---------- Forwarded message ----------
From: Atakan Mert
Degerli Dostlar,
16.yy.dan itibaren batinin gözü Anadolu toprakları üzerindeydi. İlginçtir o zamanlarda da dinci motifler öndeydi bugün de önde.
Bu aradaki zaman diliminde onların açgözlülükleri hiç bitmedi. Sadece zaman ve zemine göre yöntemleri değişti. Daha da
ilginç olan ise, o zamanlar kendi din ve ırklarından olanları bize karşı kullanıyorlardı. Şimdilerde kendi ırkımız ve dinimizden
olanları bize karşı kullanıyor olmalarıdır…
İnsanı derinden üzen ve kahreden yanı işte budur!
Ermeni sorunu konusunda ise, her zaman olduğu gibi iki konuya hep dikkatleri çekmek istemişimdir.
1- Ermeni diasporası, çocuklarını ve torunlarını geçmişte olanları kendi pisliklerini gizleyip hep Türk mezaliminden(!)
bahsedip onları kin ve nefret tohumları ekerek büyütürken bizim atalarımızın bizlere hiçbir zaman kin ve nefret
aşılamamış olmalarıdır. ''Yurtta Sulh Cihanda Sulh'' yaklaşımını adeta ruhlarımıza kazımışlardır. Yine batılıların
desteği ile ASALA katilleri ortaya çıkmasaydı ve batı parlamentoları meclislerine getirdikleri tasarılarla bu yalanı
desteklemeselerdi bizlerin hala bunlardan pek haberi olmayacaktı.
2- Taa o zamanlarda olduğu gibi bugünlerde de batılı güçler tarafından maşa olarak kullanılan Taşnak ve Hınçak
Ermenilerinin hala ve hala kullanıldıklarının farkına varamamaları yanında, ASALA'nın tasfiyesi sonrasında
sahaya (daha doğrusu üzerimize) sürülen PKK'lı Kürtlerin de bu oyunun farkına varamamaları beni hep
şaşırtmıştır.
Ne diyelim. Dilerim, bu canım Anadolu topraklarında yüzyıllarca birlikte ve huzurla yaşayan bu insanlar, bir gün
gelip bazı odaklarca maşa olarak kullanıldıklarını farkına varırlar. Ancak bizlerin görevi de onların uyanmalarını
eskiden olduğu gibi beklemek olmamalıdır. Tam tersine, tarihimizi ve geçmişimizi tüm detaylarıyla öğrenip,
yapacağımız karşı çalışmalarla onlara ve yandaşlarına doğruları öğretmek olmalıdır!
Saygı ve sevgilerimle.
Atakan Mert
Not: Bu aşağıdaki çalışmayı yapan Yrd.Doc.Dr. Bayram Akca'ya yürekten teşekkür ederim.
Antep (Ayıntap) Protestan Okulu ve
Ermeni Meselesi
Haçlı Seferleri ile Anadolu topraklarını ele geçiremeyen Batılı devletler 16.yy.dan itibaren Osmanlı topraklarına misyonerler göndererek bu amaçlarına ulaşmaya çalıştılar. Osmanlı topraklarına ilk olarak Katolik, Cizvit ve Fransisken misyonerleri geldi. Bunları Protestan misyonerler takip etti. İlk olarak Müslümanları Hıristiyanlaştırmaya çalışan bu misyonerler bu amaçlarına ulaşamayınca gayrimüslim Osmanlı tebaası üzerinde faaliyette bulundular. Bu amaçla misyonerler Rum, Bulgar, Ermeni gibi azınlıkların yerlerini tespit edip misyonlarını yerine getirdiler. Bu arada misyonerler ve Batılı devletler arasında Osmanlı toprakları üzerindeki azınlıkları paylaşma yarışı başladı. 19.yy.da Osmanlı topraklarındaki misyonerlik faaliyetleri hat safhaya ulaştı. Misyonerler, teşkilatlarının bulunduğu devletlerin desteğini alarak adeta kendi devletlerinin Osmanlı devleti üzerindeki emelleri doğrultusunda faaliyet gösterdiler. Bu amaçla Katolik, Ortodoks, Protestan misyonerler Fransa, İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri gibi emperyalist emelleri olan Batılı devletlerin desteğini alarak Osmanlı toprakları üzerinde okul, hastane, kilise, yetimhane gibi pek çok sosyal ve kültürel görünümlü müesseseler açtılar. Bu kurumlar vasıtasıyla Müslüman ve gayrimüslim tebaa üzerinde nüfuz kazandılar. Bu müesseseler içinde özellikle yabancı okullar, buralarda eğitim gören gençlere ayrılıkçı siyasi fikirler verilerek Osmanlı devletini ve Türk milletini parçalamaya yönelik faaliyetlerin merkez üssü haline geldi. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı zaman zaman haksız isnatlara dayanarak gündeme getirilen Ermeni meselesi de o yıllarda bu okullar vasıtasıyla adeta körüklenmiştir. İşte bu okullardan birisi de Ayıntap (Antep) Protestan Mektebi'dir.[1]
Antep Protestan Okulu
Robert Koleji ve Suriye Protestan Okulu (Koleji)'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda kurulan üçüncü yüksek okul Antep Protestan Mektebi (Koleji)dir. Bu kolejle ilgili olarak 1872 yılında bastırılan bir broşürde şöyle denilmektedir. Böyle bir kolejin açılması zamanının geldiği konusunda en küçük bir tereddüt yoktur. Türkiye uluslararası arenada yerini almak için hızla gelişmektedir. Her tarafta okullar açılmakta, kitaplar ve gazeteler yayınlanmaktadır. Bu koleje büyük emeği geçen misyoner Thomas D. Christre'ye göre de bu tür okulların genel amacı; yalnızca gençlerin kültürel düzeyini yükseltmek değil onların sadık ve fedakâr bir Hıristiyan olarak da yetişmesini sağlamaktır.[2]
19 yüzyıldan itibaren Antep ve çevresinde Amerikan misyonerlerinin faaliyetleri arttı. Bunun sonucu olarak bölgede oluşan Protestan cemaatı 1865 yılında Yakacık ve Hayik kiliseleri etrafında örgütlendiler. Bunun ardından da 1870 yılında Kilikya Ermeni Protestan Birliği Urfa'da yapılan yıllık toplantısında Antep'te bir yüksek okulun açılması konusunu American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) e başvuru yapma kararı aldı. Okulun yönetim kurulu ise dördü misyonerlerden ve dördü de yerli Hıristiyanlardan olmak üzere Kilikya Ermeni Protestan Birliği'nce belirlenecekti. İleriki yıllarda ise okulun yönetimi Türkiye'deki Kilikya Ermeni Protestan Birliği'ne devredilecekti.[3]
Antep Protestan Okulu, Ekim 1876 tarihinde küçük bir binada eğitime başladı. 15 Ocak 1878'de Bab-ı Ali okulu bir İdadi olarak tescil etti.[4]
Bu okulda 1879 yılında 80 öğrenci okuyordu. Ayrıca okulda okutulan derslerden bazıları şunlardı; Dünya Edebiyatı, Dünya Tarihi, Anatomi, Türkiye Tarihi, Amerikan Tarihi, İngilizce ve Ermenice Güzel Yazı Yazma Sanatı ve Ermeni Dili ve Edebiyatı.[5] 1888–1889 ders yılında bu okulda 84 öğrenci okuyordu. Bu öğrencilerin 30'u Antepli ve geriye kalan 54'ü de bölgedeki 21 değişik yerleşim birimlerindendi. Ayrıca bu öğrencilerin 63'ü Protestan Ermeni, 18'i Grogeryan Ermeni ve 3'ü de Yahudi idi. [6]
Okulun 15. kuruluş yılı olan 1891 yılında 94 öğrencisi vardı. Bu öğrencilerin 26'sı Antep'ten, geriye kalan 68'i ise 24 ayrı yerleşim birimindendi. Bunlardan 71'i Protestan Ermeni, 2'si Protestan Rum ve 1'i de Süryani idi. 1893 yılında okulun toplam mezun sayısı 110 idi. Bunlardan 32'si öğretmenlik yaparak toplumu amaçları doğrultusunda eğitme yoluna gittiler.[7]
Her din ve mezhepten öğrenciye açık olan Antep Protestan Okulu'nda üç bölüm bulunuyordu. Bunlar; Hazırlık Bölümü, Bilimler Bölümü ve Tıp Bölümü idi. Antep Koleji doğrudan ABCFM'ye bağlı olmamakla beraber misyonerlerle iyi ilişkiler içinde idi. Bu nedenle misyonerler okulun bütçesine önemli ölçüde katkı sağlıyordu. 1880'li yılların ortasında okulun mali yılı bozulduğu için 1886 yılında son sınıfı Halep'e taşınan Tıp Bölümü 1888–1889 ders yılında kapatıldı.[8]
18 yılından itibaren bölgede meydana gelen olaylar okulun işleyişini olumsuz yönde etkiledi. Kimi öğrenci ve öğretmenleri ihtilalci Hınçak ve Taşnak Ermeni terör örgütleriyle ilişkisi olduğu gerekçesiyle 19.yüzyılın sonlarında okul bir nifak yuvası suçlamasıyla karşı karşıya kaldı ve kapandı. 1915 yılında okul kesin olarak faaliyetlerine son verdi. Mondros Mütarekesi ile birlikte okulu yeniden açma girişimleri başladı be bunun sonucu olarak 1921 yılında okul tekrar faaliyetlerine başladı. Ancak okulun yeniden açılışı uzun ömürlü olmadı ve 1924 yılında 'Sürgündeki Okul' kimliğiyle Halep'e taşındı. Böylece okul Türkiye gündeminden kesin olarak çıkmış oldu. [9]
Antep Protestan Okulu'nun Ermeni Meselesindeki Yeri
19.yy.da Osmanlı Devleti hasta adam kimliği ve çok uluslu ve çok dinli yapısıyla misyonerlerin faaliyetlerini yoğunlaştırdıkları ülkelerin başında geliyordu. Dünya paylaşımına geç ama etkin ve hızlı bir şekilde katılan Amerika için misyonerlik faaliyetlerinin hedef alanlarından biri de Osmanlı toprakları oldu.[10]
Osmanlı topraklarına gelen bu Protestan misyonerlerinin amacı başlangıçta dini eğitim vermek ve Protestan mezhebini yaymak idi. Ancak misyonerler zamanla bu amacı aşarak sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel ve hatta ihtilal hazırlamaya varıncaya kadar değişik hedeflere yöneldiler.[11]
Osmanlı topraklarındaki bu Protestanların misyonerlik faaliyetlerini destekleyen en önemli güç ABCFM örgütü oldu. Bu örgüt 1819 yılında Osmanlı topraklarını faaliyet alanı içine aldı. 1830 yılında imzalanan Osmanlı-Amerikan Ticaret Antlaşması ile Protestan misyonerlerin Osmanlı topraklarındaki faaliyetleri daha da kolaylaştı. Ayrıca bu antlaşma ile Amerika Devleti ayrıcalıklı bir statüye ve Amerikalı tüccarlar da devlet müdahalesi olmadan her millet ya da dinden tüccarlarla rahat ilişki kurma hakkını verdi. Bunun üzerine Amerikalı tüccarlar Ermeni tüccarlarla işbirliği yaptı ve sonuçta Amerikan-Ermeni ilişkileri daha da gelişti. Hatta Amerikan Hükümeti Ermenilere vatandaşlık hakkı verdi.[12]
Protestan misyonerleri yukarıda belirtilen amaçlarına ulaşmak için öncelikle okullar açtılar. Bu okullar genellikle uluslaşmanın tam olarak yaşanmadığı bölgelere kurulmuştur. Örneğin uluslaşmanın en hızlı olduğu Osmanlı Devleti'nin Balkan topraklarında yabancı okul fazla yoktur. Ancak misyoner faaliyetleri ve yabancı okullar uluslaşmanın yavaş olduğu, Osmanlı idaresinin eğitim ve kültür hizmetlerini tam olarak yerine getiremediği Doğu-Güneydoğu Anadolu, Suriye ve Lübnan Bölgesi'nde daha etkili ve başarılı olmuşlardı.[13]
Bu misyoner ve onların kurdukları okulların yoksul, kimsesiz ve yetim çocuklara yönelik programları vardı. Bunlar bilhassa azınlık çocukları idi. Ancak son zamanlarda bu uygulama Müslüman Türk çocuklarını da ihtiva etmeye başladı. Bu çocuklar toplanır bahsedilen okulda iyi bir Hıristiyan ve Ermeni milliyetçisi olarak yetişir ve topluma dönerdi. Bunların zeki olanları Avrupa ve Amerika'ya gönderilip buralarda daha ileri derecede eğitim aldıktan sonra tekrar Anadolu'ya dönerlerdi.[14]
Osmanlı topraklarındaki Protestan okulların amacı ve faaliyetleri ile ilgili olarak pek fazla bilgi ve belge mevcut değildir. Osmanlı toprakları üzerindeki Protestan okulları hakkında en ayrıntılı bilgiyi Maarif Nazırlarından Ahmet Zühtü Paşa'nın Maarif Nezareti'nin bilgi istemesi üzerine hazırladığı Ayıntap Protestan Okulu'nu da içeren 'Protestan Okulları' hakkındaki bir rapordan alıyoruz. Bu rapor 2 kısımdan oluşmaktadır. 1.kısımda Protestan okulları hakkında genel bilgiler verilmektedir. 2.kısımda ise okulları gösteren çizelgeler bulunmaktadır. 1894 tarihli bu belgeye göre 392 Protestan okulunun Amerikan-İngiliz ve Protestan Ermeni okullarından oluştuğu görülmektedir. Belgede Protestan okulları ile ilgili olarak; okul programının hazırlanması ve ders seçiminde okulun bulunduğu yerin özelliklerinin göz önüne alındığı belirtilmektedir. Örneğin; İbtidai ve Rüştiye dersleri Anadolu'da İngilizce ve Ermenice, Arabistan'da ise Arapça ve İngilizce olarak verilmekteydi. Protestan okullarının siyasi amaçları üzerinde de duran Zühtü Paşa bu amaçla dersler arasındaki ilişkiyi şöyle açıklamaktadır. 1-Türkiye'de Protestanlığı yaymak 2-Zihinleri karıştırıp halkın merkezi idareye olan bağlılığını sarsmak 3-Öteki yabancı ve özellikle Fransız okullarının kültürel etkisi ile mücadele etmek, bu etkiyi silip kendi etkilerini ön plana çıkarmak.[15]
28 Kasım 1894 tarihinde, Mekatip-i Gayrimüslim ve Ecnebi Müfettişliği'nden Halep Maarif Müdürlüğü'ne gönderilen aşağıdaki belgeden, Ayıntap Protestan Okulu'nun Anadolu'daki Ermeni gençlerini Osmanlı Devleti aleyhine Ermeni milliyetçiliğini teşvik ederek yetişmesini sağlamada oynadığı rolü anlamaktayız:
'Anadolu'daki Ermenilerin milliyetçilik fikrini ziyadesiyle teşvik eden kurumların başında Ayıntap'daki ( Antep) meşhur Protestan Okulu gelmektedir. Bu okulun müdür ve müdür muavinleri marifetiyle görünürde lisan ve fen öğretilmekte ise de hakikatte en zeki Ermeni gençleri buraya toplanarak siyasi maksatla eğitilmekte olduğu belirlenmiştir. Gerçi maarif serbest ise de bu serbestiyeti hiç kimsenin kötüye kullanarak devlete zarar vermeye hakkı yoktur. Bu tür ecnebilerin ve özellikle de Amerikan Protestanlarının ilim ve fen aracılığıyla Osmanlı Devleti aleyhine müslim ve gayrimüslimlerden mektebte bulunan çocukların zihinlerini karıştırma ve zehirleme yolundaki teşebbüslerini önlemek için daima uyanık bulunmaktan başka bunların ahval ve mülklerini teftiş etmek ve ders programlarını ve muallimlerini ve muallimelerinin şehadetnamelernin incelenmesi gerektiği halde şimdiye kadar bu konuda nazırlıkça hiçbir çalışma yapılmamıştır. Bu mektebin muamelat-ı dahiliye ve hariciyesi hususunda daima aranan şartlar yerine getirilmediğinden bu konuda gerekli durum hemen teftiş edilip aynı zamanda mevzubahs olan Ayıntap Protestan Okulu gibi ehemmiyetli olan ecnebi ve gayrimüslim mekteblerinin ahval-i umumiye ve hususiyelerine dair teftiş raporu sonuçları serian ve Ayıntap Protestan Okulunun her türlü muamelatının ve tedrisatıyla muallimlerinin meslek ve meşreblerinin ve talebe sayısı ve programları velhasıl her türlü faaliyetleri dikkatle teftiş edilip sonuçları rapor edilerek Maarif Nazırlığına gönderilmesi '[16]
Ayıntap Protestan Okulu da dahil Anadolu'daki Protestan okullarının zararlı faaliyetlerinden bahseden ikinci bir rapor ise Anadolu Umum Islahat Müfettişi Şakir Paşa'nın 1898'de kaleme aldığı bir Layihadır. Belgede Protestan okullarında gayrimüslim tebaa çocuklarının eğitim yoluyla ve ailelerine yardım edilmesi suretiyle Osmanlı Devletinin aleyhine olan fikirlerle zehirlendiği, okulların asıl amacının memleketin ve hükümetin çıkarlarına aykırı olduğu,tebaa arasındaki huzuru ve manevi birliği yok etmeye yönelik hizmetler verdikleri belirtilmekte ve Protestan okulları ile diğer yabancı okulların etkileri Şakir Paşa tarafından şöyle karşılaştırılmaktadır: 'Ecnebi okullardan şayan-ı tezkar Trabzon, Samsun, Tokat, Sivas, Diyarbakır, Adana'da kurulan Katolik Cizvit okulları var ise de önemi üçüncü derecede kalıp bunların birinci derecede önemlileri Rusyalı bir Ermeni vasıtasıyla Erzurum'da kurulan Ermeni Sanasaryan okuluyla biraz da İngiliz yardımıyla Amasya civarında Merzifon ve Halep civarlarındaki Ayıntap Protestan Okulu ve ikinci derecede önemlileri dahi Antakya ve Mardin Katolik ve Harput Protestan Okulları olduğu bilinmektedir.[17]
Antep Protestan Okulu'nun kuruluş amaçlarından birisi de kendi anayurtlarını terk etmeyecek düzeyde bilgi ve beceri ile donatılmış genç kuşaklar yetiştirmekti. Bir başka deyişle iyi ahlaklı, özverili ve inançlı gençler yetiştirilmesi, entelektüel düzeyi yüksek, bilgili ve hünerli gençler yetiştirmeye tercih ediliyordu. Ancak bu amacına tam olarak ulaştığı söylenemez. Ne misyonerler, ne yerli Hıristiyanlar ne de okula çengel atan ihtilalci Ermeni örgütleri beklentilerini tam olarak yerine getiremeyen ve 20.yy.ın ilk yarısındaki karanlık olaylardan yıpranan Ayıntap Protestan Okulu hakkında Milli Mücadele'yi örgütleyen kadroların da düşünceleri son derecede olumsuzdu. Nitekim 1920 yılında Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Reisi Miralay İsmet Bey (İnönü) TBMM'de yaptığı bir konuşmada bu okulla ilgili olarak şunları söyledi: 'Ayıntap civarında Amerikan mektepleri, kolejleri vardır. Bu Amerikan kolejleri Fansızlar'ın bugün üssülharekesidir. Bizim canımızı yakmak için ve ahalimizi öldürmek için Amerikan mekteplerini üssülhareke ittihaz ediyorlar. Taarruz ederler ve oraya top yerleştirirler, ambar olarak kullanırlar. Hasılı mektep değil, memleketimizin içinde bir kale olarak inşa edilmiş zannolunur.'[18]
Sonuç
Tanzimat ve Islahat Fermanları ile azınlıklara verilen haklar çerçevesinde Osmanlı Devleti'nde yaşayan Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıklar emperyalist Batılı devletlerin de desteğini alarak kendi dini inançları çerçevesinde Katolik, Ortodoks Protestan Okulları açtılar. İşte bu mekteplerden birisi de 1876 yılında açılan Ayıntap'taki (Gaziantep) Ayıntap Protestan Okulu idi. Bu okul özellikle merkezi Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan ABCFM tarafından finansa ediliyordu. Okulun en önemli amacı; Anadolu'nun Kilikya, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan zeki Ermeni çocuklarını bu mektebe toplayıp onları Ermeni milliyetçiliği çerçevesinde Osmanlı Devleti aleyhine fikirlerle donatıp sonra da Osmanlı Devleti aleyhine faaliyet gösterecek birer fert olarak mezun etmekti. Okulun bu amaçlı faaliyetleri 1876'dan 1924 yılına kadar devam etti. 1924 yılında da Ayıntap Protestan Okulu buradan Halep'e taşındı ve böylece Anadolu'daki zararlı faaliyetleri sona ermiş oldu. 3 Mart 1924 yılında Mustafa Kemal Paşa'nın Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu çıkartarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Yabancı Okulları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlatması onun bu tür okulların zararlı faaliyetleri konusunda ne kadar hassas olduğunun bir delilidir
Yrd. Doç. Dr. Bayram AKÇA
http://www.yenidenergenekon.com/43-antep-protestan-okulu/
[1] Adnan Şiman, 'Misyonerlik Faaliyetleri ve Uşak'ta Montanizm'e Dair Çalışmalar', Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 3, Sayı 2, Aralık 2001, ss. 1–5. Necmettin Tozlu, Kültür ve Eğitim Tarihimizde Yabancı Okullar, (Ankara,1991), s. 42.
[2] Uygur Kocabaşoğlu, Kendi Belgeleriyle Anadolu'daki Amerika 19.Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğundaki Amerikan Misyoner Okulları, (İstanbul, 1991), s. 18.
[3] Kocabaşoğlu, a.g.e, ss. 181–182. Tozlu, a.g.e, ss. 107–110.
[4] Kocabaşoğlu, a.g.e, s. 182
[5] Kocabaşoğlu, a.g.e, s. 182
[6] Kocabaşoğlu, a.g.e, s. 183
[7] Kocabaşoğlu, a.g.e, s. 183
[8] Kocabaşoğlu, a.g.e, s. 186
[9] Kocabaşoğlu, a.g.e, s. 187
[10] Bilal Eryılmaz, Osmanlı Devletinde Gayrimüslim Tebaanın Yönetimi, (İstanbul,1996), s. 181.
[11] Tozlu, a.g.e, ss. 268–269
[12] Eryılmaz, a.g.e, s. 182; Gülnihal Bozkurt, Alman-İngiliz Belgelerinin ve Siyasi Gelişmelerin Işığı Altında Gayri Müslim Osmanlı Vatandaşlarını Hukuki Durumu (1839–1914), (Ankara, 1989), s. 178.
[13] İlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, (İstanbul, 1983), ss. 140–141.
[14] Tozlu, a.g.e, s. 273.
[15] İlknur Polat Haydaroğlu, Osmanlı İmparatorluğunda Yabancı Okullar, (Ankara, 1990), ss. 189–190, Yahya Akyüz, Türk-Eğitim Tarihi, (İstanbul, 1999), ss. 209–210.
[16] Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Maarif Nezareti Evrakı, Tasnif K. MF MGM Dos. No. 3,Gömlek No. 24, Belge 1, Varak.1, 28 Kasım 1894
[17] Haydaroğlu, a.g.e, ss. 192–192, Akyüz, a.g.e, s. 212
[18] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre I, İctima I, Cilt.4, (Ankara, 1941), s. 296
Change settings via the Web (Yahoo! ID required)
Change settings via email: Switch delivery to Daily Digest | Switch format to Traditional
Visit Your Group | Yahoo! Groups Terms of Use | Unsubscribe
__,_._,___
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.