İstanbul’da gerçekleştirilen ve dört ülke başkanının katıldığı zirvenin sonuçları ne olacak zaman içinde göreceğiz. Zirveyi sosyal medyada bir arkadaşın dikkat çektiği bir hususla değerlendirmeye başlarsak: “Dünya 4 liderden, 4 dilde İstanbul zirvesini dinliyor, aralarında İngilizce yok. Dizayn öyle olmaz, böyle olur.” Amerika’nın dibine kadar girdiği bir bölge üzerine zirve yapılıyor ve Amerika yok !
Diğer taraftan ABD’nin bölgede , PYD-PKK üzerinden istediğini gerçekleştirme hamlesi devam ediyor. Özellikle bu sıralar Daeş meselesini yeniden kaşıyıp sahaya sürme ihtimalinin çok yüksek olduğu da… Daeş’den temizlenen bölgelere PYD-PKK unsurlarını yerleştirme gayretinin ötesinde, İsrail ve Amerika’nın şimdilik bu bölgede, uzun vadede ise bizim sınırlarımızı da kapsayacak şekilde bir PKK devleti kurma hedefinden vazgeçmediklerini ve bütün planın bu hedefe matuf olduğunu unutmayalım.
Dün “Kuzey Irak merkezli Rudaw haber sitesine konuşan İsrail Kalkınma Bakanı Yardımcısı Ayoop Kara, İsrail’in bağımsız Kürdistan Devleti’nin kurulmasını desteklediğini söyleyip, “ Acilen Kürdistan Devleti’nin kurulmasından yanayız.” Demişti.
Amerika’nın ekonomisi iflas eden Yunanistan’ı bize karşı kışkırtmasını, ABD üslerinin Yunan sınırlarında konuşlandırıldığını ve Romanya’ya getirilen zırhlı birlikleri de unutmayalım…
Dün Türkiye’ye karşı İran ile anlaşan ABD, (Ki İran’da bunu pek bir hevesle kabul etmişti) bu anlaşmanın kar getirmediğini düşünmüş olmalı ki bugün 4 Kasım’da başlatacağı yaptırımlarla İran ekonomisini zayıflatarak yeni plan peşinde olduğunu açıkladı.
Gazeteci Kaşıkçı’nın katliamı, İran ve SUUD arasında “önceden planlanmış ve yürürlüğe konulmuş çekişme” Suriye üzerinden hesaplaşma çabaları ve işi mezhep savaşına çekme gayretleri, dibimizde Kürdistan devleti denilerek ikinci bir İsrail kurdurma çabaları, ABD eliyle kurulmak istenen Arap NATO’su ve her durumda Türkiye’nin etkisizleştirilip bir tarafa yama edilme gayretini de değerlendirerek şunu söyleyebiliriz.
Önümüzde sıcak gergin ve sıkıntılı günler var. Emperyalizmin Türkiye dahil bütün bölgeyi yeniden dizayn planını bir tek Türkiye’nin duruşu bozabilir, bozuyor. Ve içerde ve dışardan gelen her saldırının nihai hedefi, Türkiye’nin duruşunu ve iradesini kırmaya yöneliktir.
Neticede eskilerin tabiriyle “gavur gavurluğunu yapacak” Emperyalizm kötülüğün adıdır. Kötü de kendi menfaatinden başka bir şey düşünmez. Tarihin bize gösterdiği gibi, emperyalist güçlerin menfaat hırsını kaşıyarak gücünü bölme siyaseti her zaman işe yaramıştır. Abdülhamid Han siyasetinin temelinde bu vardı.
Diğer yandan da kötünün anladığı tek şey güçtür ! Bugünün savunma sanayiindeki en yeni üretim haberi “Karaok, modern savaş alanındaki tüm zırhlı tehditlere karşı etkili orta menzilli tanksavar silah sistemiydi” Yakında TSK envanterinde olacağını okuduk basından. Savunma sanayimizin büyük oranda bağımsız hale gelmesi ve muharip kuvvetlerimizin içine yerleştirilmiş hain unsurların çoğunlukla temizlenmesi bu süreç ve gelecek günlerde gücümüzü daha da artıracaktır.
Üretimin yerli olması ekonomik ve siyasi bağımsızlık demektir. Ama en başta insanın yerli olması gerek. Zihnini başka güçlere pazarlamış ve hatta gönüllü olarak kiralamış insan tipinden yerli üretim de yerli politika da bekleyemezsiniz. Bağımsızlığın ilk ve en önemli kuralı budur. Menfi bunca misale rağmen, yeni nesil geleceğimizi aydınlatacak safiyette inşallah.
Milat Gazetesi / Tayyar Tercan
Diğer taraftan ABD’nin bölgede , PYD-PKK üzerinden istediğini gerçekleştirme hamlesi devam ediyor. Özellikle bu sıralar Daeş meselesini yeniden kaşıyıp sahaya sürme ihtimalinin çok yüksek olduğu da… Daeş’den temizlenen bölgelere PYD-PKK unsurlarını yerleştirme gayretinin ötesinde, İsrail ve Amerika’nın şimdilik bu bölgede, uzun vadede ise bizim sınırlarımızı da kapsayacak şekilde bir PKK devleti kurma hedefinden vazgeçmediklerini ve bütün planın bu hedefe matuf olduğunu unutmayalım.
Dün “Kuzey Irak merkezli Rudaw haber sitesine konuşan İsrail Kalkınma Bakanı Yardımcısı Ayoop Kara, İsrail’in bağımsız Kürdistan Devleti’nin kurulmasını desteklediğini söyleyip, “ Acilen Kürdistan Devleti’nin kurulmasından yanayız.” Demişti.
Amerika’nın ekonomisi iflas eden Yunanistan’ı bize karşı kışkırtmasını, ABD üslerinin Yunan sınırlarında konuşlandırıldığını ve Romanya’ya getirilen zırhlı birlikleri de unutmayalım…
Dün Türkiye’ye karşı İran ile anlaşan ABD, (Ki İran’da bunu pek bir hevesle kabul etmişti) bu anlaşmanın kar getirmediğini düşünmüş olmalı ki bugün 4 Kasım’da başlatacağı yaptırımlarla İran ekonomisini zayıflatarak yeni plan peşinde olduğunu açıkladı.
Gazeteci Kaşıkçı’nın katliamı, İran ve SUUD arasında “önceden planlanmış ve yürürlüğe konulmuş çekişme” Suriye üzerinden hesaplaşma çabaları ve işi mezhep savaşına çekme gayretleri, dibimizde Kürdistan devleti denilerek ikinci bir İsrail kurdurma çabaları, ABD eliyle kurulmak istenen Arap NATO’su ve her durumda Türkiye’nin etkisizleştirilip bir tarafa yama edilme gayretini de değerlendirerek şunu söyleyebiliriz.
Önümüzde sıcak gergin ve sıkıntılı günler var. Emperyalizmin Türkiye dahil bütün bölgeyi yeniden dizayn planını bir tek Türkiye’nin duruşu bozabilir, bozuyor. Ve içerde ve dışardan gelen her saldırının nihai hedefi, Türkiye’nin duruşunu ve iradesini kırmaya yöneliktir.
Neticede eskilerin tabiriyle “gavur gavurluğunu yapacak” Emperyalizm kötülüğün adıdır. Kötü de kendi menfaatinden başka bir şey düşünmez. Tarihin bize gösterdiği gibi, emperyalist güçlerin menfaat hırsını kaşıyarak gücünü bölme siyaseti her zaman işe yaramıştır. Abdülhamid Han siyasetinin temelinde bu vardı.
Diğer yandan da kötünün anladığı tek şey güçtür ! Bugünün savunma sanayiindeki en yeni üretim haberi “Karaok, modern savaş alanındaki tüm zırhlı tehditlere karşı etkili orta menzilli tanksavar silah sistemiydi” Yakında TSK envanterinde olacağını okuduk basından. Savunma sanayimizin büyük oranda bağımsız hale gelmesi ve muharip kuvvetlerimizin içine yerleştirilmiş hain unsurların çoğunlukla temizlenmesi bu süreç ve gelecek günlerde gücümüzü daha da artıracaktır.
Üretimin yerli olması ekonomik ve siyasi bağımsızlık demektir. Ama en başta insanın yerli olması gerek. Zihnini başka güçlere pazarlamış ve hatta gönüllü olarak kiralamış insan tipinden yerli üretim de yerli politika da bekleyemezsiniz. Bağımsızlığın ilk ve en önemli kuralı budur. Menfi bunca misale rağmen, yeni nesil geleceğimizi aydınlatacak safiyette inşallah.
Milat Gazetesi / Tayyar Tercan
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.