Sayin KESER,
Ne buradaki(sizin bahsettiginiz) hakaretamiz ifadelere,nede baskalarina asla katilmiyorum. Kanimca, muhataplarina fikri manada galebe calamayacak olanlar, Bilgi ve ona dayali Fikir sahibi olmayanlar, karsisindakilere sürekli söver, oynamakla suclar, fikri konusup tartismak yerine, polemik yapmayi tercih ederler.
Farkli düsünebiliriz.!!, ancak medeni bireyler gibi, sövmeden, hakaret etmedende, görüs ve fikirlerimizi paylasabiliriz.
--- seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> schrieb am So, 15.2.2009:
Von: seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> Betreff: (anadoluhaber) Re: : Atatürk'ün büyüklügünü anlayan ,cocuk- Amerikali Cocugun Ataturk'e Mektubu An: anadoluhaber@googlegroups.com Datum: Sonntag, 15. Februar 2009, 14:14
Hadiseleri birbirine karıştırmakda pek bi mahirisiniz Azmi bey, tebrikler. Pek bi manipülatif gördüm sizi, neyse o kadarda önemli değil siz ne demek istediğimi anladınız. Alınganlık meselesine gelince alınganlık yoktur, ister bu grubda olsun ister başka grubda olsun sadece birisinin yaptığı terbiyesizliğe verilen bir cevap vardır. Şimdi maili yollayan arkadaş sen bana nasıl terbiyesiz dersin demez umarım zira ben bu sözleri yazana diyorum... Peki Sayın Azmi laflarla oynamadan net cevap verin, bahsi geçen cümlelere sizde evet doğrudur diyormusunuz?
15 Şubat 2009 Pazar 03:49 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı: Sn. KESER,
Yine yaniliyorsunuz, yine subjektif degerlendirmeniz üzerinden, insanlara görüs paylasimi zorunlulugu getiriyorsunuz...Ben yorum yapmam gerekirse yaparim, siz hic zahmet etmeyin. Bakiniz; Burasi haber ve bilgi paylasilan bir grup, demokratik kurallar icerisinde ve birbirlerinin Sinirlarini ihlal etmedikce, herkes ilginc buldugu yorum, haber vb yi grup üyeleriyle paylasiyor. Sadece paylasiyor, baskalarina iletiyor. Ne zaman üzerine kendi yorumunu koyar, iste o zaman o yazilanlara iliskin, acik bir tavir almis sayilir. Siz aksini söylesenizde yaptiginiz sey, niyet okumadir. O yazilari bende okudum ve kendimi, ne gerici-ne örümcek kafali hissetmedim, siz neden böyle bir alinganlik gösterdiniz, o'da ayri bir merak konusu.
Israilli general TC ye ve basbakanina esmis gürlemis, birileri haberi bize yorumsuz geciyor. Sizin yaklasiminizla degerlendirirsek, haberi yollayan kisi, Israilli generali destekliyor sayilmali.! Gercek öylemidir peki,? kesinlikle degil tabii.!!.Yani bu noktadaki arayisiniz pek gercekci degil, bence kendinizi bosuna yormayin.. Sonuc olarak, yazilanlarin özüne iliskin söyleyecekleriniz varsa söyleyin, yoksa sizin yaptiginiz algilamanin yanlis oldugunu belirttik, mesele benim acimdan bitmistir.
Kalin saglicakla,
--- seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> schrieb am So, 15.2.2009:
Von: seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> Betreff: (anadoluhaber) Re: AW: (anadoluhaber): Atatürk'ün büyüklügünü anlayan ,cocuk- Amerikali Cocugun Ataturk'e Mektubu An: anadoluhaber@googlegroups.com Datum: Sonntag, 15. Februar 2009, 1:51
Azmi bey kelimelerin arkasına gizlenmektense açık konuşalım yolladığınız yazının altına imzanızı attınız ki yazıyı yorumsuz bir şekilde gönderdiniz. Aksi bir durum olsaydı sizde bir şeyler ilave ederdiniz. Yok yazı bana ait değil falan, onu bizde görüyoruz, her ne kadar kafamız örümcek ağları ile dolu olsada çalışıyor gine. Bakın İdiz beyede söyledim, yazıya laf etmiyorum zira meslem değil, yani bu tür şeyler dünya tarihinde olağanlaşmış şeyler. Koca koca puntolu lafları çıkarmadan empati yaparak mı yolladınız? Empatiden bu kadar bahsettiğinize göre empati yaparak yolladınız. E bende kendi empatimi yaparak yazdım ne var bunda, sizin ki empatide bizimki değil mi? Niyet okyuculuk yaparak diyorum ki bu tepkilerin geleceğini bilerek örümcekli kısmı çıkarmadınız. Yani sen bana taş atarsan ben sana niye gül atayım ki? Madem taş atmayacaktınız niye o kelimleri çıkarmadınız. Beni ilgilendirmez ki o iletiyi kim yazdı, mesele sanki maili kimin yazdığı. Siz bu mailde yazılanların hepsini kabul ettiğiniz için yolladınız bu kadar basit... Yani sizi yansıtmıyorsa o maildekiler ne diye yolladınız? Sizi yansıtıyor ki yolluyorsunuz şimdi mail kimden gelmiş kim yollamış, nerelere yollamış, yollayan acaba maile bir şeyler ilave etmiş mi? Bunların peşinde mi koşayım azmi bey. Oldu ki sehven yolladınız örümcek kafalıları, ilk tepki yi aldığınızda niye belirtmediniz. Gerek yok zira o kelimelere sizde katılıyorsunuz ki hiç bir mim düşmeden yolluyorsunuz, haksızmıyım?
15 Şubat 2009 Pazar 00:37 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı: sn. KESER,
Size yeniden bakin ve okuyun tavsiyesinde bulundum, ancak yine ayni seyi yapiyorsunuz.. Eger aktarilan yaziya bakarsaniz, benim sahsen yazdigim bir sözcük olmadigini görürsünüz.Siz ne yazilani dogru dürüst okumussunuz, nede kimin ne ilave yaptigini, Sizden rica etmistim, tekrar ve dikkatlice okuyun lütfen. Bu hatayi hepimiz yapiyoruz, Fikir sahibi olmak icin önce, Bilgi sahibi olmak gerekir.. Gelen bir iletinin, kimden geldigi, yazarinin kim oldugu, iletenin bir katksi olup olmadigi gibi hususlar cok önemli ayrintilardir. Yanlis noktadan ciktiginiz icin, yazdiklarinizinda ayni yanlislarin devami olmasi kacinilmaz olmus, sizi ve yazdiklarinizi, okuyup anlamadan onaylamak gayretinde bulunan sn Simsek'te maalesef ayni duruma düsmüs. Sahsindan beklentimle, realizasyonu cok farkli oldu, ben kendisini okuyan birisi olarak degerlendirmistim, fazla iyimser degerlendirmisim, benim hatam diyelim. Betreff: (anadoluhaber) Re: AW: (anadoluhaber): Atatürk'ün büyüklügünü anlayan ,cocuk- Amerikali Cocugun Ataturk'e Mektubu An: anadoluhaber@googlegroups.com Datum: Samstag, 14. Februar 2009, 17:27
Azmi bey ana fikri boşverinde, kocaman puntolarla yazdığınız ve aşağıya tekrar alıntıladığım sözlerinizdeki empatiyi lütfen bizlerle paylaşırmısınız, zira şahsım olarak empati göremedim bu sözlerde. Ve yazdıklamı dikkatli okuyun yolladığınız yazının ana fikrine ne demişiz. Bana yönelttiğiniz iki maddeyi kendinize benden gelmiş gibi almaya çalışın yani empati yapın... Yolladığınız yazı ile aşağıdaki cümlenin ne alakası var???
TÜRKİYEDEKİ ÖRÜMCEK KAFALILARA İTHAF OLUNUR DOGAN ULUC'UN ARASTIRMASINDAN ALINTIDIR
14 Şubat 2009 Cumartesi 14:55 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı: Sayin KESER,
Benim sizden kücük bir ricam var, lütfen gruba aktarilan yaziyi dikkatlice okuyup, anafikrini kavramanizdir. Yazdiklarinizdan cikan sonuc sunlar; 1-) Gönderilen iletiyi iyi okumayip, anlamadan yanitladiniz.! 2-) Atatürk düsmanligi sizi öylesine esir aldi ki..!! Atatürk'le ilgili bir yazi gördügünüzde, ayni tepkiyi veriyorsunuz.
Not: Empati yapmadan yazmayin lütfen, birini suclamak icin parmaginizla isaret ettiginizde, üc parmaginizin'da " sizi " isaret ettigini unutmayin.. --- seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> schrieb am Sa, 14.2.2009:
Von: seyfedin keser <seyfeddinkeser@gmail.com> Betreff: (anadoluhaber) Re: WG: {Arena-siyaset} Fwd: atatürk ün büyüklügünü anlayan ,cocuk- Amerikali Cocugun Ataturk'e Mektubu An: anadoluhaber@googlegroups.com Datum: Samstag, 14. Februar 2009, 3:27
Yani bu kadarınada pes doğrusu, Kemalistim diyen zümre tam paranoyak olmuş. Yok yok belkide olmamışlardır. Tehlikenin farkındadırlar belkide : ) Farkına varsa ne olacak ki, bu kafa bunlarda olduktan sonraa... Biraz değişik bir şeyler bulun, ama önce relax olun relax. Hadi göreyim sizi... Doktor ve hastası;
"Gözlerinizle saati takib edin bir yandan da saatin tiktaklarını dinleyin. Hayır gözlerinizle dinlemeyeceksiniz, takip edeceksiniz... Ama olmuyor ki kulaklarınızla saatin tiktaklarını dinleyeceksiniz. Hadi baştan alıyoruz...
Efendim saat bu tarafda siz niye tavana bakıyorsunuz. Bakın bunlar gözleriniz bunlarla takip edeceksiniz, ay buda bacağınız kulağınız değil...
Kardeşim bırak şimdi tavanda örümcek falan yok. Efendim sizde "Araknafobi" fobi var gidin pisikoloğunuza aaa...
Hadi bir daha gözlerinizle saatin tiktaklarını dinlerken kulaklarınızla saati takip edeceksiniz...
...
...
En son doktorda başlar ben bir kemalistim demeye, saat şu an tam olarak "daha dün annemizin kollarında yaşarkeni çeyrek geçiyor" der..."
Kötü bulaşıcı galiba, en iyisi hiç bulaşmamak bunlara...
14 Şubat 2009 Cumartesi 01:36 tarihinde azmi berberoglu <azmiberberoglu@yahoo.de> yazdı:
--- Kemalist Devrim <atakizi23@gmail.com> schrieb am Sa, 14.2.2009:
Von: Kemalist Devrim <atakizi23@gmail.com> Betreff: {Arena-siyaset} Fwd: atatürk ün büyüklügünü anlayan ,cocuk- Amerikali Cocugun Ataturk'e Mektubu An: Datum: Samstag, 14. Februar 2009, 0:01
:
TÜRKİYEDEKİ ÖRÜMCEK KAFALILARA İTHAF OLUNUR DOGAN ULUC'UN ARASTIRMASINDAN ALINTIDIR
10 Yaşındaki Amerikalı Çocugun Atatürk'e Mektubu ve Ata'nın Cevabı
1923'te 10 yaşındaki Amerikalı bir çocuk Mustafa Kemal Paşa'ya bir mektup yazdı ve resim istedi. Türk tarihinin en karışık günlerinde çocuğa cevap yazan Gazi, bir de tavsiyede bulundu:Türkler hakkında her söylenene araştırmadan inanma! Gazi Mustafa Kemal'in Cumhurbaşkanı seçildikten sonra yazdığı ilk özel mektubu Amerika'da bulduk. Mektup, Cumhuriyet'i kurduğu, gericiler ve vatan hainleriyle insanüstü bir mücadele verdiği günlerde, Atatürk'ün, 10 yaşındaki bir Amerikalı çocuğun mektubuna cevap verecek zamanı bulup, dış ilişkiler ve propagandaya gösterdiği önemi bir kere daha gösteriyor. Bugün 85 yaşında olan ve ABD'nin küçük bir şehrinde yaşayan Curtis LaFrance, o zamanlar 10 yaşında bir çocuktu. Amerikan bağımsızlık mücadelesinin kahramanı, yeni kıtaya 'özgürlük' fikrini aşılayan Fransız Lafayette'in soyundan geliyordu. Özgürlük hikayeleriyle büyümüştü. Çok uzak bir ülkede, tam 9000 kilometre ötede, Anadolu'da verilen Kurtuluş Savaşı kanını kaynattı. 'Angora'(Ankara) adlı küçük şehirde kurulan yeni devletin Reis'iyle yapılmış bir röportaj gördü bir gazetede. Heyecanlandı, etkilendi. Yaşına başına bakmadan oturup - tesadüfe bakın ki, Cumhuriyet'in ilanından tam bir gün önce, 28 Ekim 1923 günü - Gazi Paşa'ya bir mektup yazdı. Bir imzalı fotoğraf istedi uzaktaki kahramanından. Pek umudu yoktu ama, çocukluk heyecanıyla bekledi yine de.Derken bir gün bir mektup getirdi postacı. İlk kez kendi adına yazılmış bir mektup. 10 yaşındaki 'Mister' Curtis LaFrance'a. Hem de kimden! Çocuk içgüdüsüyle uzaktan önemini anlayıp hayran olduğu Gazi Mustafa Kemal'den. 'O zaman çok sevindim tabii ama hadisenin önemini yıllar sonra idrak ettim. Yaşım ilerledikçe heyecanım arttı, okuyup Atatürk'ün kim olduğunu anlayınca hayranlığım arttı. Ne kadar şanslı olduğumu çok sonraları anladım.' Curtis'in, ilkokul son sınıf öğrencisiyken, babasının daktilosunda oturup yazdığı mektup şöyle : 'Gazi Mustafa Kemal Paşa Angora-Türkiye Sayın Efendim, Ben 10 yaşında, Amerikalı bir çocuğum. Türkiye ve yeni hükümetine büyük ilgi duyuyorum. Siz ve Bayan Kemal hakkında bir röportaj okudum. Türkiye hakkında bir defterim var ve şimdiden siz ve Bayan Kemal hakkında birçok yazı ve resim topladım. Lütfen bir Amerikalı çocuğa bir küçük not ve bir imzalı fotoğrafınızı gönderin. Birgün, Türkiye'yi görebileceğimi umut ediyorum. Saygılarımla,
Curtis LaFrance'
Türk tarihinin belki de en zorlu dönemlerinde,Amerikalı küçük bir çocuğu ciddiye alan, vakit ayıran, oturup eliyle bir mektup yazan Gazi Mustafa Kemal, bir de bu mektubu İngilizce'ye çevirtip daktilo ettirmiş. Adeta Türkiye Cumhuriyeti' nin hâlâ bugün bile uğrayacağı haksızlıkları önceden bilmiş ve 27 Kasım 1923tarihli mektubundaCurtis'e şu nasihatte bulunmuş:
Türkiye Cumhuriyeti Riyaseti - Hususi Ankara, 27.11.1339 (1923) Mister Kurtis LaFrans'a Mektubunuzu aldım. Türk vatanı hakkındaki alâka ve temenniyatınıza (iyi düşüncelerinize) teşekkür ederim. Arzunuz vechiyle (arzu ettiğiniz şekilde) bir aded fotoğrafımı leffen (ilişikte) gönderiyorum. Amerika'nın zeki ve çalışkan çocuklarına yegâne tavsiyem, Türkler hakkında her işittiklerine hakikat nazarıyla (gerçekmiş gibi) bakmayıp kanaatlerini mutlaka ilm;ve esaslı tedkikata (araştırmalara) isnad ettirmeye (dayandırmaya) bilhassa atf-ı ehemmiyet eylemeleridir (önem vermeleridir) .Hayatta nail-i muvaffakiyet ve saadet olmanızı (başarılı ve mutlu olmanızı) temenni eylerim. Türkiye Reisicümhuru Gazi Mustafa Kemal
LaFrance iş hayatına atıldıktan sonra Ankara'da Polatlı Belediyesi'ne itfaiye aracı sattığını, yıllar önce ise gemiyle çıktığı bir Akdeniz gezisinde İstanbul'u ziyaret ederek çocukluk hayalini gerçekleştirdiğini söylüyor. 85 yaşındaki LaFrance: '1938'de Atatürk'ün ölüm haberi geldiğinde 25 yaşında bir delikanlıydım. Niye ağladığımı kimse anlamadı.' -- ♪♫mßutku♫♪
-- saliha sahin ya oldugun gibi görün,yada göründügün gibi ol. hz.mevlana
-- Saygılarımla, Nagihan Battal
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar. Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır. Safları sıklaştırın çocuklar, Bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
Nazım Hikmet Ran www.sonandic.com
www.kuvayimilliye.gen.tr
GELECEĞİNİZE SAHİP ÇIKIN!!! |
|
|
|
|
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.