“Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul” meselesinin aslı üzerine

“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” denilen Avrupa zırvası aslında batının diğer ülkelere dayattığı aile yapısını bozmayı, bireylerin cinsel kimliğini bulanıklaştırarak hedonist bir toplum inşa etmeye yönelik planlı bir saldırı.Bu saldırı planı kapsamında AB uzun yıllardır bulduğu her fırsatta dünyaya bu rezaleti yaymaya çalışıyor.

BİZİM OKULLARIN BU REZALETLE NE İLGİSİ VAR?

Aralık ayının son haftasında yeniden gündeme gelen, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı Okul” konusu aslında eskiye dayanan ve kapanmış bir konu. Bu meseleye toplumum bazı kesimlerinden ve ailelerden tepkiler gemeye başlayınca Milli Eğitim Bakanlığı’na meselenin aslını sorduk ve “şu anda böyle bir şeyin söz konusu olmadığını” öğrendik.

En başında söylemek gerekir ki Bakanlığın ne böyle bir projesi var ne de bu tip bir projeye yönelik gündemi. Bu mesele 2014 yılında hız kazanan AB ilişkilerinde gündeme gelen bir başlık. İngilizcesiyle Acquis Communitaire, Osmanlıcası müktesebat, günümüz Türkçesiyle ise güya kazanım. Aslında “AB’ye gelmek istiyorsan kendini buna dönüştürmen lazım yoksa gelmezsin” dedikleri dayatmalar listesinden bir başlık yani. 2014 yılında MEB, AB’ye uyum çalışmalarında kapsamında UNICEF ile birlikte bu konuda çalışmalar yürütmüşler. Yürütülen çalışmalar pilot okul mahiyetindeymiş ve 2016 yılına gelindiğinde son bulmuş ve bir daha gündeme gelmemiş. Bugün ise bakanlığın ne böyle bir gündemi, ne bir iş planı var.

UNICEF ile Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğinde gerçekleştirilen “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi” 2014 - 2016 yılları arasında gerçekleştirilip tamamlanmış. UNICEF’e saha uygulamaları örneklerinin sunulması amacıyla pilot çalışmalar yapılmış ve artık pilot çalışmalara da son verilmiş.

*Erem Şentürk - Diriliş Postası

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.