-------Originalmeldung------- Von: saadet_simdi grubu Datum: 25.12.2008 12:24:31 Betreff: saadet_simdi - 6 new messages in 5 topics - digest Saadet! Şimdi! Günün konuları: * Erbakan'a savaş açan 7 Kocadan arta kalan bu adama bir şey diyen yokmudur - 1 ileti, 1 yazar * Abdülhamit'in haritasında güney doğu petrol yatağı - 1 ileti, 1 yazar * Numan Kurtulmuş'un yüklendiği misyon Millî Görüş mü yoksa başka bir misyonmu? - 2 ileti, 2 yazar * Erbakansız bir saadet partisine doğru - 1 ileti, 1 yazar * Çağımızın Abdülhamid'i - 1 ileti, 1 yazar ============================================================================== KONU: Erbakan'a savaş açan 7 Kocadan arta kalan bu adama bir şey diyen yokmudur ============================================================================== == <tag>1 içinden 1</tag> == Tarih: Salı 23 Aralık 2008 02:34 Kimden: "Ahmet Niyaz" *Erbakan'a savaş açan 7 Kocadan arta kalan bu adama bir şey diyen yokmudur? * Millî Görüş'ten ayrılıp gitti yeni kurulan bir düzen partisine girdi ve gölgesi altına sığındığı *ulu çınarın *altında güzelce bir bellendi. *Ulu çınar* devrildikten sonra uzun süre ortalıkta gözükmedi, nerelerde ne yaptıysa bilen olmadı... Günün birinde bir de baktık ki ne görelim? Geri yuvaya dönmemiş mi; eline tutuşturulan mikrofonda yaptıklarına bin pişman olduğunu, nedamet getirdiğini yüzsuyu döküp yana yakıla yedi büklüm anlatmıyor mu? Sadakatten, davaya bağlılıktan, mahrum kaldığı yılların dayanılmaz hasretinden söz edip yaşadıklarından yeni kuşak Millî Görüşçülerin ibret almasını, ders çıkarmasını isteyip ağzından bal akıtmıyor mu? Pek içimiz ısınmasa da hayırdır inşallah deyip neler yapacak diye bekledik uzun süre... Ne zaman konuştuğunu görsek hep Erbakan'ın işin ta başında nasıl geleceği görüp bildirdiğini aktardığını, şahit olduğu kerametlerini sayıp döktüğünü, kıymetinin nasıl bilinmediğini diller döküp yana yakıla anlatıyordu. Tam da *galiba intibaha gelip ıslah olmuş* diyecekken bir de baktık ki ne görelim? Yine çatal dilini çıkartıp Millî Gazete sayfaları arasında kıvrılıp tıslamıyor mu? Meğerse bunca süredir içinde biriktirdiği zehirleri dökmek için fırsat kolluyormuş. Aradığı fırsatı da geçtiğimiz 26 Ekim günü Saadet Partisi'nin 3. Olağan Büyük Kongresinde Genel Başkanlığa Numan Kurtulmuş' un getirilmesi ile bulmuş olacak ki; sonrasında bu kez ona yaltaklanıp Millî Görüş'e ve liderine bayrak açıp sinsi bir savaş sürdürmeye başladı. Düşünün... İlk günden beri Millî Görüş davasının basın dünyasındaki yalın kılıç savunucusu Millî Gazete'de Erbakan'ı küstahça hedef yapıyor, Millî Görüş'e sinsice ithamlar yöneltiyor... Adam demeye dilimizin varmadığı bu aşağılık kullanılarak; yolunda yarım asra varan şanlı bir mücadele verilen, bunca çile çekilip fedakârlık yapılan bir aziz dava üç beş nadanın mülevves ikbal hırsı uğruna iğdiş edilip hedefinden saptırılmak isteniyor! ...Ve nicedir Millî Gazete sayfalarından bu rezalet akıtılırken hala gıkını çıkaran yok! Kaltak fırıldak da bundan cüret alarak arsızlığının dozunu her geçen gün biraz daha arttırıyor. Demek ki bu yaptığından Numan Kurtulmuş' un memnun olduğunu düşünüyor. Öyle ise Millî Gazete'nin alçakların ayaklarına serilecek, koltuk uğruna çiğnenecek bir gazete olmadığı bir şekilde mutlaka o densize anlatılmalıdır. Millî Gazete'nin; onu her gün alabilmek için eve bir ekmek eksik götüren fedakâr dava erlerinin, mütevazı harçlıklarını onunla bölüşen idealist gençlerin bin bir umutla ve imanlı yürekleriyle bugünlere getirdiği, davanın mesajını taşıyan biricik yayın organı olduğu ona ve onun gibi düşünen diğer alçaklara mutlaka anlatılmalıdır. Bu ne şekilde anlatılacaksa öyle anlatılmalıdır. Anladıkları dilden nasıl denilecekse, paslı yüreklerine nasıl indirilecekse, kirlenmiş beyinlerine nasıl sokulacaksa bu o şekilde ve fakat bir an önce hiç vakit geçirilmeden yapılmalıdır. Diğer yandan, Millî Gazete'de Millî Görüş'e sinsice laf sokarak, Erbakan'a küstahça dil uzatarak bunu yol haline getirmeye çalışan aşağılık fedaiye bu cesareti kim veriyorsa; mertçe ortaya çıksın, sözümüzü ona söyleyelim, tükürüğümüzü onun yüzüne atalım, 7 kocadan arta kalan aşüfte buna değmez. Ve de kimse karnından konuşmasın, kim ne diyecekse açık, net ve dobra dobra söylesin... Bakınız işte biz sözü eğip bükmeden buradan herkese açık ve seçik dosdoğru söyleyip haykırıyoruz: Saadet Partisi Millî Görüş'ün siyasi aygıtıdır. Başka amaçlara alet edilemez. Millî Gazete Millî Görüş'ün yalın kılıç sesidir; mülevves söylemler, çarpık görüşler, sapkın düşünceler için vasıta yapılamaz. Herkes bilsin ki bunu başka daha nasıl söylemek gerekirse öyle söylemenin de azim ve kararlılığı içindeyiz. Yağma yok; bu dava sahipsiz değildir, hiçbir zaman da olmadı. Bundan sonra da kıyamet saatine kadar sahipsiz kalmayacaktır. Millî Görüş ezeli hak-batıl mücadelesinin günümüzde hakkı temsil eden davasıdır. Unutulmasın ki hak davayı süfli amaçlarına, kişisel ihtiraslarına vasıta yapmaya kalkışanlar sadece bugün var değildir; tarihin her döneminde ve hatta Asrı Saadet'te bile vardı. Ancak onların sonu hep hüsran oldu. Hak davanın sancağı hiçbir zaman yere düşürülmedi, alçak ellere bırakılmadı. Her zaman Allah erleri ortaya çıktı ve onu hep yücelerde dalgalandırmayı başardı. Yine öyle olacağından -kim şüpheye düşerse düşsün- bizler kesin eminiz. Millî Görüş davasının 40 yıllık yükünü, çilesini omuzlarında taşıyan, akıttığı göz nurunu, alın terini yüreğinde tutan liderimiz bugün de önümüzdedir ve umudundan, heyecanından hiçbir şey kaybetmiş değildir. Onun dâhili konulardaki suskunluğu bizler için mazeret teşkil etmeyeceği gibi yeni bir ihanete yeltenecek olanlara da cesaret vermemelidir. Erbakan önceki fiziki imkânlarına sahip değilse bile her zamankinden daha büyük bir güç, kudret ve iradeye sahiptir. Gafiller bilmese de bu kesin olarak böyledir. Eğer kongrede Erbakan'a istemediği şeyler dayatılıp kabul ettirildi diye güçsüzlüğüne hükmedenler varsa, bunun ne dehşet bir yanılgı olduğunu görüp anlamaları için çok fazla zaman gerekmeyecektir. İhanet içerisinde olanlar için hüsranla bitecek bir sona yol açacak bu dehşet yanılgı; umarız *parmaklarını aynı delikten defalarca ısırtan *aymazların nihayet uyanıp intibaha gelmelerine de vesile olur. Millî Görüş *kuvveti değil hakkı üstün tutanların* davasıdır. Hakkı üstün tutanların yardımcısı ise bir ismi de *Hak* olan Yüce Allah'tır. *Allah kimlere yardım ederse üstün gelip zafer kazanacak olanlar ancak onlardır.*İnkârcılar inanmasa da gerçek bundan başkası değildir. Göğüslerini gererek *biz Millî Görüşçüyüz *diyenler kendilerine bir baksınlar: Her halükârda hakkı mı üstün tutuyorlar; yoksa güçlünün mü yanındalar? ** *Erbakan haklı ama yaşlı, filanca haksız ama genç, delikanlı* diyenler de hakkı değil kuvveti üstün tutuyorlar demektir! Ey Millî Görüşçüler! Aman ha dikkat; heva ve heveslerimize kapılıp dalalet çukurlarına düşmeyelim. Şunun bunun boş vaatlerine değil; yalnızca Allah'ın ipine sarılalım. * * ============================================================================== KONU: Abdülhamit'in haritasında güney doğu petrol yatağı ============================================================================== == <tag>1 içinden 1</tag> == Tarih: Çarş 24 Aralık 2008 00:36 Kimden: selim akduman konuyu köşesine taşıdı. Kimi şehir efsanesi olduğunu iddia eder, kimi ise çok emindir? Türkiye gerçekten petrol cenneti mi? 100 yıl önce Abdülhamid Han'ın petrol haritasında bu sorunun cevabı verilmiş. Haritadaki detay gözden kaçacak gibi değil... TÜRKİYE PETROL CENNETİ Mİ Habire tartışır dururuz ya?Türkiye petrol denizi üzerinde mi?Güneydoğu fokur fokur petrol kaynıyor mu? Türkiye petrol dolu ama yabancılar çıkarmamıza izin vermiyor mu?! 100 YIL ÖNCE VERİLEN YANIT Bütün bu soruların yanıtını biri vermiş zaten... Hem de tam 100 yıl önce. Sultan II. Abdülhamid! Özelllikle 19. yüzyılın son çeyreğinde, tüm dünyada gündeme gelen ve ne denli önemli olduğu herkesçe kabul edilen petrol araştırmaları için, Abdülhamid Han, olağanüstü çaba harcamış. ANADOLU'NUN TAMAMINDA PETROL REZERVİ Hazırlattığı, 'tespit haritasında', Anadolu'nun neredeyse tamamında, yüksek ölçekte petrol rezervi olduğu saptanmış! Haberin devamı için tıklayınız Selim AKDUMAN AGD İstanbul Şubesi "sevgi ve kardeşliğin teminatı" 0212 534 88 00 0555 839 87 28 _________________________________________________________________ Windows Live Messenger'ın için Ücretsiz 30 İfadeyi yükle ============================================================================== KONU: Numan Kurtulmuş'un yüklendiği misyon Millî Görüş mü yoksa başka bir misyonmu? ============================================================================== == <tag>2 içinden 1</tag> == Tarih: Çarş 24 Aralık 2008 07:02 Kimden: "Ahmet Niyaz" - *Şevket Kazan Selanik göçmeni bir aileye mi mensup* - *Hocaların hocası diye ünlenen Sabahattin Zaim Beyaz Türkmü* - *Birlik Vakfı Mason mu* Çiçeği burnunda Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş bir*medeniyet projesi * sözüdür diline pelesenk edip duruyor sürekli. Ancak bunun bir türlü tanımını yaparak çerçevesini çizip içini doldurmuyor. Bu projenin Millî Görüş ve Adil Düzen olduğunu da açık seçik üzerine basa basa belirtmiyor. Şimdiye kadar net olarak söylediği şu: *Tüm insanlığı 1975 Tarihli Helsinki Nihai Sözleşmesine davet ediyorum. *Buna göre sözünü ettiği, Batı Medeniyeti olsa gerek. * *Yani* *namı diğeri Haçlı Medeniyeti! Oysa Erbakan *milletimizin 1000 yıllık m**uhteşem medeniyeti* diye Selçuklu ve Osmanlı İslam Medeniyetinden söz ettiğini her vesile ile ve çeşitli bakış açılarıyla hep net şekilde ifade ede geldi... Sultan Alparslan'ın Malazgirt Zaferinden, Sultan Fatih'in İstanbul'u Fethinden, Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana Kuşatmasından ve Millî Selamet Partisi öncülüğünde Millî Görüş zihniyeti sayesinde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekâtından milletimizin örnek başarıları olarak daima övgü ile söz etti... Millî Görüş'ün, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri'ndeki *hakkı üstün tutan*cihad ruhunun temsilcisi; *Adil Düzen*'in, bu 1000 yıllık muhteşem medeniyetin devamı; Osmanlı'nın 10 katı büyüklüğüne ulaşacak *İslam Birliği*'nin çekirdeğini temsil eden D-8'in ise *Yeni Bir Dünya* için tarihi büyük bir adım ve milat olduğunu her fırsatta dile getirdi... Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde milletimizin hakkı üstün tutan, batıla ve zulümlerine karşı cihad eden, yeryüzünde hak ve adaleti koruyan yüce hasletlerinin bugün dünyadaki tek temsilcisinin Millî Görüş olduğunu beyinleri çatlatırcasına açık seçik şekilde haykırdı... 1897'de Basel (İsviçre) Siyonist Kongresinde alınan kararlar gereği Yahudi Devleti kurmak için Theodor Herzl tarafından Sultan II. Abdülhamit'ten Filistin topraklarının büyük meblağlarda para karşılığı istendiğini, verdiği sert ret cevabı üzerine kısa sürede büyük padişahın tahttan indirildiğini, ardından hayata geçirilen Siyonist Plan sonucu Osmanlı Devleti'nin dağıtıldığını yana yakıla hep anlattı... 1897 Siyonist Kongresinde hazırlanan plan doğrultusunda ilk 50 yılda İslam coğrafyasının ortasında 1948'de bir çıban gibi İsrail Devleti'nin oluşturulduğunu, 1997'ye denk gelen ikinci 50 yılda ise *arz-ı mev'ud *üzerinde Büyük İsrail Projesinin hayata geçirilmesi girişiminin bu sırada Türkiye'yi yöneten 54. Hükümet tarafından sonuçsuz bırakıldığını ayrıntılarıyla dile getirdi... * Millî Görüş*'ün; -bu satırbaşlarıyla aktardığımız süreçte- Osmanlı Devleti'ni yıkıp büyük milletimizden liderliği alan dünya siyonizmine karşı *Yeniden Büyük Türkiye* projesi ile bu misyonu yeniden üstlenmek için rövanş mücadelesi verdiğine özellikle dikkat çekti... ...Ve şimdi soruyoruz: Geçtiğimiz 26 Ekim günü yapılan Olağan Büyük Kongrede Millî Görüş'ün temsilcisi Saadet Partisi Genel Başkanlığına getirilen Prof. Dr. Numan Kurtulmuş o günden beri sıkça televizyonlara, gazetelere konuşuyor... Saadet Partisi toplantılarında hitap ediyor... Ancak Millî Görüş ve yüklendiği misyondan asla söz etmiyor. Millî Görüş'ün 40 yıllık şanlı mücadelesini, yol açıp neden olduğu Türkiye ve dünyadaki değişimi, muhteşem başarılarını dile getirip mazisine sahip çıkmıyor. Siyonizm sözcüğünü ise hiç ağzına almıyor. Bir sürü şey konuşuyor, söylüyor ama Millî Görüş'e ait dişe dokunur bir şey kendisinden duyamıyoruz. Erbakan'ın 40 yıllık şanlı siyasi mücadelesinden, görüş ve düşüncelerinden, muhteşem söylem ve eylemlerinden, başarılarından ve ona karşı sürdürülen amansız kirli mücadeleden hiç konu açmıyor, haklılığını dile getirip savunmuyor; ancak bir tufeyli şeklinde siyasi mirasına konmaya çalışıyor. Gidip masonik hinterlanda ait *Birlik Vakfı*'nda -hiçbir zaman Millî Görüşçü olmak bir yana- daima Millî Görüş partilerinin en sinsi muhalifleri olmuş bir topluluğa hitap ediyor ve sözde *hocaların hocası *Prof. Dr. Sabahattin Zaim'den sitayişle söz ediyor, ona aidiyetini dile getiriyor. Sabahattin Zaim'in *Beyaz Müslüman *denilen Sabetayist kesimin bir önemli unsuru olduğu bilinmektedir. Numan Kurtulmuş'un Erbakan yerine müteveffa Sabahattin Zaim'e yakın durup aidiyet iddiasında bulunmasının altındaki asıl neden onunla taşıdığı ortak Yahudi kanı mıdır? Katıksız bir Sabetayist olan İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde ülkede sürdürülen dehşetengiz İslam düşmanlığına rağmen... Numan Kurtulmuş'un dedesi emekli Binbaşı Numan Kurtulmuş tarafından -Latin harfleriyle yazılan ilk dini kitap olarak- *Amentü Şerhi*'nin her yerde ve hatta askeri kışlalarda bile peynir ekmek gibi satışa çıkarılmasındaki ayrıcalığın nedeni onun da *Beyaz Müslüman* tabir edilen bir Sabetayist olması mıdır? Süleyman Arif Emre *Siyasette 35 Yıl* adlı kitabında Millî Nizam Partisi'nin bir yönetim kurulu toplantısı sırasında şahit olduğu bir olayı anlatarak; *önemli şeyler anlatacağım, mutlaka Erbakan ile görüşmem lazım *diye haber salması üzerine içeriye çağrılan ve adının *Musa Saffet Bayramaşık* olduğunu söyleyen bir kişiden söz ediyor... Kitaba göre, *ABD Yahudi Cemaatinin temsilcisi *olduğunu belirterek konuşmaya başlayan bu zat *İsrail ve Siyonizm aleyhine sürdürülen söylem ve tutumdan vazgeçilmemesi halinde Millî Nizam Partisi'nin kapattırılacağı*tehdidinde bulunuyor. Erbakan'ın oradan kovması üzerine; *siz bilirsiniz benden günah gitti* diyen bu şahsın tam da tehdit ettiği gibi gerçekten de Anayasa Mahkemesine dava açılıp Millî Nizam Partisi kapatılıyor. Ancak sonraki gelişmeler Erbakan'ın bu şahıs ile görüşüp uzlaştığını gösteriyor!!! Erbakan, 1971'de kapatılan Millî Nizam Partisi yerine 1972'de kurduğu Millî Selamet Partisi ile 1973 Genel Seçimine girdi, 48 milletvekili ve 4 senatör çıkardı ve çeşitli koalisyonlarla aralıksız 4 yıl iktidar oldu. MSP'yi ise Anayasa Mahkemesi değil, 12 Eylül 1980 askeri darbesi diğer bütün partilerle birlikte kapattı... Aklın yolu birdir: Süleyman Arif Emre'nin yazdıkları doğruysa; Erbakan o zatla görüşüp uzlaşmadan bütün bunları yapamazdı. O halde mademki *Erbakan, ABD Yahudi Cemaati Temsilcisi Musa Saffet Bayramaşık ile uzlaştı;* peki, ne tavizler verdi? Bunu da sonrasındaki gelişmelerden çıkarmak mümkündür... Örneğin, Erbakan hiçbir zaman *İsrail ve Siyonizm aleyhtarı söylemden*vazgeçmedi. Demek ki başka türlü tavizler vererek uzlaştı. Bu tavizler ne olabilir? Sakın, Millî Selamet Partisi kilit noktalarına demirbaş olarak *Beyaz Müslüman* denilen Sabetayist Yahudi unsurlar yerleştirilmiş olmasın? Çünkü sonraki gelişmelerden başka türlü bir taviz gözlemlenmesi pek söz konusu değil! Öyle ise bu *Beyaz Müslüman* unsurlar kim olabilir? Gördüğümüz kadarıyla MSP'den itibaren Millî Görüş'ün tüm partilerinde * demirbaş* olarak *Erbakan'ın sağ kolu* konumunda *vazgeçilmez* olan kişilerin başında Şevket Kazan ve Oğuzhan Asiltürk geliyor. Şevket Kazan çıktığı bir televizyon programında *siz Erbakan'ı ne zaman tanıdınız* sorusuna şu cevabı veriyordu: *Ben Erbakan'la ilk kez Eskişehir'de verdiği konferansta 1973 Haziran'ında karşılaştım...* Şimdi bakalım: 1973 Haziran'ında ilk kez Erbakan'ı görmüş. 14 Ekim 1973 seçiminde ise İzmit'ten MSP milletvekili seçilip ardından CHP-MSP koalisyonunda Çalışma Bakanı yapılmış! Seçim takvimi dikkate alınırsa Şevket Kazan Erbakan ile ilk kez karşılaştığında adaylık sözü almış olmalı! Peki, bu yıldırım hızıyla yükselişini neye ve kime borçlu? Bunun için kimden referans getirmiş olmalı? Yoksa *Musa Saffet Bayramaşık*'tan mı; niçin olmasın? Bir ara Milliyet Gazetesi, yakınlarda vefat eden Şevket Kazan'ın ağabeyi ile yaptığı bir kısa söyleşiyi yayımlamıştı. Orda diyordu ki: *Biz Selanik göçmeni bir ailedeniz. Ben ticaretle uğraşıyorum. Şevket ise özel dersler alarak kendini din konusunda yetiştirdi, İzmit'te fahri vaizlik yaptı.* Herhalde bunu; *Şevket Kazan İslami bir partide siyaset yapmak için özel yetiştirildi *şeklinde anlamak yanlış olmaz. Oysa İzmit'te aday iken Şevket Kazan'ın *benim kökenim Çerkez* dediğini biliyoruz. Bir ara Van'da aday olmuştu, orda da *ben Türkmen'im* diyordu. Bazen de soyadına atıf yaparak *soyum Kazan Türklerine dayanıyor* dediği oluyor. Bunca bilgi verdikten sonra bir oldukça kolay soru soralım: *Numan Kurtulmuş'un en büyük destekçisinin Şevket Kazan olması ne anlama gelir?* Ve kolaylık olsun diye bir hatırlatma daha: Hani Tayip Erdoğan ve arkadaşları için *ya Erbakan'ın elini öperler, her dediğine baş üstüne derler; ya da defolup giderler* diyorlardı... Numan Kurtulmuş'a neden böyle bir rest çekilmedi? Lafın tamamı aptallara söylenirmiş. Ama demedik ne kaldı? == <tag>2 içinden 2</tag> == Tarih: Perş 25 Aralık 2008 01:20 Kimden: "(E) Topçu Yb. Halil MERT" <81mert@gmail.com> *Ben teşkilatlardan gelen bir kardeşiniz değilim. Ancak; yakın siyasi tarihi de okuyan ve anlamaya çalışan, bu siyasi partide Mv. adayı olmuş bir kardeşinizim. Allah Resulü (S.A.V) "Fitne uykudadır. Uyandırana Allah lanet etsin." buyuruyor. * *Öyle bir yazı yazmışsınız ki, aşağıdaki anlamları çıkartmak mümkün. Kusura bakmayın ama. Bir daha söylüyorum. Ben kardeşinizim. Ve lütfen cevabi yazınız benim ki gibi saygı ve sevgi sınırları içinde kalsın.* *1. Erbakan hocam siyonist baskılar sonucu O. Asiltürk'ü ve Ş. Kazan beyi aldı. Ardından da bakan yaptı. Siyonistlerle anlaşarak Milli Görüşü ayakta tutabildi.* *2. Milli Görüş kadrolarının içinde hem de karar mercilerinde siyonistlere hizmet edenler hep vardı.* *3. Erbakan hocamın yetiştirdiği kadrolar evvelinde AKP'yi kuran kadrolar, şimdi Numan Kurtulmuş haindir. Dolayısı ile bunları ülkenin başına Hocam iyi değerlendirmeler yapamadan bela etmiştir.* *4. Hocam kendisine yapılan baskılar sonucu N. Kurtulmuş beyi genel başkan yapmıştır. O da Milli Görüşü bilmemekte ve alakasız şeyler söylemektedir.* *Maalesef bir sürü daha kötü anlamlar içeren sonuç çıkar bu tür yazılardan... Şimdi ben tüm bu gıybetlerden çıkardığım sonuçları yazacağım.* *1. Milli Görüşçüleri gizli eller bunalıma sokarak parçalamak istiyorlar.* *2. Numan beyle ilgili yersiz yapılan bir sürü gıybet var. Oysa O içimizden biri ve içimizde kaldı. Bahsettiği medeniyet projesi bize yani Milli Görüşe ait söylem güncellemesinden başka bir şey değil. Dendi ki, O. Asiltürk Numan beye karşı. Yahu nasıl oluyor o zaman iki siyonistten biri karşı öbürü destekliyor.* *3. Her lider kendine ait sorumluluklar alır. Bu normaldir. İhanet değildir. Tarikatlarda bile yeni şeyh şeyhinin postuna oturmaz.* *4. Esas olan gıybet ve dedikodu üretmek değil, çözüm önermektir. Hamamdaki kadınlar gibi fitne üretmek yerine etrafımızdaki ateş çemberi, ÜLKEMİZDEKİ ihanetlere karşı çözüm üretebiliyor, alternatif hal tarzlarına kafa yorabiliyor muyuz? O önemli...* *5. Yukarıdaki tarz yazılar 44 yaşına gelmiş ben de bile mücadele azminin kırılmasına, küsmeme ve "Kim adam?" "Kime arkamızı döneceğiz?" sorularını sormama neden oluyor.Dolayısı ile bu hezeyanları masum bulmadığımı ifade etmek istiyorum.* *6. Psikolojik Harekat böyle bir şeydir. Yandaş gibi yazılan yazılarla, savunuyormuş gibi görünen yazılarla tahribat daha hızlı yapılır. Çünkü Milli Görüşçüler bu yazıyı okurlar. Neden? Bizden taraf Bu yazıda aslında yerlere göklere sığdıramadığı gibi sunduğu ama arka planda aciz, çaresiz, anlaşmış ve işbirliği yapmış mesajı verdiği Erbakan hocamı yerden yere vurarak O'na olan sevgimizi azaltmaktadır. Numan beyi kim genel başkan yaptı? Hocam... Bundan sonraki eğer yanlışlık yaparsa vebali Genel Başkanımızındır. AKP'lileri yetiştirirken hocam kendisini satsınlar diye mi yetiştirdi. hayır. Meselelere Küll-i İrade ve imtihan sırrı ile de bakamaz mıyız? hani ne diyordu İhtiyar Polat'a "Biz Tanrı değiliz." Kimse değil. Siz gelecek stratejileri üretip bunu bir rapor olarak sunun bakalım büyüklerinize de... Derdinize ne kadar sahip çıkıyorsunuz onu görelim. * *7. Ancak, Müslüman aynı delikten defalarca ısırılmamak için sürekli dikkatli olmak durumundadır. Başlangıçta ingilizlerin şimdilerde abd ve israilin "YEŞİL KUŞAK" PROJESİ vardır. Bu manada da uyanık olunmalıdır.* ** *Dua ile... Kaş yapalım derken göz çıkartmayalım. Bir delinin attığı taşı bin akıllı çıkartamıyoruz sonra... Ona göre. Şimdi interneti taradım bir yazıyı kopyalayıp kopyalayıp bir sürü siteye koymuşlar, yazmışlar. ALET OLMAYALIM. DÜŞÜNEREK YAZALIM.* * * *24 Aralık 2008 Çarşamba 17:02 tarihinde Ahmet Niyaz <ahbinniyaz@gmail.com > yazdı: * > > * * > > - *Şevket Kazan Selanik göçmeni bir aileye mi mensup* > - *Hocaların hocası diye ünlenen Sabahattin Zaim Beyaz Türkmü* > - *Birlik Vakfı Mason mu* > > * * > *Çiçeği burnunda Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş > bir medeniyet projesi sözüdür diline pelesenk edip duruyor sürekli. Ancak > bunun bir türlü tanımını yaparak çerçevesini çizip içini doldurmuyor. Bu > projenin Millî Görüş ve Adil Düzen olduğunu da açık seçik üzerine basa basa > belirtmiyor. * > > *Şimdiye kadar net olarak söylediği şu: Tüm insanlığı 1975 Tarihli > Helsinki Nihai Sözleşmesine davet ediyorum. Buna göre sözünü ettiği, Batı > Medeniyeti olsa gerek. Yani namı diğeri Haçlı Medeniyeti!* > > * * > > *Oysa Erbakan milletimizin 1000 yıllık muhteşem medeniyeti diye Selçuklu > ve Osmanlı İslam Medeniyetinden söz ettiğini her vesile ile ve çeşitli bakış > açılarıyla hep net şekilde ifade ede geldi...* > > * * > > *Sultan Alparslan'ın Malazgirt Zaferinden, Sultan Fatih'in İstanbul'u > Fethinden, Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana Kuşatmasından ve Millî Selamet > Partisi öncülüğünde Millî Görüş zihniyeti sayesinde gerçekleştirilen Kıbrıs > Barış Harekâtından milletimizin örnek başarıları olarak daima övgü ile söz > etti...* > > * * > > *Millî Görüş'ün, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri'ndeki hakkı üstün tutancihad ruhunun temsilcisi; Adil Düzen'in, > bu 1000 yıllık muhteşem medeniyetin devamı; Osmanlı'nın 10 katı büyüklüğüne > ulaşacak İslam Birliği'nin çekirdeğini temsil eden D-8'in ise Yeni Bir > Dünya için tarihi büyük bir adım ve milat olduğunu her fırsatta dile > getirdi...* > > * * > > *Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde milletimizin hakkı üstün tutan, batıla > ve zulümlerine karşı cihad eden, yeryüzünde hak ve adaleti koruyan yüce > hasletlerinin bugün dünyadaki tek temsilcisinin Millî Görüş olduğunu > beyinleri çatlatırcasına açık seçik şekilde haykırdı...* > > *1897'de Basel (İsviçre) Siyonist Kongresinde alınan kararlar gereği > Yahudi Devleti kurmak için Theodor Herzl tarafından Sultan II. > Abdülhamit'ten Filistin topraklarının büyük meblağlarda para karşılığı > istendiğini, verdiği sert ret cevabı üzerine kısa sürede büyük padişahın > tahttan indirildiğini, ardından hayata geçirilen Siyonist Plan sonucu > Osmanlı Devleti'nin dağıtıldığını yana yakıla hep anlattı...* > > * * > > *1897 Siyonist Kongresinde hazırlanan plan doğrultusunda ilk 50 yılda > İslam coğrafyasının ortasında 1948'de bir çıban gibi İsrail Devleti'nin > oluşturulduğunu, 1997'ye denk gelen ikinci 50 yılda ise arz-ı mev'ud üzerinde > Büyük İsrail Projesinin hayata geçirilmesi girişiminin bu sırada Türkiye'yi > yöneten 54. Hükümet tarafından sonuçsuz bırakıldığını ayrıntılarıyla dile > getirdi...* > > * * > > * Millî Görüş'ün; -bu satırbaşlarıyla aktardığımız süreçte- Osmanlı > Devleti'ni yıkıp büyük milletimizden liderliği alan dünya siyonizmine karşı > Yeniden Büyük Türkiye projesi ile bu misyonu yeniden üstlenmek için rövanş > mücadelesi verdiğine özellikle dikkat çekti...* > > *...Ve şimdi soruyoruz:* > > * * > > *Geçtiğimiz 26 Ekim günü yapılan Olağan Büyük Kongrede Millî Görüş'ün > temsilcisi Saadet Partisi Genel Başkanlığına getirilen Prof. Dr. Numan > Kurtulmuş o günden beri sıkça televizyonlara, gazetelere konuşuyor... Saadet > Partisi toplantılarında hitap ediyor... * > > *Ancak Millî Görüş ve yüklendiği misyondan asla söz etmiyor. Millî > Görüş'ün 40 yıllık şanlı mücadelesini, yol açıp neden olduğu Türkiye ve > dünyadaki değişimi, muhteşem başarılarını dile getirip mazisine sahip > çıkmıyor. Siyonizm sözcüğünü ise hiç ağzına almıyor. Bir sürü şey konuşuyor, > söylüyor ama Millî Görüş'e ait dişe dokunur bir şey kendisinden duyamıyoruz. > * > > *Erbakan'ın 40 yıllık şanlı siyasi mücadelesinden, görüş ve > düşüncelerinden, muhteşem söylem ve eylemlerinden, başarılarından ve ona > karşı sürdürülen amansız kirli mücadeleden hiç konu açmıyor, haklılığını > dile getirip savunmuyor; ancak bir tufeyli şeklinde siyasi mirasına konmaya > çalışıyor.* > > * * > > *Gidip masonik hinterlanda ait Birlik Vakfı'nda -hiçbir zaman Millî > Görüşçü olmak bir yana- daima Millî Görüş partilerinin en sinsi muhalifleri > olmuş bir topluluğa hitap ediyor ve sözde hocaların hocası Prof. Dr. > Sabahattin Zaim'den sitayişle söz ediyor, ona aidiyetini dile getiriyor.* > > * * > > *Sabahattin Zaim'in Beyaz Müslüman denilen Sabetayist kesimin bir önemli > unsuru olduğu bilinmektedir. Numan Kurtulmuş'un Erbakan yerine müteveffa > Sabahattin Zaim'e yakın durup aidiyet iddiasında bulunmasının altındaki asıl > neden onunla taşıdığı ortak Yahudi kanı mıdır?* > > *Katıksız bir Sabetayist olan İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı döneminde > ülkede sürdürülen dehşetengiz İslam düşmanlığına rağmen... Numan Kurtulmuş'un > dedesi emekli Binbaşı Numan Kurtulmuş tarafından -Latin harfleriyle yazılan > ilk dini kitap olarak- Amentü Şerhi'nin her yerde ve hatta askeri > kışlalarda bile peynir ekmek gibi satışa çıkarılmasındaki ayrıcalığın nedeni > onun da Beyaz Müslüman tabir edilen bir Sabetayist olması mıdır?* > > * * > > *Süleyman Arif Emre Siyasette 35 Yıl adlı kitabında Millî Nizam > Partisi'nin bir yönetim kurulu toplantısı sırasında şahit olduğu bir olayı > anlatarak; önemli şeyler anlatacağım, mutlaka Erbakan ile görüşmem lazım diye > haber salması üzerine içeriye çağrılan ve adının Musa Saffet Bayramaşıkolduğunu söyleyen bir kişiden söz ediyor... > * > > * * > > *Kitaba göre, ABD Yahudi Cemaatinin temsilcisi olduğunu belirterek > konuşmaya başlayan bu zat İsrail ve Siyonizm aleyhine sürdürülen söylem ve > tutumdan vazgeçilmemesi halinde Millî Nizam Partisi'nin kapattırılacağıtehdidinde bulunuyor. Erbakan'ın oradan kovması üzerine; siz bilirsiniz > benden günah gitti diyen bu şahsın tam da tehdit ettiği gibi gerçekten de > Anayasa Mahkemesine dava açılıp Millî Nizam Partisi kapatılıyor.* > > * * > > *Ancak sonraki gelişmeler Erbakan'ın bu şahıs ile görüşüp uzlaştığını > gösteriyor!!!* > > *Erbakan, 1971'de kapatılan Millî Nizam Partisi yerine 1972'de kurduğu > Millî Selamet Partisi ile 1973 Genel Seçimine girdi, 48 milletvekili ve 4 > senatör çıkardı ve çeşitli koalisyonlarla aralıksız 4 yıl iktidar oldu. > MSP'yi ise Anayasa Mahkemesi değil, 12 Eylül 1980 askeri darbesi diğer bütün > partilerle birlikte kapattı...* > > * * > > *Aklın yolu birdir: Süleyman Arif Emre'nin yazdıkları doğruysa; Erbakan o > zatla görüşüp uzlaşmadan bütün bunları yapamazdı. * > > * * > > *O halde mademki Erbakan, ABD Yahudi Cemaati Temsilcisi Musa Saffet > Bayramaşık ile uzlaştı; peki, ne tavizler verdi?* > > * * > > *Bunu da sonrasındaki gelişmelerden çıkarmak mümkündür...* > > *Örneğin, Erbakan hiçbir zaman İsrail ve Siyonizm aleyhtarı söylemdenvazgeçmedi. Demek ki başka türlü tavizler vererek uzlaştı. Bu tavizler ne > olabilir? * > > * * > > *Sakın, Millî Selamet Partisi kilit noktalarına demirbaş olarak Beyaz > Müslüman denilen Sabetayist Yahudi unsurlar yerleştirilmiş olmasın? Çünkü > sonraki gelişmelerden başka türlü bir taviz gözlemlenmesi pek söz konusu > değil!* > > * * > > *Öyle ise bu Beyaz Müslüman unsurlar kim olabilir?* > > *Gördüğümüz kadarıyla MSP'den itibaren Millî Görüş'ün tüm partilerinde > demirbaş olarak Erbakan'ın sağ kolu konumunda vazgeçilmez olan kişilerin > başında Şevket Kazan ve Oğuzhan Asiltürk geliyor.* > > * * > > *Şevket Kazan çıktığı bir televizyon programında siz Erbakan'ı ne zaman > tanıdınız sorusuna şu cevabı veriyordu: Ben Erbakan'la ilk kez > Eskişehir'de verdiği konferansta 1973 Haziran'ında karşılaştım...* > > * * > > *Şimdi bakalım: 1973 Haziran'ında ilk kez Erbakan'ı görmüş. 14 Ekim 1973 > seçiminde ise İzmit'ten MSP milletvekili seçilip ardından CHP-MSP > koalisyonunda Çalışma Bakanı yapılmış! Seçim takvimi dikkate alınırsa Şevket > Kazan Erbakan ile ilk kez karşılaştığında adaylık sözü almış olmalı!* > > * * > > *Peki, bu yıldırım hızıyla yükselişini neye ve kime borçlu? Bunun için > kimden referans getirmiş olmalı?* > > * * > > *Yoksa Musa Saffet Bayramaşık'tan mı; niçin olmasın?* > > *Bir ara Milliyet Gazetesi, yakınlarda vefat eden Şevket Kazan'ın ağabeyi > ile yaptığı bir kısa söyleşiyi yayımlamıştı. Orda diyordu ki: Biz Selanik > göçmeni bir ailedeniz. Ben ticaretle uğraşıyorum. Şevket ise özel dersler > alarak kendini din konusunda yetiştirdi, İzmit'te fahri vaizlik yaptı.* > > * * > > *Herhalde bunu; Şevket Kazan İslami bir partide siyaset yapmak için özel > yetiştirildi şeklinde anlamak yanlış olmaz.* > > * * > > *Oysa İzmit'te aday iken Şevket Kazan'ın benim kökenim Çerkez dediğini > biliyoruz. Bir ara Van'da aday olmuştu, orda da ben Türkmen'im diyordu. > Bazen de soyadına atıf yaparak soyum Kazan Türklerine dayanıyor dediği > oluyor.* > > * * > > *Bunca bilgi verdikten sonra bir oldukça kolay soru soralım:* > > *Numan Kurtulmuş'un en büyük destekçisinin Şevket Kazan olması ne anlama > gelir?* > > *Ve kolaylık olsun diye bir hatırlatma daha: Hani Tayip Erdoğan ve > arkadaşları için ya Erbakan'ın elini öperler, her dediğine baş üstüne > derler; ya da defolup giderler diyorlardı...* > > * * > > *Numan Kurtulmuş'a neden böyle bir rest çekilmedi?* > > * * > * * > > *Lafın tamamı aptallara söylenirmiş. * > > * * > *Ama demedik ne kaldı?* > * * > * * > * * > * * > * * > * * > * * > * * > * * > * * > * * > * * > > *> > * > > ** > > ** > > ** > *-- Halil MERT (E) Topçu Yarbay 05337182773 05058741735 İSTANBUL E-posta: Aşağıda bilgileri bulunan HAKGRUP'un Genel Koordinatörlüğünü yapıyorum. Burada; Emlak/arazi Alım/Satım ve değerleme işleri yapmaktayız. HAK GRUP G-84 sok. No:6/1 İçerenköy-Kadıköy/İST Tel : +90 216 577 56 35, 36 Fax : +90 216 577 56 34 * ============================================================================== KONU: Erbakansız bir saadet partisine doğru ============================================================================== == <tag>1 içinden 1</tag> == Tarih: Çarş 24 Aralık 2008 07:09 Kimden: "Hasan Varol" *Erbakansız bir saadet partisine doğru* Önemli ve sorgulanması gereken, doğrudan Erbakan'ın sağ kolu olan Oğuzhan Asiltürk ile ilgi olarak kayıp trilyon davası olarak adlandırılan konuda izlediği vurdumduymaz tavırlar. Kulağımıza gelen bazı haberlere göre ve sağlam kaynaklara göre Trilyon Davası açıldığında hazine Refah Partisin aldığı hazine yardımının geriye iade edilmesini istediğinde Erbakan, Oğuzhan Asiltürk durumun ne olduğunu sorduğunda *"Hocam herşey kontrolumüzde"* dedimi... Asiltürk tarafından *kontrol edilen* davanın günümüzde geldiği nokta herkesi şaşrtmamlıdır. Asiltürkün vurduymazlığı sonucunda faizleri birlikte yüksek meblağlara ulaşan bu paranın parti teşkilat mensuplarından tahsil edilmeye çalışılması ise geçmişteki vurduymazlığın bir sonucudur. Acaba geçmişteki bu tavırlar ve günümüzde ise* kurban* olarak teşkilat mensublarının finans yükümlülüğü altına sokulmak istenmesi *Erbakansız yeni bir Saadet Partisi* nimi gündeme almak olabilir... Şimdilik bu kadar yeter Doğrudur Bir atasözü ne der.. Lafın tamamı aptala anlatılır ============================================================================== KONU: Çağımızın Abdülhamid'i ============================================================================== == <tag>1 içinden 1</tag> == Tarih: Perş 25 Aralık 2008 03:07 Kimden: "Hasan Varol" *ERBAKAN ÇAĞIMIZIN ABDULHAMİD'İDİR'* "Şunu asla unutamayız. Sultan Abdulhamid Han'ın Siyonistlere karşı olan o onurlu duruşu çok önemli. Bunu unutamayız. Rabbim makamını cennet eylesin. Türkiye halkı, tarihten günümüze her daim yanı başımızda oldu. Özellikle Üstad Erbakan, bizim için çok önemlidir. O, Siyonizm'i ümmet'e anlatan çağımızın Abdulhamid' idir. Muhterem bir insandır. Filistin davasına en çok o sahip çıktı. Dünya Müslümanları, Siyonizm'i ondan öğrendi". *Halid Meşal Hamas Lideri* ============================================================================== Bu mesajı şu gruba üye olduğunuz için aldınız: Google Grupları "Saadet! Şimdi!" grubu. Bu gruba gönderide bulunmak için, saadet_simdi@googlegroups.com adresine e- posta gönderin veya şu adresi ziyaret edin: http://groups.google.com.tr/group/saadet_simdi?hl=tr Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: saadet_simdi+unsubscribe@googlegroups.com Bu gruptan posta alma seçeneklerinizi değiştirmek için: Kötüye kullanım bildiriminde bulunmak için abuse@googlegroups.com adresine durumu açıklayan bir e-posta gönderin. ============================================================================== Google Gruplar: http://groups.google.com.tr/?hl=tr | ||
|
--~--~---------~--~----~------------~-------~--~----~
Bu grubun hiç bir siyasi oluşum ,parti, vakıf, örgüt, dernek veya benzeri yapılanmalarla alakası yoktur.Aynı zamanda onlara uzaklığı veya yakınlığıda bulunmamaktadır...
Müslüman Anadolu İnsanının Tarafında yer alan Gerçek Vatanseverliği ilke edinmiş ,Anti Emperyalist HABER BİLGİ PAYLAŞIM STANDIDIR.."
*Grupta yayınlanan yorum ve yazılardan yazarları sorumludur.
-----------------------------------------------------------------....
"ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ" Haber Bilgi Paylaşım grubu.
Bu gruba posta göndermek için , mail atın : anadoluhaber@googlegroups.com
Bu gruba üyeliğinizi sonlandırmak için şu adrese e-posta gönderin: anadoluhaber-unsubscribe@googlegroups.com
Daha fazla seçenek için, http://groups.google.com/group/anadoluhaber?hl=tr
adresinde bu grubu ziyaret edin
-~----------~----~----~----~------~----~------~--~---
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.