60.yılında NATO Afganistan'da Çöktü!


İşgale uğrayan ülkede, ekonominin yüzde 70'i uyuşturucudan sağlanırken, Kabil dışında kontrol tamamen Taliban'ın elinde.

Rezil durumdalar

11 Eylül saldırılarını gerekçe göstererek, "demokrasi götürmek" iddiasıyla Afganistan ve Irak'ı işgal eden ABD öncülüğündeki emperyalistler, işgalin 6. yılında yerlerde sürünen itibarlarını kurtarma telaşına düştü. Kontrolü, başkent Kabil dışında tamamen Taliban'a kaptıran işgal güçlerinin Afganistan'ın da ekonominin yüzde 70'i uyuşturucu ticaretinden sağlanıyor. NATO Zirvesi'nde, tamamen hezimete dönüşen Afganistan işgalinin NATO'ya daha fazla itibar kaybettirmemesi için üye ülkelerden destek istenmesi hedefleniyor.

Şeytan'ın askerleri!

Afganistan'daki başarısızlıkların faturasının NATO'ya çıkarılmasının haksızlık olduğunu öne süren NATO diplomatları, rezil oldukları Afganistan konusunda, NATO'ya üye ülkelerin elini taşın altına koymasını ve her türlü desteği vermesini istedi. NATO güçlerinin, yüzlerce sivil hedefi 'yanlışlıkla' vurduğu Afganistan'da halk, NATO güçlerini on binlerce insanı katleden "şeytan" olarak tanımlıyor. Ülkede, kaos, karmaşa, yoksulluk ve zor hayat şartları ABD'yi köşeye sıkıştırırken, Obama, Nato üyelerinin asker göndermesini istiyor.

ABD öncülüğündeki işgalci güçlerin 2003 yılında saldırdığı Afganistan ve Irak'ta işlerin iyiye gitmemesi üzerine NATO yeni önlemler almak için Afganistan Zirvesi düzenliyor. NATO üyesi 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getirecek olan NATO Zirvesi'nde, Afganistan dosyası ayrıntılı olarak ele alınacak. ABD'deki yeni Başkan Barack Obama yönetiminin Afganistan politikasının ön plana çıkacağı zirvede, Afganistan'daki gelişmelerin "ittifaka daha fazla itibar kaybettirmemesi" için alınması gereken önlemler üzerinde bir kere daha durulacak.

NATO müttefiklerinden askeri yardım ve lojistik desteği artırmalarını isteyen Afganistan konusunda, "kapsamlı stratejik plan" belirlemekten sürekli söz eden ittifak, zirve sonunda, "Afganistan Deklarasyonu" yayımlayacak. ISAF 40 kadar ülkenin 62 bin kadar askeriyle çalışmalarını sürdürürken, "her şeyin yolunda gittiğini savunmak zor" itirafında bulunan NATO yetkilileri, basın ve kamuoyunun "yanlış değerlendirmelerinden" yakınıyor

NATO üyesi 28 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarını bir araya getirecek olan Strasbourg-Kehl zirvesi, ittifakın 60. kuruluş yıl dönümü çerçevesinde, "kapalı bir aile toplantısı" havasında yapılacak. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından temsil edileceği zirvede liderler, "Karargah Reformu" olarak adlandırılan çalışmayı en üst düzeyde ele alarak inceleyecek. İttifakın gelecek 10 yıllarda yeni güvenlik unsur ve tehditlerini nasıl göğüsleyeceğine ilişkin değerlendirmelerde bulunacak olan NATO Konseyinde devlet ve hükümet başkanları, "Atlantik İttifakı Deklarasyonu" belgesinin yanı sıra bir ortak bildiri ve bir "Afganistan Deklarasyonu" yayımlayacak. ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk defa katılacağı zirve sırasında ittifakın Arnavutluk ve Hırvatistan'ın katılımıyla genişlemesi, Fransa'nın askeri kanada dönüşü, yeni NATO genel sekreterinin belirlenmesine ilişkin temaslar, terörizmle mücadele, Rusya ile ilişkiler, NATO-AB ilişkileri gibi konular resmi veya gayrı resmi gündemde yer bulacak. Fransa'nın Strasbourg, Almanya'nın Kehl ve Baden-Baden kentlerinde yapılacak NATO zirvesi, bu akşam devlet ve hükümet başkanlarının, dışişleri bakanlarının ve savunma bakanlarının ayrı ayrı buluşacakları çalışma yemekleriyle başlayacak. Zirve, cumartesi günü yayımlanacak ortak bildiriyle sona erecek.

İsaf batırdı

Afganistan'daki Uluslararası Destek Gücü (ISAF), 11 Ağustos 2003 tarihinden itibaren NATO tarafından yönetiliyor. ISAF 40 kadar ülkenin 62 bin kadar askeriyle çalışmalarını sürdürürken, "her şeyin yolunda gittiğini savunmak zor" itirafında bulunan NATO yetkilileri, basın ve kamuoyunun "yanlış değerlendirmelerinden" yakınıyor. 2003 yılında işgalin başlamasından bu yana NATO güçlerinin, yüzlerce sivil hedefi 'yanlışlıkla' vurduğu Afganistan'da halk, NATO on binlerce insanı katleden NATO güçlerini "şeytan" olarak tanımlıyor. ISAF'ın ve Karzai Yönetimi'nin başkent Kabil'in içine sıkıştığı ve ülkenin yüzde 80'ini Taliban'ın kontrol ettiği ülkede, kaos, karmaşa, istikrarsızlık, yoksulluk ve zor hayat şartları ABD'yi köşeye sıkıştırırken, yeni başkan Obama NATO üyelerinin desteğini alarak Afganistan'da kontrolü tekrar ele geçirmek istiyor. Afganistan'da komutayı 2 defa üstlenen, "NATO'nun en güçlü askeri birimlerine sahip olan üyelerinden biri" olarak nitelenen Türkiye'nin, halen bu ülkede ISAF'a bağlı 900 askeri bulunuyor.

Ekonominin yüzde 70'i uyuşturucudan

NATO'nun Afganistan'da uzun süredir yaşadığı "panik ve iktidarsızlık havasını" değerlendiren diplomatik kaynaklar, sadece askeri girişim ve müdahalelerle Afganistan sorununa çözüm getirilemeyeceğini sık sık tekrarlıyor. Ülkenin yeniden imarına büyük özen gösterilmesi gerektiği, "güvenliksiz ekonomik gelişme, ekonomik gelişmesiz güvenlik sağlanamayacağı, siyasi kanatta da herkesin elini taşın altına sokması gerektiği" söyleniyor. NATO uzmanları, Afganistan'da polisin okuma-yazma bilmediğine, yeterli hapishane ve hakim bulunmadığına, adli sistemde reformlar gerektiğine değinirken, Afgan ordusunun eğitiminde olumlu gelişmeler bulunduğunu, ancak Taliban'ın elinde daha modern silahlar görüldüğünü anlatıyor. Afganistan'da ekonominin yaklaşık yüzde 70'i uyuşturucu ticaretinden sağlanıyor. Öyle ki bu oranın Taliban yönetimi döneminde bile çok daha düşük olduğu biliniyor. ABD Başkanı Barack Obama'nın Afganistan'a 21 bin asker takviyesinde bulunacaklarını açıklamasının ardından, şiddet eylemlerinin de artmasından endişe ediliyor. ISAF sözcüsü Kanadalı general Richard Blanchette, Afganistan'da terör odaklarıyla mücadele etmek için asker sayısının yetersiz kaldığını, Obama'nın kararının memnuniyet verici olduğunu ve rahatlama getireceğini savunuyor. NATO, Afganistan'da sadece geçen yıl 230, bu yıl da 80 askerini kaybetti. NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer, konuya ilişkin son açıklamalarında, "NATO, Afganistan sorununu tek başına çözemez" derken, Afgan ulusal ordusunun ıslahı için yılda 2 milyar dolara ihtiyaç bulunduğunu söyledi ve askeri katkıda bulunmayan Japonya, Suudi Arabistan gibi zengin ülkelerden de maddi katkı istedi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton da, Afgan ordusunda asker sayısının 2011 yılına kadar 80 binden 134 bine artırılacağını belirtmişti.

Küresel jandarma'nın iflası

Afganistan'a 20 binden fazla askeri takviye olarak göndermeyi kararlaştıran Obama yönetiminin, Avrupalı müttefiklerden Afganistan'da sivil gelişmelere maddi ve insani katkılarda bulunulmasını isteyeceği ifade ediliyor. NATO içinde bazı müttefikler, "küresel jandarma" olarak nitelendirdikleri ABD'nin, ittifakın askeri ve savunma rolüne de küresel boyut kazandırma girişimlerine şüpheyle bakıyor, Obama'yı da bu konuda "gerçek niyetleri müttefiklerle paylaşmaya" davet ediyor. Fransa'nın öncülüğündeki bu müttefikler, savunma ve güvenlik unsurlarının küresel karar mekanizmasının NATO'da değil, BM'de kalması gerektiğini savunuyor.

ABD'deki yeni Başkan Barack Obama yönetiminin Afganistan politikasının ön plana çıkacağı zirvede, Afganistan'daki gelişmelerin "ittifaka daha fazla itibar kaybettirmemesi" için alınması gereken önlemler üzerinde bir kere daha durulacak. NATO müttefiklerinden askeri yardım ve lojistik desteği artırmalarını isteyen Afganistan konusunda, "kapsamlı stratejik plan" belirlemekten sürekli söz eden ittifak, zirve sonunda, "Afganistan Deklarasyonu" yayımlayacak. Afganistan'daki bazı başarısızlıkların faturasının NATO'ya çıkarılmasının haksızlık olduğunu" savunan diplomatlar, NATO'nun bu ülkede görev üstlenen pek çok uluslararası kurumdan sadece biri olduğuna işaret etmeyi sürdürüyor.

NATO nedir?

Kuzey Atlantik İşbirliği Teşkilatı (NATO), Washington'da 4 Nisan 1949'da imzalanan antlaşma çerçevesinde oluşturulan, dünyanın en büyük ortak askeri savunma örgütü. İlk aşamada 12 ülke (ABD, Belçika, Kanada, Danimarka, Fransa, İngiltere, İzlanda, İtalya, Lüksemburg, Norveç, Hollanda ve Portekiz) tarafından kurulan NATO'ya daha sonra Türkiye ve Yunanistan, onların ardından da Almanya, İspanya, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Litvanya, Estonya, Letonya, Slovakya, Slovenya, Bulgaristan ve Romanya katıldı. NATO'nun üye sayısı, bu zirvede Arnavutluk ve Hırvatistan'ın da katılımıyla 28'e ulaşacak. Başlangıçta "Sovyet

tehdidine karşı" kurulan ve bir "savunma alanı" belirleyerek müttefikler arasında dayanışma ilkesini ön plana çıkaran NATO, Doğu Blokunun ve Varşova Paktının çökmesinin ardından "kapsama alanını" genişletti, Kosova'dan Afganistan'a, Irak'tan Somali'ye çeşitli rol ve görevler üstlendi. NATO antlaşmasının, "Bir müttefike yönelik saldırı tüm müttefiklere yapılmış sayılır" ilkesine dayalı 5. maddesi, ilk defa 2001 yılında ABD'de 11 Eylül saldırıları çerçevesinde işlerlik gördü. Genel merkezi 1966'den beri Brüksel'de bulunan NATO'nun Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı (SHAPE) da Belçika'nın Mons kenti yakınlarında konuşlandırıldı.

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumlarınızda Kişilik haklarına saldırı,küfür ve benzeri ifadeleriniz yayınlanmamaktadır.Yorumları yazarken İsminizi belirtmeniz önemle duyurulur.