[anadoluhaber:35188] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ABD, İsrail şov!

Posted: 06 Sep 2009 05:57 AM PDT


ABD hükümeti durdurulmalı açıklaması yapıyor, İsrail önce düşündüğünü söyleyip, sonra yeni inşaatlara izin veriyor

Obama hükümetinin yeni Ortadoğu yol haritasında ilk şart olarak ortaya koyduğu İsrail'in yasadışı yerleşimleri durdurma isteği, siyasi bir şova dönüştü.

ABDli yetkililer, 'sadece geçici bir süre için' Batı Şeria'daki yerleşimlerin durdurulması çağrıları yaparken, İsrail yönetimi bir yandan 'ha şimdi ha yarın' diyerek tüm dünyayı oyalıyor, bir yandan binlerce yeni illegal birim için onay veriyor.

Son olarak, İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu'nun, geçici süre için durdurma kararı almadan önce yeni inşaatlara onay vereceği basında yer aldı.

Beyaz Saray sözcüsü Robert Gibbs, bu haberlerin kendilerini "hayalkırıklığına uğrattığını" söyledi.

Netanyahu'nun yardımcılarından biri ise, birkaç yüz yeni yerleşim biriminin çoktan onaylandığını, Batı Şeria'da 2500 apartman inşaatının da sürdüğünü açıkladı.

İLLEGAL YERLEŞİMLERE HERKES KARŞIYSA, NEDEN HERGÜN YENİLERİ İNŞA EDİLİYOR?

İşgal topraklarında yerleşim yerleri kurma politikası geçmişi oldukça eskiye uzanan İsrail, yıllardır uluslararası toplum tarafından kınanır. Filistin toprakları üzerine kurulan yerleşimlerin 'yasadışı' olduğuna yönelik onlarca BM kınaması, bir o kadar da mahkeme kararı olmasına rağmen, bir yandan bu yasadışı yerleşimler yükselmeye, genişlemeye ve kalabalıklaşmaya devam ediyor.

Obama'nın başa gelmesinin ardından, ABD yönetimi barış görüşmelerinin yeniden başlaması için yerleşimlerin durdurulmasını en önemli şart olarak İsrail'in önüne koydu. Bu en önemli şart, sadece geçici bir dönemi kapsıyordu, ve Doğu Kudüs'te süren yıkımları, yahudi yerleşimlerini kapsamıyordu. Buna rağmen, İsrail, zorla da olsa telaffuz edebildiği 'Filistin Devleti'nin toprakları üzerine inşa ettiği illegal yerleşimleri durdurmaya yanaşmıyor.

İsrail'in resmi verilerine göre, Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki 144 Yahudi yerleşim biriminde toplam 33 bin kişi yaşıyor.

İSRAİL'İN 'DİN TEMELLİ IRKÇI İDEOLOJİSİ' VE YERLEŞİMLER

"El Halil bizimdir, bizim kalacak" şarkıları eşliğinde yeni yerleşim birimleri inşa etmeyi sürdüren İsrail'in 'din temelli ırkçı ideolojisinin' özünü Netanyahu açıklıyor: "Yahudi halkı ile İsrail arasındaki ilişkinin 3 bin 500 yıllık bir geçmişi var. Yudea ve Samarya'da, İbrahim, İshak ve Yakup'tan da önceki atalarımız yaşıyordu. Oralar bizim için yabancı topraklar değil, bilakis atalarımızın ülkesi."

Netanyahu'nun Yudea ve Samarya diye bahsettiği 'vadedilmiş topraklar' sadece Batı Şeria'yı değil, kuzeydeki Cenin kentinden güneydeki El Halil'e kadar tüm bölge.

Yalnızca El Halil ve Nablus kentlerinde değil, Golan Tepeleri'nde Gazze'de ve Sina Yarımadası'nda da Yahudi yerleşim birimleri inşa edildi. 1976 yılında Sina Yarımadası'nda kurulan başlıca yerleşim yeri, tamamen Yahudilerden oluşan bir kent olan Yamit idi.

YAHUDİ YERLEŞİMLER....

Yerleşimler Filistin mahalleleri arasına yerleştirilen saatli bombalar gibi..

Yerleşimler, aralarında inşa edilen yollar ve barikatlar yüzünden Filistin köylerini, aileleri birbirinden ayırıyor.

Yerleşimler, İsrail askerlerine gerek kalmadan aşırı ırkçı yahudilerin günü birlik Filistinli çiftçileri taciz etmesinin yolunu açıyor.

Yerleşimler, varolan tüm uluslararası yasalara göre illegal.

Yerleşimler tüm dünya tarafından bir şekilde yanlış bulunuyor ve 'kınanıyor'.,

Öte yandan, yerleşimlerin 'doğal büyümesi' hız kesmeden devam ediyor.

İsrail ve uluslararası toplum ödüle layık bir siyasi şov ortaya koyarken, Filistin toprakları parça parça yahudileştiriliyor.


[anadoluhaber:35183] Tarikatlar ve Zekat Bahsi

Posted: 06 Sep 2009 03:13 AM PDT

TARİKATLAR VE ZEKAT BAHSİ

 

 

 

            Ülkemizde zekat devletinde araya girişimiyle yanlış yorumlanmaktadır. Kesinlikle bir yardım kuruluşuna (THK, Çocuk Esirgeme Kurumu vb.) verilmez. Bu kesim Müslümanların bu dini vazifesinden istifade ederek kendine pay çıkarmaya çalışmaktadır. Halkımızda din bilgilerinin eksikliğinden dolayı kolayca kanmakta anılan kuruluşlara zekatlarını kaptırmakta böylece zekatları yerini bulmamaktadır. Çünkü zekat ancak namaz kılan fakir muhtaç kimselere ve ilmihal kitaplarında bahsedilen Müslümanlara verilir. Müslümanların bu mali ibadetinden istifade etmek isteyen sözde tarikat/cemaatlerde bu işin kaymağını yiyen bir grup, Müslümanları kendilerine zekat/fitrelerini vermelerini istemektedirler. 

 

            Yüce İslam dini zekatların yardım maksadıyla böyle kuruluşlara verilmesini yasaklamıştır. Fakat ne yazık ki bazı diyalogçu, abd, ab ve israil’ci sözde tarikat/cemaatler dini bilmelerine rağmen bu ibadetten kendilerine bir pay çıkarmaya çalışmaktadırlar.

 

            Bu abd, ab ve israil’ci cemaat/tarikatlar yüce İslam’a, Kuran’a, Peygambere dil uzatıldığı zaman sessiz kalmakta, tavır koymamakta, fakat nerdeyse Peygamber makamında gördükleri sözde şeyh/liderlerine en ufak bir laf söz geldiğinde kıyamet kopmaktadırlar. Dinden bahsederken Kuran-ı Kerim, Hadis-i Şeriflerden değil de, kendi başlarında bulunan sözde şeyh/cemaat başlarının söylediklerini esas almaktadırlar. Efendilerinin sözleri her şeyin üstünde kalmaktadır.Başlarındaki kişi seyyid, kutub, alim mertebesine yükseltmektedirler.

 

            Bütün bu olayların yaşanmasının nedeni halkımızın bilgisizliğinden cahiliyetinden kaynaklanmaktadır. Araştırma, okuma, öğrenme halkımızda yoktur. Halbuki zamanımızda çok güzel değerli dini ve ilmi yönden kaynaklar mevcuttur. Ama halkımız bunları araştırmak ve öğrenmek yerine boşu boşuna parklarda, bahçelerde, kahve köşelerinde ömür tüketmektedirler. Zamanın kıymetini bilmemektedirler. Kıymetli vakitlerini boşu boşuna geçirmektedirler.

 

            İnsanlarımız ibadetler başta olmak üzere dini bilgileri sadece kulaktan dolma bilgilerle ve anne babalarından gördüğü taklit yoluyla yerine getirmektedir. Kesinlikle başta ilmihal kitapları olmak üzere bilgi kaynaklarına bakmamakta, çok değerli zamanın kıymetsiz, boş şeylerle geçirmektedirler.

 

            Bizler böyle kişiler gibi zamanımızı boş işlerle geçirmek yerine, yüce İslam’a hizmet ve onu yeryüzüne hakim kılmak için yararlı işler yapmakta yarışalım. Göreceğiz ki, yardımcımız yüce Allah olacak ve işlerimizi kolaylaştıracaktır.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

05.09.2009

 

 

 

                                                                                                

 

 

 

 

 


[anadoluhaber:35184] ÇOCUK NE YAPSIN?

Posted: 06 Sep 2009 01:53 AM PDT



Windows Live ile fotoğraflarınızı organize edebilir, düzenleyebilir ve paylaşabilirsiniz.

.:: Komplo Teorileri ::. KÜRT AÇILIMI BÖYLE AÇILIR..

Posted: 05 Sep 2009 10:08 AM PDT


 

 

 

 

 

 

 

 

 

 Böyle yürekli eleştiri gördünüz mü?

 

'Posta' Gazetesinin Ankara temsilcisi Hakan Çelik'in yazısı:
BİR TÜRK OLARAK KÜRTLERE SORUYORUM
 : 


Bir TÜRK olarak Kürtlere soruyorum; ''Kürtler bu ülkeye ne vermiştir ?'' Kürtlerin, Türkiye'ye bugüne kadar ne katkıları olmuştur ? Sosyal, bilimsel ve sanatsal anlamda yaşamımıza neler katmışlardır ?


Kendilerini etnik kökenlerini ön plana çıkararak tanımlayan ve kendilerine verilmiş en büyük hak olan  

''BU GÜZEL ÜLKENİN, TÜRKİYE'NİN VATANDAŞI OLMAK HAKKINI'' bir kenara iterek, etnik köken üzerinden ırkçılık yapmayı tercih eden bu kitle, bu ülkeye ne vermiştir ve bu sapkın anlayışla ne verebilir ?

Kürtlere soruyorum; neden terör sizde, beşik kertmesi sizde, kız çocuklarını başlık parası adetiyle adeta bir eşya gibi alıp-satmak adeti sizde, her türlü yasadışı işin altından çoğunlukla Kürtler çıkmakta, kapkaç sizde, gasp sizde, ''NAMUS CİNAYETLERİ'' sizde, kaçakçılık sizde, uyuşturucu ticareti sizde, bu ülkenin vatandaşı olmayı sindirememek hastalığı sizde, vur-kır-gasp et anlayışı sizde, ÖZELEŞTİRİ yapmamak sizde, nedensiz aşağılık kompleksi sizde,
başına kuş pislese devleti ve diğer insanları suçlamak sizde, herşeyi devletten beklemek sizde, asimile edildiği yalanını söyleyip, 21. yüzyıl Türkiyesi'nde tek kelime Türkçe bilmeyen milyonlarca insan sizde, emperyalist devletlerin size sahte bir mazi yapıştırması neticesinde Anadolu'da hiçbir zaman varolmayan, sözde gasp edilmiş hayali bir anavatanınız olduğu yalanını yaymak yine sizde.

Bu ülkeye hiçbir şey vermeden, kaba kuvvet ve vandalizmle, terör ile toprak gasp etmeye çalışma ahlaksızlığı sizde, diyaloğu ve insani ilişkileri es geçip, yakıp yıkarak bu ülkeyi bölmeye çalışmak sizde, Avrupa'ya gidip Türkiye Cumhuriyeti ve onun şanlı ordusu Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında her türlü asılsız yalanları söylemek, bana işkence yaptılar, baskı yaptılar, dilimizi konuşamıyoruz, fırsat eşitliği yok gibi mesnetsiz yalanları söyleyerek siyasi mülteci statüsüyle o Avrupa ülkelerine kapağı atmak, bir parazit gibi yaşayıp oralarda da suç işlemek sizde, sizlerde....

Avrupa'da Türkiye'yi şikayet etmek sözkonusu olunca ''ben Kürdüm'' demek, ama cebinde Türkiye Cumhuriyeti kimliği ile Avrupa ülkelerinden herhangi birinde suçüstü yakalandığınızda ''ben Türküm'' demek üçkağıtçılığı sizde, çapulcu terör örgütüne her türlü desteği verip, demokrasi ve insan haklarından bahsetmek, ''şiddeti kınıyorum'' demek sizde, bu yalanları söyleyip bizleri de enayi zannedip, aptal yerine koymaya çalışmak terbiyesizliği ve alçaklığı sizde, bu ülkede yaşayan onlarca farklı etnik kökenden milyonlarca insan, etnik kökenleriyle ilgili en ufak bir sıkıntı çekmezken, özgürce siyaset yapabilirken, milletvekili ve hatta Başbakan bile olabilirken, verdiğimiz Kurtuluş Savaşı mücadelesi sonucu elde edilmiş Cumhuriyetimizin kazanımlarını içlerine sindiremeyen sömürgeci, etnik soykırımcı, emperyalist devletlerin maşası ve tetikçisi olmak düzenbazlığı NEDEN hep sizde ?

Lütfen bu sorulara yanıt verin, tabii verebilirseniz. ..

Bu memlekete bugüne kadar ne verdiniz de, ne istiyorsunuz ?

Eğitim diyorsunuz; öğretmen öldüren terör örgütünün katillerini ve elebaşını lider, siyasi irade kabul ediyorsunuz.

Dilimizi konuşamıyoruz diyorsunuz; o halde bugüne kadar Türkiye'nin çeşitli kentlerinde açılmış 
 

''Kürtçe Kursları'' sözde dil öğrenmeye susamış sizlerin ilgisizliği sonucunda neden kapandı ?

Siyasi platformda temsil hakkı diyorsunuz; siyasetinizi etnik ırkçılığa ve bölücülüğe dayalı söylemler, eylemler ve politikalar üzerine kuruyorsunuz.

Yarattığınız terörden 30 bin insan can veriyor... 
 

En ufak bir özeleştiri, en ufak bir günah çıkarma yapmıyorsunuz.

Sizlerin canı can da, bu ülkeyi ve içinde yaşayan masum insanları terörden korumak için hayatını hiçe sayıp şehit olan ana kuzularının, evlatlarımızın canı patlıcan mı?

İstanbul'da sokaktaki vatandaşlara saldırmak, molotof kokteyli atmak, otobüs yakmak, polise ve sade vatandaşlara, kadınlara, ufacık çocuklara ''kaldırım taşları'' atıp kafalarını yarmak neyin protestosu? 
 

Hangi köhne düşüncenin, hangi barbar anlayışın dışa vurumu?

Bugüne kadar hangi ''Kürt kökenli'' Türk vatandaşına; hop! sen Kürtsün şu şehre giremezsin, şu işi yapamazsın, şu mesleği icra edemezsin denmiş veya denmekte?

Bu ülkenin en çok para kazanan insanları çoğunlukla Kürt kökenli şarkıcılar, eğlence yeri sahipleri, işadamları, ticaret erbabı, turistik otel sahipleri, eğlence dünyasında; tv'de, gazinolarda iş yapan isimler (İbrahim Tatlıses, Özcan Deniz, Ceylan, Yılmaz Erdoğan vs.) değil mi?

Hani ne oldu ''fırsat eşitsizliği yalanınıza?'' İşin doğrusu, sizin sorununuz bu ülkeyi terör ile vurarak, kırarak bölmek! Bir oldu-bitti yaratarak bu güzelim memleketi parçalamaktır. Bu kadar basit. Şu çıplak gerçeği artık ilkokula giden küçücük çocuklar bile anlayabilmektedirler.

''KÜRT'' kökenli vatandaşlarımız, eğer bunca kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olan bu BÖLÜCÜ IRKÇI TERÖRİSTLERİ hala destekliyorlarsa, KUSURU DEVLETTE DEĞİL, KENDİLERİNDE ARAMALIDIRLAR!

Meydanlarda eller hep zafer işareti, ellerde 30 bin insanımızın katili kanlı terör örgütü PKK'nın afişleri, terörist başı Apo'nun posterleri, yakarız-yıkarız tehditleri ve herkesin malumu ülkemizdeki büyük kentlerde meydana gelen şu terör olayları...

Çapulcu terör örgütünün hazırladığı ''Şemdinli fiyaskosundan'' sonra, ellerine para vererek sokaklara salıp polisimize, güvenlik güçlerimize, halkımıza taş ve molotof kokteyli attırdığı küçücük çocuklar...

Çocuğunu terör örgütünün militan olarak kullanmasına müsade ediyorsan, bu kaos ve terör yöntemlerinden medet umuyorsan ve bu yolla bu ülkeyi böleriz, sözde ülkemizi de kurarız diye düşünüyorsan, canın yandığında veya meydanlara saldığın, yak-yık-kır-dök evladım dediğin çocuğunu kendi ellerinle ateşe attığında da bunu devlete fatura edemezsin.

Demokrasiden bahsedip, teröre yol açmak ? İnsan öldürüp hak talep etmek? Bu ne yaman çelişki...

Hak isteyen, hukuk isteyen önce bu ülkenin bütünlüğüne, bu ülkenin insanlarına, toplum kurallarına SAYGI gösterecek. Ülkesine katkıda bulunacak. İNSAN gibi davranacak, yakmayacak, yıkmayacak.

Kısacası; TERÖRİST ile arasındaki farkı yine bizzat KENDİSİ ortaya koyacak. Bu ülkenin güzel insanlarını kendisine inandıracak.

Kürt toplumu yüzyıllardır kendisini sömüren, geri bıraktıran, kulun kula kulluk ettiği ''FEODAL DÜZEN'' denen ilkel sistemden ne zaman vazgeçecek? Ne zaman HANIM FERTLERİNE gereken ''ÖZGÜRLÜĞÜ'' teslim edecek? Ve neden ülkede en yüksek kadın intiharları Batman'da? Neden aile içi şiddet sorununda ve TÖRE CİNAYETİ denen illette ekseriyetle Kürt kökenli insanların yaşadığı iller başı çekmekte? Büyük şehirlerde kapkaç ve bu tür illegal suçları işleyip, elde edilen yasadışı geliri Terör örgütüne aktarma suçu neden hep Kürt kökenli çocuk ve gençlerde görülmekte? Neden, neden, neden?

 

Kürdüm diyen sizler, acaba bu KUSURLARINIZI hallettiniz mi ki, TÜRKLERİ pervasızca eleştiriyorsunuz? Size yer, yaşam hakkı, hak-hukuk vermekten başka ne yapmış bu ülkenin vatandaşları?
 

Güzel bir atasözü vardır. ''GÖZÜNDEKİ ÇÖPÜ GÖRMEZ, ELALEME ŞAŞI DER!''
 
 

Bu özlü söz ülkemizin içine düşürülmeye çalışıldığı ''Kürt fesadını'' ne de güzel anlatıyor değil mi?

HAKAN ÇELİK
 

 

LÜFTEN ÇOĞUNLUĞUN OKUMASINI SAĞLAYALIM!!!

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Windows Live ile fotoğraflarınızı organize edebilir, düzenleyebilir ve paylaşabilirsiniz.



Windows Live™ Photos ile fotoğraflarınızı kolayca paylaşımı. Sürükle bırak

Windows Live ile fotoğraflarınızı organize edebilir, düzenleyebilir ve paylaşabilirsiniz.

[anadoluhaber:35181] Türk Silahlı Kuvvetleri'ne Yapılan Eleştiriler

Posted: 05 Sep 2009 07:39 AM PDT

 
TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ’NE YAPILAN ELEŞTİRİLER

 

 

 

         Son günlerde bazı hükümet yanlısı, ABD, AB, israil güdümlü basın ve televizyon kanalları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı oldukça dozu aşan eleştiri, yazı, haber yapma yollarına gitmişlerdir.

 

Tecrübesiz bir subayın yapmış olduğu dört askerin hayatına mal olan büyük hatayı fırsat bilip defalarca yazmış, çizmişlerdir. Buna başka bir örnek olarak da; Öncü birliğin mayın döşediği, arkada gelen askerlerin mayına basıp beş altı askerin şehit olduğu yazılmış, zaten ordu da bunu üstlenmemiş, mayını koyanların PKK olduğu söylenmişti. Peki bu olayın üzerinden yaklaşık 3 ay geçmesine rağmen neden Genelkurmay Başkanı’nın “Açılımı Bölünmez Bütün Çerçevesinde Düşünmek Gerekir” demeci verdiği günün ertesinde üzerinden üç ay geçtikten sonra haber sızdırılıyor. Bundan iyi niyet aranması mümkün değildir. TSK.’da köstebeklerin bulunduğu, istihbarat yönünden daha dikkatli olunması için gerekli önlemlerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nce alınacağına güvenimiz tamdır. Bu haberi okuyan halkımız; Türk Silahlı Kuvvetlerini kendi mayınıyla kendi askerini öldüren ve suçu da PKK’ya atan yalancı durumuna getiriliyor, öyle gösterilmek isteniyor. TSK.da görevli personeli aciz, eğitimsiz, bilgisiz bir durumda oldukları halka lanse ediliyor.

 

Dört şehidin verildiği üzücü olayın arkasından 30 AĞUSTOS Zafer Bayramı davetine Genelkurmay Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanını eşsiz davetiye vermesini eleştiren malum sözde basın sözü hemen “4 şehit verildiği günde acaba askeri hizmette nerede yanlış yapıyoruz? Nerede hata ediyoruz? Sorgulaması yapılacağına)” getirerek Türk Silahlı Kuvvetleri’nin açığını, hatasını arıyorlar. Doğruluğu şüpheli haber/belgeleri de kaynak gösteremeden yayınlamaktan çekinmiyorlar. Askeri ve sivil savcının sahte dediği “İrtica Eylem Planı” belgesini hala gündemde gerçekmiş gibi tutmaya devam ediyorlar. Bu kadar husumet neden oluşuyor? Adeta ordunun en ufak bir açığını arıyorlar. Resmen yazılarında; “güneydoğuda güvenliğin olmadığını, bunun sebebinin PKK’lı teröristler olduğunu görmemezlikten gelen ordunun, hükümetin cesaretle, ülkeye çok faydalı(!) Kürt Açılımı” adlı adımı beğenmiyor” diye sözde malum basın eleştiriyor.

 

Ülkede büyük bir orduyu yıpratma operasyonu şimdiye kadar Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şekilde devam etmektedir. Bu yıpratma operasyonunun dış mihraklarca düzenlenebileceği ihtimali büyüktür. Zayıf bir TÜRKİYE meydana getirmenin yolu orduyu zayıflatmaktan, halkın gözünden küçük düşürmekten geçmektedir. Her zamankinden daha çok uyanık, dikkatli olmalıyız.

 

Halkımızın gözbebeği Türk Silahlı Kuvvetlerimize karşı oynanan bu oyuna halk olarak gelmeyelim. Bilelim ki zayıf bir ordu bizi emperyalistlerin kucağına atacak, bağımsızlığımızı kaybetmemize neden olacaktır.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

05.09.2009


[anadoluhaber:35174] Tarikatlar ve Zekat Bahsi

Posted: 05 Sep 2009 04:15 AM PDT

 
TARİKATLAR VE ZEKAT BAHSİ

 

 

 

            Ülkemizde zekat devletinde araya girişimiyle yanlış yorumlanmaktadır. Kesinlikle bir yardım kuruluşuna (THK, Çocuk Esirgeme Kurumu vb.) verilmez. Bu kesim Müslümanların bu dini vazifesinden istifade ederek kendine pay çıkarmaya çalışmaktadır. Halkımızda din bilgilerinin eksikliğinden dolayı kolayca kanmakta anılan kuruluşlara zekatlarını kaptırmakta böylece zekatları yerini bulmamaktadır. Çünkü zekat ancak namaz kılan fakir muhtaç kimselere ve ilmihal kitaplarında bahsedilen Müslümanlara verilir. Müslümanların bu mali ibadetinden istifade etmek isteyen sözde tarikat/cemaatlerde bu işin kaymağını yiyen bir grup, Müslümanları kendilerine zekat/fitrelerini vermelerini istemektedirler. 

 

            Yüce İslam dini zekatların yardım maksadıyla böyle kuruluşlara verilmesini yasaklamıştır. Fakat ne yazık ki bazı diyalogçu, abd, ab ve israil’ci sözde tarikat/cemaatler dini bilmelerine rağmen bu ibadetten kendilerine bir pay çıkarmaya çalışmaktadırlar.

 

            Bu abd, ab ve israil’ci cemaat/tarikatlar yüce İslam’a, Kuran’a, Peygambere dil uzatıldığı zaman sessiz kalmakta, tavır koymamakta, fakat nerdeyse Peygamber makamında gördükleri sözde şeyh/liderlerine en ufak bir laf söz geldiğinde kıyamet kopmaktadırlar. Dinden bahsederken Kuran-ı Kerim, Hadis-i Şeriflerden değil de, kendi başlarında bulunan sözde şeyh/cemaat başlarının söylediklerini esas almaktadırlar. Efendilerinin sözleri her şeyin üstünde kalmaktadır.Başlarındaki kişi seyyid, kutub, alim mertebesine yükseltmektedirler.

 

            Bütün bu olayların yaşanmasının nedeni halkımızın bilgisizliğinden cahiliyetinden kaynaklanmaktadır. Araştırma, okuma, öğrenme halkımızda yoktur. Halbuki zamanımızda çok güzel değerli dini ve ilmi yönden kaynaklar mevcuttur. Ama halkımız bunları araştırmak ve öğrenmek yerine boşu boşuna parklarda, bahçelerde, kahve köşelerinde ömür tüketmektedirler. Zamanın kıymetini bilmemektedirler. Kıymetli vakitlerini boşu boşuna geçirmektedirler.

 

            İnsanlarımız ibadetler başta olmak üzere dini bilgileri sadece kulaktan dolma bilgilerle ve anne babalarından gördüğü taklit yoluyla yerine getirmektedir. Kesinlikle başta ilmihal kitapları olmak üzere bilgi kaynaklarına bakmamakta, çok değerli zamanın kıymetsiz, boş şeylerle geçirmektedirler.

 

            Bizler böyle kişiler gibi zamanımızı boş işlerle geçirmek yerine, yüce İslam’a hizmet ve onu yeryüzüne hakim kılmak için yararlı işler yapmakta yarışalım. Göreceğiz ki, yardımcımız yüce Allah olacak ve işlerimizi kolaylaştıracaktır.

 

Selam, saygı ve dualarımla.

 

Yakup MUSA

 

05.09.2009

 

 

 

                                                                                                

 

 

 

 

 


[anadoluhaber:35168] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Posted: 04 Sep 2009 07:00 AM PDT

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

[anadoluhaber:35161] Neo-Liberalizm: Soylemsel Bir Gordion Dugumu

Posted: 03 Sep 2009 02:18 PM PDT

TPE.org.tr guncellendi!!
Yazan: Dogan Gurpinar
"Neo-Liberalizm: Soylemsel Bir Gordion Dugumu"

Neo-liberalizm tabirinin islevselligi, onun aciklayici degil aciklayici olmamasindandir. Bir tabir eger aciklayici degilse Humpty Dumpty'nin sozleri gibi istenen anlama gelecektir. Neo-liberalizm tabiri akademik anlami ve iktisadi gercekliginden bagimsiz olarak (solda) yaygin kullanima "tanimlayici" bir tabir olmak yerine bir "kufur" ve "asagilama" ifadesi olarak girmistir. Bu bakimdan zaten "gercekliginin" disinda kendi kendini "olumsuz" olarak tanimlayan bir tabirdir ve kendi dar ekonomik ideolojik cercevesinden cikartilarak cok farkli alanlara adapte edilmektedir. Bu bakimdan tanimi kendinden menkul neo-liberalizm bir oteki (ve ocu) yaratma stratejisidir ve solun muhalifligi ancak bu ocu ile uretilebilmektedir. Neo-liberal tabiri o kadar efsunlu bir kelimedir ki; kullanildiginda bir cok kara nokta kendiliginden acikliga kavusmaktadir.

Bu yaziya ilk yorumu yazin

Devamini oku...

'Oğlumun Elleri Sağlamdı'

Posted: 03 Sep 2009 01:49 PM PDT


"Onlara, 'Bozgunculuk yapmayın!' denildiği vakit, 'Biz ancak ıslah edicileriz!' derler."
…………………
Şerrin en kötüsü ehven-i şerdir. En umulmadık yerde çıkar, ortaya. Sokulur usulca ve sokar, çıyanca. Akıtır zehrini, doyasıya. Kaskatı kesilir vücut. Bırakır kendini. Takatsizdir, mecal kalmamıştır benliğinde.
Ehven-i şer, işler kötü gittiğinde anlaşılmaz. İşler zaten kötüdür. İyi giden bir şey varsa devrededir, ehven. Şerre davet eder. İyilik adınadır; sözü, eylemi.
Yok eder bedeni, hunharca. Legali vardır, işe yarar diye de illegali… Aklını ilah edinmişse, zıvanadan çıkmış demektir. İpe sapa gelmez. Zaptedilmez, bir türlü. Urganla bağlasan durmaz.
Cümle halkın kendine en yakın bulduğudur. Bir de durduğu yerle ilgili.
Kendisi olamayan başkası olur. Değiştiremeyen değişir. Benzetemeyen benzer. Olamayan olur. İtiraz hakkı yoktur:
'Kıt aklınla mı konuşuyorsun? Bak sen, üstelik cümle bile kuruyorsun(!)'
………………….
Yarasadır. Gecesi gündüz, gündüzü gece. Sevmez aydınlığı.
Dumanlı hava bekçisidir. Kurt uludu mu şehirden, atar elindekini birden. Hedef gözetmez. Kırılası elleri, pimini çeker bombanın. Ateşler fitilini.
Bir de duyulur ki, bu da asılsızdır. Açıkça çekip vurmuştur; devresini, tertibini.
"Niye? diye sormayın. Halkımın iyiliği için yaptım bunu. Açılım maçılım unutulsun istedim. Kutsansın, kutsanması gereken. Dördü gider ama, bir kin kalır, 'öteki'ne.
'Öteki' olmadan sistem yürümez, anladım. Terör bizim can simidimiz. O da olmasa n'eyleriz! Varlığı yeter! Bu da bizim ehven-i şerrimiz.
………………..
Foyası çıktı ortaya. Açıldı eski defterler. Bingöl karayolunda yakılan bedenlerin hesabı soruldu. Dağlıca'nın da, Aktütün'ün de…
Oysa törenlerde kelle sayıp, 'İşte halkımız! Boyunlarına zillet halkası geçirdiklerimiz toplanmış buraya! Sorgulamaz, unutur evlat acısını. Biz kortejde ağır ağır ilerlerken, onlar bize el sallar gururla.'
………………..
İnsafı yoktur, yalanı çoktur; ehven-i şerrin. Hem vurup hem kaçmak adettendir. Eski bir taktiktir: "Ne olmuş, kime olmuş, niye olmuş, niçin olmuş, ne zaman olmuş….?
Yapan bulunmuş mu? Kaçmış mı? Şu'cu, bu'cu işi miymiş? Tahmin etmeliymiş!"
Dünyalık hedefine ulaşmıştır, ehven-i şer. İnsanı bölmüş, toprağı bölmüş, suyu bölmüş, sınırı bölmüş, kalpleri bölmüş, vicdanları yok saymıştır.
On iki'den vurmuşsa yenisi hazırdır. Bu sefer fail kayanın ardındadır. Atar pusuyu, patikadan aşar gider.
Sekiz eve ateş düşmüştür. 'Göklere erişir feryad-ı ahım / Bu da gelir, bu da geçer ağlama!' dese de ciğer kebap olur, yanar köz gibi.
Ateş düştüğü yeri akar. 'Büyüttüm besledim, asker eyledim / Gitti de gelmedi canan buna ne çare!' Gerisi gelmez, düğümlenir boğazı.
Çok yönlü bir kuşatmadır, Anadolu'yu saran. Kuşku yer bitirir, kemirir bünyeyi. En hassas yerinden vurur avcı: Anaların gözyaşı!
……………………..
Büyük fotoğrafı görmeden dinmez sızı:
'Yetmişlik nineler Kutlu Doğum'da, Alemlerin Efendisi'ni yadedecek!...'
'Bir adı cennet kızlar Taleal bedru söyleyecek…!'
'Sekizindeki Ali yürek mescidi süsleyecek…! diye, gecenin bir yarısı bir bardak suda fırtına koparan, seyircidir; haz alır Bin Yılın Sonundaki Ayrılık'tan!
Sağ'ım şer, sol'um şer; toplanır ehven-i şer. Koordine bir çabadır, ver-kaç bir paslaşmadır. On sekiz'ine dek kontrol et! Böl içerde, Anadolu gencini! Çatıştır meydanlarda!
Efelen, kasılarak: 'Ne yapalım, azıtmışlar!' Bul, her birine bir totem, törele birbirine! 'Töremiz pekişsin!' niyetine törenlerde boy göster!
Tahrik et, pervasızca! 'Kurşun atan da, kurşun yiyen de makbuldür!' Demokrat fetvasınca…
……………………..
Elini çabuk tut Anadolu! Hira'dan gelen Kutlu Ses'e kulak ver! 'Bana ne' deme! Bazen en uzağındakini bulur acı.
Can çekişen bir deniz yıldızı bul! Bırak, coşkun sulara! Birin bin olur, milyon olur; kırılır lider sultası! Hayatı kararmış anaya ulaş:
'Çekilme köşene sen de! Yürek devrimi seninle! Buluştur anaları! Bir daha yanmasın canları!'

Tarık Sezai KARATEPE

Ruhçu İktisat -İktisattan Çıkış-

Posted: 03 Sep 2009 12:58 PM PDT


Nasıl ki yeni bir gömlek giymek isteyen kişi üzerindeki eski gömleği çıkarmak mecburiyetindeyse, yeni bir fikrin aksiyonu ile kuşanmak ve kuşatmak isteyen fert ve/veya cemiyette eskisini söküp atmak zorundadır.

Kıyafet söz konusu olunca eskiyi bir kenara çıkarmak oldukça kolaydır da mesele, fikir ve aksiyon planında ele alınınca, eskisini bir kenara bırakmak, son derece girift bir keyfiyet ve meşakkatli bir kemiyet arz eder. Bizim burada kullandığımız "eski", mevcut hal ve fikir olduğuna göre, tıpkı kısayı bilmek için uzuna ihtiyaç duymamız gibi, eskiyi bilmek de yeniyi bilmekle kaimdir. Mevcuda yapılan eleştiri ise eskiyi restore etmek gibi bir çabanın ürünü değil, bilakis mevcut sistemin karşısına yeni bir sistemle çıkıp, eskinin reddi, yeninin ise inşa teşebbüsüdür.

İktisat fakültelerinde ilk olarak "İktisada Giriş" başlığı taşıyan kitaplar okutulmasına binaen, mevcut iktisat eğitim ve anlayışının bir taraftan hiciv yoluyla reddedilmesi, diğer taraftan da yeniye kavuşmak için eskinin terki gerekliliğince, alt başlığımız "İktisattan Çıkış". Ezel kadar eski, ebed kadar yeni olan sistemlerin sisteminin, 21. yüzyıldaki eşya ve hadiselere, ruha bağlı iktisat davası içinde nakşı ve tasarrufu altında tutma muradı dâhilinde, çöldeki bir kum tanesi kadar da olsa pay sahibi olabilme iştiyakıyla da üst başlığımız "Ruhçu İktisat".

İnsan ve Vazifesi

Materyalistlere sorarsanız, her medeniyet belli bir iktisadi yapının biçimlendirdiği bir değerler bütünüdür. Bize göre ise durum tam tersidir; her medeniyetin kendisini temin eden değerler sisteminin biçimlendirdiği bir iktisadi yapısı vardır. Ruhçu iktisat anlayışı; insanı, iktisadi faaliyet gayesine göre değil, iktisadi faaliyeti insana göre açıklar. Yani merkezde her daim insan vardır. Zira insan, yeryüzünde Allah'ın halifesidir ve "Biz insanı eşya ve hadiseleri teshir altına alması için yarattık." düsturunun asli ve asil muhatabıdır.

Halimiz

Şu an ki halimiz, deniz üzerinde köpek leşi gibi şişmeyi gelişmek zanneden bir yanılgıyla, birçok sahada içler acısıdır. Malum; deveye sormuşlar, "Neden boynun eğri?" diye. Deve cevap vermiş, "Nerem doğru ki?" Bu hakikate denk düşercesine, 21. yüzyılın Anadolu coğrafyasında; insanları basiretsiz, tefekkürü marifetsiz, ibadeti hidayetsiz, şehirleri şahsiyetsiz, siyaseti kifayetsiz, yöneticileri kabiliyetsiz, yönetimi adaletsiz, sanatı haysiyetsiz, aydınları zahmetsiz, gençleri abdestsiz, lokmaları bereketsiz ve nihayetinde iktisadi hayatı da son derece çaresiz…

İş ve Cemiyet Şuuru

Hz. Ömer bir gün bir camiye girer, içeride birkaç kişi baş başa vermiş pineklemektedir. Müminlerin Emir'i sorar; "Siz kimsiniz?" Cevap verirler; "Biz mütevekkilleriz (tevekkül sahipleriyiz)." Halife Ömer; "Hayır siz müteekkiller (hazır yiyiciler)siniz. Zira mütevekkil, tarlasını imar edip tohumu saçan ve gerisini Allah'a havale eden kimsedir. Dağılın şimdi!.." karşılığını verir. Ruhçu iktisatta, iş ve cemiyet şuuru bahsine baş misal olacak bu levha; toprağından 10 ton buğday alabilecek olan bir ferdin, sırf ihmal yüzünden 9 ton mahsul elde ederse, eksik kalan 1 tonu cemiyet hesabından apardığının, bunun da hesabının kendisine sorulacağını bilmenin mükellefiyetini taşır. Aynı durum; devlet hastanesinde günde 20 hasta bakabilecekken, gününün yarısını internette geyik yaparak harcayan ve hastalarını kapısının önünde dikip, 10 hastayla günü kapatan doktor için de mesainin yarısını ortadan kaybolarak tüketen bankamatik memuru için de geçerlidir. İş ve cemiyet şuuru, ruhçu iktisadın baş davasıdır.

Dünya

Dikkatlerden kaçırılmaması gereken bir nokta da şudur: Dünyayı imar, hakikatte dünyayı gaye sananların değil, vasıta kabul edenlerin, ruhçu iktisadın hak ve vazifesidir. Dengelerin dengesi olan; 'hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, hemen ölecekmiş gibi ahrete memur olma' mükellefiyeti, bize bu noktada kılavuzluk eder.

Sahteler

Burada da dikkat edilmesi gereken, iman taklidi yapan ikiyüzlü tiptir. Yani, dünyayı vasıta olarak gördüğünü söyleyip, hakikatte kendini ciğerine kadar dünyaya kaptıran çakma sofidir. Şimdi yeri gelmişken -borsadan hisse-ye alışkın 'homo economicus'a, kıssadan bir hisse verelim: Muhiddin-i Arabi minberdedir, "Ey cemaat!" der. "Sizin taptığınız Allah, ayaklarımın altındadır!" Cemaatte bir öfke, bir hışım… Küfre benzeyen bu sözü belki delalete kavuşturacakları ümidiyle o noktayı kazarlar. Muhiddin-i Arabi'nin bastığı yerden bir yığın altın çıkar. Mübarek veli, insanları paraya tapmakla suçlamaktadır! Ruhçu iktisatta, dünya odur ki, mümin onu zapt edecek, ona hâkim olacak fakat onun esaretine düşmeyecektir; biz her şeye malik olduktan sonra hiçbir şeyin bize malik olamama davası, ruhçu iktisadın asli şiarıdır.

Helal - Haram

Ruhçu iktisat davası "Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır." gibi bir safsatayı kabul etmez. 'Kutsal' kelimesi uhrevi bir manayı işaretlediği gibi, seküler telakkide uhrevi kavramlara zaten yer yoktur. Varsayalım ki seküler dünya, kendine 'kutsal vergiyi' yakıştırmıştır. O halde sormak lazımdır; "Tarlasında alın teri ile -helal yoldan- çalışan köylünün ödediği vergi mi, yoksa kerhane işletmecisinin -haram yoldan- ödediği vergi mi, hangisi daha kutsaldır?" diye. Helal ve haram sınırının, bir daha birbirlerine karışmamak üzere, operatör neşteriyle çizilmesi zaruridir.

İki Ana Kapı

Ruhçu iktisatta, iki önemli ana kapı vardır. Biri sürekli açık, diğeri ise sürekli kapalı tutulacaktır. Zekât kapısı sonuna kadar açık, faiz kapısı da sonuna kadar kilitlidir. Dilediği kadar helal kazançta serbest olan ferdin mülkiyet hakkına saygı duyan, lakin sermayenin durduğu yerde urlaşmasına mani olmak için belli bir ölçünün üzerindeki her 40 vahitten birini içtimai sahaya kaydıran ve böylece cemiyet hakkını da fertten tahsil eden zekâtın farz oluşu, çağımızın iktisadi buhranın biricik kurtarıcısıdır. Baş misal: Zekât, yastık altında uyuyan parayı uyandırır, sermayenin belli ellerde tekelleşmesine mani olur ve iktisadi canlılığın göstergesi olan paranın tedavül süratini arttırır. Zekât verilebilen (fakirler, borçlular gibi) sınıfların, aldıkları parayı saklamak yerine direkt tüketime yöneltecek fertlerden müteşekkil olması sebebiyle de talep piyasası canlanır.

En yüksek kalkınma hızının, faizin sıfır olduğu yerde gerçekleştiğini söylememiz ise faiz kapısının neden sürekli kilitli kalması gerektiğinin yeterli delilidir. Ünlü İngiliz İktisatçı Keynes şöyle der: "İktisadi verimlilik seviyesinin yüksek olduğu memleketlerde faiz seviyesi de o nispette düşüktür. Bu faiz seviyesi, ideal bir cemiyette tamamen zail olarak sıfır nispetine varır."

Vakıf

Büyük İslam müessesesi olan 'vakıf', birkaç istisna dışında, son yüzyılda hakikati ters düz edilen, sadece adı kalıp içi tamamen boşaltılan, yılda 10 bin dolar alarak eğitim hizmeti verdiğini iddia eden, bahçesinde silah saklanan, odasında ihtilal hesabı yapılan soytarı rollerden kurtarılarak asli hüviyetine kavuşturulması gereken bir meseledir. Yerli yerine oturtulduktan sonra 'vakıf', ruhçu iktisadın aksiyon uzuvlarından birisidir.

Milli Felaket

Bitişiğindeki evde aç varken, sofrasına kurulabilmiş insanı kendinden saymayan, cömertlik ve yardım levhalarıyla dolu ruhçu iktisat, fertlerin ödeyebildiği kadar değil, "Yiyiniz, içiniz ama israf etmeyiniz." hikmeti dâhilinde, ihtiyacı kadar tüketmesini ikaz eder. Tutumlu olmanın bereket, israfın da milli felaket olduğu asla hatırdan çıkarılmamalıdır.

Çaremiz - Çare Biz - Çare İnsan

Bugün dünyanın krizlerle boğulduğu, ortada ne kadar uyduruk sistem varsa mutlak kurtuluşlarının sistemlerin sistemine teslim olarak, ona tâbi ve onda fani olmaktan geçtiğini, ruhçu iktisat anlayışımız çerçevesinde ihtar ederiz. Vampirlerin kanla beslenmesine denk, bugünkü kapitalist sistem tüketimle beslenir; talebin kesildiği veya azaldığı yerde de sürekli krizler geçirir. Bundan dolayı da modasından medyasına kadar her şey bu talebi köpürtmeye hizmet eder. Oysa insan ne kadar tüketirse tüketsin aslında hiçbir zaman gözü doymaz. Ana gayesi tüketmek olan bir insanın tüketim marazının sonu yoktur, ta ki sonunda kendini, ruhunu da tüketene kadar. Zaten kapitalizmin nihai sonucu da 'insan'ı ve 'insanlığı' tüketmesi, yok etmesidir. İnsanlıktan çıkmış -robot insancıkların- yaşadığı toplumda da ne ahlak, ne aile, ne sevgi… hiçbir şey kalmamıştır.

Kapitalizm'de her şey ne kadar 'tüketim ve pazar' odaklıysa, ruhçu iktisatta da her şey 'kanaat ve mezar' odaklıdır. İşte, Gaye İnsan - Ufuk Peygamber'den ölçülerin ölçüsü: "Müjdeler olsun o kimseye ki hakaret mevkiine düşmeksizin tevazu gösterir, miskinliğe inmeksizin nefsini alçaltır, günahsız kazandığı maldan başkalarına yardım eder ve zillet ehline acır. Müjdeler olsun o kimseyi ki nefsini böylece alçalttığı halde kazancı temiz, siyreti (içi, hali, durumu) güzel, yüksekliği besbelli ve kötülük yapmayacağından herkes emindir. Müjdeler olsun o kimseye ki ilmiyle amel, malının fazlasıyla yardım ve sözünün fazlasıyla sükût eder."

Son Söz: Fikir ve Aksiyon

Aksiyon: Fiilde erimiş fikir; bir fiil ki onu meydana getiren fikrin tercümanı; fikrin eşya ve hadiseler üzerinde nakşı…

Yukarıdaki tanımdan anlaşılacağı üzere fikirsiz 'aksiyon' mümkün değildir. Önce fikir! Lakin fikir, 'aksiyon'a geçince, yani eşya ve hadiseler üzerine sinerek; madde, boyut, renk, hacim, şekil ve ses kazandıktan sonra da bizim için 'aksiyon'un fikirden daha mümtaz bir yeri vardır. Çünkü zaten 'aksiyon', hareket halindeki fikirdir, fikrin yürüyüşüdür.

Dolayısıyla şimdi sormak lazımdır; pazarlıksız -Allah ve Resul ölçüsüne- sıkı sıkıya bağlı kalarak, ruhçu iktisat davasının anlaşılması, anlatılması, öğrenilmesi, öğretilmesi, yatay olarak genişliğine, dikey olarak da derinliğine maya tutturulmasının aksiyonu 'kim'lerin boynuna borçtur?! Sanırım bu sualin cevabı için de öncelikle 'kim'liğin hesabını hakkıyla ve hakikatiyle yapmamız gerekir. Üstad'ın dediği gibi; "İsteyelim ki olsun! Hasret, vuslatın yarısıdır!"

Serkan BİLGE- Genç Dergisi – Eylül 2009

Doğu Türkistan'dan ikinci şok iddia

Posted: 03 Sep 2009 12:47 PM PDT

D. Türkistan'da Çin Hükümetinin geçen hafta ilkokul öğrencilerine yönelik aşı kampanyasında, aşı olan çocuklardan 850'si olumsuz etkilendiği, bunlardan bir kısmının da öldüğü iddia edildi


Doğu Türkistanlılar Derneği Başkanı ve Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, Doğu Türkistan'da Çin Hükümetinin geçen hafta ilkokul öğrencilerine yönelik başlattığı aşı kampanyasında, aşı olan çocuklardan 850'si olumsuz etkilendiğini, bunlardan bir kısmının öldüğünü bildirdi.

Tümtürk, düzenlediği basın toplantısında, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Çin Hükümetinin baskılarının sürdüğünü söyledi. Urumçi'de dün Uygur halkının bir kez daha sokaklara döküldüğünü belirten Seyit Tümtürk, bunun temelinde 5 Temmuzdaki olaylar sonrası Çin Hükümetinin Uygur halkına yönelik uyguladığı sistemli yok etme politikasının bulunduğunu savundu.

Bölge halkının yaşananları protesto etmek için gösteriler düzenlediğini ifade eden Tümtürk, şöyle dedi:

''Doğu Türkistan'da Çin Hükümetinin geçen hafta ilkokul öğrencilerine yönelik başlattığı aşı kampanyasında, aşı olan çocuklardan 850'si olumsuz etkilenmiş, bunlardan bir kısmı hayatını kaybetmiştir. Birkaç gündür Urumçi şehrinde özellikle Uygurların yoğunlukta olduğu yerlerde Çinliler ellerindeki mikrop taşıyan şırıngaları Uygurlara rast gele batırmaya başlamış, bu olaylar halkta çok büyük infial uyandırmıştır. Bunun sonucunda gösteriler başlamıştır. 5 Temmuzda başlayan olaylarda tutuklananlara işkence uygulandığı yönünde de bilgiler geliyor. Tutuklamaların da devam ettiğini de duyuyoruz. Bağımsız gözlemciler, bölgeye gitmediği için bütün kontrol sadece Çin hükümetinde. Bölge halkı ise olağanüstü bir belirsizlik ve çaresizlik içinde. Hür dünya ve Birleşmiş Milletler Çin'e (dur) demezse yine binlerce insan hayatını kaybedebilir.''

[anadoluhaber:35159] Türk Devleti'nin DNA'larıyla Oynanıyor-Çin Urimçi'de Türklere Soykırımı Sürdürüyor!-İki Türk Labaratuarda Altın Üretti

Posted: 03 Sep 2009 08:34 AM PDT




Amerika bu iki Türk'ü konuşuyor.

Washington Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi'nden iki Türk profesör, laboratuarda biyolojik ortamda altın parçacığı üretmeyi başardı.

Yapay evrim denen bir yöntemle virüs ve bakteri proteinleri kullanılarak gerçekleştirilen çalışma, Amerikan bilim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Altın yapmanın şifresine ulaşmanın bin yılları bulan zahmetli yolu, yaşamın sırlarından biri olan doğal seleksiyondan geçiyor; yani moleküllerin birbirlerini tanıyıp seçip ayırmayı bilmesinde yatıyor.

Harry Potter serisinin ilk filmini izleyenler hatırlar; Harry ve arkadaşları okulda girilmesi yasak ulan üçüncü koridora girerler. Burada üç başlı bir canavarın koruduğu "felsefe taşı" saklanmaktadır. Harry'nin anne ve babasını öldüren kötü büyücü Voldemort da "felsefe taşı"nuı peşindedir. Mistisizme meraklı olanlar bu taşın, geçmişi 2500 yıl öncesine kadar dayanan simya ilminin efsanevi taşı olduğunu bilirler. "Felsefe taşı", en bilinen anlamıyla, tüm maddeleri altına çeviren ve ölümsüzlük veren taştır, maddenin en sat hali, özüdür.

Washington Üniversitesi Genetik Mühendisliği Malzeme Bilimleri ve Mühendislik Merkezi'nin (GEM-SEC) kurucusu ve yöneticisi Prof. Mehmet Sarıkaya ile İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölüm Başkanı, İTÜ Moleküler Biyoloji Genetik ve Biyoteknoloji Araştırmaları Merkezi'nin yöneticisi Prof. Candan Tamerler'in birlikte yürüttüğü çalışma, malzeme mühendislikleri için bir devrim niteliğinde. Çünkü bu çalışma yalnız altın üretebilmenin değil, savunma, tıp, ilaç sanayi ve endüstrinin her alanı için her türlü malzemeyi üretebilmenin yolunu açıyor. Sözünü eniğimiz malzemeler sentetik malzemeler değil üstelik gerçek, doğadaki gibi malzemeler!

Merak içinde "Peki neymiş gerçekte bu felsefe taşı?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Çok şaşıracaksınız ama altın üretmeye yarayan "'felsefe taşı" bir nesne değil, bir kavram! Moleküllerin birbirlerini tanıması! Yani canlılığın, var oluşun sırrı; doğal seleksiyon. Atomların, moleküllerin birbirlerini seçmesi ve ayırması. Güzeller güzeli Ayşe Memed'i sever de Ahmet'e yüz vermez. Neden? Çünkü Memed'inin yanında mutludur, Ahmet'in değil. Memed'İn yanında kalbi kuş gibi çarpar, Ahmet'in değil. Memed'le muhabbet ister gönlü, Ahmet'le değil. "Ne alakası var?" dediğinizi duyuyorum ama aşkın neyle alakası yok ki! Birazdan konuyu anlatırken niye aşktan söz ettiğimi daha iyi anlayacaksınız. Zaten Prof. Mehmet Sarıkaya konuyu anlamam için kendisi verdi bana bu örneği. Moleküler boyutta bir şeyleri anlatmanın zorluğunu fark edip "Bu kız bu oğlanın elini tutmak İster de ötekinin elini tutmak istemez, niye?" deyiverdi en sonunda, ben de anladım. Ama anlatmadan önce hikâyeyi baştan, yani 1984 yılından alacağım efendim.



--
http://www.vatanbir.org

--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35170] Re: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )

Posted: 04 Sep 2009 05:43 AM PDT

Tüm peşinden koştuklarını yani seninkileri benim yapmış benim en değer verdiğim Rahmetli Şehit Savcı doğan özüde zimmetine geçirmişsin. Tipik yahudi oyunu. Sahi sen Yahudiolmadığından ve bu yüzden türklere düşman olmadığından eminmisin diye soracğımda Aklıma bir fıkra geliyor vazgeçiyorum.
 
Eski zamanda senin gibi sahtekarın dolandırıcı ve yalancının biri yalan dolanla tüm kasabanın yarısını dolandırmış. Ama işi çok ustaca yaptığından hakim tüm suçları bunun yaptığını bildiği halde delil bulamayınca serbest bırakmak şartını yüzüne boyalı işaret konulup bir eşeğe kendi parasını ödemek şartı ile bindirilip bir tellalın o gün akşama kadar eşeğe bağlı durumdaki adamın halaka eyahali bu adam satekardır yalancıdır , dolandırıcıdır ancak bu namussuz herif bu işlerde çok ustadır bu yüzden bu sahtekara inanıp sakın dolandırılmayın çünkü artık bu kişiile ilgili şikayetlere kasabanın yargıcı bakmayacaktır kendinize mukayyet olun diye bağırtılarak dolaştırılmasını sonrada serbest bırakılmasına hükmetmiş. Adamın tanıdıkları eşekli bir tellal bulup getirmişler. Pazarlık başlamış ve tellal kaç para istiyorsa sahtekar çetin bir pazrlıkla yarı fiyata düşürüp anlaşmışlar.
Tellal bağıra bağıra dolaştırıp akşamı etmiş ve hakimin huzuruna dönmüşler. Tella hakimin huzurunda ne parası demiş. İşte sabahleyin pazarlık yapıp anlaştığımız tellalık ve eşeğin yem parası deyince adam kahkahayı basmış. Yahu akşama kadar sen ne diye kendin bağırdığın halde bir de benim gibi birinden para alacağınımı umuyorsun demiş. Tellal tam hakime dönecekkende ilave etmiş bundan sonra kasabanın yargıcıbu adamla ilgili davalara bakmayacak diye bağıran sen değilmiydin.
Tam böyle bir sahtekarsın. Senin davan mahşere kalmış. Babanı öldürenlerde kendi tarafın olup senide baban gibi kullanmak için eğer yalan söylemişsen babanı seni kime karşı kullanacaklar sa o görünümde birine infaz ettirerek hala kullanmaya devam ediyorlar sanırım.
Kısaca Tapınak şovalyelerinin CB adayı Olan Prof. Haberalın emri olarak her türlü puşluğu yapın talimatına harfiyyen uyyor ve itaat ederek onun dediği puştluğu yapıyorsun.
Zaten senin Travesti olduğundan şüpheleniyordum şimdi şüphelerim dahada güçlendi.
 
04 Eylül 2009 14:44 tarihinde Bilge Devrim <bilgedevrim71@gmail.com> yazdı:
Nasil da kiviriyorsun. Nasil da Yalanlar söylüyorsun. A.D.S.
 
 
Bu dernegin yeni isimle örgütlendigin yaziyor. Daha ilgili DERNEK te İLİM YAYMA CEMİYETİ bunu inkar etmiyor.
 
Yani GLADIO olduklarini.  Bak Hepsine ABD ciler. Yani Taptiklariniz ABD dir. Onun emperyalizmidir.
 
Senin Kiblen  KUZEY BATI da Washington D.C. deki PENTAGONdur.
 
Al oku. GLADIO kim mis ögren.  SAVCI DOGAN ÖZ vardi. Hani senin yillar önce küfür ettigin adam. İlk Gladio yu desifre eden bu SAVCIDIR.
 
Sizin ki  NEMRUT MUSTAFA hainciklerinden degil.

 
04 Eylül 2009 14:27 tarihinde ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> yazdı:

Sayın Berberoğlu
Ben bugün galdio vs. konularını henüz adını bilmeden tarife çalışarak anlatıp söylediklerimin bir kısmını 30 yıldır söylüyorum. O zaman bana gülüyorlardı şimdi gülenler hak veriyorlar. Çünkü bu gün ne görüyorsanız 30 yıl önce onu söylüyordum.  Beş altı yıldır da bu gruplarda İtalyadaki adı ile gladio diye anlatıp duruyordum. Ergenekon davasına kadar kimse inanmıyor ve beni faraziyeler kurmak ve komplo teorileri üretmekle suçluyorlardı. Ama önemsemeden yazmaya devam ediyordumdum neden biliyormusunuz. Ordunun ve devletin içindeki vatan evlatlarının kafalarındaki soruları karşılaştıkları olayları aradıkları ve bulamadıkları cevapları, aaa doğru hiç böyle düşünmemiştim bu yüzden çzemiyordum. Ben Türk askerinin içinden düşmana çalışacak kimse çıkmaz sanıyordum. Meğer gerçekten tepesine kadar girmişler ve çok etkililer diye yaşadıkları ve anlam veremedikleri şeyleri çözüveriyorlardı. Ban o gün karşıçıkanların çoğu asker kökenlilerdi. Artık çoğu karşı çıkmıyor bu durumdan nasıl kurtulabiliriz diye düşündüklerinden de eminim. Nasıl isterseniz öyle düşünün. Ben gördüklerimin ve bildiklerimin sonuçlarını söylüyorum. Susurlukda Erbakanın fasa fiso diyerek gücünün yetmeyeceği yerlerle savaşa girmek yerine durumu idare ederek hükümettde kalabileceğini düşünmesi en büyük siyasi hatası idi. Ama o gün ışıklarını yakıp söndürenler. Cinayet şebekelerinin kandilerincede kendi cepheleri gibi görünen tarafın işi olduğunu anlamaları sonucu susup kalmalarına sebep oldu. Şimdi hepsi ABD ye bağlı gladionun ülkemizde yapılandırdığı pek çok yapıdan iki tanesiolan ve belli düzeylerde bir birleri ile ilişki içinde işler kotaran PKK ve Ergenekon şübelerinden Ergenekonun yanında yer alıyorlar ve Ergenekonun karşıt görünümlü kardeşliği pkk ile bağlarını bile görmezden gelip bilinen oyunda Erbakanın yaptığı hatayı yapıp Egenekon faso fisodur diyorlar. Henüz ortaya çıkarılamamış yapının bugün bilinen kuyruğu ve çıkan silahlar bile Türkiyede bir iç savaş çıkarmaya yeterde artar bile. Madem uyanmak istemiyor ve rüyalarınızda yaşıyorsunuz bana da sizlere söylebileceğim bir çift söz kalıyor.İyi uykular efendim.
Saygılarımla
A.D.Şimşek
Not: Dünü bilmiyoruz. Düzmece uyduruk bir sahte tarih okumak ilede bir yere varmak mümkün değildir. Hiçbir araştırmacı ulaşamasın diye devletin tüm arşivlerinin Sabataist ve Masonlar tarafından hurda kağıt fiyatına Bulgaristan Sabataist yahudilerine ve Masonlarına kilosu beş kuruştan (0,05 TL) Yani yirmi kilosu bir TLden satıldı. Onlar neyin ne olduğunu savaştaki tüm yazışmaları. ihanetleri ve hainlerin çocuklarını biliyor ve hala terfi ettirip ülkemizde kritik noktalara getirebiliyorlar. Vatan evlatlarının çocuklarınıda her yerden çeşitli iftira ve tezvir ler ile  imha ediyorlar. Ama artık nüfusumuz onların kontrol edmeyecekleri kadar çoğaldığından sıkıntıda çekiyorlar. 

04 Eylül 2009 11:58 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı:
Sn. Simsek,

Biz faraziyeler yada bireysel tahminler üzerine kanaat olusturmuyoruz.

1- NATO' ya dahil tüm ülkelerde, soguk savas döneminde olusturulup, sadece Türkiye' de tasfiye edilememis olan örgütün adi GLADIO' dur.
Susurlukta bunlari tasfiye edelim diyenlere, glu glu dansi yapiyorlar diyenlerin kimler oldugu hafizalardadir.
2- Siz ve benzeri görüstekilerin düne kadar hic agzina almadiginiz bu olusumun tasfiye edilmesi, yaptiklari yasadisiliklarin ortaya cikartilmasi adina mücadele edenler, yine yurtsever insanlardi. ( sizler degil )
3- Ergenekon senaryosunun, hangi mahfellerde hazirlandigi, ana amacinin TC de bulunan ABD karsiti yursever güclerin tasfiye edilmesi oldugunu bilmeyen kalmadi, siz hala deyim yerindeyse " kambura yatiyorsunuz".
4- Ergenekon operasyonu üzerinden mevcut hükümet muhaliflerinin gayri kanuni olarak  (sadece kilifina uydurulmus olmasi, bu insanlari suclu yapmiyor- Rahmetli Muhsin Yazicioglu'nun ayni sekilde yillarca icerde yatirildigini sizde bilirsiniz.)
5- Ergenekon tezgahi sirasinda tutuklanan tüm kisilerin " sucsuz " olduklarina iliskin bir iddia, zaten akli basinda bir insanin yapmayacagi seydir. Burada yapilan birtakim adi suclularla, vatansever ve AB-D/ AKP karsiti gücleri ayni potada gösterip, eritmeye calismaktir.
6- Bu planlarin AB-D kaynakli ve onayli oldugunu, sagir sultan bile duydu, TV lerde izledi, gazetelerde okudu, siz hala neden böyle, kafa-kum vaziyetlerinde israrlisiniz, onuda anlamak epey güc.
7- Bakin tezgaha,  nasilda Sam amcanin istedigi gibi yürürlüge konuluyor, Ergenekon, Sinir mayinlari, Kürt acilimi, Ermeni acilimi, bekleyin daha devam edecek bu dosyalarin acilmasi. Sirada KIBRIS var sanirim.
AB-D ve özellikle Avrupa, Sevr ile halledemedigi, Osmanli Bakiyesi TC yi, simdi icerideki bedhahlarinda isbirligi ile halletmeye calismaktadir.
8- 11 Eylül'le birlikte Islam'i kendine alternatif düsman ilan eden ABD' nin, bugün TC de ilimli islam adinda bir projeyle ( BOP'un icsel hedeflerinden birisidir ) isbirlikcileri üzerinden
kendi yarattigi PKK örgütünü koruma altina almaya calismasini, Kuzey Irak'ta, kendi yasadiklari IRAK devletine ihanet eden isbirlikci gruplari üzerinden Kukla Kürt devleti kurma girisimlerinden haberdar degilmisiniz. Bunlar BOP'un ilerleme semasinda yer almaktadir, sizde farkina varin lütfen.

Sonuc olarak, dün Damat Ferit hükümetinin isbirlikciligi ile yapilamayanlar, bugünkü selefi eliyle yapilmaya calisilmaktadir. Her dönemde Ali Kemaller olacaktir, onlar gibi Vatanini bilerek veya bilmeyerek baskalarina " peskes " cekenlerde.  Bu gercekler, hangi kurum icerisinde olursa olsun, suc islemis yada suca bulasmis insanlarin yargilanmalarina ve cezalandirilmalarina engel degildir. Ancak bu bahanenin arkasina siginarak, vatansever insanlari sindirmeye calismak büyük bir aymazlik ve suc' tur. Tarih, nasil Damat Ferit'lerin, Ali Kemallerin ihanetlerini yazdiysa, bugünkü hainleri ve isbirlikcilerinide yazacaktir....
Isminizi öyle yerlere yazdirmayin bence. Takili oldugunuz agacin biraz arka taraflarina bakmayi deneyin.

Esen kalin,


--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Fr, 4.9.2009:

Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>
Betreff: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
An: "g-arena siyaset" <arena-siyaset@googlegroups.com>
Datum: Freitag, 4. September 2009, 4:16

Fıkra
Şikeli dövüşler düzenleyen bir mafyanın maneceri azçok dövüşebilen bir genci balon gibi şişirip üzerine kumar oynanan arenada dövüşmye ikna etmiş. Dierboksöre durumu idare et ve en azında beş atı raund  adamı indirmede bahisler çalışsın demiş.
her raundan sonra verilen arada meneceri acemi dövüşçüye. Hasmını bitirdiğini tükettiği az gayret ederse idirebileceğini fala söyleyerek adamı fena dövdün falan diye  balon gibi şişiriyormuş. Sonunda dayaktan ağzı burnı şişen acemi boksöz menecerin adamı fena dövdün demesi üzerine ya usta adamı ben dövdümse beni kim dözdü peki. Bana dışarıdanmı dayak atıyorlar demiş.
Her şey meydanda ihanet de çetelerde üstelik şimdi anti emperyalislik iddialarıda havada kalır. Bulunan müjimmatda bizlerin 70 li yıllardan beri yaşadıklarımız da ortada. Bu silahlar sizce nerden çıktı. Emekli subaylar hatıra diyemi götürdüler.
Üstelik bu konu bilinip duran bir konudur. Ama adını beğenmedinizse başka bir ad verin olsun
her şey gerçek ve buzdağının sadece ucu. Kendimnizi kandırmayın lütfen 
04 Eylül 2009 03:58 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı:
Sn. Simsek,

Ben , bugüne kadar  ortaya cikmis somut bilgi-belge ve veriler isiginda  " ergenekon " adi verilen uydurma tezgahin, tamamen ABD kaynakli ve kendi piyonu olan AKP yi ve F tipi örgütlenmeyi korumayi amaclayan ( ara amac ), gercek anlamda TC yi bölmeyi planlayan BOP' un bir parcasi oldugunu görüyorum, Avrupa'daki bagimsiz düsünce kuruluslarinin uzmanlarida, bu tezgahin artik " cilkinin ciktigini " itiraf etmekten cekinmiyorlar...
Bütün bu gerceklere karsin, siz hala kronik yaklasimlariniza devam etmeye calisiyorsunuz, size hatirlatmak isterim; "Insaf Din' in yarisidir" diye bir deyis vardir..Siz insafinizimi kaybettiniz.? Yoksa, yoktuda bizmi farketmedik.!
Kendi kafanizi kuma gömerek gercekleri görmekten kacabilirsiniz, bu , son tahlilde sizin kisisel sorununuz olarak degerlendirilir, ancak bizden, sizin gibi kafamizi kuma gömmemizi beklemeniz, epey safdillik olur.. Sizde, ucundan , kiyisindan biraz gercekleri görmeye calisin..
Birakin takildiginiz yerleri, beyninizi gerceklere kapatmayin..

Esen kalin,


--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Fr, 4.9.2009:

Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>
Betreff: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
An: husrev5@msn.com
CC: "turan çatlı grup" <turancatli@googlegroups.com>, aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com, "Arena-siyaset" <arena-siyaset@googlegroups.com>, "www.gumushane.gen.tr - Forum" <admin@gumushane.gen.tr>, "fetih" <Fetih@yahoogroups.co.uk>, "-kuvva-i-milliye derleme mesaj üyesi" <kuvva-i-milliye@googlegroups.com>, "Demokrat" <bendemokrat@gmail.com>
Datum: Freitag, 4. September 2009, 2:25

Bence Obama geldiğinde Türkiye kefeni çoktan yırtmamış olsa idi o konuşmada selfdeterminasyon (her halkın kendi geleceğini belirleme hakkı) Hakkındab bahis ededi.
Çünkü Ergenekon çökmedi.ana gövdeye hiç dokunulmadı sadece sokaklarda sabotaj yapacak timlerden bir kısmı, sadece bir kısmı şimdilik sokaktan çekildi ve hükümeti düşürmek için yapılacak cinayetler sabotajlar bu tutuklamalar sayesinde şimdilik önlendi.

Görmüyor musunuz hakkında Şemdinli savcısının dava açtığı Büyükanıtın yaptırıp PKK ya yıktığı eylemler dosyası kapandı, savcı gitti, 40 yıla mahkum astsubaylar serbest bırakıldı. Onlara görev veren emir komuta zincirine dokunulmadı ve o zincirin daha nice eylemler yapmadığını kim söyleyebilir. Salınan iyi çocukların cici babaları Yahudi Büyükanıt’a kimse bir şey demedi. Bağbuğ paşa mı diyeyim bey mi ne ise otuz santim çeliği delen ve eriten lav silahlarına bunlar borudur ve mühimmattır  yani mesele yok dedi. Her taraftan silah ve cephane fışkırıyor diyen gazeteciyi fırçaladı Ve biride kalkıp Ergenekon yalandı ve işte bitti PKK duruyor diyor. Beyler hiç bir şey bitmedi sadece ejderhanın kuyruğu yakalandı ejderha kuyruğunu hangi boğumdan bıraksam diye düşünüyor. Sınırda generaller ile PKK lı liderlerin buluşup konuşup sonra dosya değişimi yapıp sonrada telefon mu telsiz mi ne ise kırıp parçalayıp ırmağa attıkları hakkında sanık ifadeleri alınıyor. Hala bazı kökenleri belirsiz teğmenler koruma garantisi altında askerin eline el bombası yoluna mayın döşüyor. Dağdakiler yaptılar diyor. Biride kalkıp PKK neden bitmedi diyor. Ordumuzda ölümler bitmiyor ki pkk bitsin. Haber basına sızmasa el bombası ile ölen askerleri de mayınla ölen  askerleri de PKK öldürdü olacaktı. PKK dağda sırt üstü yatsa da bitmez. Çünkü Ergenekon’un vatanı bölme işini tamamlaması için şehitler ölmez vatan bölünmez diye bağıracak çığırtkanlar ve PKK öldürdü denilen maktullere ihtiyacı var adete ensesinden vurulan şehitler. Bu sayede Kürt bölgelerinden oy alan Türk partilerini bu şekilde kapattırmaya ihtiyacı var. Çünkü o bölgeden oy alan Türkiye partileri olduğu sürece dış müdahaleler meşruiyet kazanamaz. Ama AKP kapanırsa Kürtler kendi partilerine Türklerde kendi partilerine oy verir bu sayede iş bölünme anlaşmasını imzalamaya kalır. Yusuf Taha’nın bana İftiralar attığı gibi o bölgeyi elde tutmaya çalışanlara da satıyor denilecek ki satışa karşı çıkamaz olsunlar. Kafalar karışsın. Birde Atatürk Türk milleti zekidir akıllıdır demiş diye övünür Kripto devlet erkanın emir ve yönlendirmesi ile kendi seçtiğimiz partilerimize değil de kripto işbirlikçilerin oyunlarına geliriz.

Ergenekon bitmişmiş. Kuyruğunu bırakan ejderha daha yeni ve tanımlanmamış tanınmamış türde bir kuyruk çıkarmaya başlamıştır bile asıl buna odaklanmak gerekir. Ben Ergenekonu hafife alan akıllı kişilere zerre kadar güvenmiyorum. Çünkü bu oyunu görmemeleri mümkün değil. Görmüyorlarsa ben onları akıllı sanmakla yanılıyorum. Görüyorlarsa ki görüyorlar hepsinin bu işle bir bağlantısı ver ve vatanın satılması umurlarında bile değil diye düşünüyorum.

A.D.Şimşek

(her halkın kendi geleceği ve kaderini belirleme hakkı) hakkından söz ederdi.

02 Eylül 2009 21:31 tarihinde Akkartal <akkartal29@gmail.com> yazdı:


 



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Akkartal <akkartal29@gmail.com>
Tarih: 02 Eylül 2009 21:29
Konu: Re: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
Kime: liberal-izmirliler@googlegroups.com



Geçen nisan ayı içinde emperyalist bir devletin başkanı olan "sayın" barack obama TBMM de bir konuşma yapar. Konuşma sonrasında Ak parti ve DTP milletvekileri ayakta alkışlar. Bizden üç şeyi emreder bunları yapın.
1 - Kürt açılımı
2 - Ermeni açılımı
3 - Ruhban okulunun açılması.
 
 
 Ve bizimkiler, meşhur Şark Kurnazlığı ile, düşünür taşınır, tatlı tatlı kaşınır ve bir gün ansızın ortaya
çıkarlar (her şey nasılsa unutulmuştur artık diye) ; Biz, evet biz... kendi gücümüz ve dahi müthiiş
irademizle... şunları şunları yapacağız ve bizi bundan hiiiiç bir kuvvet, kudret caydıramaaazz....!
Derler...
Sonra bunun adı falan da değişebilir...
Normaldir bütün bunlar canım...
Burası Türkiye, Şark'ın ön tarafı; bütün kültürlerin ve dahi kurazlıkların harman olduğu inanılmaz yer yüzü parçası...



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel










--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35169] Re: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )

Posted: 04 Sep 2009 04:27 AM PDT

Sayın Berberoğlu
Ben bugün galdio vs. konularını henüz adını bilmeden tarife çalışarak anlatıp söylediklerimin bir kısmını 30 yıldır söylüyorum. O zaman bana gülüyorlardı şimdi gülenler hak veriyorlar. Çünkü bu gün ne görüyorsanız 30 yıl önce onu söylüyordum.  Beş altı yıldır da bu gruplarda İtalyadaki adı ile gladio diye anlatıp duruyordum. Ergenekon davasına kadar kimse inanmıyor ve beni faraziyeler kurmak ve komplo teorileri üretmekle suçluyorlardı. Ama önemsemeden yazmaya devam ediyordumdum neden biliyormusunuz. Ordunun ve devletin içindeki vatan evlatlarının kafalarındaki soruları karşılaştıkları olayları aradıkları ve bulamadıkları cevapları, aaa doğru hiç böyle düşünmemiştim bu yüzden çzemiyordum. Ben Türk askerinin içinden düşmana çalışacak kimse çıkmaz sanıyordum. Meğer gerçekten tepesine kadar girmişler ve çok etkililer diye yaşadıkları ve anlam veremedikleri şeyleri çözüveriyorlardı. Ban o gün karşıçıkanların çoğu asker kökenlilerdi. Artık çoğu karşı çıkmıyor bu durumdan nasıl kurtulabiliriz diye düşündüklerinden de eminim. Nasıl isterseniz öyle düşünün. Ben gördüklerimin ve bildiklerimin sonuçlarını söylüyorum. Susurlukda Erbakanın fasa fiso diyerek gücünün yetmeyeceği yerlerle savaşa girmek yerine durumu idare ederek hükümettde kalabileceğini düşünmesi en büyük siyasi hatası idi. Ama o gün ışıklarını yakıp söndürenler. Cinayet şebekelerinin kandilerincede kendi cepheleri gibi görünen tarafın işi olduğunu anlamaları sonucu susup kalmalarına sebep oldu. Şimdi hepsi ABD ye bağlı gladionun ülkemizde yapılandırdığı pek çok yapıdan iki tanesiolan ve belli düzeylerde bir birleri ile ilişki içinde işler kotaran PKK ve Ergenekon şübelerinden Ergenekonun yanında yer alıyorlar ve Ergenekonun karşıt görünümlü kardeşliği pkk ile bağlarını bile görmezden gelip bilinen oyunda Erbakanın yaptığı hatayı yapıp Egenekon faso fisodur diyorlar. Henüz ortaya çıkarılamamış yapının bugün bilinen kuyruğu ve çıkan silahlar bile Türkiyede bir iç savaş çıkarmaya yeterde artar bile. Madem uyanmak istemiyor ve rüyalarınızda yaşıyorsunuz bana da sizlere söylebileceğim bir çift söz kalıyor.İyi uykular efendim.
Saygılarımla
A.D.Şimşek
Not: Dünü bilmiyoruz. Düzmece uyduruk bir sahte tarih okumak ilede bir yere varmak mümkün değildir. Hiçbir araştırmacı ulaşamasın diye devletin tüm arşivlerinin Sabataist ve Masonlar tarafından hurda kağıt fiyatına Bulgaristan Sabataist yahudilerine ve Masonlarına kilosu beş kuruştan (0,05 TL) Yani yirmi kilosu bir TLden satıldı. Onlar neyin ne olduğunu savaştaki tüm yazışmaları. ihanetleri ve hainlerin çocuklarını biliyor ve hala terfi ettirip ülkemizde kritik noktalara getirebiliyorlar. Vatan evlatlarının çocuklarınıda her yerden çeşitli iftira ve tezvir ler ile  imha ediyorlar. Ama artık nüfusumuz onların kontrol edmeyecekleri kadar çoğaldığından sıkıntıda çekiyorlar. 

04 Eylül 2009 11:58 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı:
Sn. Simsek,

Biz faraziyeler yada bireysel tahminler üzerine kanaat olusturmuyoruz.

1- NATO' ya dahil tüm ülkelerde, soguk savas döneminde olusturulup, sadece Türkiye' de tasfiye edilememis olan örgütün adi GLADIO' dur.
Susurlukta bunlari tasfiye edelim diyenlere, glu glu dansi yapiyorlar diyenlerin kimler oldugu hafizalardadir.
2- Siz ve benzeri görüstekilerin düne kadar hic agzina almadiginiz bu olusumun tasfiye edilmesi, yaptiklari yasadisiliklarin ortaya cikartilmasi adina mücadele edenler, yine yurtsever insanlardi. ( sizler degil )
3- Ergenekon senaryosunun, hangi mahfellerde hazirlandigi, ana amacinin TC de bulunan ABD karsiti yursever güclerin tasfiye edilmesi oldugunu bilmeyen kalmadi, siz hala deyim yerindeyse " kambura yatiyorsunuz".
4- Ergenekon operasyonu üzerinden mevcut hükümet muhaliflerinin gayri kanuni olarak  (sadece kilifina uydurulmus olmasi, bu insanlari suclu yapmiyor- Rahmetli Muhsin Yazicioglu'nun ayni sekilde yillarca icerde yatirildigini sizde bilirsiniz.)
5- Ergenekon tezgahi sirasinda tutuklanan tüm kisilerin " sucsuz " olduklarina iliskin bir iddia, zaten akli basinda bir insanin yapmayacagi seydir. Burada yapilan birtakim adi suclularla, vatansever ve AB-D/ AKP karsiti gücleri ayni potada gösterip, eritmeye calismaktir.
6- Bu planlarin AB-D kaynakli ve onayli oldugunu, sagir sultan bile duydu, TV lerde izledi, gazetelerde okudu, siz hala neden böyle, kafa-kum vaziyetlerinde israrlisiniz, onuda anlamak epey güc.
7- Bakin tezgaha,  nasilda Sam amcanin istedigi gibi yürürlüge konuluyor, Ergenekon, Sinir mayinlari, Kürt acilimi, Ermeni acilimi, bekleyin daha devam edecek bu dosyalarin acilmasi. Sirada KIBRIS var sanirim.
AB-D ve özellikle Avrupa, Sevr ile halledemedigi, Osmanli Bakiyesi TC yi, simdi icerideki bedhahlarinda isbirligi ile halletmeye calismaktadir.
8- 11 Eylül'le birlikte Islam'i kendine alternatif düsman ilan eden ABD' nin, bugün TC de ilimli islam adinda bir projeyle ( BOP'un icsel hedeflerinden birisidir ) isbirlikcileri üzerinden
kendi yarattigi PKK örgütünü koruma altina almaya calismasini, Kuzey Irak'ta, kendi yasadiklari IRAK devletine ihanet eden isbirlikci gruplari üzerinden Kukla Kürt devleti kurma girisimlerinden haberdar degilmisiniz. Bunlar BOP'un ilerleme semasinda yer almaktadir, sizde farkina varin lütfen.

Sonuc olarak, dün Damat Ferit hükümetinin isbirlikciligi ile yapilamayanlar, bugünkü selefi eliyle yapilmaya calisilmaktadir. Her dönemde Ali Kemaller olacaktir, onlar gibi Vatanini bilerek veya bilmeyerek baskalarina " peskes " cekenlerde.  Bu gercekler, hangi kurum icerisinde olursa olsun, suc islemis yada suca bulasmis insanlarin yargilanmalarina ve cezalandirilmalarina engel degildir. Ancak bu bahanenin arkasina siginarak, vatansever insanlari sindirmeye calismak büyük bir aymazlik ve suc' tur. Tarih, nasil Damat Ferit'lerin, Ali Kemallerin ihanetlerini yazdiysa, bugünkü hainleri ve isbirlikcilerinide yazacaktir....
Isminizi öyle yerlere yazdirmayin bence. Takili oldugunuz agacin biraz arka taraflarina bakmayi deneyin.

Esen kalin,


--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Fr, 4.9.2009:

Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>
Betreff: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
An: "g-arena siyaset" <arena-siyaset@googlegroups.com>
Datum: Freitag, 4. September 2009, 4:16

Fıkra
Şikeli dövüşler düzenleyen bir mafyanın maneceri azçok dövüşebilen bir genci balon gibi şişirip üzerine kumar oynanan arenada dövüşmye ikna etmiş. Dierboksöre durumu idare et ve en azında beş atı raund  adamı indirmede bahisler çalışsın demiş.
her raundan sonra verilen arada meneceri acemi dövüşçüye. Hasmını bitirdiğini tükettiği az gayret ederse idirebileceğini fala söyleyerek adamı fena dövdün falan diye  balon gibi şişiriyormuş. Sonunda dayaktan ağzı burnı şişen acemi boksöz menecerin adamı fena dövdün demesi üzerine ya usta adamı ben dövdümse beni kim dözdü peki. Bana dışarıdanmı dayak atıyorlar demiş.
Her şey meydanda ihanet de çetelerde üstelik şimdi anti emperyalislik iddialarıda havada kalır. Bulunan müjimmatda bizlerin 70 li yıllardan beri yaşadıklarımız da ortada. Bu silahlar sizce nerden çıktı. Emekli subaylar hatıra diyemi götürdüler.
Üstelik bu konu bilinip duran bir konudur. Ama adını beğenmedinizse başka bir ad verin olsun
her şey gerçek ve buzdağının sadece ucu. Kendimnizi kandırmayın lütfen 
04 Eylül 2009 03:58 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı:
Sn. Simsek,

Ben , bugüne kadar  ortaya cikmis somut bilgi-belge ve veriler isiginda  " ergenekon " adi verilen uydurma tezgahin, tamamen ABD kaynakli ve kendi piyonu olan AKP yi ve F tipi örgütlenmeyi korumayi amaclayan ( ara amac ), gercek anlamda TC yi bölmeyi planlayan BOP' un bir parcasi oldugunu görüyorum, Avrupa'daki bagimsiz düsünce kuruluslarinin uzmanlarida, bu tezgahin artik " cilkinin ciktigini " itiraf etmekten cekinmiyorlar...
Bütün bu gerceklere karsin, siz hala kronik yaklasimlariniza devam etmeye calisiyorsunuz, size hatirlatmak isterim; "Insaf Din' in yarisidir" diye bir deyis vardir..Siz insafinizimi kaybettiniz.? Yoksa, yoktuda bizmi farketmedik.!
Kendi kafanizi kuma gömerek gercekleri görmekten kacabilirsiniz, bu , son tahlilde sizin kisisel sorununuz olarak degerlendirilir, ancak bizden, sizin gibi kafamizi kuma gömmemizi beklemeniz, epey safdillik olur.. Sizde, ucundan , kiyisindan biraz gercekleri görmeye calisin..
Birakin takildiginiz yerleri, beyninizi gerceklere kapatmayin..

Esen kalin,


--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Fr, 4.9.2009:

Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>
Betreff: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
An: husrev5@msn.com
CC: "turan çatlı grup" <turancatli@googlegroups.com>, aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com, "Arena-siyaset" <arena-siyaset@googlegroups.com>, "www.gumushane.gen.tr - Forum" <admin@gumushane.gen.tr>, "fetih" <Fetih@yahoogroups.co.uk>, "-kuvva-i-milliye derleme mesaj üyesi" <kuvva-i-milliye@googlegroups.com>, "Demokrat" <bendemokrat@gmail.com>
Datum: Freitag, 4. September 2009, 2:25

Bence Obama geldiğinde Türkiye kefeni çoktan yırtmamış olsa idi o konuşmada selfdeterminasyon (her halkın kendi geleceğini belirleme hakkı) Hakkındab bahis ededi.
Çünkü Ergenekon çökmedi.ana gövdeye hiç dokunulmadı sadece sokaklarda sabotaj yapacak timlerden bir kısmı, sadece bir kısmı şimdilik sokaktan çekildi ve hükümeti düşürmek için yapılacak cinayetler sabotajlar bu tutuklamalar sayesinde şimdilik önlendi.

Görmüyor musunuz hakkında Şemdinli savcısının dava açtığı Büyükanıtın yaptırıp PKK ya yıktığı eylemler dosyası kapandı, savcı gitti, 40 yıla mahkum astsubaylar serbest bırakıldı. Onlara görev veren emir komuta zincirine dokunulmadı ve o zincirin daha nice eylemler yapmadığını kim söyleyebilir. Salınan iyi çocukların cici babaları Yahudi Büyükanıt’a kimse bir şey demedi. Bağbuğ paşa mı diyeyim bey mi ne ise otuz santim çeliği delen ve eriten lav silahlarına bunlar borudur ve mühimmattır  yani mesele yok dedi. Her taraftan silah ve cephane fışkırıyor diyen gazeteciyi fırçaladı Ve biride kalkıp Ergenekon yalandı ve işte bitti PKK duruyor diyor. Beyler hiç bir şey bitmedi sadece ejderhanın kuyruğu yakalandı ejderha kuyruğunu hangi boğumdan bıraksam diye düşünüyor. Sınırda generaller ile PKK lı liderlerin buluşup konuşup sonra dosya değişimi yapıp sonrada telefon mu telsiz mi ne ise kırıp parçalayıp ırmağa attıkları hakkında sanık ifadeleri alınıyor. Hala bazı kökenleri belirsiz teğmenler koruma garantisi altında askerin eline el bombası yoluna mayın döşüyor. Dağdakiler yaptılar diyor. Biride kalkıp PKK neden bitmedi diyor. Ordumuzda ölümler bitmiyor ki pkk bitsin. Haber basına sızmasa el bombası ile ölen askerleri de mayınla ölen  askerleri de PKK öldürdü olacaktı. PKK dağda sırt üstü yatsa da bitmez. Çünkü Ergenekon’un vatanı bölme işini tamamlaması için şehitler ölmez vatan bölünmez diye bağıracak çığırtkanlar ve PKK öldürdü denilen maktullere ihtiyacı var adete ensesinden vurulan şehitler. Bu sayede Kürt bölgelerinden oy alan Türk partilerini bu şekilde kapattırmaya ihtiyacı var. Çünkü o bölgeden oy alan Türkiye partileri olduğu sürece dış müdahaleler meşruiyet kazanamaz. Ama AKP kapanırsa Kürtler kendi partilerine Türklerde kendi partilerine oy verir bu sayede iş bölünme anlaşmasını imzalamaya kalır. Yusuf Taha’nın bana İftiralar attığı gibi o bölgeyi elde tutmaya çalışanlara da satıyor denilecek ki satışa karşı çıkamaz olsunlar. Kafalar karışsın. Birde Atatürk Türk milleti zekidir akıllıdır demiş diye övünür Kripto devlet erkanın emir ve yönlendirmesi ile kendi seçtiğimiz partilerimize değil de kripto işbirlikçilerin oyunlarına geliriz.

Ergenekon bitmişmiş. Kuyruğunu bırakan ejderha daha yeni ve tanımlanmamış tanınmamış türde bir kuyruk çıkarmaya başlamıştır bile asıl buna odaklanmak gerekir. Ben Ergenekonu hafife alan akıllı kişilere zerre kadar güvenmiyorum. Çünkü bu oyunu görmemeleri mümkün değil. Görmüyorlarsa ben onları akıllı sanmakla yanılıyorum. Görüyorlarsa ki görüyorlar hepsinin bu işle bir bağlantısı ver ve vatanın satılması umurlarında bile değil diye düşünüyorum.

A.D.Şimşek

(her halkın kendi geleceği ve kaderini belirleme hakkı) hakkından söz ederdi.

02 Eylül 2009 21:31 tarihinde Akkartal <akkartal29@gmail.com> yazdı:


 



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Akkartal <akkartal29@gmail.com>
Tarih: 02 Eylül 2009 21:29
Konu: Re: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
Kime: liberal-izmirliler@googlegroups.com



Geçen nisan ayı içinde emperyalist bir devletin başkanı olan "sayın" barack obama TBMM de bir konuşma yapar. Konuşma sonrasında Ak parti ve DTP milletvekileri ayakta alkışlar. Bizden üç şeyi emreder bunları yapın.
1 - Kürt açılımı
2 - Ermeni açılımı
3 - Ruhban okulunun açılması.
 
 
 Ve bizimkiler, meşhur Şark Kurnazlığı ile, düşünür taşınır, tatlı tatlı kaşınır ve bir gün ansızın ortaya
çıkarlar (her şey nasılsa unutulmuştur artık diye) ; Biz, evet biz... kendi gücümüz ve dahi müthiiş
irademizle... şunları şunları yapacağız ve bizi bundan hiiiiç bir kuvvet, kudret caydıramaaazz....!
Derler...
Sonra bunun adı falan da değişebilir...
Normaldir bütün bunlar canım...
Burası Türkiye, Şark'ın ön tarafı; bütün kültürlerin ve dahi kurazlıkların harman olduğu inanılmaz yer yüzü parçası...



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel






--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35165] AW: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )

Posted: 04 Sep 2009 01:58 AM PDT

Sn. Simsek,

Biz faraziyeler yada bireysel tahminler üzerine kanaat olusturmuyoruz.

1- NATO' ya dahil tüm ülkelerde, soguk savas döneminde olusturulup, sadece Türkiye' de tasfiye edilememis olan örgütün adi GLADIO' dur.
Susurlukta bunlari tasfiye edelim diyenlere, glu glu dansi yapiyorlar diyenlerin kimler oldugu hafizalardadir.
2- Siz ve benzeri görüstekilerin düne kadar hic agzina almadiginiz bu olusumun tasfiye edilmesi, yaptiklari yasadisiliklarin ortaya cikartilmasi adina mücadele edenler, yine yurtsever insanlardi. ( sizler degil )
3- Ergenekon senaryosunun, hangi mahfellerde hazirlandigi, ana amacinin TC de bulunan ABD karsiti yursever güclerin tasfiye edilmesi oldugunu bilmeyen kalmadi, siz hala deyim yerindeyse " kambura yatiyorsunuz".
4- Ergenekon operasyonu üzerinden mevcut hükümet muhaliflerinin gayri kanuni olarak  (sadece kilifina uydurulmus olmasi, bu insanlari suclu yapmiyor- Rahmetli Muhsin Yazicioglu'nun ayni sekilde yillarca icerde yatirildigini sizde bilirsiniz.)
5- Ergenekon tezgahi sirasinda tutuklanan tüm kisilerin " sucsuz " olduklarina iliskin bir iddia, zaten akli basinda bir insanin yapmayacagi seydir. Burada yapilan birtakim adi suclularla, vatansever ve AB-D/ AKP karsiti gücleri ayni potada gösterip, eritmeye calismaktir.
6- Bu planlarin AB-D kaynakli ve onayli oldugunu, sagir sultan bile duydu, TV lerde izledi, gazetelerde okudu, siz hala neden böyle, kafa-kum vaziyetlerinde israrlisiniz, onuda anlamak epey güc.
7- Bakin tezgaha,  nasilda Sam amcanin istedigi gibi yürürlüge konuluyor, Ergenekon, Sinir mayinlari, Kürt acilimi, Ermeni acilimi, bekleyin daha devam edecek bu dosyalarin acilmasi. Sirada KIBRIS var sanirim.
AB-D ve özellikle Avrupa, Sevr ile halledemedigi, Osmanli Bakiyesi TC yi, simdi icerideki bedhahlarinda isbirligi ile halletmeye calismaktadir.
8- 11 Eylül'le birlikte Islam'i kendine alternatif düsman ilan eden ABD' nin, bugün TC de ilimli islam adinda bir projeyle ( BOP'un icsel hedeflerinden birisidir ) isbirlikcileri üzerinden
kendi yarattigi PKK örgütünü koruma altina almaya calismasini, Kuzey Irak'ta, kendi yasadiklari IRAK devletine ihanet eden isbirlikci gruplari üzerinden Kukla Kürt devleti kurma girisimlerinden haberdar degilmisiniz. Bunlar BOP'un ilerleme semasinda yer almaktadir, sizde farkina varin lütfen.

Sonuc olarak, dün Damat Ferit hükümetinin isbirlikciligi ile yapilamayanlar, bugünkü selefi eliyle yapilmaya calisilmaktadir. Her dönemde Ali Kemaller olacaktir, onlar gibi Vatanini bilerek veya bilmeyerek baskalarina " peskes " cekenlerde.  Bu gercekler, hangi kurum icerisinde olursa olsun, suc islemis yada suca bulasmis insanlarin yargilanmalarina ve cezalandirilmalarina engel degildir. Ancak bu bahanenin arkasina siginarak, vatansever insanlari sindirmeye calismak büyük bir aymazlik ve suc' tur. Tarih, nasil Damat Ferit'lerin, Ali Kemallerin ihanetlerini yazdiysa, bugünkü hainleri ve isbirlikcilerinide yazacaktir....
Isminizi öyle yerlere yazdirmayin bence. Takili oldugunuz agacin biraz arka taraflarina bakmayi deneyin.

Esen kalin,


--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Fr, 4.9.2009:

Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>
Betreff: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
An: "g-arena siyaset" <arena-siyaset@googlegroups.com>
Datum: Freitag, 4. September 2009, 4:16

Fıkra
Şikeli dövüşler düzenleyen bir mafyanın maneceri azçok dövüşebilen bir genci balon gibi şişirip üzerine kumar oynanan arenada dövüşmye ikna etmiş. Dierboksöre durumu idare et ve en azında beş atı raund  adamı indirmede bahisler çalışsın demiş.
her raundan sonra verilen arada meneceri acemi dövüşçüye. Hasmını bitirdiğini tükettiği az gayret ederse idirebileceğini fala söyleyerek adamı fena dövdün falan diye  balon gibi şişiriyormuş. Sonunda dayaktan ağzı burnı şişen acemi boksöz menecerin adamı fena dövdün demesi üzerine ya usta adamı ben dövdümse beni kim dözdü peki. Bana dışarıdanmı dayak atıyorlar demiş.
Her şey meydanda ihanet de çetelerde üstelik şimdi anti emperyalislik iddialarıda havada kalır. Bulunan müjimmatda bizlerin 70 li yıllardan beri yaşadıklarımız da ortada. Bu silahlar sizce nerden çıktı. Emekli subaylar hatıra diyemi götürdüler.
Üstelik bu konu bilinip duran bir konudur. Ama adını beğenmedinizse başka bir ad verin olsun
her şey gerçek ve buzdağının sadece ucu. Kendimnizi kandırmayın lütfen 
04 Eylül 2009 03:58 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı:
Sn. Simsek,

Ben , bugüne kadar  ortaya cikmis somut bilgi-belge ve veriler isiginda  " ergenekon " adi verilen uydurma tezgahin, tamamen ABD kaynakli ve kendi piyonu olan AKP yi ve F tipi örgütlenmeyi korumayi amaclayan ( ara amac ), gercek anlamda TC yi bölmeyi planlayan BOP' un bir parcasi oldugunu görüyorum, Avrupa'daki bagimsiz düsünce kuruluslarinin uzmanlarida, bu tezgahin artik " cilkinin ciktigini " itiraf etmekten cekinmiyorlar...
Bütün bu gerceklere karsin, siz hala kronik yaklasimlariniza devam etmeye calisiyorsunuz, size hatirlatmak isterim; "Insaf Din' in yarisidir" diye bir deyis vardir..Siz insafinizimi kaybettiniz.? Yoksa, yoktuda bizmi farketmedik.!
Kendi kafanizi kuma gömerek gercekleri görmekten kacabilirsiniz, bu , son tahlilde sizin kisisel sorununuz olarak degerlendirilir, ancak bizden, sizin gibi kafamizi kuma gömmemizi beklemeniz, epey safdillik olur.. Sizde, ucundan , kiyisindan biraz gercekleri görmeye calisin..
Birakin takildiginiz yerleri, beyninizi gerceklere kapatmayin..

Esen kalin,


--- ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com> schrieb am Fr, 4.9.2009:

Von: ahmet dogan simsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>
Betreff: {Arena-siyaset} Re: Fwd: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
An: husrev5@msn.com
CC: "turan çatlı grup" <turancatli@googlegroups.com>, aydinlik-gelecek-hareketi@googlegroups.com, "Arena-siyaset" <arena-siyaset@googlegroups.com>, "www.gumushane.gen.tr - Forum" <admin@gumushane.gen.tr>, "fetih" <Fetih@yahoogroups.co.uk>, "-kuvva-i-milliye derleme mesaj üyesi" <kuvva-i-milliye@googlegroups.com>, "Demokrat" <bendemokrat@gmail.com>
Datum: Freitag, 4. September 2009, 2:25

Bence Obama geldiğinde Türkiye kefeni çoktan yırtmamış olsa idi o konuşmada selfdeterminasyon (her halkın kendi geleceğini belirleme hakkı) Hakkındab bahis ededi.
Çünkü Ergenekon çökmedi.ana gövdeye hiç dokunulmadı sadece sokaklarda sabotaj yapacak timlerden bir kısmı, sadece bir kısmı şimdilik sokaktan çekildi ve hükümeti düşürmek için yapılacak cinayetler sabotajlar bu tutuklamalar sayesinde şimdilik önlendi.

Görmüyor musunuz hakkında Şemdinli savcısının dava açtığı Büyükanıtın yaptırıp PKK ya yıktığı eylemler dosyası kapandı, savcı gitti, 40 yıla mahkum astsubaylar serbest bırakıldı. Onlara görev veren emir komuta zincirine dokunulmadı ve o zincirin daha nice eylemler yapmadığını kim söyleyebilir. Salınan iyi çocukların cici babaları Yahudi Büyükanıt'a kimse bir şey demedi. Bağbuğ paşa mı diyeyim bey mi ne ise otuz santim çeliği delen ve eriten lav silahlarına bunlar borudur ve mühimmattır  yani mesele yok dedi. Her taraftan silah ve cephane fışkırıyor diyen gazeteciyi fırçaladı Ve biride kalkıp Ergenekon yalandı ve işte bitti PKK duruyor diyor. Beyler hiç bir şey bitmedi sadece ejderhanın kuyruğu yakalandı ejderha kuyruğunu hangi boğumdan bıraksam diye düşünüyor. Sınırda generaller ile PKK lı liderlerin buluşup konuşup sonra dosya değişimi yapıp sonrada telefon mu telsiz mi ne ise kırıp parçalayıp ırmağa attıkları hakkında sanık ifadeleri alınıyor. Hala bazı kökenleri belirsiz teğmenler koruma garantisi altında askerin eline el bombası yoluna mayın döşüyor. Dağdakiler yaptılar diyor. Biride kalkıp PKK neden bitmedi diyor. Ordumuzda ölümler bitmiyor ki pkk bitsin. Haber basına sızmasa el bombası ile ölen askerleri de mayınla ölen  askerleri de PKK öldürdü olacaktı. PKK dağda sırt üstü yatsa da bitmez. Çünkü Ergenekon'un vatanı bölme işini tamamlaması için şehitler ölmez vatan bölünmez diye bağıracak çığırtkanlar ve PKK öldürdü denilen maktullere ihtiyacı var adete ensesinden vurulan şehitler. Bu sayede Kürt bölgelerinden oy alan Türk partilerini bu şekilde kapattırmaya ihtiyacı var. Çünkü o bölgeden oy alan Türkiye partileri olduğu sürece dış müdahaleler meşruiyet kazanamaz. Ama AKP kapanırsa Kürtler kendi partilerine Türklerde kendi partilerine oy verir bu sayede iş bölünme anlaşmasını imzalamaya kalır. Yusuf Taha'nın bana İftiralar attığı gibi o bölgeyi elde tutmaya çalışanlara da satıyor denilecek ki satışa karşı çıkamaz olsunlar. Kafalar karışsın. Birde Atatürk Türk milleti zekidir akıllıdır demiş diye övünür Kripto devlet erkanın emir ve yönlendirmesi ile kendi seçtiğimiz partilerimize değil de kripto işbirlikçilerin oyunlarına geliriz.

Ergenekon bitmişmiş. Kuyruğunu bırakan ejderha daha yeni ve tanımlanmamış tanınmamış türde bir kuyruk çıkarmaya başlamıştır bile asıl buna odaklanmak gerekir. Ben Ergenekonu hafife alan akıllı kişilere zerre kadar güvenmiyorum. Çünkü bu oyunu görmemeleri mümkün değil. Görmüyorlarsa ben onları akıllı sanmakla yanılıyorum. Görüyorlarsa ki görüyorlar hepsinin bu işle bir bağlantısı ver ve vatanın satılması umurlarında bile değil diye düşünüyorum.

A.D.Şimşek

(her halkın kendi geleceği ve kaderini belirleme hakkı) hakkından söz ederdi.

02 Eylül 2009 21:31 tarihinde Akkartal <akkartal29@gmail.com> yazdı:


 



---------- Yönlendirilmiş ileti ----------
Kimden: Akkartal <akkartal29@gmail.com>
Tarih: 02 Eylül 2009 21:29
Konu: Re: {liberal-izmirliler.67362} Re: ABD projesi diyenler alçaktır konusu (Kıvırmayın beyler, bal gibi Amerikan dayatması! )
Kime: liberal-izmirliler@googlegroups.com



Geçen nisan ayı içinde emperyalist bir devletin başkanı olan "sayın" barack obama TBMM de bir konuşma yapar. Konuşma sonrasında Ak parti ve DTP milletvekileri ayakta alkışlar. Bizden üç şeyi emreder bunları yapın.
1 - Kürt açılımı
2 - Ermeni açılımı
3 - Ruhban okulunun açılması.
 
 
 Ve bizimkiler, meşhur Şark Kurnazlığı ile, düşünür taşınır, tatlı tatlı kaşınır ve bir gün ansızın ortaya
çıkarlar (her şey nasılsa unutulmuştur artık diye) ; Biz, evet biz... kendi gücümüz ve dahi müthiiş
irademizle... şunları şunları yapacağız ve bizi bundan hiiiiç bir kuvvet, kudret caydıramaaazz....!
Derler...
Sonra bunun adı falan da değişebilir...
Normaldir bütün bunlar canım...
Burası Türkiye, Şark'ın ön tarafı; bütün kültürlerin ve dahi kurazlıkların harman olduğu inanılmaz yer yüzü parçası...



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel



--
En iddiasız İDDİACI: Husrev Özel






--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35171] Amin Maalof Doğunun Limanları

Posted: 04 Sep 2009 01:41 AM PDT

 Amin Maalouf 25 Şubat 1949 doğumlu, yapıtlarını Fransızca veren Lübnanlı yazar.

1949'da Beyrut, Lübnan'da doğdu. Ekonomi ve toplumbilim okuduktan sonra gazeteciliğe başladı. Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975'e kadar Lübnan'da gazetecilik yaptı. Bu tarihte Paris'e göç etti. Yazar hala Paris'te yaşamaktadır. Çeşitli yayın organlarında yöneticilik ve köşe yazarlığı yapmış olan Maalouf, bugün vaktinin çoğunu kitaplarını yazmaya ayırmaktadır.

Yapıtlarında çok iyi bildiği Asya ve Akdeniz çevresi kültürlerinin söylencelerini başarıyla işleyen Maalouf, 1983 yılında yayımlanan ilk kitabı Arapların Gözüyle Haçlılar (Les Croisades vues par les Arabes) ile tanındı. Bu kitap, çevrildiği dillerde de büyük bir başarı kazandı. 1986'da yayımlanan ve aynı yıl Fransız - Arap Dostluk Ödülü'nü kazanan ikinci kitabı ve ilk romanı Afrikalı Leo (Léon l'Africain) bugün bir "klasik" olarak kabul edilmektedir.

Maalouf'un 1988'de yayımlanan ikinci romanı Semerkant (Samarcande) da coşkuyla karşılandı ve pek çok dile çevrildi. Maalouf'un sonraki kitapları da yine roman tarzındaydı: 1991'de yayımlanan Işık Bahçeleri (Les Jardins de Lumiére) ve 1992'de yayımlanan Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl (Le premier siècle après Béatrice).

Amin Maalouf, 1993'te yayımlanan romanı Tanios Kayası (Le Rocher de Tanios) ile Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü'nü kazandı. 1996'da Doğunun Limanları (Les Echelles du Levant) adlı romanı ve 1998'de ise Ölümcül Kimlikler (Les Identités Meurtrières) adlı deneme kitabı piyasaya çıktı. Maalouf 2000'de Yüzüncü Ad - "Baldassare'nin Yolculuğu" (Le Périple de Baldassare) adlı romanını yayımladı.

Ayrıca 2002'de opera için yazdığı ve Finlandiyalı müzisyen Kaija Saariaho'nun bestelediği Uzaktan Aşk (L'Amour de loin) Maalouf'un ilk librettosudur. 2004'de yayımlanan Yolların Başlangıcı (Origines) adlı romanından sonra, 2006 yılında Adriana Mater adlı ikinci librettosunu yayınladı.

Kitaplarında genellikle doğuya ait öğeleri çok iyi işlemektedir. Doğuya ait gelenek ve görenekleri kitaplarında mutlaka tanıtır. Bir çok kitabında Osmanlı-Türkiye üzerine yorumlara da rastlanmaktadır. Kitaplarında doğu halklarının neden geri kalmış olduğu konusunda sürekli analizler ve tespitler yapmaktadır. Doğu halkları ile ilgilenen kişilerin mutlaka okuması gereken kitaplardır bunlar. Kitapları roman tarzında yazılmış da olsa sosyolojik temalar kitaplarında sürekli olarak işlenir.

 Ünlü romanı doğunun limanları ekteki dosya dadır.

Tüm herkese mutlu bir haftasonu dilerken sağlık mutluluk ve esenlikler temenni ederiz.

www.zilepekmezi.com

 
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

[anadoluhaber:35166] GÜNÜN SÖZÜ

Posted: 03 Sep 2009 10:06 PM PDT

 

 


GÜNÜN SÖZÜ


Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.

                                         Mevlana (ra)



 

 



--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---


--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
        Bu grubun  hiç bir siyasi oluşum, parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır. Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş, Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM  STANDIDIR.."
      Grupta yayınlanan  yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.Ayrıca harici linklerden de Anadolu Haber Günlüğü Mesul değildir...

Grup Yöneticileri Mail Adresleri Aşağıdadır
kurtulusyolu99@gmail.com
bahadirserhad@gmail.com
forevermirza@gmail.com

Bu gruba posta göndermek için, mail atın: anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.