ÖLÜM ve OTESI **********


SONUNA KADAR OKUMANIZI SIDDETLE TAVSIYE EDERIZ!





*** ÖLÜM ve OTESI *** Her oyunun kendine gore bir kurali vardir. O kurallara uyularak o oyun oynanir. Eger siz bu oyunu kurallariyla degil de; ben diledigim gibi oynayayim derseniz, size o sahada yer yoktur. Tavla oynuyorsaniz pullari gelen zarlarin rakamina gore ilerletmek mecburiyetindesiniz. Futbolda iseniz topu elinize alamazsiniz. Basket oynuyorsaniz topu ayaginizla yurutemezsiniz. Bunlar oyunun kuralidir. Eger bu kurallari kabul etmiyorsaniz; o zaman zaten siz sahaya da cikamazsiniz. Cunku o sahaya cikip oynamak o kurallari kabul etmenin neticesidir. Din olayini kabul edebilirsiniz veya etmeyebilirsiniz. Ama ben dini kabul ediyorum dediginiz zaman, Peygamberin getirdigi kurallari kabul ediyorum demektir bu. O zaman sizin dusunce yapinizi, Peygamberin getirdigi kurallarla bagdastirmak mecburiyetindesiniz. Eger dusundugunuz birtakim seyler, Peygamberin getirdiklerine uymuyorsa, dusunmekte ozgursunuz ama; Peygambere inandiginizi ve ona tabii oldugunuzu soylemeye hakkiniz yoktur. Din olgusunun insana vermek istedigi iki ana mana vardir. Once birinci onemli husus, birinci onemli nokta, birinci onemli mana ustunde duracagim. Mutlaka bir cenazeye gitmissinizdir. Ve o cenazede tabut ve tabutun ustunde bir yesil ortu gormussunuzdur. O yesil ortunun uzerinde sirma ile yazili bir ayet vardir. O ayette soyle der; "Her nefis olumu tadacaktir". Incelige dikkat edelim. Kuran kesinlikle "oleceksiniz" demez, olumu "tadacaksiniz" der. Tadacaksiniz. Insan olmez olumu tadar. Kuranin hukmune gore, Peygamberin bildirisine gore, Peygamber de olum olayini soyle anlatir; kisi olumu tattigi anda olmus oldugunu farketmez. Kisi kendi bedenini yikayani ve cevresindekileri gorur, bilir, tanir. Kendi cenaze namazini kilanlari, tabutun icinde ve ustu ortulu olmasina ragmen gorur, bilir ve tanir. Mezardan uzaklasanlarin ayak seslerini isitir. Sonra kabirin icindeyken iki melek gelir. Munkir, Nekir adlariyla, maruf. Ve ona bazi sualler sorar. O suallerinde cevabini verir. Niye? Olumu tatma anindaki olaylarin bazi ana noktalarini vurgular. Oyleyse olum denen olayin ne oldugunu bir an icin hatirlayalim. Soyle anlatayim size olumu; Bir yerde bir koltukta oturuyorsunuz, cevrenizde de insanlar var. O anda elinizi kaldirmak istiyorsunuz, kaldiramiyorsunuz. Bir sey soylemek istiyorsunuz sesiniz cikmiyor, bir anda panige dusuyorsunuz. Felc mi oldum diyorsunuz? Sizde felc oldum dusuncesi, duygusu hakim oluyor o anda. Halbuki sizin durumunuzdan supheleniyorlar, disardan bakiyorlar hareket yok, gelip dokunuyorlar yigilip kaliyorsunuz. Aaa...! Oldu!, diyorlar. Siz onlarin oldu deyisinden oldugunuzu anliyorsunuz. Felc gecirmediginizi anliyorsunuz. Dikkat edin. Akliniz, suurunuz, idrakiniz, butun duyulariniz yerinde, disarida olup bitenleri goruyorsunuz. Fakat beden bir anda yigilip kalmis. Deyin ki siz buna kalp krizi. Iste o anda cevrenizdekiler bagirip, cagirmaya, haykirmaya basliyor. Agliyorlar, vaveylalar kopuyor. Siz " Olmedim, yasiyorum!" demek istiyorsunuz, sesiniz cikmiyor. Cunku; beyin durmus, sinir sistemi felc olmus, hicbir hareket yok bedende. Ve onlarin bu haykirislari, bagirislari sizi daha buyuk bir sikintiya, azaba, panige sokuyor. Peygamberin sozunu hatirlayalim;"Olulerinizin yaninda haykirip, bagirip, cagirmayin onlara eziyet edersiniz" Cunku; o zaten olu degil!!! Yasiyor! Yasiyor, fakat beden durmus, bitmis. Bedenden disari iletisim saglanamiyor. Derken aliyorlar bedeni koltugun ustune uzatiyorlar, torelerine gore getirip ustune bir bicak, bir catal bir seyler koyuyorlar. Siz orda cevrenizde aglasanlari seyredip duruyorsunuz. Sonra aliyorlar sizi, goturuyorlar bir hamama sicak bir yere, ustunuze sulari dokuyorlar, sizi evirip ceviriyorlar, siz ne kadar ugrasirsaniz ugrasin, disariyla iletisim kurmaya "Ben yasiyorum!" demeye diyemiyorsunuz. Ama sizi yikiyanlari goruyorsunuz, biliyorsunuz, taniyorsunuz. Taniyorsunuz ama maddi dunyasiyla baginiz kopmus. Param diyorsunuz, isim diyorsunuz, koltugum diyorsunuz, anam, karim, cocugum diyorsunuz hic! Bunlarin hic biri size ulasamiyor. Ve bunlara dokunamiyorsunuz. Daha sonra sizi aliyorlar beyaz bir kefene sariyorlar, tahta bir sandigin icine koyuyorlar, ustunuzu kapatiyorlar ama sizin gorusunuze mani olmuyor o tahta, o ortu... Disarida olanlari seyrediyorsunuz. Gozleri yasli, huzunlu insanlar... Sonra goturuyorlar bir musalla tasina koyuyorlar. Huzunlu an, cevrenizde agliyorlar, haykiriyorlar. Gozu yasli kariniz, kocaniz, cocugunuz, ananiz, babaniz, arkadaslariniz, sevdikleriniz... Ve siz bunlari da seyrediyorsunuz... Sonra sizi aliyorlar bir mezarin yanina getiriyorlar. Koyuyorlar topragin uzerine, mezar kaziliyor cevrenizde huzunlu insanlar... Iste o anda hayatinizin en buyuk panigi basliyor. Yasaminizin en buyuk panigini o anda yasiyorsunuz. Cunku; akliniz, suurunuz, idrakiniz, butun duygulariniz sizinle beraber, yani siz o anda yasiyorsunuz, fakat bedeni icinde bir ortude ve o mezarin icine konacaginizi, ustunuze topragin atilacagini, ve orada hapis kalacaginizi, gorup hissediyorsunuz. Hz. Omer( r.a) soruyor; - Ya Resulallah! Ben mezara kondugum zaman su andaki aklim, idrakim, duygularim, suurum, aynen muhafaza olacak mi? -Evet Ya Omer! Aynen su andaki aklin, idrakin, duygularinla varolacaksin. Evet. Kisi o mezara gomulme aninda hayatinin en buyuk panigini yasiyor. Diri diri topraga gomulmek... Ve sizi en sevdiklerinizin elleriyle topraga alip o mezarin icine koyuyorlar, ustunuze topragi atmaya basliyorlar. Tahtalar konuluyor veya beton taslar konuluyor, disariyla ilginiz kesiliyor. Ama disardaki sesleri duyuyorsunuz, topragin icinde canli canli hapis kaldiginizi hissediyorsunuz. Evet bedende bir olay yok o ana kadar ama, siz o topragin icinde canli canli hapissiniz. Bagirmak, haykirmak istiyorsunuz; Beni buraya birakmayin!,beni buraya koymayin!, ben yasiyorum!, canliyim!, diriyim! Ben de sizin kadar suurluyum! Bunlara ulasamiyorsunuz, ve sizi oraya birakiyorlar, ustunuze topragi kapatiyorlar, isik kayboluyor, kapkaranlik bir mezarin icinde tek basinasiniz... Peygamberimiz(s.a.s) soyle diyor:" Kisi kabre kondugu zaman o panik icinde oyle bir haykirisla haykirir ki; feryadi arsa kadar yukselir. Fakat ne yazik ki insan kulagi o haykirisi isitemez." Iste o panik aninda dusunuyorsunuz ki, size dunyada iken soylenen; olmek yok!, hayat devam ediyor!, obur hayata kendini hazirlamazsan pisman olursun! ikazlari gelmisti, ulasmisti fakat bunlari kaa'le almamistin. Artik mezardan geri donus yok. Bitiyor,hersey son buluyor. Ve orada gercekten iki melek geliyor, size bazi sualler soruyor. Siz o panik halinizle ne derece cevap verebiliyorsunuz, size ait olan bir olay... Sonra aradan zaman geciyor, mezarin icinde yilan, ciyan, kostebek, fare kenarlardan cikiyor geliyor sizin kasinizi, gozunuzu, yanaginizi, agzinizi, burnunuzu, karninizi, barsaklarinizi yemeye basliyor. Ve siz mezarda kendi yenisinizi, bu hayvanlar tarafindan parcalanisinizi seyrediyorsunuz, hissediyorsunuz. Evet fiziki bedeninize olan fiziksel bir azap size ulasmiyor ama, kendinizi kabus gorur sekilde dusunun, ruyada, yatakta... Ruyanizda size gelen baskilari, birtakim hayvanlarin size verdigi zarari, veya bir ucurumdan dususunuzu, bir bicagin sizi kesisini, bogulmanizi, gogsunuze birinin oturup bogazinizi sikmasini dusunun...O anda fiziksel bir olay yok ama, sizin yasadiginiz kabus... Iste mezarda oyle bir kabusun icine dusuyorsunuz ki, uyanma, geri donme yolu yok. Ve boylesine baslayan bir OLUM OTESI YASAM Yani siz olumun ne oldugunu tadiyorsunuz. Tadis sizde bir sey degistirmiyor. Herhangi bir seyi tattiginiz zaman nasil suurunuzda, idrakinizde bir degisme olmuyorsa, sadece o seyin ne oldugunu anliyorsaniz, "olumu tatmak" demek bu bedene kumanda edemez hale gelmeniz demek. Bu bedene kumanda edemez hele geliyorsunuz, iste bu "olumu tatmak" denen olay. Ama yasaminiz devam ede gidiyor o kabirde... Size sorsam, bir aynaya baktiginiz zaman ne goruyorsunuz? desem, hemen vereceginiz cevap su olur. Aynaya baktigim zaman kendimi gorurum. Iste "aynaya baktigim zaman kendimi gorurum" cevabiniz Peygamberi, Kuran'i, ve olum otesi yasami inkardan baska bir sey degildir! Eger gordugunuz aynada, sizin ben dediginiz, kendim dediginiz yapi ise bu beden belli bir seneler sonra toprak altinda curuyup yokolacak ve bu hesaba gore sizinde yokolmaniz gerekecektir. Ama siz toprak altinda Peygamberin bildirdigi bir sekilde yasayacaksiniz. Bu beden curuyup yok olmasina ragmen demek ki aynada ben dediginiz, kendim dediginiz seyi gormuyorsunuz. Siz bir beden goruyorsunuz. Sokakta bir araba goruyorsunuz, yaklasiyorsunuz cama tikliyorsunuz, cam aciliyor icerde bir adam, direksiyona yapismis"Kimsin sen?" diyorsun. "Ben 1956 modeli Chevrolet'im "diyor. Adama bakarsiniz gulersiniz,kafayi usutmus zavalli dersiniz. "Sen Chevrolet degilsin kardesim, sen insansin, arabanin direksiyonunda oturuyorsun, bir sure sonra da direksiyondan kalkip arabadan cikarsin! " dersiniz. Adam size"Hayir oyle sey yok, herkes bana boyle dedi, herkes de bana boyle diyor, ben otomobilim" cevabini veriyorsa artik siz ona daha fazla bir sey soylemezsiniz. "Zavalli, Allah selamet versin" der gecersiniz. Iste bugun birtakim insanlar, ben 56 dogumlu bilmem kimim, ben 48 dogumlu bilmem kimim, ben 38 dogumlu bilmem kimim diyorsa o 56 model Chevrolet'im diyen soforden farki yoktur. Siz belli bir sure icin bu bedenle birlikte varolan, fakat bir sure sonra bu bedeni terkedip, bedensiz olarak yasamina devam edecek bir varliksiniz. Iste din dedigimiz olgu burdan ileri geliyor, su anda her ne kadar bu nedenle bu madde dunyasinda yer aliyorsaniz da, belli bir sure sonra , bu madde dunyasiyla tum iliskiniz kesilecek, paraniz, koltugunuz, kariniz, kocaniz,colugunuz-cocugunuz,ananiz, babaniz v.s tumu geride kalacak, tek basiniza yepyeni bir hayata gececeksiniz. Eger o hayatin sartlarina gore kendinizi hazirlayamadiysaniz, hazirlama geregi duymadiysaniz, siz ne olursa olsun o ortamda cok buyuk bir sikintiya , azaba duseceksiniz. Ergec denize dusecek olan insan yuzme ogrenmek mecburiyetindedir. Yuzmeyi ogrenmediyse, o denizin icinde bogulur. Bunun baska yolu yoktur.Ben dunyada boyle bir insandim, soyle bir insandim, sunu yaptim, bunu yaptim. Sen dunyada nasil bir insan olursan ol, eger yuzmeyi ogrenmediysen, denize dusunce bogulursun. Sen eger gidecegin olum otesi aleme gereken bir bicimde hazirlanmadiysan, o alemde yer alacak olan ruh bedenini gerektigi bir bicimde, gereken enerjiyle guclenmediysen, ne olursan ol o alemin bataginda B-O-G-U-L-U-R-S-U-N.... E canim ben Peygambere inaniyorum, Allah'a inaniyorum ama gerektigi gibi hazirlanamiyorum. Aldatma kendini, mantigini calistir, beynini calistir gercekci dusun. Senin halin o adama benziyor. Vapur yolculuguna cikmis, kaptanla da cak samimi, kaptanin sofrasinda yemek yiyor, kaptanla da cok iyi anlasiyor. Ama birgun guvertede guneslenirken, kaptandan su seslenisi isitiyor;"Gemi su aliyor, batmak uzere,herkes acele yuzme ogrensin, veya can simidi edinsin" Sen diyorsun ki;"Canim, ben burda keyfime bakayim, ben kaptani seviyorum, nasil olsa kaptan beni kurtarir" Gemide 1000 yolcu nerde sen nerde kaptan. Bir sure sonra gemi batiyor. Sen sularin icinde gulu gulu yapiyorsun. Bu arada diyorsun ki;"Deniz, deniz! Beni bogma, ben kaptani cok seviyordum, ben kaptana yaniyordum" Deniz sana lisani halle der ki; burda kaptani sevmen, kaptana yanman, sana fayda etmez. Ya can simidi edinseydin veya yuzme ogrenseydin. Sen istedigin kadar kaptana inaniyordum de, bogulursun. Cunku; kaptanin senin inanmana ihtiyaci yok, yani Peygamberin senin ona inanmana ihtiyaci yok. Allahin da senin ona inanmana ihtiyaci yok. Peygamber sana diyor ki;"Eger benim dediklerimi anlayip idrak edemiyorsan, bana hic olmazsa inan, olum otesinde boyle bir yasam var, o yasamin sartlarina gore tedbir alarak kendini kurtar. Sen diyorsun ki;"Ben sana inaniyorum" Sonra bildigin gibi yasiyorsun. Sacmalama. Peygambere inanmaktan gaye, Peygamberin dedigini anlayip idrak etmek, ve o bildirdigi tehlikeye karsi gereken tedbirleri almaktir. Sen ona gerektigi gibi kulak vermiyor, dediklerini anlamiyor, gereken tedbirleri almiyorsan, ne kadar "inaniyorum,onu cok seviyorum" dersen de, o gittigin ortamda icine dusecegin azaptan kendini kurtaramazsin. Ona inanmaktan murat, onun onerdigi bir bicimde gereken tedbirleri almaktir. Peygamberin senin inanmana ihtiyaci yok ki... Sen ya gelecegi idrak edip, gereken tedbiri alarak kendini kurtaracaksin veyahutta es gececeksin. Gittigin ortama gereken bir bicimde hazirlanmadigin icinde mahvolacaksin! Diri diri kabire gomulup, orada canli canli o azabi cekeceksin seneler ve seneler boyu. Bu daha isin baslangici, devamini soylemeyecegim su anda.... Bir Isvicre'ye gitmeye kalkiyorsun, bir Amerika'ya gitmeye kalkiyorsun 6 ay evvelinden hazirlik yapiyorsun, oranin sartlarini ogreniyorsun, ne gotureyim, ne getireyim, yanima ne alayim, orda ne kalayim diye onu arastiriyorsun. Omur boyu, sonsuz yasayacagin bir ortama gideceksin bir daha geri donus yok, oranin sartlarini arastirma geregi duymuyorsun. Ondan sonra akillim diye geciniyorsun. Bu mu aklin... Hazirlanma kabul ama, evvela oranin ne oldugunu ogren ondan sonra hazirlanma, bilmedigin birseye nasil tedbir alirsin veye nasil tedbir almama geregini duyarsin. Senin garanti senedin mi var? Su kadar sene yasayacagina dair. Bir damarindaki tikanma, bir kalp krizi, bir beyin kanamasi senin bir anda kac yasinda olursan ol hayatinin sonudur. O andan itibaren sana ne karin,ne paran,ne kocan,ne anan, ne baban, ne bir baskasi fayda edecek. Peki o olum denen olayla birlikte baslayacak olan olum otesi yasama hazirlanmadiysan seni kim kurtaracak, ne kurtaracak. Allah kerim canim, yukarida ALLAH var canim nasil olsa kurtarir. Birak bu agizlari, iyice aklini basini topla ona gore hareket et. Yoksa vay haline....
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Mucahitsiz Kalan Bir Ümmet Zelil Düşmeye Mahkumdur..!" grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : mucahitler@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: mucahitler-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com.tr/group/mucahitler?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.