ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ | |
- GERÇEKLER ZAMANLA ANLAŞILIR"MIŞ
- ABD BAŞKANINDAN DÖRT İLKE
- ORDUSUNA GÜVEN DUYMAYANLARIN DA OKUMASI DİLEKLERİMLE...
- ABD'nin darbe okulları
- Analist Erhan Göksel, yine ilginç ve çarpıcı analizler yaptı
GERÇEKLER ZAMANLA ANLAŞILIR"MIŞ Posted: 27 Jan 2010 10:50 AM PST “GERÇEKLER ZAMANLA ANLAŞILIR”MIŞ Aziz Türk Milleti! Sizlere yorumsuz iki belge sunacağız. Belgelerimiz nurcu-fethullahçı Zaman gazetesinden... Bu iki belgeyi okuduktan sonra gerçeklerin zamanla anlaşıldığına siz de hak vereceksiniz!.. -------------------------------------------------------------------------------- “GERÇEKLER ZAMANLA ANLAŞILIR”MIŞ!.. Aziz Türk Milleti! Sizlere yorumsuz iki belge sunacağız. Belgelerimiz nurcu-fethullahçı Zaman gazetesinden... Bu iki belgeyi okuduktan sonra gerçeklerin zamanla anlaşıldığına siz de hak vereceksiniz!.. İlk olarak, 20 Kasım 1992 tarihli Zaman gazetesindeki “ABD’de Yahudi Mafyası: ADL” başlıklı araştırma yazısından bazı bölümleri aktaralım: “İngiliz farmasonluğunun yahudi kolu olan B’nai Brith’in etkisi altındaki ADL (Anti- Defamation League) 1913 yılında kurulmuştur. ADL adeta, Amerikan mafyasının halkla ilişkiler bürosu gibidir. Kurdukları “Denizaşırı Yatırımcılar Servisi” adlı şirketle, milletlerarası silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, kirli parayı aklama gibi işleri yürütmektedir. İşgal altındaki Filistin topraklarında ve Kudüs’ün Hıristiyan ve Müslüman bölgesinde geniş arazilerin kanunsuz alım-satımının ortaya çıkarıldığı emlak skandalı da yine işin içinde ADL’nin varlığını ortaya koyuyor. ADL, Amerika içinde FBI kanallı muhtelif operasyonlarla ilişkisini sürdürdü… ADL’nin bilinen cinayetleri şunlardır: 15 Ağustos 1985’te Kafkasyalı Müslüman lider Tscherim Sobzocov, evinin önünde bombalı saldırı sonucu öldürüldü… Musevi iken Hakk din olan İslam’a dönüş yapan Prof. İsmail Raci Faruki ve eşi 1985’in Ramazan’ında sabaha karşı evlerinde bıçaklanarak öldürüldüler… Gandhi ve Palme suikastlarının arkasında da ADL’yi görmekteyiz. ADL, tam mesai ile çalışan gizli istihbarat memurlarının bir kısmını Amerikan Hükümeti Adalet Bakanlığı’na bağlı Özel Soruşturmalar Ofisi’nde (OSI), bir kısmını da İsrail otoriteleriyle Tel Aviv’de çalıştırmaktadır. İsrail devleti kurulduğundan beri ADL, İsrail gizli servisi MOSSAD ile hususi ilişkilerini daima sürdürmüş, İsrail mafyasıyla da yakın bağlantılar kurmuştur… ADL-Sharon grubu, ihtilaflı bölgelerde satın aldıkları evlerde militan yahudileri yetiştirdiler…” Ve “zaman” su gibi akıp gidiyor. Tarihler 10 Mart 1998’i gösteriyor… Şimdi de o günün Zaman gazetesine bir göz atalım isterseniz: “Diyalog Çabaları Devam Ediyor - 27 - 3 gündür Türkiye’de bulunan Yahudi Liderler Heyeti, Başbakan Yılmaz, Orgeneral Çevik Bir, TBMM başkanı Çetin ve Dışişleri bakanı Cem’den sonra Fethullah Gülen ile görüştü… 55 yahudi örgütünü temsilen Türkiye’de bulunan 59 kişilik Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı Heyeti (AYÖBK), ‘Fethullah Gülen’in Türkiye’deki ve yurtdışındaki çabalarını önümüzdeki yüzyılın barış asrı olması açısından önemsediklerini ve sözkonusu projeye büyük ilgi duyduklarını’ belirttiler… Görüşmede; Gülen’in, ABD’nin en etkili yahudi lobisi olan ADL’nin teklifiyle hazırladığı hoşgörü ve diyalogla ilgili kitap da gündeme geldi. Gülen, ‘ingilizce olarak hazırlanan kitap üzerindeki çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu, bittiğinde insanların hizmetine sunacağını’ söyledi. Kitap, ADL tarafından basılarak dünyanın dört bir yanında dağıtılacak…” İşte ADL, işte Fethullah, işte diyalog ve hoşgörü masalı ve işte “gerçekler”i yazan Zaman!.. Gerçekler nasıl da Zaman’la anlaşılırmış değil mi?!. |
Posted: 27 Jan 2010 02:39 AM PST Nurullah AYDIN 27 Ocak 2010 ABD BAŞKANINDAN DÖRT İLKE! ABD; 1776 yılında bağımsızlığını ilan ederek, dünyanın ilk anayasal devleti olarak kuruldu. Kuruluşundan itibaren eyaletlerin birleşim girişti. Ama daha sonra kuzey güney savaşlarına sahne oldu. Kızılderilileri etkisizleştirdikten ve iç birliği sağladıktan sonra sanayileşme ve endüstrileşme sürecine hızla girdi. Dünyanın düşünen üreten yaratıcı beyinleri ABD'ye akın etti. Uygun ortamda teknolojik çalışmalar semereseni verdi. Her ABD başkanı yeni ekibiyle ABD'yi bir adım ileriye götürdü. Patinaj yapmadı. ABD başkanları yeni dünyanın imparatorları olarak küresel doktrinler ortaya koydular. En son Bush doktrini ile küresel askeri topyekün ülke işgal harekatına girişti. Haçlı doktrin ya benden yanasın ya karşısın temeline oturmuştu. Yeni başkan Obama da BM genel kurulunda kendisinin dört ilkesini ilan etmişti. 1 Nükleer silahsızlanma 2 Barış ve güvenliğe teşvik 3 Gezegenin korunması 4 Herkese fırsat sunan küresel ekonomi ABD Başkanı Barack Obama, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda dünya liderlerine hitaben yaptığı konuşmada yeni bir dünya düzeni çağrısında bulunmuş ve bu yeni düzenin 4 ilkesini açıklamıştı. Bu ilkeleri de çok taraflı işbirliği döneminin prensipleri olarak duyuran Obama; Dünyanın yeni bir yönelim alması için zaman gelmiştir. Yeni dünya için görevimizin başlaması gerekiyor" demişti. ABD Başkanı, dünyanın karşı karşıya bulunduğu tehditlerle mücadele edebilmek için çok taraflı işbirliğinde yeni bir çağ başlatılmasını istemiş, geleceği garanti altına almak için 4 ilkenin izlenmesi gerektiğine inandığını belirtmişti. Aşırıcılıkla mücadele ediyoruz. Afganistan ve Pakistan'da da liderlik yapmamız için birçok grup bize yardım ediyor diyen ve Ekonomik krizden çıkmak ve küresel ekonomiyi düzene sokmak için ortak çalışmalar yaptıklarına dikkat çeken Obama; Dünya ile yeni bir ilişki kuruyoruz. Hepimizin sorumluluğunu yerine getirerek, küresel sorunlarla küresel olarak çalışmak gerekiyor. Eğer başarısız olursak aşırı dinciliğin gelebileceğini biliyoruz. Bunlar devam ediyor, şiddet devam ediyor, nükleer silahı olan ülkeler artabilir, yaygın hastalıklar ve fakirlik artabilir. Bunlardan korkmamalıyız ama bunları görmeliyiz. Büyük uluslar ya da küçük uluslar bunu yapamaz. Barış, işbirliğine dayanmalı ve bu kelimeler çok da doğru aslında. Ortak olarak refaha inanıyoruz, bunun için de birlikte hareket etmemiz gerekiyor. Gelecek nesillere 20'inci yüzyılın düşmanlıklarını 21'inci yüzyıla aktaran nesil olarak ya da öngörülü bir nesil olarak aktarılabiliriz ki bu da kurumun adının hakkını vermek demektir. ABD'nin istediği budur. Ancak tüm ulusların görevlerini sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir" demişti. Peki bu açıklamayı yapan Obama; göreve geldiğinin birinci yılında söylediklerini gerçekleştirebildi mi? Hayır bakın başkanlığının birinci yılında ABD halkı memnuniyetsizliğini her alanda ifade ediyor. Bush'un askeri stratejisini uygulamaya devam etti. Üstelik yeni cepheler açarak. Yemen ve Pakistan'ın kuzeyine ne yeni saldırlar yapılırken Afganistan ve Irak'ta bocalaması devam ediyor.. NATO ile Afganistan'da ama Irak'ta NATO gücü kullanımını, Türk ordusu karşı çıktığı için gerçekleştiremiyor. TSK ile AKP iktidarı arasındaki sorunlarının başında ve temelinde bu yatıyor. Irak işgali sırasında Türk topraklarının kullanımının 1 Mart tezkeresi ile reddi üzerine soğuyan ve gerginleşen ilişkiler, çuval giydirme olayı ile derinleşmiş, Muvanet zırhlısının ve Türk helikopterinin vurulması eklenmiştir. Afganistan'a istenen muharip güç talebi yine Türk Ordusu tarafından reddedilmiştir. Öyle görünüyor ki, darbe belgeleri iddialarının kamuoyuna sızdırılması NATO askerlerince TSK'nın merkezlerinden bir yolla alınıp piyasaya sürülmektedir. TSK'nın etkisizleştirilmesi projesi devam etmektedir. Yoksa Bush gitmiş Obama gelmiş ABD küresel politikasında değişiklik olmaz. Sadece yöntemde değişiklik olur. ABD için sadık müttefikliğe giden yolda epey mesafe alınmış görünüyor. Ama Türk Milleti, dünün çapulcusu bugün katliamcısı Amerikalılara teslim mi olacak. Bakacak göreceğiz. GünüN SözÜ: Küresel düşünemeyen devlet adamı, bir başka devletin emrine girer. Windows Live Hotmail: Arkadaşlarınız Facebook'taki güncellemelerinizi doğrudan Hotmail®'den görür. |
ORDUSUNA GÜVEN DUYMAYANLARIN DA OKUMASI DİLEKLERİMLE... Posted: 26 Jan 2010 08:50 PM PST ORDUSUNA GÜVEN DUYMAYANLARIN DA OKUMASI DİLEKLERİMLE... Dünya Silahlı Kuvvetleri'nin Karşılaştırılması ''BU ORDUYLA MI SAVAŞA GİRECEĞİZ'' DİYENLERE İTHAFDIR. Uluslararası silahlı kuvvetler rating'i konusunda oldukça yetkin bir site olan strategypage.com, tüm dünya ordularını çeşitli parametrelere göre sınıflandırıyor. Bu derecelendirme tablosunda yer alan TSK hakkındaki verilere göre;
1. TSK, tüm dünya orduları içinde "tradition(Gelenek)" (savaş gelenekleri, tecrübesi, eğitimi ve dayanıklığı) alanında 10 üzerinden 9 olan iki ülkeden biri. Diğer ülke ise İngiltere. 10 alan ülke yok. Türkiye'ye en çok yaklaşan ülkeler Almanya(8), İsrail(8), Finlandiya(8). ABD'nin derecesi ise 7. 2. TSK, Avrupa bölgesinde (Rusya da bu bölge içinde yer alıyor) genel klasmanda 3. büyük güç olarak değerlendiriliyor. 3. TSK, muharip güçlerin nicelik ve nitelik bileşkesinden oluşan "combat power(Muharebe Gücü)" klasmanında da 972 puan ile yine üçüncü. (bu klasmanda bir üst baz puan yok) 4. TSK, subay/astsubayların niteliklerinin ölçüldüğü "leadreship(Lider)" alanında da 7 alıyor. Bu alanda TSK'yı geçebilen tek ülke 9 ile İngiltere. Ayrıntılı bilgilere aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.strategypage.com/fyeo/howtomakewar/databases/armies/e.asp
|
Posted: 26 Jan 2010 07:47 AM PST Nurullah AYDIN 27 Ocak 2010 ABD'nin DARBE OKULLARI Türkiye'de darbe tartışmaları yaşanıyor..Kurutuluş savaşı sırasında ülke işgal edilirken, yüzyıllarca Türk Milleti'nin engin hoşgörüsü altında can ve mal güvenlikleri sağlanmış dilleri ve dinleri korunmuş gayrimüslimler işgal kuvvetleriyle işbirliği yaptılar.. Müslüman Türk köylerini bastılar, yaktılar, yıktılar.. Bazı yerli işbirlikçilerde onlarla işbirliği yaptılar.. Kurtuluş savaşına karşı çıktılar. Mandacılığı köleliği kabul edip işbirliği yaptılar. Soyları sopları bozuk bu tipler, din adına mal ve canlarını koruma kaygısıyla şerefsiz yolu tercih ettiler. Şimdi bunların çocukları zenginleştiler ve ne yazık ki tarikat cemaat kimliği altında yine yaşamları dine karşı olmakla geçen aydın bozuntularıyla işbirliği içine girdiler. Dedelerinin Türkiye'yi sömürge yapma özlemini şimdi kendileri gerçekleştirme peşinde.! Evet çağdaş sömürü çarkı için bu gerekliydi. Ama Türk Milleti bir yandan açık düşmanla bir yandan içindeki devşirilmiş işbirlikçi ajanlara karşı mücadele verdi. Daha sonraları ise 1952 yılında NATO ya girişle ABD ile askeri ve eğitim anlaşmalarıyla küçük Amerika hülyaları başladı. Bu dönemde ABD Sovyetler Birliği'ne karşı komünizmle mücadele edecek ajanlar yetiştirdi. Yandaş olmayan ülkelerde, yetiştirilen ajanlarla darbe yaptırdılar.. Şimdi Türkiye'de; 1952-1990 arası milliyetçilerden yararlanırken şimdi dinci tarikatçı, cemaatçi ve etnik unsurlardan yararlanmaya başladılar. Onları eğittiler. Kimi siyasetçi, kimi akademisyen, kimi gazeteci, kimi sivil toplum örgütü mensubu olarak iktidara getirdi. Bu sadece Türkiye'de değil birçok ülkede oldu. Bu yeni işbirlikçilerle ülkeler yönetiyor. ABD; elindeki her türlü bilgi ve belgeleri işbirlikçilere aktarıyor. Yeni CIA eğitiminden geçmiş kişiler artık ABD'nin sadık elemanlarıdır. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük, açılım saçlım papağan gibi ezberlettirilen sözcükler. Oysa bakın ; ABD Başkanı Wilson 5 Ağustos 1919 yılında; Türkiye haritadan silinmelidir. Türkiye'yi parça parça edelim demişti. Ayni tarihlerde 1920'li yıllarda İngiliz Başbakanı Lloyd George ise; Türkler Avrupa'dan atılacaklardır diyordu. Türklerle ile ilgili batılı liderlerin o kadar çok beyanı var ki! Bakın; Amerikan yüzyılı için Rooswelt 4 özgürlükten söz etmişti. Konuşma, ibadet, yaratma, yaşama özgürlüğü. Bu kavramlarla yürüyen bir Amerika gerçeği. Batılı yazar Chomsky de; 5. özgürlük diyor. Bunlar; Soyma, sömürme, hüküm altına alma, güce başvurmadır. Bakın; ABD amacı için kendi ajanları yanında o halkın mensuplarını alıp eğitmek için okullar açtı. ABD ilk darbe okulunu Fort Gullic'i 1946 yılında Panama'da kurdu. Sonra okul Fort Benning'e getiriliyor. Ankara'da sosyal okul adıyla eğitim veriyor. Akademisyenler, gazeteciler, katiller, darbeciler, bu okuldan yetişiyor. Okul, 1984'e kadar kalıyor.
Bütün bu okulların en büyüğü Fort Bragg denilen yerde. Buna aynı zamanda Kennedy Özel Savaş Okulu da deniyor. En üst düzeydeki sivil/asker darbeciler de bu okulda yetişiyor. Bu okullara School Of Americas (SOA) deniliyor. ABD Denizaşırı Kuvvetler Komutanlığı bütün dünyaya bu anlamda hükmediyor. İstihbarat eğitimi ağının bir ucu da Almanya'da Bad Tolz isimli kentte. NATO unsurları, Bad Tolz'de bulunan 20. Özel Kuvvetler Komutanlığının emrinde çalışmaktadır. Okullar arasında eğitim bağlantısı var. Fort Bragg ana okul. Ona bağlı olarak Amerika'da Fort Benning okulu var. Yabancıların, akademisyen, gazeteci, iş adamı gibi her meslek grubundan kişinin eğitim gördüğü Fort Benning'deki Amerikalılar Okulu (SOA) var. Fort Benning denen cinayet okulunun bulunduğu yer. United States Army Infantry School/Amerikan Ordusu Piyade Okulu askeri ama sivil eğitimde verilen okul.. Yine; Yol levhalarında NATO Schule ve NATO School yazan Avrupa merkezi olarak Oberammergau'da Ayaklanmaları Bastırma ve İstihbarat Okulu adında özel okul var.. ACC denilen (Allied Coordination Center /Gizlilik Koordinasyon Merkezi) ise bir yeraltı örgütü. Burası bütün NATO ülkelerinin yeraltına kumanda ediyor. Yani açık ve gizli ağın bir ucu Washington'dan, Avrupa Birliği'nin başkenti Brüksel SHAPE karargahı'na geliyor. Türkiye'de devletin temeline dinamit koyan, saldıran; siyasetçisi, akademisyeni, gazetecisi hangi CIA, MI5, FBI eğitiminden geçti de böyle konuşuyorlar sorusunun cevabı böylece ortaya çıkmıyor mu? GünüN SözÜ: Oku, anla, öğren ama düşün ve hareket et. Yeni Windows 7: Size en uygun bilgisayarı bulun. Daha fazla bilgi edinin. |
Analist Erhan Göksel, yine ilginç ve çarpıcı analizler yaptı Posted: 25 Jan 2010 11:04 PM PST http://www.milligazete.com.tr/haber/urdun-yerine-alman-vizesini-kaldirsinlar-150868.htm
|
You are subscribed to email updates from ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ To stop receiving these emails, you may unsubscribe now. | Email delivery powered by Google |
Google Inc., 20 West Kinzie, Chicago IL USA 60610 |
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.