[anadoluhaber:38115] ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Link to ANADOLU HABER GÜNLÜĞÜ

Fadime Şahin Buhar Oldu

Posted: 26 Feb 2010 02:49 PM PST

Fadime Şahin Buhar Oldu

Fadime Şahin’in bu ülkede, hatta bu dünyada yaşadığına dair ortada ne bir belge, ne resmi, ne de kişisel bir evrak var. Şahin’in nüfus kayıtları, SSK kayıtları yok. Hepimizin günlerce izlediği Müslüm Gündüz basılmasının ardından gelen mahkeme kayıtlarında ise kendisinden üstünkörü ‘bahsediliyor. Sadece bir iki cümle. İnanabiliyor musunuz? Ortada Fadime Şahin diye biri yok artık.

GAZETE HABERTÜRK / BALÇİÇEK PAMİR

FADİME Şahin’i hatırlıyor musunuz? Birçoğunuzun “Evet” diyeceğine eminim. Birçoğunuz da birkaç detay verince, biliyorum diyecektir.

Ne garip, bir dönem günlük hayatımızın tam ortasına bomba gibi düşmüştü Fadime Şahin ve onu seks tuzağına düşüren Aczmendi tarikatı şeyhi Müslüm Gündüz. Upuzun saçları, sakallı ve elinde asasıyla dolaşan bu tarikat şeyhi ve renkli gözleri ağlamaktan şişmiş güzel yüzlü tesettürlü kızın dramı, her gece televizyonlar aracılığıyla evimizdeydi. “Pes artık!” demiştik. Din uğruna neler yapılıyor! Şimdi daha iyi hatırladınız herhalde. Sonra malum 28 Şubat’ın gelişi, tankların yürüyüşü…

Türkiye’nin kaderi darbelerin, bu sefer “postmodern”i gelmişti. Fadime Şahin unutuldu gitti… Sonra galiba Reha Muhtar yıllar sonra buldu ortaya çıkardı. Estetik ameliyat yaptırmıştı ve başını açmıştı. Ne gariptir ki bu durum kimseyi şaşırtmamıştı. Öyle çok manipülasyon, öyle çok yanlı haberler yapılıyordu ki… Neyi yazıp çizeceğimize, neye inanacağımıza şaşırmıştık. Fadime Şahin-Müslüm Gündüz basılması, 28 Şubat sürecinin kuşkusuz tek nedeni değil ama gidişatı hızlandıran etkilerinden biri olmuştu. Kamu vicdanı yaralanmıştı. Bu kısa zihin tazelemeden sonra gelelim bugüne… Geçtiğimiz günlerde Yeni Şafak, Ergenekon soruşturması kapsamında ifadesine başvurulan bir gizli tanığın söylediklerini okuyucularına şöyle aktardı.

“Fadime Şahin, aslında pavyonda çalışan bir telekızdı. Oradan alınıp, özel bir görevle Aczmendi Lideri Müslüm Gündüz’ün metresi haline getirildi. O dönemde yine gündemde olan cinci hoca Ali Kalkancı da aslında bir alkolikti. Bütün bu isimler Refahyol’u düşürmek için organize edildi”

Bazılarını acı acı gülümseten, bazılarına “Hadi canım, saçma” dedirten bu bilgiyi
doğrulamak aslında çok kolay olmalıydı. Bulursun Fadime Şahin’i, anlatır olup biteni. Ergenekon savcıları da aynı şeyi yaptı. Fadime Şahin’i tanık statüsünde ifade vermeye çağırmak istediler. Ama bulamadılar. Fadime Şahin, sanki buhar olup uçmuştu. Buhar olup derken abartmıyorum.

NASIL MI?

Fadime Şahin’in bu ülkede, hatta bu dünyada yaşadığına dair ortada ne bir belge, neresmi, ne de kişisel bir evrak var. Şahin’in nüfus kayıtları, SSK kayıtları yok. Hepimizin günlerce izlediği Müslüm Gündüz basılmasının ardından gelen mahkeme kayıtlarında ise kendisinden üstünkörü bahsediliyor. Sadece bir iki cümle. İnanabiliyor musunuz? Ortada Fadime Şahin diye biri yok artık.

PEKİ NE OLDU?

Önce Fadime Şahin’in geçmişiyle başlayalım. Fadime Şahin, muhafazakâr bir aileden geliyor. 1972 Malatya Arguvan doğumlu. Hayat ona pek de adil davranmamış olacak ki 1995 yılına kadar Aksaray’da şu anda restoran hizmeti veren bir mekânda, konsomatris olarak çalışıyor. Bir gün kapısını iki kişi çalıyor. Biri, kamuoyunun yakından bildiği, hatta geçtiğimiz günlerde Ergenekon kapsamında ifadesi alınan bir isim S.S. Bu ismin önderliğinde Fadime Şahin bir süre Fatih’te dini bir eğitimden geçiriliyor, görüntüsü değiştiriliyor. Ardından Müslüm Gündüz ile tanıştırılıyor. Gündüz ne kadar bu işlerin içindeydi, bu kumpasa ne kadar kendi isteğiyle katıldı, bilemem. Benim araştırmalarım Fadime Şahin ile sınırlı. Fadime Şahin-Müslüm Gündüz ilişkisi planlanırken Şahin bir işadamının yanında sekreter olarak işe başlıyor. O işyerinde iki ismi var. Bazıları kendisine “Kevser” diyor, bazıları “Fadime” diye sesleniyor. Çalıştığı şirketin ismi Avitaş. Avitaş 1969 yılında Mak. Yük. Müh. Eşref Avdagiç tarafından kurulmuş, kompozit plastikten komponentler imal eden ve otomotiv sanayiine yönelik çözümler üreten bir şirket. O dönem Pendik SSK’da kayıtlı olarak gözüken Fadime Şahin’in patronu ise Eşref Avdagiç’in oğlu Şekip Avdagiç. Fadime Şahin’i bizzat işe alan da o. İyi de biz bu ismi nereden biliyoruz?

Şekip Avdagiç, Nuri Çolakoğlu’ndan boşalan 2010 İstanbul Kültür Başkenti Yürütme Kurulu Başkanlığı’na gelen isim. Hadi bakalım buradan buyurun. Ne alaka yani? Biraz araştırdım. Avitaş, Başbakan Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde kamuoyuna İGDAŞ yolsuzluğu olarak geçen tablonun da başaktörü. Gerçi açılan davalar zaman aşımından düşmüş ama Avitaş’ın ve Avitaş’ın eski ortağının kurduğu Kimelsan Kimya’nın başı, bir dönem naylon faturalar konusunda epey ağrımış. Aslında olup biteni anlamak zor olmasa gerek. O dönemdeki vergi beyannameleri ortada. Ama bu da başka bir yazı konusu.

Dönelim Fadime Şahin’e… Ne dedik? Buhar oldu uçtu. Kanıt mı istiyorsunuz?
Buyurun TC kimlik numarasını: TC 37570863278. Araştırın bakalım ortada böyle biri var mı? Hani tıpkı şu ünlü Bourne Identity filmi gibi. Kadına ait bütün bilgiler yok edilmiş. Ben en iyisi mi size neler olduğunu anlatayım. Fadime Şahin o kanal bu kanal dolaşıp ağladıktan sonra birilerinin emriyle önce Hollanda’ya gönderilmiş. Bir süre bu ülkede yaşayan Şahin, oradan Almanya’ya geçmiş. Şimdi ise Türkiye’de ama Fadime Şahin olarak değil.

PEKİ ONU BUHAR EDEN KİM?

Fadime Şahin, “Tanık Koruma Programı”yla yeni bir kimlik kazanmış. Şu anda Türkiye’de ama İstanbul’da değil. Yeniden estetik ameliyat yaptırmış. Görenlerin söylediklerine göre yüzü fazla değişime uğramamış ama tarzı farklı. Başı açık, son derece modern giyimli. Hayatını İstanbul dışında sürdürüyor. Çalışıyor ve yeni kimlik numarası, yeni ismi ve yeni nüfus kayıtları var. İsmi mi ne olmuş? Fadime Şahin’in artık iki ismi var. Bu ismi ve soyadını yayınlamak doğru değil diye düşünüyorum, o yüzden birinci ismi ve soyadının baş harflerini veriyorum. Fadime Şahin, artık Tuğba A.Y. olarak hayatına devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde İstanbul Emniyeti bünyesinde, sesiz sedasız, ilk defa Tanık Koruma Şube Müdürlüğü kuruldu ve başına da Organize Şube Müdür Yardımcısı, deneyimli polis Azmi Araz getirildi. Bu gelişme bile resmi olmayan tanık koruma programlarından duyulan rahatsızlığın önemli bir göstergesidir.

Şimdi gelelim aklımı kurcalayan sorulara:

1- Fadime Şahin, niye Tanık Koruma Programı’na alındı?
2- Fadime Şahin, neyin tanığı?
3- Hayatı tehlikede mi? Kim tarafından tehdit ediliyor?
4- Fadime Şahin, Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak mı dinlenecek yoksa sanık olarak mı tutuklanacak?

28 Şubat döneminin başaktrislerinden Fadime Şahin’e ne olup bittiği, onun geçmişi ve yaşadıklarını bilmeye hakkımız var diye düşünüyorum. Üstelik 28 Şubat süreciyle ilgili bazı gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacaksa eğer, çok daha önemli diye düşünüyorum. Fadime Şahin’in Tanık Koruma Programı’yla buharlaştırılması ise Türkiye’nin gündemini doğru algılayabilmemiz için önemli bir bilgi.

NOT: HABERTÜRK, Fadime Şahin’in “MİT’in koruma programı” ile kimlik değiştirdiği iddiaları üzerine MİT’i aradı. Teşkilat adına verilen yanıtta “Teşkilatın bir tanık programı olmadığı, hele hele Fadime Şahin ile herhangi bir ilgilerinin bulunmasının dahi düşünülemeyeceği” açıklandı.

 



__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4899 (20100226) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com


__________ Information from ESET Smart Security, version of virus signature database 4899 (20100226) __________

The message was checked by ESET Smart Security.

http://www.eset.com

Re: 2004 ve bugün

Posted: 26 Feb 2010 12:19 PM PST

Beyefendi; Adam otobüse binmiş hem de ön kapıdan. Bu fıkra arkadan biniş,önden iniş döneminden kalma olduğu şeklinde anlamlandırması gerekir. Şöfürün yanında ve ayakta olduğu halde otobüstekilere: Sizi yerim ulan! Dedikten sonra ilave etmiş;orada beyaz takım elbiseli şahsı gösterip,bu hariç demiş. Bir iki dakika sessizlik,aynı sözleri tekrarladığında,yaşlı bir hanımefendi gayet samimi bir ifadeyle: Oğlum anladık bizi yiyeceksin de benim merakım şu beyaz elbiseli zattan korkuyormusun da onu hariç tutuyorsun? Sorusunu yöneltmiş. Külhani bir hah demiş ve cevap olarak: Yok be teyzeciğim ne korkayım,onunla ağzımı sileceğim demiş. Kıssadan hisse,alırsak 22 islâm devletini dizayn edecek olan Siyonist ve evangelisthiristiyan ittifakı bizi hâin planlarına engel olmayalım diye oyalıyorlar,işlerini bitirdiğin de ise hâni sen bin yıldır Hilal'i, Haçça karşı savunmuştun niye bu sefer yapmadın diyerek bizimle ağzını silmeyi deneyecek. İnşaallah milletimiz intibaha gelir de ülkenin bu kötüye gidişini sağlayanlara yapılmasını lâzım geleni yapar diyorum. Gönderdi ğiniz geleceğe dâir tahmine uzak düşmeyen bir iştirakim oldu sanıyorum. Fiemanillah.    

25 Şubat 2010 15:03 tarihinde Maruf <visionart70@yahoo.com> yazdı:
         2004 yılında bir arkadaşımın göndergi iletiyi, yorum katmadın sizlerin bilgisine sunuyorum.   6 yılda ülkemiz nerden nereye getirilmiş. 6 yıl sonra nereye gelecegiz kimbilir?...
maruf...
 
ABD-USA-NATO-PANTAGONUN ZULASINDAKİ BÜYÜK FELAKET
 insan dünyaya ilk ayak bastığında ve eliyle toprağından elediği her maddeyi işledi, maneviyattan uzak şekiller verdi. hissiyatından uzak maddeyi tanıdı cisimlerini ayırdı ruhiyatından uzak kendisinden farklı varlıkları gördü yaratılışından bi habersiz hayatını dünya denilen gezegende sürdürmeye devam etti inanışı sadece tesadüfen oluverdiği bilincinde bir insanın dünyaya gelişiydi işte teknoloji denilen insan yapımı cisimlerin arasında akıl ve beyinden yoksun yaratılışını ret edecek kadar  ömrünü tamamlayıp  gidene kadar hüküm sürmeye yemin edenlerle beraber olmuşlardır.
      Tarihler boyu savaşlar devam etmiş dünya üzerinde rahat bir hayat sürülmemiş  din kavramlarını ve yaratılışını bilenleri dünya üzerinde ve kendi saflarında kabullenenmemişler
DÜNYADA İNSAN OLARAK BİZLER HÜKÜM SÜRÜYORSAK MADDELERİ BİZ İŞLİYORSAK BİZDEN BAŞKA YARATICI ARAMAK  BÜYÜK BİR DELİLİKTİR. Diyenlerle bir arada yaşamak bence büyük bir çılgınlıktır.
      DÜNYANIN   BİLİNMEYEN BİR SAVAŞIN EŞİĞİNDE OLDUĞU BİLİNEN TEK ŞEYİN DÜNYAYI HÜKMÜ ALTINA ALAN BİR DEVLETİN GİTGİTE HIZLI BİR ŞEKİLDE NASIL BÜYÜDÜĞÜNÜ BUNUN ALTINDA YATAN GÖRÜNMEYEN BİR GÜCÜN HİMAYESİ ALTINDA OLDUĞU AÇIKÇA  BİLİNMEKTEDİR BU GÜCÜN  İDOOLOJİ VE KAVRAMLAR ÖTESİ SAYILAN İNSANIN RUHİYATINI ETKİLECEK BİR YÖNETİM ŞEKLİ OLDUĞUNU DAHA SONRASI  VARLIK ÖTESİ BİR TANIMSIZ OLARAK NİTELENDİRİLMEKTEDİR.  İKİNCİ BİR İNANIŞIN ZEMİNİN OLUŞTURULARAK KENDİ BÜNYESİNE ALDIĞI   DİNİ KULLANIP O DİNİN LİDERLERİNİDE KENDİ İDOOLOJİSİNDE BESLEYİP GURUPLAR HALİNDE DÜNYAYA YAYMAKTADIRLAR BUNUN YANINDA  TERÖR ADI ALTINDA GURUPLAR  OLUŞTURULARAK DİĞER DEVLETLERİ ELE GEÇİRME PLANLARINI İTİNALI BİR ŞEKİLDE YAPTIKLARI AÇIKÇA BİLİNMEKTEDİR.
      Dünya artık görünmeyen bir idolojinin emri altında olan insanlarla hareket halinde BİR SONA ULAŞMAKTADIR. DİN VE RUHİYATINDAN UZAK İNSANLARIN EGEMENLİĞİ ALTINA GİRMİŞ O İNSANLARA HER İSTEDİĞİNİ YAPTIRACAK KADAR GÜÇLENMİŞTİR.BU KÖTÜ GÜÇ İÇİN DÜNYA ÜZERİNDE BİR ZEMİN HAZIRLANIYOR BU ZEMİN   ALLAHA İNANCI OLANLARIN ORTASINDA HAZIRLANMAKTADIR. ATEŞ VE SUYUN KARIŞTIĞI KAN VE GÖZ YAŞININ AKTIĞI KENDİ IRKINDAN OLAN İNSANLAR ARASINDA DOLAŞTIRMAYADA MUKTEDİR OLAN BİR GÜÇ TARAFINDAN  FAALİYETE GEÇTİĞİNDEN HABERSİZ YAŞAMAKTAYIZ. BUNUN BAŞLANGIÇ MERKEZİ ABD NİN ÇOK GİZLİ BİR BÖLGESİNDE VE PENTAGON ARACILIĞI İLE BAŞLAMIŞTIR. DİĞER  ULUSLAR BUNUN BİLİNCİNDE RUSYA  ABD NİN ELİNDEKİ BU KÖTÜ GÜCÜN FARKINDA NATO BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİNDE ABD DEN EMİR ALDIĞI EMİR KOMUTASINDAKİ  KİŞİLERİN İNSAN SIFATINDA ÜLKELERİN BAŞINDA OLDUĞU ONLARINDA  BU GÖRÜNMEYEN İDOOLOJİ GÜCÜNÜN ASKERİ BİLİNMEKTEDİR. EVRENSELLİK  BİLİNCİNDE DÜNYA ÜZERİNDE BİR YENİ İNŞAA KURULMAK İSTENİYOR BU İNŞAA HAZIRLANIRKEN BİR ÇOK KANIN DÖKÜLECEĞİ VE BİR ÇOK SAVAŞIN EŞİĞİNDE OLAN DÜNYA NÜKLEER VE KİMYASAL SAVAŞLARLA GÖREVİNİ  SÜRDÜREREK İKLİM VE TABİATI DEĞİŞECEĞİ BELİRTİLMEKTEDİR.
      İNSANLARDAN SAKLANAN BU İDOOLOJİ KAVRAMLARININ ŞEYTANIN BİR ÜRÜNÜ OLDUĞUNU SAKLAMAKTA AMA TARİHLER BUNU AÇIKLAMAKTADIR. ÖZGÜRLÜĞÜ ELİNDEN ALINAN ÜLKELERİN TERÖR DENİLEN AKIL OYUNLARIYLA VE İNSANLARIN BEYİNLERİNE GİRİLEREK CİNSİYET DEĞİŞİKLİĞİNE KADAR BİR ÇOK YOLLAR DENENMİŞ KİMYASAL BİLEŞKELERLE İNSAN ÜZERİNDE DENENEN BULAŞICI VİRÜSLERİ ENJEKTE EDECEK KADAR SAPIKLAŞMIŞLARDIR NÜKLEER MADDELERLE İNSANLAR NASIL YOK EDİLİR FİKRİYLE HAREKET ETTİĞİNİ DÜNYANIN İKLİMİNİNE KADAR DOKUNULDUĞUNU DABBET-ÜL ARZ  (TELEVİZYON MEDYA BASIN) ARACILIĞI İLE AKTARILMIYORMUYDU. HER ÜLKEDE OLDUĞU GİBİ YÖNETİCİLERİDE ELE GEÇİRİLEREK YAPILAN NATO ANTLAŞMASININ ALTINDA YATAN GERÇEKLERİN BAŞINDA BU GÖRÜNMEYEN VE TANIMLANMAYAN BİR İDOOLOJİ YATMAKTADIR.    BU GÖRÜNMEYEN İDOOLOJİNİN  DÜNYA İNSANIN BEKLEDİĞİ  BİR VARLIKTAN OLUŞMAKTAYDI FAKAT  BUNUN ESKİ  YAZITLARDA VE  PEYGAMBERLERİN BUYRUKLARINDA BAHSEDİLDİĞİNDEN FARKLI BOYUTLARDAN HAREKET HALİNE GEÇEREK KENDİNİ SAKLAMAYA VE KENDİNE YÖNETİCİ LİDERLER SEÇEREK DÜNYADA ŞU ANDA HÜKÜM SÜRMEKTEDİR ONUN EMİRLERİNE VE BEYİN YAPILARINI ELE GEÇİLEREK  KENDİNE YENİ BİR EVRENSEL DİN DÜZENİ KURMAYA BAŞLAMIŞTIR.
   SEÇİM YAPILDIKTAN SONRA  ÜLKE İDARESİNİ ELİNE ALMADAN ABD ZİYARETİ YAPANLAR GÖZDEN KAÇMAMIŞTIR BUNUN NEDENİ AKIL DANIŞILAN BİR YERMİ YOKSA ORDA NATO ADI ALTINDA DÜNYAYI YÖNETECEK BİR BİRİMİN VAROLMASIMI? NATO DENİLİNCE DÜNYANIN BÜTÜN DEVLETLERİ KAPSAYAN BİR YÖNETİM BİÇİMİ DİYELİM BUNUN IRAK ÜZERİNDE NE DENLİ ETKİSİ VAR GEÇELİM TÜRKİYE TOPRAKLARINDA  SENELER BOYU PKK DENİLEN TERÖR VAR NATO VE ABD BUNUN NERESİNDE YER ALIYOR DESTEKLİYORMU YOKSA TERÖR İÇİNMİ MÜCADELE EDİYOR. HAYIR ASIL AMAÇLARININ ORTADOĞUDA İSLAMIN YERYÜZÜNDEN SİLİNMESİ BUNUN İÇİNDE SON DURAKLARI IRAK VE FİLİSTİN ŞİMDİ NÜKLEER BOMBALARI VAR DİYE İRANIN ÜZERİNE ÇÖREKLENMEYE BAŞLADILAR.SONRA ASIL AMAÇLARI TÜRKİYE ONLAR İÇİN ENGEL TEŞKİL ETMEKTEDİR
     ABD NİN KİMSEDEN ÇEKİNMEDEN ORTA DOĞUYA NEDEN? GİRİŞİ. SADDAMINDA BU BİRİMDE YER ALMASI O ÜLKENİN BAŞINDA OLMASI SONRA DEVRİK LİDER OLARAK ABD KENDİ HİMAYESİ ALTINA ALINMASIMI ÜLKE ELE GEÇMİŞ  FAKAT DEVAM EDEN SADECE IRAK HALKIYLA MI SAVAŞIYOR YOKSA ZAYIF VE ÇELİMSİZ IRAK DİRENİŞÇİLERİYLEMİ IYAT ALLAVİ VE GAZİ EL YAVER NE DENLİ GÜVENİLİR KİŞİLER YOKSA IRAKLA ALAKASI OLAMAYAN BU GÖRÜNMEYEN İDOOLOJİNİN ASKERLERİMİ TABİİKİ BAŞA GEÇİREN KİM ABD  O UYGUN GÖRMÜŞ NATO ADI ALTINDA TOPLANAN ÜLKELER VE İDARECİLERİ DÜNYAYI BİLİNMEYEN BİR KAOSA SÜRÜKLEDİKLERİNİN VE ONLARA İNANAN HALKLARIN BİR  SONU OLMAYAN SAVAŞA DOĞRU SÜRÜKLENMESİ VE NEDENLİ DÜNYADA YŞAMAYA MÜSAİTMİYİZ?
 


Yahoo! Türkiye açıldı!
Haber, Ekonomi, Videolar, Oyunlar hepsi Yahoo! Türkiye'de!
www.yahoo.com.tr

Re: Askelerüin sivil yargida tutuklanmalari hk.

Posted: 26 Feb 2010 05:22 AM PST

  İşte Bu zihniyet olduğu için bu güne kadar bu güzelim TÜRKİYEM i bu hale getirildi.Çünkü siz örneklerinizde eşit bakışıyla değil  tek taraflı örnekleri vermiş olup, Zihniyetinizide teşifre etmiş bulunmaktasınız. Bilginize.....
 
To: AK PARTi Bursa İl Başkanlığı ; domino_etkisi@googlegroups.com ; 62 liler Devresi ; 68liler@gmail.com ; ahmet uludağ ; Ahmet Dursun ; Ali Nejat Olçen ; Ali Riza Ucer ; Almina Turkcan ; Ank. U. Rektorluk ; Ank. U.Tip. Dekanlik ; ankara tabip odası ; ankara Cumhuriyet ; ASKER AVSAR ; Asker Avsar ; ataturkmilliyetcileri@googlegroups.com ; Atayurt gazetesi ; ato_ozel_hekimlik Grup ; Aybuken sureyya ; Aydın Ozcan ; Bursa Saglik ; Cemal ÜREN ; cumok Cumhuriyet okurları ; denizkurdu66@gmail.com ; devredergid2@gmail.com ; dincertarkan@gmail.com ; Dirse Yalcin ; duog ; emek haberler grup ; genelkurmay başkanlığı ; gurup turk ; haber ver yahogrup ; h.pulur@milliyet.com.tr ; info@odatv.com ; kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr ; kolburan@gmail.com ; Mehmet Sehirli ; meraklilar@yahoogroups.com ; netbul grubu
Sent: Friday, February 26, 2010 2:25 PM
Subject: Re: Askelerüin sivil yargida tutuklanmalari hk.

Çok doğru demişsiniz; hukuk ve yargı karşısında herkes eşittir, ve eşit olmalı.
Ama bazıları az, bazıları çok eşit oluyorlar nedense; hele bazıları var ki "dokunulmaz" oluyorlar.
Örneğin "Denizfeneri" "Kombasan" veya Cahit Akman vs..
Onlar hangi "eşit" kategorisine giriyorlar acaba ?
 
 
----- Original Message -----
To: domino_etkisi@googlegroups.com ; 62 liler Devresi ; 68liler@gmail.com ; ahmet uludağ ; Ahmet Dursun ; Ali Nejat Olçen ; Ali Riza Ucer ; Almina Turkcan ; Ank. U. Rektorluk ; Ank. U.Tip. Dekanlik ; ankara tabip odası ; ankara Cumhuriyet ; ASKER AVSAR ; Asker Avsar ; ataturkmilliyetcileri@googlegroups.com ; Atayurt gazetesi ; ato_ozel_hekimlik Grup ; Aybuken sureyya ; Aydın Ozcan ; Aydoğan Kekevi ; Bursa Saglik ; Cemal ÜREN ; cumok Cumhuriyet okurları ; denizkurdu66@gmail.com ; devredergid2@gmail.com ; dincertarkan@gmail.com ; Dirse Yalcin ; duog ; emek haberler grup ; genelkurmay başkanlığı ; gurup turk ; haber ver yahogrup ; h.pulur@milliyet.com.tr ; info@odatv.com ; kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr ; kolburan@gmail.com ; Mehmet Sehirli ; meraklilar@yahoogroups.com ; netbul grubu
Sent: Friday, February 26, 2010 12:15 PM
Subject: Re: Askelerüin sivil yargida tutuklanmalari hk.

Bligilendirdiğiniz için Teşekkürler.... Hukuk ve Yargı Önünde Herkes Eşittir. Sıfatı,Konumu,Statüsü ne olursa olsun ....
----- Original Message -----
To: 62 liler Devresi ; 68liler@gmail.com ; ahmet uludağ ; Ahmet Dursun ; Ali Nejat Olçen ; Ali Riza Ucer ; Almina Turkcan ; Ank. U. Rektorluk ; Ank. U.Tip. Dekanlik ; ankara tabip odası ; ankara Cumhuriyet ; ASKER AVSAR ; Asker Avsar ; ataturkmilliyetcileri@googlegroups.com ; Atayurt gazetesi ; ato_ozel_hekimlik Grup ; Aybuken sureyya ; Aydın Ozcan ; Aydoğan Kekevi ; Bursa Saglik ; Cemal ÜREN ; cumok Cumhuriyet okurları ; denizkurdu66@gmail.com ; devredergid2@gmail.com ; dincertarkan@gmail.com ; Dirse Yalcin ; domino_etkisi@googlegroups.com ; duog ; emek haberler grup ; genelkurmay başkanlığı ; gurup turk ; haber ver yahogrup ; h.pulur@milliyet.com.tr ; info@odatv.com ; kemal.kilicdaroglu@tbmm.gov.tr ; kolburan@gmail.com ; Mehmet Sehirli ; meraklilar@yahoogroups.com ; netbul grubu
Sent: Thursday, February 25, 2010 1:54 AM
Subject: Askelerüin sivil yargida tutuklanmalari hk.

Anayasamiza gore Normal olarak General ve Amiraller  Genelkurmay Askeri Mahkemesinde yargilanabilirler.Kuvvet Komutanliklarinin bile kendi general ve amirallerini yargilama yetkisi yoktur.Hatta bunlar ozel mahkemedir ve 3 hakim sinifi subay olmak uzere 5 uyeden kurulur. Baskani ise yargilanandan daha kidemli general/amiral olmak zorundadir. İsnat olnan suc gorevle ilgili oldugu icin sayin Komutan da burada yargilanmak zorunlugu vardir. Bir gece yarisi kanunu ile AKP iktidari Askerlerin sivil mahkemede de yargilanabileceklerine dair bir kanun cikardi ise de; Soz konusu kanun Anayasa mahkemesi baskani  Sayin Hasim Kilcin da dahil oldugu mahkeme heyetince oybirligi ile iptal edildi. Bu iptal edilen kanuna dayanarak yapilan tum yargilama sorusturma gozalti ve tutuklama islemleri birer hukuk ihlali olarak vasiflandirilamaz Gorevin kotuye kullanilarak Anayasayi  ihlal eylemleridir. Emekli Koramiral Feyyaz Ogutcu 6 ay once sine kadar Kuzey Deniz Saha Komutanimiz idi. Yani Turkiye Cumhuriyeti denizlerinden Karadeniz İstanbul Bogazi marmara denizi ve Canakkale Bogaz Komutani idi.Gunumuzde Canakkale gecilmez diyen komutandi.Yarginin siyasi iktidarca dusuruldugu bu vahim durumdam yine yargi kendisini kurtaracaktir.Ornek olarak Erzurum ozel yetkili savcilarinin yetkilerinin alinmasi gosterilebilir.Biz bu hukusuzluk doneminin cok kisa surcegine inanmaktayiz.
En derin saygilarimla

Op.Dr. Aytekin Ertugrul
(E) Dz.Tbp.Alb



Emekli Koramiral tutuklandı

Paylaş Benimsayfam'da Paylaş
Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş
DHA 25 Şubat 2010
Balyoz soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen ve aralarında Emekli Koramiral Feyyaz Öğütçü'nün de bulunduğu emekli 5 asker tutuklandı.

Balyoz soruşturması kapsamında mahkemeye sevk edilen 1'i muvazzaf subay 4'ü emekli 5 asker tutuklandı. Tutuklanan emekli subaylar: Emin Küçükkılıç, Suat Aydın, İzzet Ocak ve Ahmet Feyyaz Öğütçü.
8 KİŞİ MAHKEMEYE SEVKEDİLDİ
Balyoz soruşturmasında aralarında muvazzaf subayların da bulunduğu emekli Korgeneral Metin Yavuz Yalçın, emekli Albay Yusuf Ziya Toker, emekli Albay Kubilay Aktaş ve emekli Albay Mustafa Çalış dahil 8 kişi tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edildi. Emekli Tuğgeneral Gaffur Aksu ve emekli Tuğgeneral Baki Erdoğan ise savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.



Hotmail: Trusted email with Microsoft's powerful SPAM protection. Sign up now.

______Ak Parti Bilgi Islem Merkezi______

Bu E Posta @kbim Tarafindan Viruslere Karsi Taranmistir.
http://www.akparti.org.tr


______Ak Parti Bilgi Islem Merkezi______

Bu E Posta @kbim Tarafindan Viruslere Karsi Taranmistir.
http://www.akparti.org.tr

Açılım Hikayesi

Posted: 26 Feb 2010 03:39 AM PST




Sadi SOMUNCUOĞLU

Bir 'Açılım' hikayesinin özeti

Bugün köşemize, değerli araştırmacı-gazeteci Soner Yalçın'ın  "Girit açılımı" nı inceleyen ibret dolu yazısının özetini, yorumsuz olarak aynen alıyoruz.
"Açılımın birinci aşaması: Genel af çıkarıldı
Rumlar, Mihail Korakas liderliğinde ayaklandı.
Osmanlı ordusu tam isyanı bastıracakken devreye İngiltere ve Fransa girdi. Teklifleri şuydu: Girit Yunanlılara verilemezdi, ancak Osmanlı da " Girit Açılımı " yapmalıydı.
İlk şart, askeri harekât hemen durdurulmalıydı.
Silah bırakacak isyancılar için umumi af çıkarılmalıydı.
Tanıdık geliyor mu? Devam edelim:
Girit yoksuldu; ada halkı iki yıl vergiden muaf olmalıydı.
Padişah'ın atayacağı valinin biri Türk, diğeri Rum iki yardımcısı olmalıydı. Ayrıca resmi yazışmalarda Türkçe zorunluluğu kaldırılmalıydı.
Osmanlı açılımı kabul etti.
Türkler rahatladı; köy ve mezralarına döndü. Müslümanlar, " Bu açılım ne kadar güzelmiş " demeye başladı.
Açılımın ikinci aşaması: Jandarma yeniden düzenlendi
Osmanlı 1878'de Ruslara yenilince, Girit'te ayaklanma oldu. Olan, köylerine dönen " açılım kurbanı " Türklere oldu; evleri, tarlaları yakıldı; canlarından oldular.
Osmanlı ordusu yine isyancıların peşine düştü.
Ve devreye yine Avrupalılar girdi. Girit'e özel imtiyazlar tanındı; yani yeni bir sözleşme/açılım yapıldı.
25.10.1878'deki bu Halepa Sözleşmesi/Açılımı şöyle olacaktı:
Girit Valisi sadece Müslümanlardan seçilmeyecekti, Hıristiyan da olacaktı.
Vilayet genel meclisinde Rumlar (49/31) çoğunlukta olacaktı.
Hıristiyan kaymakamlar Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı.
Vilayet Meclisi ve mahkeme dili Rumca olacak; ancak resmi zabıtlar ve dilekçeler Rumca ve Türkçe olabilecekti.
Ve en önemlisi asayişi sağlayan jandarma, yerli halktan seçilecekti.
Osmanlı bu açılıma da " Evet " dedi. Yeter ki kardeş kanı dursun diyordu.
Diyeceksiniz ki " Durdu mu? " Hayır...
Açılımın üçüncü aşaması: Avrupa'ya müdahale hakkı
En büyük isyan 1896'da oldu. Girit yanıyordu.
İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Rusya asayiş amacıyla savaş gemilerini Girit'e gönderdiler.
Ve Osmanlı'ya yine, yeni bir sözleşme/açılım dayattılar.
Girit valisi kesinlikle Hıristiyan olacaktı.
Vali, adada karışıklık çıkması halinde Batı'dan silah ve asker yardımı isteyebilecekti.
Hemen genel af ilan edilecekti.
Memurların üçte biri Hıristiyan olacaktı.
Avrupalı hukukçular adli bir ıslahat reformu hazırlayacaktı.
Osmanlı bu açılıma da boyun eğdi.
İstanbul'un Girit'te açılım yapmaktan başı dönmüştü.
Elleri silahlı Rumlar artık şehir merkezlerinde bile Türkleri öldürmeye başladı.
Girit'te oluk oluk Türk kanı akıyordu. Toplu katliamlar başladı. Türk köyleri yakılıp yıkıldı; Türkler adadan kaçış yolu arıyordu artık.
Hanya ve Resmo'da altmış bin Müslüman sığınmacı kurtarılmayı bekliyordu.
Sonunda Osmanlı, 18.4.1897'de Yunanistan'a savaş açtı. Beklendiği gibi bir ay gibi kısa sürede Yunan ordusunu perişan etti.
Türk ordusu Atina'ya girecekken, Rus Çarı II. Nikolay'ın isteği ve İngiltere'nin baskısıyla II. Abdülhamit Türk ordusunu durdurdu.
Osmanlı, bırakın bir avuç toprağı, savaş tazminatı bile alamadı.
Aksine Girit'teki nüfuzunu kaybetti...
Açılımın dördüncü aşaması: Otonom ilan edildi
Diyeceksiniz ki, bu yenilgiden Girit'teki Rumlar korkup sinmişlerdir. Ne gezer!
En acıklısı Girit'te yaşandı. " Türkler, Rumları kesecek " iddiasıyla Avrupalılar adaya asker çıkardı. Asayişi artık onların askeri sağlayacaktı!
Türk askerine gerek yoktu. " Osmanlı askeri gidince Rumlar bir daha ayaklanmazdı! " Gülmeyiniz, aynı gerekçeler günümüzde Kıbrıs için de söyleniyor...
Türk askeri 1898'de Girit'ten çekildi. Ada otonom ilan edildi.
Avrupalılar, Rumların ve Türklerin can ve mal güvenliklerini garanti altına aldıktan sonra adadan ayrılacaklardı. Girit'e böylece barış gelecekti. Harika!
Girit valisini seçme hakkı, büyük devletlerin onaylaması şartıyla Osmanlı padişahına bırakıldı Sonunda Prens Otto Girit Valisi yapıldı.
Kısa bir süre sonra dört devlet adadan çekildi.
Ve sonuç
1910'da Girit Meclisi Yunanistan'la birleşme kararı aldı.
Girit onca açılıma rağmen 1913'te Osmanlı'nın elinden kuş olup uçtu, gitti!
Osmanlı, topraklarının çoğunu diplomasi oyunlarıyla kaybetti.
Ses sanatçılarımız Kürt Açılımı konusunda düşüncelerini açıklamak için Başbakan Erdoğan ile buluştu. 21.2.2010 Hürriyet

 


Sevr, Lozan’ı Düelloya Davet Ederse

Posted: 26 Feb 2010 03:33 AM PST

Askeri savcılık 'Balyoz darbe planı' dedi. Eeeeeeee ne olucak Şimdi.? ACİLEN 555K mi lazım.?

Posted: 26 Feb 2010 02:06 AM PST

 Eeeeeeee ne olucak Şimdi.? “Islak imzalar” doğrulandı.”Boru “denilen malzemeler SİLAH  çıktı...

Kozmik odayı ARAYAN Hakimin “Patatesçi, Aşçı Kılığında” org. Başbuğu tarafından BİZZAT  Takip ettirildiği  Ortaya Çıktı…

Erzincan’ın Pilot bölge seçilerek (Alevi ve Ülkücü  Etkinliğinin  hissedildiği  TIPKI  1980 öncesi  MARAŞ  gibi) Bir iç çatışmaya Sürüklemek istendiği Ortaya çıktı…

“ALLAH ALLAH diye savaşa gönderilen ordunun (En azından Cunta kısmının)  kendi Milletini de, Camisini de bombalayabileceği  ve ….

Planının bir seminer değil bir DARBE  planı olduğu ortaya  ASKERİ SAVCILIKL tarafından da doğrulandı.

Sahiden bu ORDU kimin OrdusuKendi Milletini BOMBALAMA, Kendi uçağını düşürme Planları yapabilen ORDU (En azından CUNTA Kısmı)…

Hangi işgal Kuvvetlerinin ORDUSU bu. Bu Millete İŞGALCİ EMPERYALİST  İngilizler, Fransızlar bile (Maraş’ta, Hatay’da ) bunu yapmayı DÜŞÜNMEMİŞLERDİ.

 

Eveeeeeet ne  olucak Şimdi. ?

DARBE KONSEYİ  NE YAPMALI. 555K gibi Birkaç öneride bulunabiliriz.…

1 –  Tuncay ÖZKAN ‘lı  Yeni “CUMHURİYET MİTİNGLERİ” düzenlemek gerekli.

2 – Türkan Saylan (Zebanilerden izin almak gerekli) Önderliğinde “ANITKABİRE ŞİKAYETE” gitmek gerekli.

3 – REKTÖRLER (Ama onları destekleyen Rektörde kalmadı) ,HSYK , Tüm “…. TAYLAR” Başlarında Yargıtay PAŞASI Abdurrahman YALÇINKAYA olarak  KIZILAY ‘da yürüyüşe geçmeleri gerekli.

4 – 28 Şubatın 5 li  ÇETESİ (Türk-İş, TOBB, TİSK, DİSK ve Türkiye Esnaf Konfederasyonu), TAKAVİTLİ GENERAL Çevik BİR ile Başlarında Çoban SÜLÜ olarak harekete geçmeleri gerekli.

5 – ACİLEN Ali Kalkancılar, Fadime Şahinler vs. Oluşturulmalı. Cübbeli Ahmet yedek  oyuncu olarak sahaya sürülmeli. (Cübbeli Sahaya Çıkar mı Bilinmez ama, çok çaba gerekebilir.)

 

Aytekin KESKİN

 

 

Askeri savcılık 'Balyoz darbe planı' dedi

26 Şubat 2010 08:00

 

 

Askeri savcılık 'Balyoz darbe planı' dediAskeri savcılığın oluşturduğu bilirkişinin darbe tespiti içeren ÇÇ raporu önceki gün İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. Savcılıktan gelen bilirkişi raporu planın bir seminer değil darbe planı olduğu yönüydeydi

Veli Sarıboğa'nın haberi

BALYOZ Güvenlik Harekâtı Planı'yla ilgili 1. Ordu Komutanlığı Askeri Savcılığı'nca oluşturulan bilirkişi heyeti, yaptığı inceleme sonucunda, belgelerin seminer değil darbe planı olduğu sonucuna vardı. Askeri Savcılık, bu doğrultuda hazırlanan bilirkişi raporunu, özel kuryeyle önceki gün "Balyoz Eylem Planı" soruşturmasını yürütülen Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderdi.

12 EYLÜL'DEN ESİNLENİLDİ

Balyoz Güvenlik Harekât Planı'nın, 12 Eylül 1980 askeri darbesine için hazırlanan "Bayrak Harekât Planı"ndan esas alınarak hazırlandığı iddia edilmişti. Balyoz Eylem Planıyla ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'yla eş zamanlı olarak 1. Ordu Askeri Savcılığı da harekete geçti. Askeri savcılık, Taraf Gazetesi'nden belgelerin bulunduğu 4 adet DVD'yi istedi. DVD'yi incelemeye alan askeri savcılık, Taraf gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ı da tanık olarak dinledi. Gazeteci Mehmet Baransu, ıslak imzalı orijinal belgeleri, bir valiz içerisinde Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na vermişti. Askeri savcılık bu orijinal belgelerin de bir suretini istemişti. Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, belgelerin ve CD'lerin bir kopyasını aldıktan sonra orijinal belgeleri adli emanete almıştı. Özel Yetkili 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından bir ay boyunca belgeler incelendi. Bu süre içinde ıslak imzalı orijinal belgeler ile ses kayıtlarının da bulunduğu CD'ler, Emniyet Kriminal ve TÜBİ- TAK'ta incelettirildi. İnceleme sonucunda belgelerin 1. Ordu Komutanlığı'nda bilgisayarlarda hazırlandığı tespit edilince 22 Şubat pazartesi günü sabah erken saatlerde 6 ilde eş zamanlı olarak operasyonlar yapıldı. 20'si muvazzaf 48 subay gözaltına alındı. Şüphelilerin, emniyette ifadeleri alındığı saatlerde Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılara askeri savcılık raporu ulaştırıldı. Emniyet Kriminal ve TÜBİTAK'tan sonra Asker Savcılık tarafından oluşturulan "Bilirkişi Heyeti" de Balyoz Güvenlik Harekâtı Planı belgelerinin orjinal olduğunu ve darbe planı olduğunu belirledi.

(Sabah)

 



__________ Information from ESET NOD32 Antivirus, version of virus signature database 4896 (20100225) __________

The message was checked by ESET NOD32 Antivirus.

http://www.eset.com

Denizaltıyla Başbakanlığı vuracaklardı

Posted: 25 Feb 2010 11:22 PM PST

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.