Sadece kendisi ile değil, temsil ettiği mânâ ile, öncülük ettiği hayat tarzı ile, yeryüzündeki her insanın ruhuna ve bedenine cebren zerketmek istediği kötülük zehriyle, gücü ilah edinmesiyle, Allahsız ve ahlaksız insan algısıyla birlikte, Amerika çok yakında yıkılacak…
Kehanette bulunuyor değiliz. Eşyanın tabiatı gereği, hadiselerin seyrini iyi takip ettiğinizde ve değerlendirme noktanız doğruluk adına olduğunda elde edeceğiniz sonuç bu olacaktır.
Meseleyi iki nokta üzerinden ele alırsak;
Birincisi, İki Cihan Harbi sonunda şekillenen dünya düzeni, neredeyse yüz yıllık bir zaman dilimi sonunda yıkılmak üzere. Arada geçen sürede kurulan sistem, ne yaparlarsa yapsınlar dikiş tutmaz bir halde. Verileri ortaya koyup istatistiki bilgi vermeye gerek yok. Mevzuuyla alakalı herkesin bildiği gibi, son yirmi yıldır, emperyalist egemenlerin dahliyle yapılan bütün savaş, işgal, iç darbe ve rejim değişikliklerin, bir noktada ana gayesi, paylaşımı yeniden belirlemek ve yeni yüz yılı bu güç dengesiyle geçirmek için yapılmakta.
Değiştirebildikleri sınırları değiştirmek, olmadı rejim ve iktidarları ve bunlarla birlikte mevcut güçlerini tahkim edebilecek yeraltı ve yerüstü kaynaklarının kontörlünü ele geçirmek üzerine inşa edilmiş planlar…
15 Temmuz işgal girişimi bu yüzden önemliydi. Kilit noktadaki Türkiye’nin düşürülmesi… Ajan Rahip Brunson davası o sürecin bir ayağı sadece… Amerika ile aracısız direk karşı karşıya gelmeye başlıyoruz…
Özetle; Emperyalist haçlı Batı ülkeleri Amerika öncülüğünde çöküşün arafesinde. Bu çöküşü durdurmak içindir bütün saldırıları. Yani çok güçlü, çok süper güçlü falan oldukları için değil, yıkılmayı geciktirmek için azgınca saldırıyorlar…
Bizdeki ekonomik durumu diline dolayarak Batı’ya muhtacız havası vermeye çalışan müptezellerin, Amerika’nın dünyanın en çok borcu olan ülke olduğunu, hiçbir hukuki kuralı tanımadığını, ahlaken iflas ettiğini, sadece ahmak bir fil gibi sağa sola saldırarak ayakta kaldığını dile getirdiklerini göremeseniz de durum böyledir.
İkincisi ise asıl önemli noktadır:
Amerika, emperyalist haçlı Siyonist gücün öncüsü ve lideridir. Güce tapar, güç ile haklılık iddia eder, mazlumu ezer zalimin yanında yer alır. Varlığı, gücü ve yaptığı kavga son tecritte bu inanç ve anlayışı korumak içindir. Türkiye ise, İslam’ın, ümmet coğrafyasının ve dünyadaki mazlum milletlerin öncüsü ve lideri konumundadır. Kim ne derse desin, son yıllardaki direnişiyle, baş eğmez tutumuyla, gücü yettiğince mazlum milletlerin duasına yankı oluşuyla ve bizdeki alıkların bir türlü idrak edemediği ama düşmanın farkında olduğu üzre tarihi misyonuyla Türkiye, zalimin karşısında mazlumun, küfrün karşısında İslam’ın, haksızlığın karşısında adaletin temsilcisi bir ülkedir. Öyle olmak zorunda olan bir ülkedir.
Bu mânâda dünya iki kutupludur. Temsil edenler kim olursa olsun “iyi ile kötünün, Hak ile batılın” mücadele ettiği iki kutuplu dünya…
Öyle veya böyle bu iki kutbu temsil edenler birbiriyle karşı karşıya gelecek ve nihai hesaplaşma yaşanacaktır. Onlar, zalim düzeni temsil eden haçlılar bunun farkında oldukları için her yönden saldırıyorlar bize. Bin yıldır zalim haçlıların korkulu rüyası olan “ruh”un 15 Temmuz gecesi açığa çıktığını bizim gibi onlar da gördü. Bu yüzden artık diplomatik yollarla şununla bununla bizi asimile etme gayretinden vazgeçtiler. Her şey açık,karşı karşıya artık… Ama su yatağına girdi. Nihai hesaplaşma gününe kadar bu saldırılar devam etse de bir şey elde edemeyecekler.
Bizim dua ve çabamız bu zalim düzen ve temsilcilerini yerle yeksan etme şerefi bizim elimizden olsun. Hasretini çektiğimiz ruhu kuşanıp birliğin tesisi, hainlerin tasfiyesi ve dik duruşla bu zalimlerin sonu yakındır inşallah...
Amerika temsil ettiği her şeyle birlikte yıkılacak. Buna inanın...
Kaynak: Tayyar Tercan Milat Gazetesi
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.