.:: Komplo Teorileri ::. Mehmet Bedri Gültekin'in yazısı: Çocuktan Al Haberi!

                                                                                          10 Eylül 2009

 

 

Olmak ya da Olmamak

                                   Mehmet Bedri Gültekin

 

Çocuktan al haberi!

 

            AKP’nin “Kürt açılımı” Türkiye’yi nereye götürüyor?

 

            Abdullah Gül, çok değil dört ay önce “önümüzde tarihi bir fırsat var” demişti. Tayyip Erdoğan’ın “Kürt açılımı”nı tartışmaya açmasının üzerinden ise ancak iki ay geçti.

 

            “Tarihi fırsatı kaçırmayalım” diyenlerin, sahtekârca “barış” çığlıkları atanların, birkaç ay içinde ülkeyi nasıl bir uçurumun kenarına getirdiklerini 3 Eylül gecesi yayınlanan Ali Kıca’nın “Siyaset Meydanı Programı” çıplak bir şekilde gözler önüne serdi.

 

            Ülkenin dört bir yanından toplanan ve yaşları 10 ila 16 arasında değişen çocuklar, kendilerinden istenen, “birbirlerine düşman milletin çocukları” rolünü başarıyla oynadılar.

 

            Bu uğursuz senaryonun şakşakçılarından Ahmet Altan ve Rasim Ozan Kütahyalı; bir gün sonra Taraf gazetesindeki köşelerinde, adeta zevkten dört köşe, ortaya çıkan tabloyu leş gören akbaba ruh haliyle yazdılar:

 

            “Bu çocuklar biraz daha büyüdüğünde, bugün dağlarda süren savaş kentlere, sokaklara iner, birbirlerini öldürürler.

 

            Gerçek bir iç savaş çıkar.” (Ahmet Altan, 5 Eylül 2009)

 

            Şu satırlar da Rasim Ozan Kütahyalı’dan:

 

            “Bazı anlar umutlandım, bazı anlar da bu ülke galiba bölünecek diye iç geçirdim….

 

            “…ayrılıkçı, Türkçü bir ruh halinin yaygınlaşma ihtimalini küçümsemeyelim… Bu ruh hali Çekoslavakya usulü barışçı bölünme talebi gibi bir sonuç yaratmaz. Yugoslavya usulü bir kanlı bölünme senaryosuyla karşı karşıya kalırız.”

 

            Görünen köy kılavuz istemiyor. Türkiye’nin çok tehlikeli bir eşiğe geldiği konusunda toplumda adeta bir fikir birliği oluşmuş durumda.

 

MAHALLE KAVGALARI

 

            Çok büyük mahalle kavgaları, gerçekte bambaşka nedenlerle derinleşmiş olan gerilimlerin, çocukların kavgası ile patlak vermesi sonucunda gerçekleşir. 3 Eylül gecesi Show Tv ekranında sergilenen çocuk tiyatrosu da, işte böylesine büyük bir “mahalle kavgasının” habercisi gibiydi.

 

            Çocukların tartışmaları üzerine “iç savaş”lardan ve “Yugoslavya usulü kanlı bölünme”lerden bahseden A. Altanlar ve R.O. Kütahyalılara sormak gerekiyor.

 

Bu tablonun ortaya çıkmasının sorumluları sizler değil misiniz?

 

Aynı çocukları, AKP’nin daha iktidar olmadığı 7 yıl öncesinde ekranlara çıkarsaydınız böyle mi konuşurlardı?

 

Bırakın 7 yıl öncesini, 7 ay önce ekrana çıksalardı gene böyle konuşmayacaklardı.

 

Emperyalistlerin, toplumumuzu etnik kökenlerine ve inançlarına göre bölme projelerinin işbirlikçiler marifetiyle yürürlüğe konduğu son otuz yıllık dönemde değil de Atatürk’ün, “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” anlayışının yürürlükte olduğu daha önceki dönemde böylesine bir program yapılsaydı, muhtemelen Hakkari, Edirne ve Rize’den gelen çocuklar; “aynı milletin ayrılmaz parçaları olan Hakkarililerin ve Edirnelilerin” sorunlarını konuşuyor olacaklardı.

 

İÇ SAVAŞ YA DA YUGOSLAVYA USULÜ

 

Unutulmaması gereken ve yaşadığımız süreci açıklayan en önemli gerçek şudur: “İç savaş”, daha doğrusu “Türk-Kürt Savaşı”, Amerika’nın “Kürt açılımı”nın olmazsa olmaz parçasıdır.

 

Emperyalizme karşı savaş ve Ortaçağ’a karşı gerçekleştirilen büyük bir Devrim sonucunda vücut bulan ulusal devletin temel yapısı, çok büyük alt üst oluşlar olmadan, Batılı merkezlerde hazırlanan bazı kâğıt parçalarından dolayı veya işbirlikçilerin telaffuz ettiği “açılım” lafları sonucu değişmez.

 

Öte yandan PKK, dağlarda yürüttüğü silahlı mücadeleyi yüz yıl daha sürdürse, gene de Türk Silahlı Kuvvetleri ile yürüttüğü mücadeleyi kazanamaz ve ne Türkiye’nin etnik temelde yeniden yapılandırılması ne de parçalanması hedefini gerçekleştiremez.

 

Ama Türkiye’nin bir etnik çatışmaya, Türk-Kürt boğazlaşmasına sürüklenmesi durumunda ise tablo değişir. Böyle bir durumda bölünme sadece Kürtlerin değil, etnik olarak Türk olarak yurttaşların da talebi haline gelebilir.

 

Ve böyle bir tablo içinde bölünmeyi hiçbir güç önleyemez!

 

Onun için Türkiye’nin bir Türk Kürt çatışmasına sürüklenmesi, Amerika’nın Türkiye’nin önüne koyduğu yol haritasında kesinlikle vardır.

 

Ve Türkiye AKP eliyle adım adım bu noktaya doğru götürülmektedir.

 

Ahmet Altanlar ve Rasim Ozan Kütahyalılar “sahibinin sesi” olarak bu süreçte kendilerine verilen görevi canla başla yerine getiriyorlar.

 

TARİHİ VEBAL

 

            Artık bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır. Türkiye “barış” “barış” denilerek, etnik çatışmaya ve bölünmeye sürükleniyor.

 

            Bu sürecin sorumluları bellidir. Onlar hemen her gün büyük bir cüretle, Ergenekon Tertibi ile önlerinde direnecek kimsenin kalmadığı zehabıyla görevlerini yapıyorlar.

 

            Show Tv’de düzenlenen çocuk programı da bu projeye uygundur ve bunun masum bir yayıncılık olayı olduğunu sadece ve sadece andavallılar düşünebilir.

 

            Öte yandan bütün bu süreci, “dur bakalım ne olacak” aymazlığı içinde izlemeye devam edenler ise, tarihe ve millete karşı hiçbir zaman hesabını veremeyecekleri ağır bir vebalin yükünü omuzlamaktadırlar.

                                                                                                          mbgültekin@ip.org.tr


0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.