları dinecek,

Rabbimden bunu niyaz, ediyor mazlum kullar.

 

Ey Doğu Türkistanım, vatanım, ata yurdum,

Beni affet diyemem, suçluyum, uzak durdum,

Gönlümü uzaklardan, esen rüzgâra verdim,

Uygur yiğitlerine,götürüp versin yeller.

 

İlhan Esen

 



--
Nail KABALI

www.nailkabali.com.tr

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.