Bir grupta yazışan arkadaşlardan bazıları ülkeyi satacağını iddia ettikleri AKP'nin nasıl olup da bu ihanetine rağmen halkın desteğini sürdürebildiğini tartışıyorlar.
Bende o gruba da yazılarımı gönderdiğim için bu yazışmaları da takip ediyorum.Sonunda aşağıdaki yazım ile konuya bir tarafından girmek zorunda kaldım.Bu tartışmalar her yerde sürmekte olduğundan diğer arkadaşlarımızla da görüşlerimi paylaşmak amacı ile diğer yazışma gruplarında gönderiyorum.
Uçakların ve askerimizin operasyon için Kuzey Irak'a girmesi halinde ABD askerleri ve uçaklarınca karşılanacağı ilan edilmişken ABD'nin kolunu bükerek hem operasyon hem de uydu desteği yapmayı kabule zorlayan AKP iktidarıdır. PKK adı altında bu işten uyuşturucu kaçakçılığın dan, uluslar arası istihbarata kadar o bölgeyi yol yapanları önleyen ve orada yapılacak seçimlerde hiç bir milli parti oy alamaması durumunda işin bölünme ile sonuçlanabileceği şekilde BM'lere gideceği ve bölgeye barış gücü adı altında aynen Kuzey ıraktaki gibi yabancıların yerleşeceği gerçeğini o bölgedeki bölünme karşıtlarının oylarını alarak önleyen AKP olmuştur. Yedi sene önceki ekonomik durum da devam etse idik o günün iş yerleri de kapanacak ve yedi senede yeni gençlerde işsizler ordusuna katılacaktı ve Türkiye kendiliğinden her bölgesinde iç savaşlara başlayacaktı buda önlenmiştir.
En önemlilerinden biriside Artık Türkiye emir alan ülke olmaktan çıkmış ve dünya dengelerini değiştirecek konuma gelmiştir. ABD uydusu iken Rusya ile ilk defa denge sağlanıp Rumların ABD dış işleri yetkilisine Kıbrıs'ta baskı uygulayın sözüne karşılık ABD'li yetkili, biz artık Türkiye ye baskı uygulayamayız çünkü Türkiye artık süper güç demek zorunda kalmıştır.
(Daha yakın zamanda dansöz olarak karikatürü çizilip bir milyar yardım vadini sutyeninin, donunun kenarına para sıkıştırarak alaya alan ülkenin dış işleri sözcüsünün bu gün söylediği söze ayrıca dikkatinizi çekmek isterim)
Buna karşılık Rum temsilci eğer Amerika baskı uygulayamazsa kimse uygulayamaz diye ABD ye öfkesini göstermekten başka bir şey diyememiş ve cevabını alarak çekilmiştir. Türkiye Rusya ile yapılan enerji anlaşmaları sonucu artık AB ye bağımlı olmaktan çıkmaktadır. Üstelik AB Türkiye ye bağımlı hale getirilmiştir. Bölgemizde yeniden kurulması planlanmış onlarca devlet bu hükümetin başarılı politikaları ile kurulamamıştır. Bölge ülkeleri yerli yerinde durmaktadır ve hepside varlıklarını Türkiye deki bu hükümete borçludurlar.
Vatan millet edebiyatı ile iç savaştan rant sağlayanların sadece devletimize verdikleri resmi zarar dokuz yüz milyon dolar olarak nerede ise bir trilyon dolar olarak açıklanmaktadır. Bu ülkemizin kalkınmasına harcanacak para bugün ülkemizi ihya eder ve sanayi devi olurduk. Üstelik bu savaş ilk de değildir. Sağ sol ilerici gerici Faşit komünist vs. adlar ile sürdürülen sürekli iç savaşlar zincirinin son halkasıdır ve bu iç savaşların tümü devletin içinden korunmuştur. MHP nin kendi adayını döverek engelleyip seçtirdiği CB Sezerin AKP hükümeti yıkmakta Ergenekon'a destek olsunlar diye hapishaneden Salı verdiği 200 e yakın bombacı vs. teröristin sonradan yine devlete karşı savaşırken vurulanlarına bakarsak savaşın nerelerden teşvik gördüğünü bu günün Ergenekon çetesi Avukatı Baykal'a ve Sezer'i Seçtiren Bahçeliye bakıp anlaya bilirsiniz.
Şimdi savaş çığlıkları atanları kullananlar ve yönetenlerin aslında savaş rantını paylaşan ve ülkemizi sömüren yabancı ve yerli güçlerin sözcülüğünü yapmakta olanlar oldukları kolayca fark edilebilir. Osmanlıyı da böyle yağmalatıp dağıttılar. Türkiye en dar sınırlarına kadar çekilmiştir. Şimdi sanayi ekonomi gibi dallar ile eski arka bahçelerimize savaş dışı yollardan genişlemek zorundadır. Eğer büyümezse küçültürler. Buda önce ekonomik ve siyasal etki açısından büyümek zorundadır.
Halkımızın milli duygularını kaşıyarak bizleri yok oluşa kadar harcamak isteyen içerideki aşırı Türkçüleri anlattığım yazımı yayınlayan sitelerden birinden aldığım Truva atından çıkan Türkçüler ve Türkler başlıklı yazımın kısa yol linkini aşağıya ekliyorum.
http://karadenizmizah.blogspot.com/2009/01/truva-atndan-ckan-sahte-turkculer-ve.html
Asker aslında yeterli siyasal alt yapı olmadan savaşta kullanıldığında, savaşın zararı sonucu bilenemeyecek kadar tehlikeli bir mecraya doğru akıyor demektir.
Ergenekon davası ülkemizde ordumuzun da yargımızın da ekonominin de dizginlerinin NATO gladiosunun eline geçmiş olduğunu ve resmi kişilerin terörü bitirmemek için azami gayret ettiklerini göstermiştir.
Devlet teenni ister. Sarıkamış Harekatında 90 bin kişilik tam teçhizatlı orduyu baharı beklemeden şiddetli kışta dağlara sürerek ve dönmeye kalkanı vurun komutu ile imha ettirip Asya'daki Türk bölgelerini Ruslara terk eden yada satanlarda Bizim Mason Sabataist vs devlet adamlarımız ve paşalarımızdı. Eski savcı Kanadoğlunun % 97 ilede gelseler devleti onlara teslim etmeyiz derken kendilerinin aslında ülkemizdeki % 3 lük bir gizli azınlıklar ortaklığı olduklarını açıklamıştır. Herkes kendisini ben %97 olan bu milletin bir ferdi miyim yoksa % 3'lük gayri milli ama devleti eline geçirmiş azınlıktan mıyım diye sorgulamalı ve duracağı yeri yeniden daha derin düşünerek belirlemelidir. Bunu ırk bazında söylemiyorum. Çünkü biliyorum ki kişilerin bazıları çıkarlarının milletindendir. Bazıları da barış içinde birlikte huzur içinde yaşamak arzusu duyan ortak değerler milletindendir. Bunun yolu da gerçek Hukuk gerçek demokrasi ve Cumhurun (Cumhur=Halk) kendisine ait ve kendi kontrolündeki gerçek Cumhuriyettir.
PKK terörü ateş kesip durduğunda onlardan bazılarına aman durmayın diyerek anlaşmalı olduğu aşikar bir şekilde 33 askerimizi öldürülmek üzere gönderenlerde bizim bizim ordumuzun içinden idiler. Ve onların sorgulandığını yargılandığını ve cezalarını aldıklarını duydunuz mu?
Siz hiç CHP'nin vatan ve ya millet derdi olduğuna rastladınız mı? Onlar sürekli rejim derler Cumhuriyet deseler de cumhursuz bir cumhuriyetten bahsederler. Sanki Padişahlık isteyen kuvvetli bir talep varmış gibi. Yalan söylerler. Bunun ispatı da Van'daki Ermeni kökenli rektörün tarihi eser kaçakçılığı ve Müslümanların fişlenip üniversiteden atılması gibi pek çok konuda sabıkası bulunan ermeni vatandaş yaptığı başka yolsuzluklardan dan Tutuklanınca en önemli şahit olan muhasebeci hapiste boyundan alçak bir yerde kendini asmıştı da ölüvermişti ya, işte o rektörün yargılanması Cumhuriyetin yargılanmasıdır diye Bay Baykal bağırarak nasılda onu koruyordu o Ermeni Rektörü. Demek Cumhuriyet den anladıkları gizli azınlık işgali imiş. MHP'nin başkanı Bahçelinin nasıl bir gizli operasyon ile sandalyelerin havada uçuştuğu bir kongrede seçildiğini ve MHP'nin ülkücülerin elinden alındığını da hatırlatmak isterim. İlk işi de partide kalan ve Bahçeliye destek veren ülkücüleri partiden kaçırmak için bıyık yasağı koymuştu. Şimdi anladınız mı bu ülkede yasakların konuluş amacını. Türklerin devletten kovulup azınlıkların yollarını açma yollarından biri olarak kullanıldığını. Sonradan GKB. Büyükanıt Paşa ABD ziyaretinde iken ABD sözcüsü Rektörün tutuklanmasını kabul edilemez bir durum diye ilan edince derhal hükümetimiz bir adım geri çekildi. HSYK işe al attı Savcılar yargıçlar değişip önce gatakulliye, pardon o zamanlar orası henüz devreye sokulmamıştı. (Orası ilk olarak Şemdinli savcısının memuriyet hayatını bitiren Şemdinli davasındaki 39.5 ar yıla mahkum astsubayların kurtarılması ile devreye sokulmuştu) Rektör önce başka hastaneye sevk edilip sonrada dosyası kapatıldı. Demek ki ABD ye ve batıya değerli hizmetleri olan Tapınak şovalyeleri olan haçlılardan birisi idi ki ABD resmi açıklama ile onu kurtardı. Bahçelinin ise Türkeş tarafından Ajanlıkla suçlandığını bilmeyen yok. Bunların tüm Yaptığı Osmanlının başına ördükleri Çorabı TC. Devletinin başına da örmektir. Vaktiniz olursa bir yazıma daha dikkatinizi çekmek isterim.
Gölgelerin gücü ve gölgedekiler (3)
http://mail.google.com/mail/?ui=2&ik=177f972800&view=lg&msg=1233492be3556548
İsterseniz Google den bu yazının önceki yazılarında ve Daha önce yazmış olduğum
Türkiye de kurulu gizli bir devlet mi var başlıklı yazıma ulaşarak ülkemizdeki çok sesi çıkanların aslında yemleme sureti ile bağırtılarak kullanılanlar ve samimi bağıranları da etraflarına toplamak ve bağırtmak için de canlarını yakıp ruhlarını daraltanların da bazı tuzu kuru azınlıklar olabileceğini fark etmeye başlayabilirler.
Farkında mısınız? Ben bir yazı yazmıştım şehit cenazelerinde şov yapan bindirilmiş kıtalar hakkında. Bunlar ölü soyucular mezar soyguncuları. Şehitlerin cenazesinden dahi rant devşirmek için böyle ciyaklayarak milletimizi ağlayıp sızlayan ellerinden bir şey gelmeyen zavallılar olarak gösteriyorlar ve şehit sayını soyulacak daha çok ölü ve mezar olarak gördükleri için beklide bazıları özellikle şehit edilmek üzere yanlış yerlere sürüyorlar demiştim. Bu gösteriler sona erivermişti. Sonra bir kişi gereksiz bir laf attı ortaya neden hep erler ölüyor da subaylar ölmüyor diye. Derhal sakın böyle şeyler yazmayın hemen alın size subay diye subay öldürürler demiştim ki derhal subay şehitler verdik. Sevgili milletim. Bizimle oynayanların oyunlarında figüranlık etmemek için her hareket ve sözümüzü önceden çok ciddi hesap ederek yapmalı ve söylemeliyiz.
Selamlar Saygılar
A.D.Şimşek
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.