Parayı gönderenlerin çoğu PKK ve uyuşturucudan sabıkalı. Alıcılar ise bazıları Musevi olan İranlılar. Trafiği yönetenler araştırılıyor.
Türkiye son dönemlerin en gizemli finans operasyonlarından birini yaşadı. ABD’ye 5 bin liralık meblağlarla 2,5 milyar lira transfer eden 417 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Parayı gönderenlerin çoğu PKK ve uyuşturucudan sabıkalı. Alıcılar ise bazıları Musevi olan İranlılar. Trafiği yönetenler araştırılıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik ve finansal güvenliğinin hedef alanlara yönelik başlatılan soruşturmada 40 ilde toplam 417 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Savcılığın, MASAK ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile koordine olarak yürütülen soruşturma dosyasında önemli bilgiler yer alıyor. Şüphelilerin 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren farklı zaman dilimlerinde banka şubelerinden ve ATM’lerden 5 bin TL üzeri meblağlar başta olmak üzere 28 bin 88 seferde 2 milyar 455 milyon TL’nin döviz kurları üzerinden yurt dışındaki hesaplara gönderildiği tespit edildi. Savcılığın araştırmasında 1,5 yıllık bir zaman diliminde ABD’de 2-3 bin kişiye gönderilmiş olabileceği, toplam tutarın ise 10 milyar liralara ulaşabileceğine dikkat çekildi. Döviz transferinin alıcılarının bazılarının ABD’de ikamet eden İran asıllı Museviler olduğu öğrenildi.
TRANSFERDE FETÖ YÖNETİMİ
Ağırlıklı İran uyruklu ABD vatandaşı olan kişilere Türkiye’den gönderilen TL cinsinden paralarla ilgili operasyon derinleşiyor. Savcılığın araştırmasında Türkiye’den gönderilen paranın nereden geldiği, kaynağı konusuna şimdilik ulaşılamazken, söz konusu kişilerin mali profilinin para göndermeye uygun olmadığı belirlendi. Tıpkı FETÖ terör örgütünün Bank Asya’ya para yatırmada kullandığı öğrenci, ev hanımı gibi belli geliri olmayan kişilerin kullanıldığı tespit edildi.
UYUŞTURUCU DA VAR ÖRGÜT DE
Kişiler üzerinde inceleme yoğunlaştıkça, aynı soyadına sahip 15-20’li gruplar halinde para transferi yapıldığı ortaya çıktı. Savcılığın belli sayıda ailelere mensup kişiler üzerinden transferin yapıldığını belirlemesi üzerine söz konusu ailelere odaklandı. Yapılan incelemelerde ise bu ailelerin rastgele seçilmedikleri ortaya çıktı. Aynı aileden uyuşturucudan suç kaydı olan kişilerin olması dikkat çekti. Yine para transferinde kullanılan kişilerin PKK ile irtibatı olan ailelere mensup kişilerden de olduğu belirlendi. Öğrenci, ev hanımı pozisyonunda olup, belli bir geliri olmayan aynı zamanda uyuşturucu gibi ağırlıklı suçlara bulaşmış bu kişilerin transfer ettikleri söz konusu paralar için, her seferinde 100-130 lira arasında nakit olarak komisyon aldıkları da ilk belirlemelerde ortaya çıkarıldı.
GRUPLAR HALİNDE ORGANİZE
Yapılan belirlemelerde ayrıca, haftada 30-40’lı gruplar halinde bu kişilerin ABD’ye transfer yaptıkları belirlendi. Böylece 10-15 grup halinde yapılan transferlerde, organize bir yapının olduğu belirlendi. Paranın bankaya yatırılması ile birlikte swift işlemine tabi tutulduğu belirlenirken, bankaların döviz kuruna göre işlem yaptığı belirtildi. Bu kapsamda 2017 yılı ocak ayında 3.80’lerde olan dolar kurunun geçtiğimiz ağustos ayında 6.70’lerden swift işlemine tabi tutulduğu kaydedildi.
Yahudi asıllı İranlılara transfer
İncelemeler sonucu paraların rastgele kişilere gönderilmediği de belirlendi. Bu kapsamda paraların İran uyruklu ABD vatandaşı olan doktor, mühendis, doçent pozisyonunda kişiler olması da dikkat çekti. Bu kesimler arasında Yahudi asıllı İranlıların olduğu da belirlendi. Savcılık para transferinin 2017 yılı ocak ayından itibaren bu yılın ağustos ayına kadar yapıldığını belirledi. Bu kapsamda 417 kişi tarafından yapıldığı tespit edilen kişi sayısının birkaç bini bulabileceği üzerinde duruluyor. Bu kapsamda da ABD tarafında en az 2-3 bin kişinin bu transferde yer alabileceği şüphesi bulunuyor. 1,5 yılı bulan transfer süresi boyunca tespit edilen 2,5 milyar liranın da 10 milyar liraya ulaşabileceği öğrenildi.
TL dövize döndü
Transferlerin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yönelik olup olmadığının da araştırıldığı belirtildi. Özellikle İran’daki Şah Rıza Pehlevi darbesinden kaçıp ABD’de vatandaşlık alanlar gibi, AB’de yaşayan İran uyruklu kişiler ve şirketler üzerinde duruluyor. Türkiye’den geçtiğimiz aylarda yurt dışına Türk Lirası gönderildiği, bu tutarların da döviz kuruna dönüştürüldüğü belirlenmişti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) aldığı bir kararla, bankalara ve finans kuruluşlarına transferde özkaynak sınırı getirerek, TL çıkışını önlemişti. Bu hamle ile yurt dışında açığa döviz satanlar TL bulamadıkları için açığa düşürülmüştü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaşanan bu durumu da dikkate aldığı, şimdi gönderilen TL transferinin altında spekülatif döviz atağı yapılmasının olup olmadığını da incelediği belirlendi.
Savcılığın cevabını aradığı sorular
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Türkiye’den gönderilen paralarının Türkiye’ye hangi yollardan girdiği, ya da kimler tarafından bu kişilere verildiğini belirlemeye çalışırken, ABD’de bu paraların gerçek muhataplarının kimler olduğuna yönelik bir dizi sorunun cevaplarının da arandığı belirlendi. Savcılık, uyuşturucunun, ABD-İran çatışmasının, İran uyruklu ABD vatandaşı kişilerin, geliri olmayan kişiler tarafından transfer şeklinin aynı zamanda FETÖ benzeri bir yapıyı da çağrıştırdığına dikkat çekiyor. Bu kapsamda; “İran’dan illegal yollardan para çıkarılıp, Türkiye üzerinden mi gönderiliyor” sorusuna cevap aranırken, paranın uyuşturucu trafiğinden olup olmadığına da bakılıyor. “ABD’de belli bir unvan sahibi kişilere neden gönderilsin” sorusunun da savcılık tarafından masaya yatırıldığı belirlendi.
PKK, FETÖ ve DHKP-C izi
MASAK’ın veri tabanı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden elde edilen istihbari bilgilere göre şüpheli şahıslardan bazılarının PKK, FETÖ, DHKP-C, Hizbullah gibi ulusal güvenliğimizi tehdit eden terör örgütleriyle ilişkili oldukları belirlenirken, yapılan döviz çıkarma işlemlerinin ülkenin ekonomik güvenliği bakımından tehlike oluşturduğu değerlendirmesi yapılıyor. Haklarında gözaltı kararı verilen 267 şüphelinin haricinde, yurt içi para transferleri de olan çoğunluğu İran uyruklu 103 yabancı şahıs, yüksek tutarlı transfer işlemi gerçekleştirilen 40 şüpheli ve vekaletle işlem yapan 8 şüpheliyle birlikte toplam 417 şahıs hakkında işlem yapıldığı öğrenildi.
Milat Ocak 2017
1 Amerikan Doları’nın 2 Ocak 2017 itibariyle 3.5- 3.6 bandında olduğu, bu tarihten itibaren doların Türk Lirası karşısında peyderpey değer kazandığı elde edilen bilgiler arasında yer aldı. Soruşturma birimleri Türk Lirası’na karşı açılan ekonomik savaşın bu tarih itibariyle aşamalı olarak başlatıldığı değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiye son dönemlerin en gizemli finans operasyonlarından birini yaşadı. ABD’ye 5 bin liralık meblağlarla 2,5 milyar lira transfer eden 417 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Parayı gönderenlerin çoğu PKK ve uyuşturucudan sabıkalı. Alıcılar ise bazıları Musevi olan İranlılar. Trafiği yönetenler araştırılıyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomik ve finansal güvenliğinin hedef alanlara yönelik başlatılan soruşturmada 40 ilde toplam 417 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Savcılığın, MASAK ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ile koordine olarak yürütülen soruşturma dosyasında önemli bilgiler yer alıyor. Şüphelilerin 1 Ocak 2017 tarihinden itibaren farklı zaman dilimlerinde banka şubelerinden ve ATM’lerden 5 bin TL üzeri meblağlar başta olmak üzere 28 bin 88 seferde 2 milyar 455 milyon TL’nin döviz kurları üzerinden yurt dışındaki hesaplara gönderildiği tespit edildi. Savcılığın araştırmasında 1,5 yıllık bir zaman diliminde ABD’de 2-3 bin kişiye gönderilmiş olabileceği, toplam tutarın ise 10 milyar liralara ulaşabileceğine dikkat çekildi. Döviz transferinin alıcılarının bazılarının ABD’de ikamet eden İran asıllı Museviler olduğu öğrenildi.
TRANSFERDE FETÖ YÖNETİMİ
Ağırlıklı İran uyruklu ABD vatandaşı olan kişilere Türkiye’den gönderilen TL cinsinden paralarla ilgili operasyon derinleşiyor. Savcılığın araştırmasında Türkiye’den gönderilen paranın nereden geldiği, kaynağı konusuna şimdilik ulaşılamazken, söz konusu kişilerin mali profilinin para göndermeye uygun olmadığı belirlendi. Tıpkı FETÖ terör örgütünün Bank Asya’ya para yatırmada kullandığı öğrenci, ev hanımı gibi belli geliri olmayan kişilerin kullanıldığı tespit edildi.
UYUŞTURUCU DA VAR ÖRGÜT DE
Kişiler üzerinde inceleme yoğunlaştıkça, aynı soyadına sahip 15-20’li gruplar halinde para transferi yapıldığı ortaya çıktı. Savcılığın belli sayıda ailelere mensup kişiler üzerinden transferin yapıldığını belirlemesi üzerine söz konusu ailelere odaklandı. Yapılan incelemelerde ise bu ailelerin rastgele seçilmedikleri ortaya çıktı. Aynı aileden uyuşturucudan suç kaydı olan kişilerin olması dikkat çekti. Yine para transferinde kullanılan kişilerin PKK ile irtibatı olan ailelere mensup kişilerden de olduğu belirlendi. Öğrenci, ev hanımı pozisyonunda olup, belli bir geliri olmayan aynı zamanda uyuşturucu gibi ağırlıklı suçlara bulaşmış bu kişilerin transfer ettikleri söz konusu paralar için, her seferinde 100-130 lira arasında nakit olarak komisyon aldıkları da ilk belirlemelerde ortaya çıkarıldı.
GRUPLAR HALİNDE ORGANİZE
Yapılan belirlemelerde ayrıca, haftada 30-40’lı gruplar halinde bu kişilerin ABD’ye transfer yaptıkları belirlendi. Böylece 10-15 grup halinde yapılan transferlerde, organize bir yapının olduğu belirlendi. Paranın bankaya yatırılması ile birlikte swift işlemine tabi tutulduğu belirlenirken, bankaların döviz kuruna göre işlem yaptığı belirtildi. Bu kapsamda 2017 yılı ocak ayında 3.80’lerde olan dolar kurunun geçtiğimiz ağustos ayında 6.70’lerden swift işlemine tabi tutulduğu kaydedildi.
Yahudi asıllı İranlılara transfer
İncelemeler sonucu paraların rastgele kişilere gönderilmediği de belirlendi. Bu kapsamda paraların İran uyruklu ABD vatandaşı olan doktor, mühendis, doçent pozisyonunda kişiler olması da dikkat çekti. Bu kesimler arasında Yahudi asıllı İranlıların olduğu da belirlendi. Savcılık para transferinin 2017 yılı ocak ayından itibaren bu yılın ağustos ayına kadar yapıldığını belirledi. Bu kapsamda 417 kişi tarafından yapıldığı tespit edilen kişi sayısının birkaç bini bulabileceği üzerinde duruluyor. Bu kapsamda da ABD tarafında en az 2-3 bin kişinin bu transferde yer alabileceği şüphesi bulunuyor. 1,5 yılı bulan transfer süresi boyunca tespit edilen 2,5 milyar liranın da 10 milyar liraya ulaşabileceği öğrenildi.
TL dövize döndü
Transferlerin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yönelik olup olmadığının da araştırıldığı belirtildi. Özellikle İran’daki Şah Rıza Pehlevi darbesinden kaçıp ABD’de vatandaşlık alanlar gibi, AB’de yaşayan İran uyruklu kişiler ve şirketler üzerinde duruluyor. Türkiye’den geçtiğimiz aylarda yurt dışına Türk Lirası gönderildiği, bu tutarların da döviz kuruna dönüştürüldüğü belirlenmişti. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) aldığı bir kararla, bankalara ve finans kuruluşlarına transferde özkaynak sınırı getirerek, TL çıkışını önlemişti. Bu hamle ile yurt dışında açığa döviz satanlar TL bulamadıkları için açığa düşürülmüştü. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaşanan bu durumu da dikkate aldığı, şimdi gönderilen TL transferinin altında spekülatif döviz atağı yapılmasının olup olmadığını da incelediği belirlendi.
Savcılığın cevabını aradığı sorular
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Türkiye’den gönderilen paralarının Türkiye’ye hangi yollardan girdiği, ya da kimler tarafından bu kişilere verildiğini belirlemeye çalışırken, ABD’de bu paraların gerçek muhataplarının kimler olduğuna yönelik bir dizi sorunun cevaplarının da arandığı belirlendi. Savcılık, uyuşturucunun, ABD-İran çatışmasının, İran uyruklu ABD vatandaşı kişilerin, geliri olmayan kişiler tarafından transfer şeklinin aynı zamanda FETÖ benzeri bir yapıyı da çağrıştırdığına dikkat çekiyor. Bu kapsamda; “İran’dan illegal yollardan para çıkarılıp, Türkiye üzerinden mi gönderiliyor” sorusuna cevap aranırken, paranın uyuşturucu trafiğinden olup olmadığına da bakılıyor. “ABD’de belli bir unvan sahibi kişilere neden gönderilsin” sorusunun da savcılık tarafından masaya yatırıldığı belirlendi.
PKK, FETÖ ve DHKP-C izi
MASAK’ın veri tabanı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nden elde edilen istihbari bilgilere göre şüpheli şahıslardan bazılarının PKK, FETÖ, DHKP-C, Hizbullah gibi ulusal güvenliğimizi tehdit eden terör örgütleriyle ilişkili oldukları belirlenirken, yapılan döviz çıkarma işlemlerinin ülkenin ekonomik güvenliği bakımından tehlike oluşturduğu değerlendirmesi yapılıyor. Haklarında gözaltı kararı verilen 267 şüphelinin haricinde, yurt içi para transferleri de olan çoğunluğu İran uyruklu 103 yabancı şahıs, yüksek tutarlı transfer işlemi gerçekleştirilen 40 şüpheli ve vekaletle işlem yapan 8 şüpheliyle birlikte toplam 417 şahıs hakkında işlem yapıldığı öğrenildi.
Milat Ocak 2017
1 Amerikan Doları’nın 2 Ocak 2017 itibariyle 3.5- 3.6 bandında olduğu, bu tarihten itibaren doların Türk Lirası karşısında peyderpey değer kazandığı elde edilen bilgiler arasında yer aldı. Soruşturma birimleri Türk Lirası’na karşı açılan ekonomik savaşın bu tarih itibariyle aşamalı olarak başlatıldığı değerlendirmesinde bulunuyor.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.