Bir insan duygusal olarak bir başkası için üzülür. ‘Yazık, vah vah, tüh tüh’ der.
Bu acımaktır. Lakin acıma duygusu merhamet tarafından beslenmezse zayıflaşır aç kalır. Acıma duygusu makam koltuğunda kalakalır öylece.
Bir insan başkasına acır. Sahip olduğu maddi manevi ve moral güçlerini seferber eder. ‘Ben ne yapabilirim?’ diye düşünür de; o derdin ortağı olur. Makamından izlemez maçı. Yerinden kalkar sahaya iner. İşte bu acımanın aktif halidir yani merhamettir. Merhamet eylemdir, harekettir ve merhamet ‘insan olabilme sanatı’ nın kısaltılmışıdır.
Bizler acırken merhamet ettiğimizi sanıyoruz. Sanırım burada yanılıyoruz. Acımalarımız merhamete dönüşmeli..
Bir araştırmada bir yanık resmi Budistlere ve sıradan bir Amerikalıya gösteriliyor. Beyin görüntüleri karşılaştırılıyor. Amerikalının beyninde iğrenme ile ilgili alan hareketleniyor. Budistin beynindeyse şefkat ve merhamet duygusunun aktive olmasıyla mutluluk bölgesi harekete geçiyor. Bu duygu kişinin kendini iyi hissetmesini sağlıyor. İnsanın yararına olan bir duygu geliştirilmeli. Bu yüzdendir ki ceddimiz yılda bir kez bir ay kasaplara bahçıvanlık yaptırırmış.
Merhamet öğrenilir mi, öğretilir mi ? Aslında, merhamet tohumları hepimizde kodlu. Ama herkeste bu tohum çiçeğe dönüşmüyor maalesef. Çünkü çiçeğe dönüşmesi için en başta anne babanın sonra kişinin özel gayreti gerekiyor.
Ne kadar gayret, o kadar merhamet!
Çözüm? Çözüm, empati becerisini geliştirmek için yatırım yapmak..
Empati kendini başkasının yerine koyabilme, onun gözlüğüyle olaylara bakabilme, onun hissettiğini hissetmeye çalışma olarak tarif edilir.
Burada şu soru takılıyor aklıma. ‘Kendimi onun yerine koydum. Onun şapkasını taktım, onun ayakkabısını giydim, onun gözlüğünü taktım. Üzüntüyü hissettim’. ‘Eeeee….?’ ‘Üzüldün de ne oldu?’. Üzüldüysen üzüntüyü gidermek için ne yaptın?
‘Anlıyorum seni’ pasif empatidir. Geliştirilmesi gereken beceri ise aktif empatidir.
Eyleme geçersen, tepkide bulunursan işte bu aktif empatinin ta kendisi.
Yani bir başkasının evi yanarken, o yangına koşmak sizin eviniz yanıyormuş gibi tepkide bulunmaktır aktif empati.
Aktif empati yapabilen kişide merhamet açığa çıkar. Aktif empati yapamayan ruh ise fakirdir, sadece acır. O zaman diyebiliriz ki, merhamet aktif empatidir.
‘Merhamet etmeyene merhamet olunmaz’
‘Kalbimizin üzeri pas tutup kilitlenmeden; kalbimiz işgalci kuvvetler tarafından işgal edilmeden ‘Esirgeyen’ ve ‘Bağışlayan’ sıfatlarından hissedar olabilmemiz dileğiyle…
Berrin Göncü
Psikolog
Bu acımaktır. Lakin acıma duygusu merhamet tarafından beslenmezse zayıflaşır aç kalır. Acıma duygusu makam koltuğunda kalakalır öylece.
Bir insan başkasına acır. Sahip olduğu maddi manevi ve moral güçlerini seferber eder. ‘Ben ne yapabilirim?’ diye düşünür de; o derdin ortağı olur. Makamından izlemez maçı. Yerinden kalkar sahaya iner. İşte bu acımanın aktif halidir yani merhamettir. Merhamet eylemdir, harekettir ve merhamet ‘insan olabilme sanatı’ nın kısaltılmışıdır.
Bizler acırken merhamet ettiğimizi sanıyoruz. Sanırım burada yanılıyoruz. Acımalarımız merhamete dönüşmeli..
Bir araştırmada bir yanık resmi Budistlere ve sıradan bir Amerikalıya gösteriliyor. Beyin görüntüleri karşılaştırılıyor. Amerikalının beyninde iğrenme ile ilgili alan hareketleniyor. Budistin beynindeyse şefkat ve merhamet duygusunun aktive olmasıyla mutluluk bölgesi harekete geçiyor. Bu duygu kişinin kendini iyi hissetmesini sağlıyor. İnsanın yararına olan bir duygu geliştirilmeli. Bu yüzdendir ki ceddimiz yılda bir kez bir ay kasaplara bahçıvanlık yaptırırmış.
Merhamet öğrenilir mi, öğretilir mi ? Aslında, merhamet tohumları hepimizde kodlu. Ama herkeste bu tohum çiçeğe dönüşmüyor maalesef. Çünkü çiçeğe dönüşmesi için en başta anne babanın sonra kişinin özel gayreti gerekiyor.
Ne kadar gayret, o kadar merhamet!
Çözüm? Çözüm, empati becerisini geliştirmek için yatırım yapmak..
Empati kendini başkasının yerine koyabilme, onun gözlüğüyle olaylara bakabilme, onun hissettiğini hissetmeye çalışma olarak tarif edilir.
Burada şu soru takılıyor aklıma. ‘Kendimi onun yerine koydum. Onun şapkasını taktım, onun ayakkabısını giydim, onun gözlüğünü taktım. Üzüntüyü hissettim’. ‘Eeeee….?’ ‘Üzüldün de ne oldu?’. Üzüldüysen üzüntüyü gidermek için ne yaptın?
‘Anlıyorum seni’ pasif empatidir. Geliştirilmesi gereken beceri ise aktif empatidir.
Eyleme geçersen, tepkide bulunursan işte bu aktif empatinin ta kendisi.
Yani bir başkasının evi yanarken, o yangına koşmak sizin eviniz yanıyormuş gibi tepkide bulunmaktır aktif empati.
Aktif empati yapabilen kişide merhamet açığa çıkar. Aktif empati yapamayan ruh ise fakirdir, sadece acır. O zaman diyebiliriz ki, merhamet aktif empatidir.
‘Merhamet etmeyene merhamet olunmaz’
‘Kalbimizin üzeri pas tutup kilitlenmeden; kalbimiz işgalci kuvvetler tarafından işgal edilmeden ‘Esirgeyen’ ve ‘Bağışlayan’ sıfatlarından hissedar olabilmemiz dileğiyle…
Berrin Göncü
Psikolog
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.