ABD’de olsa çıkamazdı

FETÖ ve PKK adına suç işleyen, casusluk faaliyetlerinde bulunan Papaz Brunson’un ev hapsine gönderilmesinin ardından tehditkar açıklamalarla bardağı taşıran ABD, aynı suçları işleyen bir tutukluya bir daha gün yüzü göstermezdi! Hukukçular, ABD’de aynı suçları işleyen birisinin Amerikan Ceza Hukuku’na göre tahliye olması bir yana çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını belirtiyor.

ABD’li Papaz Andrew Craig Brunson’un sağlık sorunları dikkate alınarak cezaevinden çıkartılıp ev hapsine alınmasının yankıları devam ediyor. Türkiye ile ABD arasında son günlerde gerginliğe neden olan Papaz Brunson, 9 Aralık 2016’da tutuklandı. Soruşturmayı yürüten İzmir Savcısı Berkant Karakaya, iddianamede Brunson’un, “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme” suçlarından 35 yıla kadar hapsini talep etti. Sağlık koşulları nedeniyle geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Brunson ev hapsine alındı.

KARIN AĞRILARI BİTMEDİ
Hakkındaki deliller ve yöneltilen suçlara göre tutuklu yargılanması gereken Brunson’un ev hapsine alınması kararı ABD’nin ağrısını dindirmedi. Tutuklandığı günden bu yana Brunson’un serbest bırakılması için her türlü yolu deneyen ABD ile Türkiye arasındaki tüm heyetler arası görüşmelerde ve ikili diyaloglarda ilk gündem maddesi oldu. ABD Başkanı Donald Trump dahi Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı neredeyse tüm görüşmelerde bu konuda adım atılmasını istedi. ABD, ev hapsi kararı sonrası bu talebini tehditkar açıklamalar yaptı. Trump, “Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulayacağız” diyerek bardağı taşırdı.

TÜRKİYE’Yİ KARALADI
Türkiye, açıklamalara en sert şekilde yanıt verirken, aynı suçlardan ABD’de yargılanan bir suçlunun tahliye edilip edilemeyeceği de merak konusu oldu. Dava dosyasına göre Brunson, Türkiye’yi karalayan çalışmaların içerisinde yer aldı. Dünya Kiliseler Birliği’ne ve Kanada yetkili makamlarına şikayet mektubu yazarak, Kürt ailelere baskı yapıldığını ileri sürdü ve aileleri Kanada’ya iltica ettirecek alt yapıları oluşturmaya çalıştı. İddianamede, Brunson’un, Türkiye’nin bölünüp parçalanarak ele geçirilmesinde önemli rol oynayacak sinerjiyi yaratmaya yönelik çalışmalar yaptığı, bu amacı sağlamak yolunda dinler arası diyalog maskesi altında FETÖ ve PKK ile eşgüdümlü çalıştığı vurgulandı.

ÇOK AĞIR CEZA ALIRDI
Brunson’un kendisine yöneltilen suçları işlediğine dair somut deliller dava dosyasına yansırken, bu durumdaki bir kişinin Amerika Ceza Hukuku’na göre ciddi bir yaptırımla karşı karşıya kalacağı ifade ediliyor. Hukukçular, haddi aşan açıklamalarda bulunan ABD’nin, buradaki bazı aileleri Türkiye veya başka ülkelere iltica etmesi için ikna etmeye çalışan, casusluk faaliyetlerinde bulunan ve terör örgütleriyle ilişkisi ortaya çıkarılan bir kişinin sağlık koşulları gerekçesiyle bile tahliye etmeyeceğine işaret ediyor. Hukukçular, Amerikan hukukuna göre, bu durumdaki bir suçlunun çok ağır cezalara çarptırıldığını vurguluyor.

Kürtlere özel ayin
İddianamede, din adamlığını perde olarak kullanan Brunson’un, örgütün sözde eski Ege bölgesi imamı firari Bekir Baz, yardımcısı Murat Safa ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Taner Kılıç ile irtibatlarına işaret edildi. İddianamede, gizlilik çerçevesinde yapılan bu görüşmelerin, Türkiye Cumhuriyeti devletini zaafa düşürmek, Kürt ve Alevi vatandaşları etkileyerek kendi amaçları doğrultusunda hareket etmelerini sağlamak kastıyla yapıldığı belirtildi. Brunson’un söz konusu amacı doğrultusunda Kürt kökenli vatandaşlar ile Kuzey Irak ve Suriye’den gelen Kürt kökenli sığınmacılara yönelik ayinler düzenlediği bilgisi de iddianamede yer aldı. Sözde Papaz’ın üzerinde ele geçirilen flaş bellekte ayinleri ortaya koyan dokümanlara ulaşıldı. Buna göre, “Graphics” isimli klasörün içinde düzenlenen bir dini etkinlik olduğu, duvara projektörün verdiği görüntüde “Hun Bıxer Hatın Kurden Mesihi” (Hoşgeldiniz Kürt Hristiyanlar) yazdığı belirlendi. Ayrıca “Çin’de Esen Rüzgar Türkiye’de de Esecek” yazan ve rüzgar olarak resimde gösterilen beyaz renk akışının Batıdan Doğuya doğru veya Doğudan Batıya doğru gittiği tespit edildi.

Suruç mesajları delil
Brunson’un telefonundan çıkan sesli mesajlar da illegal faaliyetlerini ortaya koydu. Bu sesli mesajda, özellikle Kürtlerin Hristiyanlaştırılmasından ve karşılaşılan sorunlar ile Suruç’ta misyonerlik görüntüsü altındaki illegal faaliyetlerin kuvvetlendirilmesi gerektiğinden ve bu görevin Agid isimli şahsa ait olduğundan bahsediliyor. Ayrıca “Kuvvetli Hristiyan inancına sahip” Kürtlerin Ayn el-Arab’a (Kobani) gittiğinden de bahsediliyor. Başka bir belgeye göre, Brunson tarafından gönderilen fotoğrafta, sözde papaz ve eşinin bulunduğu, yanlarında Agid olarak bilinen şahsın boynunda sarı, kırmızı, yeşil renkte fularının olduğu tespit edildi.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.