Nusret Cephesi Lideri Muhammet Fatih Cevlani, Suriye'de yaşanan çatışmalardan birinci derecede sorumlu olanın IŞİD olduğunu söyledi ve tüm direnişçilere çağrıda bulundu
Nusret Cephesi lideri Muhammet Fatih Cevlani'nin açıklaması:
Şüphesiz son bir haftada Müslüman gruplar arasında yaşana olaylar ümmeti oldukça üzmüştür. Bizler her ne kadar bazı hainlerin olayları Batı'nın çıkarları ya da şahsi menfaatleri uğruna kullanmış olsa da çatışmanın taraflarının Müslüman olduğuna inanmaktayız.
Şüphesiz ki Allah Müslümanların kanı konusunda bizleri uyarmış ve Müslümanların canının kıymetini yüceltmiştir. O şöyle buyurmaktadır.
Kim bir mü’mini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî kalacağı cehennemdir. Allah, ona gazap etmiş, lânet etmiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.(Nisa 93)
Aynı şekilde Müslüman kanına elini bulaştırmaktan Rasulullah (sav) da bizleri sakındırmış ve sahih hadislerinde şöyle buyurmuştur:
Şüphesiz ki dünyanın zeval bulması, yıkılması Allah katında haksız bir şekilde bir Mü'mini canının alınmasından daha evladır.
Yine hadislerinde Rasulullah şöyle buyurmaktadırlar:
Her kim bir mü'minin kanına dili ile ortak olmuş olarak gelirse kıyamet günü Allah'ın huzuruna alnında "Allahın rahmetinden mahrum" yazısı yazılı olarak gelir.
Bununla beraber bu hadisler bir kişinin kendisine saldırı yapıldığı zaman kendisini savunmasını yasaklamaz ve gayri meşru yapmaz.
Ebu Hureyre ra buyurdular ki:
Adamın bir Rasulullah sav'nin yanına geldi ve ona dedi ki:" Ey Allahın Rasulu,Adamın biri gelip malımı zorla almak isterse ne yapmalıyım?"
Rasulullah (sav):" Malını verme." dedi. Adam:"Peki o beni öldürürse?" diye sordu.
Rasulullah (sav): "Sen şehid olursun" dedi.
Adam:" Peki ben onu öldürürsem?" diye sordu
Rasulullah: "O zaman o adam ateştedir" dedi.
Şüphesiz Suriye'de çeşitli grupların birbirlerinin haklarına yönelik bir takım saldırıları olmuştur.
Ancak açıkça söylemek gerekir ki (IŞİD) Irak-Şam İslam Devleti grubunun diğer hareketlere karşı yanlış tutumunun bu tartışmalarda çok fazla yeri vardır.
Buna ek olarak bilinen İslami gruplar arasında problemlerin şahitliğine ve yargısına götürülecek güçlü bir şer'i yapının olmaması da problemlerin ana kaynaklarındandır.
Burada dile getirilmesi gereken konulardan birisi Rakka'daki Nusret Cephesi emirinin durumudur. IŞİD onu esir aldı ve onu dinden çıkmakla itham etti.
Onun durumu bugün maalesef ya öldürülmüştür ya da meçhuldür. La havle vela kuvvete illa Billah.
Eğer bu durum devam ederse bu durumda bir çok taraftan Müslümanların kanlarının döküleceği, olaylarda muhacirlerden ve ensardan masum bir çok kişinin yaşamını yitireceği açıktır. Ayrıca bu olaylarda Nusayriler geri dönecek, Doğunun ve Batı'nın zalimleri sevinecek, bunun bedelini Halep'teki cepheler ve Nusayrilerin hapishanelerindeki kadınlar, yetimler ve çocuklar, Humus, Şam ve Guta'da kuşatma altında bulunan halk ödeyecektir.
Burada yaşanan olaylar bizleri Suriye'nin bilinen itibarlı hareketleri ile beraber herkesin üzerinde ittifak edeceği şer'i bir kurul oluşturmaya sevk etmiştir.
Bu kurul çatışmaları önleyecek, olayları durduracak, mağduriyetleri giderecek ve gasbedilmiş mal ve hakları geri alacaktır. Bütün İslami gruplar bu kurulun kararlarını tek saf olarak ve güç ile onun kurallarına uymayan her kesime karşı koruyacaklardır.
Ta ki gerektiğinde Allah'ın şu sözünü uygulayıncaya kadar:
Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever. (Hucurat 9)
Şu anda en önemli meseleler olan Esed güçlerinin engellenmesi, halkın geçiş yollarının açılmasıdır. Bu anlaşma üzerine bazı tarafların muvafakatı ile uzlaşılmıştır. Bazı tarafların icabet etmesi ise bekleniyor.
Şüphesiz bu anlaşma sahadaki durumu düzeltmeye yöneliktir ve hiç bir tarafa zulmetmeyecektir.
Cihad sahasını bu büyük çalkantı ve tehlikeden kurtarmak için zaman henüz geçmiş değil.
Bizim görüşlerimiz şu şekildedir:
Birincisi, bizler bu çatışmayı Müslümanlar arasındaki bir savaş olarak görmekteyiz ve dökülen her damla kandan Allah'a beraatimizi ilan ederiz.
İkincisi: Bizler,Rejime karşı hudutları ve rıbatları korumaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz. Hatta saldırılarımızı daha da arttıracağız.
Üçüncüsü: Bizlere, mal ya da can olarak yapılan kimden gelirse gelsin her haksızlıkta kendimizi savunacağız.
Dördüncü: Nusret Cephesi'nin tüm birimlerinin ve tüm Şam Ehlinin üzerine kendilerine saldırı yapılan yabancı direnişçilere sahip çıkmak ve onları korumak boynumuzun borcudur. Bu şer'i bir vecibedir. Allah katında bundan sorumlu olacağız.
Buradan muhacirlere de sesleniyoruz. Allah rızası için evlerinizi, yurtlarınızı terk ettiğiniz gaye dışındaki her türlü çatışmadan uzak durun.
Ey Şam ehli, cihadınız konusunda Allah'tan korkun ve ona sığının.
Sonuç olarak:
Şüphesiz bu fitne pek yakında bitecektir. Ve silahlar tekrar doğrultulması gerekenlere doğrultulacaktır. Tüm Müslümanlara yeniden safları düzeltmek;Rafıziler ve rejime karşı def edici bir saf olmak çağrısı yapıyorum.
Allah'ım saflarımızı düzelt. Allah'ım bu benim davetimdir. Şahid ol. Şüphesiz bunda kalbi olan ve işitmesi olan kişilere bir nasihat vardır.
Hamd, Alemlerin Rabbi olan Allah'adır.
Esselamu Aleykum ve Rahmetullah.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.