Myanmar hükümetinin emrettiği ve askerlerinin uyguladığı Arakan'daki sistematik soykırım devam ediyor. Bu soykırıma karşı bölgede örgütlenen El-Yakin Hareketi, Myanmar Ordusu’na saldırı düzenlediklerini ve birçok silahı ‘’ganimet’’ olarak aldıklarını duyurdu.
El Yakin veya Arakan ve Rohingya Dayanışma Ordusu (ARSA) olarak bilinen grup, Myanmar Hükümetinin Arakan'da yaptığı saldırılara karşı direniş çağrısı yaptı. 2012 yılında kurulmuş bir İslami hareket olarak biliniyor. Bağımsız kaynaklara göre, 2014 tarihinde El-Kaide tarafından örgüte lojistik destekler sağlandı.
Bu soykırıma karşı bölgede örgütlenen El-Yakin Hareketi, Myanmar Ordusu'na saldırı düzenlediklerini ve birçok silahı ‘'ganimet'' olarak aldıklarını duyurdu.
O operasyonun görüntüleri ise El-Yakin Hareketi tarafından yayınlandı.
Arakan'daki Müslümanlar daha önce yayınladıkları bir basın bildirisinde, kendilerini ve orada yaşanları şu şekilde anlatmışlardı:
"Abu Ammar Junooni, öncelikle tüm Myanmar Halkına ve kendi uluslarını yöneten dünya liderlerine çok önemli bazı mesajlar iletmek istiyorum. İlk olarak, halkın hür iradesine karşı, yönetime el koyan Myanmar barbarlık rejiminin, bitmek tükenmek bilmeyen şekilde bizlere ve diğer ulusal gruplara terör aracılığıyla zulmettiğini söylemek isterim.
Rohingya zulmü, bu ülkede yaşanan zulmün ve ayrımcılığım klasik ve yaşayan örneklerinden yalnızca bir tanesidir. Bu zulüm; senelerden beri ırk, din ve mezheplerimize dayanarak sistematik biçimde ayrımcılığa uğrayan, insanlığa karşı işlenen her türlü suçun öznesi haline getirilen ve bunun da ötesinde soykırıma uğrayan etnik toplumumuzu korumak için ayaklanmak üzere 9 Ekim 2016 tarihinde silahlanmış olmamızın temel sebebidir." İfadeleri kullanmıştı.
El Yakin hareketi lideri Abu Ammar Junooni yaptığı basın açıklamasında, niçin mücadele kararı aldıklarını da şu cümlelerle anlatmıştı;
"Halkımız on yıllardır medeni dünyanın kendilerine verilen hakları kullanarak bu zulme bir dur diyeceğine ve gelip bizi kurtaracaklarına dair inançlarıyla sabırla beklediler. Fakat trajik sonuç şu oldu ki, bu süre zarfında hem çok fazla zaman hem de milyonlarca insanımızı kaybetmekle kalmadık, hem içerde hem de dışarıda milyonlarca insanımız istemeden mülteci konumuna düştü.
Burada şuna eşit vurgu yapmanın da oldukça önemli olduğunu düşünüyorum, bizler, Rohingyalılar olarak 9 Ekim 2016 tarihinde, Myanmar'da elimizden zorla alınmış olan vatandaşlık haklarımızı ve özgürlüğümüzü geri almak amacıyla silahlandık."
ARAKANLI MÜSLÜMANLAR KRİZİ
BM'nin açıkladığı son verilere göre, geçen yıl 25 Ağustos'tan bu yana Myanmar'daki şiddetten kaçan 688 bin Arakanlı Müslüman Bangladeş'e sığındı. Arakan'da 1970'lerde yaklaşık 2 milyon Müslüman'ın yaşadığı tahmin edilirken sistematik saldırılardan kaçış nedeniyle bu sayı 300 binin altına geriledi.
Öte yandan uluslararası insan hakları kuruluşlarının yayınladığı uydu görüntülerine göre, bölgede Müslümanlara ait 350'den fazla köy yakıldı.
Arakanlı Müslümanların topraklarına dönüşü için Myanmar ve Bangladeş hükümetleri, 23 Kasım 2017'de anlaşma imzalamıştı. Anlaşmaya göre, Myanmar'a dönmek isteyenler, Bangladeş'e geçmeden önce Myanmar'da yaşadıklarına dair belge sunmak zorunda ancak 1982'de vatandaşlık hakları ellerinden alınan Arakanlı Müslümanların Myanmar'da kayıtlarının bulunmaması ciddi sorun yaratıyor. Anlaşmada, Bangladeş'e geçen Arakanlı Müslümanlara bu ülkede BM tarafından verilen belgelerin de Myanmar hükümetinin "onay" sürecinden geçmesi gerektiği belirtiliyor.
Ayrıca anlaşmanın imzalanmasından itibaren 2 ay içinde Arakanlı Müslümanların topraklarına dönüşünün başlaması gerekiyordu ancak Arakanlı Müslümanların eve dönüş sürecinin ertelendiği duyuruldu ve bugüne kadar herhangi bir somut adım atılmadı.
KAYNAK: TİME TÜRK
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.