Hangi Ahlâk Hangi Hukuk?




Buhran’ın bir kavram vezninde ifade edilmesi, devrimizin kurtarıcı fikirden ne kadar mahrum olduğunu ispata kâfidir.

KONFERANS:

Prof. Dr. Teoman DURALI

“İyi, doğru ve güzel”…

“Varlık, şuur ve zaman”…

“Madde, kâinat ve hayat”…

“Akıl, bilgi, dil ve hürriyet”…

Bütün bunların toplamı ve toplamından daha fazlası hâlinde; “İNSAN”…

Hepsi; bir ‘bütün’e nispetle hecelenerek ‘bizce’sinin ortaya koyulması ve kitaplık çapta ele alınıp sarahate erdirilmesi gereken en temel mevzulardır…

Bu fikir hamlesi son derece hayatî olsa da yerine getirildiği pek söylenemez, -“bomboş bir devirdeyiz”…

İçinde bulunulan ve ‘Yeni’ye devredecek olan devir, o kadar boş ki; devrimizi, öncekilerle birlikte tanımlayan en önemli kelime; ‘buhran’dır…

‘Buhran’ın bir kavram vezninde ifade edilmesi, devrimizin kurtarıcı fikirden ne kadar mahrum olduğunu ispata kâfidir. ‘Buhran’ın bir kavram hâlini alması; mutlak bir ‘iyi, güzel ve doğru’ya duyulan hasretin ifadesidir aynı zamanda.

Peki;

‘İyi, doğru ve güzel’e duyduğumuz iştiyak nereden geliyor?

Cevap belli, ve kat’î:

İnsan olma memuriyetimizi yerine getirmekle mükellef oluşumuzdan…

Bu memuriyeti idrak ve şartlarına icap; tenkidî şuurun şuurlaşmasıyla mümkün.

Ama nasıl?

Bu soruya;

“Fert ve toplum meselelerini bir ‘bütün’e nispetle ele alan, şümullü ve tezatsız bir dünya görüşüyle…” şeklinde bir cevap verilebilir belki.

Peki;

Sistem çapında olan, şümullü ve tezatsız bir bütünlük arzeden o ‘bütün ve kurtarıcı fikir’ nerede?

Yaşadığımız buhranın izini sürdüğümüzde karşımıza çıkacak olan değerler skalasının sahibine; aksülâmellerden ibaret bir fikir tarihi olan Batı’ya baktığımızda, ondan çok da ümitvâr olamıyoruz.

Zira Batı, meselelerin en temel zeminini teşkil eden ahlâk, hukuk ve hürriyet mevzularını tam mânâsıyla vuzuha erdirebilmiş değil…

Her şey bir tarafa, derin bir münasebet ve müşterekliği olan ve bu yüzden de ayrılmadan tefrik edilmesi gereken hukuk ve ahlâk bahsi var ortada.

Bu bahis, öyle bir bahistir ki, Batılı fikir adamları için; sistem sahibi olma iddiasını taşıyan filozofların getirdiği sistemlerin ne denli sarih ve tezatsız olduğunu görmek için bir nevi kriterdir. Zaten o yüzdendir ki Batılı bir fikir adamı (Jherinq) bu meseleyi çok tehlikeli bir kayalığa benzetir ve bir çok sistemin bu kayalığa çarparak battığını söyler…

Batı’nın hâli bu.

Peki Batı’ya mukabil en basitinden bir fikir geleneği dahi olmayan bizde durum nedir?!.

‘İktisadî ve teknolojik terakkî’ telâkkisini yegâne terakkî telâkkisi olarak gören anlayışa mukabil, asıl terakkînin “ahlâkî terakkî” olduğuna inanan Yeni Devir Hukukçular Derneği’nin düzenlediği konferansta konuşacak olan İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Teoman DURALI ile bu vb. sorulara cevap arayacağız…

‘Yaşanmaya değer hayat ne?’ suâline cevap arayan herkesi

bekleriz…


Av. Ali Rıza YAMAN

Yeni Devir Hukukçular Derneği Başkanı

KONFERANS Tarihi: 26 Eylül Cumartesi 2009 Saat: 16.00 Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi Tünel, Beyoğlu/ İST.

1 yorum:

  1. hANGİ hUKUK?.
    İSLAM HUKUNDAN BAŞKA HUKUK TANINMAZ.
    İSLAM DIŞINDAKİ HUKUK ZULÜMDÜR,HUKUKSUZLUKTUR.

    YanıtlaSil

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.