Batı kuklası darbeci general Halife Hafter’e bağlı Vahhabi teröristler, Libya’daki bütün sahabe, alim ve tarihi şahsiyetlerin türbelerini ve camileri bombalarla, dozerlerle tahrip etti. İslam alimlerinin ve sahabelerin türbeleri yıkıldıktan sonra mezarlarından çıkarılan naaşları çöle atıldı.
"Libya’da ne işimiz var?” diyen sorumsuz muhalefete cevap, bizzat darbeci general Halife Hafter’e bağlı Vahhabi teröristlerden geldi. Vahhabi teröristler, Libya’daki bütün sahabe, alim ve tarihi şahsiyetlerin türbelerini ve camileri bombalarla, dozerlerle tahrip etti. İslam alimlerinin ve sahabelerin türbeleri yıkıldıktan sonra mezarlarından çıkarılan naaşları çöle atıldı.
Vahhabi sapkınlar, Libya’daki ecdat yadigârı cami ve türbeleri de hedef aldı. Libya’daki haçlı işgalini bitirip Libya’yı bugünkü sınırlarında birleştiren Osmanlı kahramanları Turgut Reis’in Trablus’daki türbe ve camisi ile Murat Ağa türbe ve camisi tahrip edildi. Naaşları götürülüp çöle atıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan işte tüm bu İslam’ı ve ecdadı hedef alan saldırılardan çok rahatsız oldu. İşler Batı Libya’daki halka yönelik katliama dönüşmeye başlayınca da asker gönderme kararı alındı.
Yıkımlardan Suudi Arabistan ve Hafter sorumludur
Konuya ilişkin görüşlerini Akit’le paylaşan eski Bingazi Başkonsolosu, Büyükelçi Ali Sait Akın, “Mezar yıkıcısı Suudcu Selefiler Libya’da yıllarca meydanı boş buldular. Her biri tarihi eser niteliğindeki cami ve türbeleri bombalarla havaya uçurmaları ya da vinçlerle yıkmaları uygarlığa karşı suçtur. Suudi Arabistan ve Hafter bunların yaptığı yıkımdan doğrudan sorumludur. Zira bu sapkınları güçlendiren başlıca aktörler onlardır. Halen sağ ve Arabistan’da ikamet eden, Suudi devletinden maaşlı Şeyh Rabi el Medhali ve kardeşi Şeyh Muhammed el Medhali’nın ‘yıkın’ fetvasıyla bu rezillikler yapılmaktadır. Ayrıca, Libya’daki Medhali milislerin Suudi Arabistan’ın paralı askerleri olduğu sır değildir. Türkiye işte bu insanlık dışı olaylara son vermek ve halkın canını, malını kurtarmak için Libya’dadır. Esasen Suudilerin bu ehlisünnet düşmanlığı yeni ve Libya’yla sınırlı değildir. Ancak, Libya’da devlet otoritesi olmadığından ve Medhaliler ağır silahlı milislere sahip bulunduğundan korkusuzca ve pervasızca yıkım yapabilmektedir. Cami ve türbelere saldırılarda bu Suudcu Medhali milisler ağır silahlarla bölgeyi kuşatıp yıkıma olanak sağlamakta ve halkın direncini kırmaktadır. Halkın desteğini alamayacağını bilen Hafter bu marjinal birlikleri sözde ordusuna alarak onları palazlandırmaktadır. Bu şekilde doğu Libya’da Hafter ordusu saflarında yaklaşık 4 000 ağır silahlı Suudcu Selefi milis bulunmaktadır. Tarihi cami ve türbelerin yıkılması, muhaliflerin vahşice ve yargısız infaz edilmesi ile ehlisünnet din anlayışının yok edilmesinde bunlar başrolü oynamaktadır. Türkiye işte bu insanlık dışı olaylara son vermek ve halkın canını, malını kurtarmak için Libya’dadır” değerlendirmesinde bulundu.
Vahhabilerin saldırıları İtalyanları aratmadı!
Darbeci Halife Hafter’in sözde Libya Arap Ulusal Ordusuna bağlı Vahhabi teröristlerin en ibret verici saldırıları Kufra’da gerçekleşti.
Teröristler, İtalya’nın Libya’yı işgali sırasında katliamları ve mezalimiyle tarihe kara leke olarak geçen İtalyan General Grazini’nin Kufra’da yaptığının aynısını tekrarlayarak aynı gün içinde hem Kufra’da Mehdi Senusi Cami ve türbesine, hem de Libya’nın Milli Kahramanı Ömer Muhtar’ın türbesine saldırdılar. Senusi Camii ve türbesi tahrip edilirken, halkın şiddetli karşı koyması üzerine Ömer Muhtar’ın türbesi kurtuldu. İşgalci General Graziani de teslim olan halkın gözleri önünde Kur’an-ı Kerim’i paramparça edip, ayaklarının altında çiğneyerek “Haydi, çağırın da bedevi peygamberiniz yardımınıza gelsin” demiş, ertesi gün şehrin ileri gelen din adamlarını uçaklardan atmak suretiyle katletmişti.
İşte tahrip edilen cami, türbe ve kabirler
Sapkın Vahhabi teröristlerce tahrip edilen cami, türbe ve mezarlıklardan bazıları şunlar:
- Trablus’taki Al Masry türbesi,
- Girgaresh mezarlığı,
- Sidi Nasr türbesi,
- Sidi Obeid mezarlığı ve türbesi,
- Derne’deki Sahabe Camii,
- Zliten’deki Sidi Abdul-Salam al-Asmar al-Fituri Camii ve 700 yıllık el yazmalarının bulunduğu kütüphane,
- Rajma’daki Sidi al Lafi türbesi,
- Mistrata’daki Sidi Ahmed Zaroug,
- Trablus’taki Sidi al Shaab Camii,
- Trablus’taki Ahmet Paşa Camii (Karamanlı Camii),
- Trablus’taki Osman Paşa medresesi,
- Trablus’taki Turgut Reis türbesi,
- Bingazi’deki Reşid Paşa türbesi ve Camii,
- Tajura’daki Al-Andoulisi Camii,
- Trablus’taki Sidi ebu Gharara Camii ve türbesi,
- Tajura’daki Murat Ağa Camii ve türbesi,
- Trablus’taki Zawiyat Sheikha Radiya Camii,
- Kufra’daki Senusiligin kurucusu Muhammed Ali’nin oğlu ve Kaddafi tarafından darbeyle devrilen Kral Idris’in babası Mehdi Senusi’nin türbesi.
Turgut Reis’in türbesi yıkıldı, naaşı çöle atıldı!
Libya’daki ecdat yadigârı tarihi eserlerimiz, cami ve türbeler de bu saldırılardan nasibini aldı. Hemen hepsi son dönemde Vahhabi sapkınlarca tahrip edildi. Libya’daki haçlı işgalini bitirip Libya’yı bugünkü sınırlarında birleştiren Osmanlı kahramanları Turgut Reis’in Trablus’daki türbe ve camisi ile Murat Ağa türbe ve camisi tahrip edildi. Naaşları götürülüp çöle atıldı. Trablusgarp’a atanan valilerin göreve başlamadan Turgut Reis türbesini ziyaret etmeleri adetti. Yeni evlenen Libyalı çiftler de türbeyi gelenek olarak ziyaret ederdi. Turgut Reis türbesi Libya’ya giden liderlerimizce de hep ziyaret edilmiştir. 1957 yılında Menderes, 1958’de Bayar, 2010 yılında Erdoğan Libya’ya gittiklerinde ilk olarak bu türbeyi ziyaret etmişlerdi.
YENİ AKİT
Home / Uncategories / Hafter'ın Vahhabileri Sahabe Türbelerini yakıp yıktı- İşte bu yüzden Libya’dayız
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.